2. Sinir Dokusunun Görevleri
• Isı ve ışık gibi sensörik uyarıcıların, ya da
organizmanın iç ve dış ortamında
meydana gelen mekanik ve kimyasal
değişimlerin doğurduğu bilgileri almak,
analiz etmek, değerlendirmek ve iletmek.
• Organizmanın, özellikle motorik, viseral,
endokrin ve zihinsel aktiviteler gibi birçok
işlevlerini direk ya da dolaylı olarak
organize ve koordine etmek.
4. Sinir Sistemi anatomik yönden iki
bölüme ayrılır:
Merkezi sinir sistemi (MSS):
Beyin, beyincik ve omurilik
Hücreler arasını nörogliya dokusu doldurur
Periferik sinir sistemi (PSS):
Gangliyonlar, sinirler, sinapslar
Hücreler arasını bağ doku doldurur.
5.
6.
7. Nöronlar
Sinir dokusunun ana
hücresidir.
Dendrit ve akson denilen
hücre uzantıları vardır.
Değişik şekillerde olabilir.
Çekirdeğin etrafını
çevreleyen sitoplazmaya,
“perikaryon” adı verilir.
8.
9. • Dendirit bölgesi (Giriş Bölgesi)
– Uyarımın alındığı bölge
• Telodendiritik bölge (Çıkış bölgesi)
– Uyarımın diğer hücrelere iletildiği
bölge
– Aksonun distal son kısmında çok fazla
dallara ayrılan kısımdır
• Akson
– Dendiritik ve telodendritik bölgeler
arasında uyarımı aktaran bölge
• Hücre gövdesi (Soma)
10. Perikaryon
• Organeller bulunur.
• Olgun sinir hücrelerinde sentriyol
bulunmaz.
• Nörolifler, gümüşleme veya altınlama
yöntemiyle gözükür.
• Lipofuskin ve melanin diye iki pigment
vardır.
12. Nissl Cisimcikleri
• Tigroid Body” (Benekli Cisim) de denir.
• Akson tepeciğinde bulunmaz. Onun
haricinde kalan sinir gövdesinde bulunur.
• Nöron hasarı Sayısı azalır.
13.
14. Nöronların Sınıflandırılması
Uzantılarına Göre Nöronlar
-Psödounipolar (Yalancı tek kutuplu) Spinal
gangliyonda bulunur (Kraniyal sinirlerin üzerinde
çok az sayıda bulunan duyu gangliyonları)
-Bipolar (İki kutuplu) Retinadaki iç nükleer
tabakada, koku alma mukozasındaki olfaktör
nöronlarda ve iç kulaktaki kohleanın spiral
gangliyonlarında bulunur.
-Çok Kutuplu Nöronlar Omuriliğin ön boynuz
motor nöronları, piramidal nöronlar ve
beyincikteki purkinje hücreleri.
15.
16.
17. Çok Kutuplu Nöronlar
Aksonların uzunluğuna ve dağılımına bağlı olarak,
ikiye ayrılırlar:
-Golgi Tip –I Nöronlar Aksonları uzundur.
Periferik sinirlere katılırlar.
-Golgi Tip –II Nöronlar Aksonları kısadır.
Tekrarlayan dallarla, genellikle hücre gövdesinin
yakınlarında sonlanırlar. Bunlar ara nöronlar
olup, diğer nöronlar arasındaki bağlantıları
sağlar. MSS nöronlarının % 99’unu teşkil
ederler.
18. Nöronların İşleve Göre Sınıflandırılması
• Duyu Nöronları
• Motor Nöronlar
• İnter (Ara) Nöronlar
19. Duyu Nöronu: Çevreden ve vücuttan gelen duyusal
uyarıları alır.
Motor Nöron: Kas hücreleri, endokrin ve ekzokrin bezler
gibi effektör organları kontrol eder.
İnternöron: Diğer nöronlarla bağlantı kurar.
20. Dendritler
Nöronların denritik özelliklerine göre sınıflandırılması:
-Radyal dendritli nöronlar: Omuriliğin ön boynuz motor
nöronları ve talamustaki nükleuslarda bulunan nöronlar
-Sitoplazmik esas uzantılı nöronlar: Beyin korteksindeki
belli yerlerde bulunan motor nöronlardır.
-Monopolar dendritli nöronlar: Beyincik korteksindeki
purkinje hücreleridir.
-Oppositopolar dendritli nöronlar: Hippokampustaki
piramidal nöronlardır.
21.
22. Akson
• Retinanın amakrin hücrelerinde akson bulunmaz.
• Hücre gövdesinden Akson tepeciğiyle ayrılır ve Nissl cisimciği
içermez.
• Aksonlar, nöronlarından hücre gövdelerinden aksolemma denilen bir
zarla ayrılır.
• Aksonun etrafı, kısa bir seyir sonrasında miyelin kılıfı dediğimiz ek
bir kılıfla sarılır.
• MSS’de, bu şekilde yol alırlar.
• PSS’ye geçtikleri zaman, miyelin kılıfının dışında yer alan ve
nörolemma denilen üçüncü bir kılıfla daha sarılırlar.
• Bu kılıf, miyelin dışında yer alan ve buraya bitişik ince Schwann
hücre sitoplazmasıdır. Burada, Schwann hücresine ait çekirdek ve
organellerin çoğu vardır.
23. Ranvier Boğumu
• Aksonun miyelin kılıfı, periferik sinir sisteminde düzenli aralığa
sahip, dar ve halka şeklinde boğumlanmalar gösterir.
• Bu boğumlara,“Ranvier Düğümü”denir.
• İki düğüm arasında kalan bölge, “internodal bölge” olarak
adlandırılır. Bu bölgede, sadece bir tek Schwann hücresi bulunur.
• Düğümler arası bölgelerin uzunluğu, fetüste ve bebekte azdır. Yaşla
birlikte artar.
• Ranvier düğümlerinin bulunduğu bölgede, miyelin kılıfı kesintiye
uğrar. Dolayısıyla, buralardan madde alış-verişi gerçekleşir (Miyelin,
madde alış-verişini engelleyici bir kılıftır).
24. Saltatorik Akım
• Elektrofizyolojik çalışmalarda, uyarının
kalın miyelinli aksonlarda bir Ranvier
düğümünden diğerine atlayarak iletildiği
belirtilmiştir.
• Bu tür uyartıya,“Saltatorik Akım”denir.
• Mitokondriyonların Ranvier düğümlerinde
bol olarak bulunmasının sebebi, taşınma
olayları için ihtiyaç duyulan enerjinin bu
organellerce karşılanmasındandır.
25. Schmidt –Lantermann Yarıkları
• Periferik sinirler ozmik asitle tespit edildikleri zaman, Ranvier
düğümleri arasında yer alan devamlı miyelin tabakalarında yer yer
ufak yarıklar şeklinde açık sahalar ortaya çıkar.
• Bunlar, yüzeyden derine doğru inen oblik yarıklardır ve “Schmidt–
Lantermann Yarıkları” olarak adlandırılır.
• EM’de, bu bölgelerin miyelin kılıfının dışında aksolemmaya doğru
uzanan heliks şeklindeki sitoplazmik tüneller olduğu belirlenmiştir.
• Miyelin tabakaları,bu yerlerde genişlemekte ve aralanmaktadır.
• Bu yarıkların Ranvier düğümleri gibi aksonun beslenmesi için gaz ve
besin alış-verişini sağlayan kanallar olduğu düşünülmektedir.
26.
27. Miyelin Kılıfı
•Lipoprotein yapısındadır.
•% 75 lipid -% 25 protein
•Lipitler: Fosfolipit, serebrozit, sülfatil ve kolesterol
•Normal rutin boyama yöntemlerinde eter, alkol ve
ksilol gibi maddeler kullanıldığı için, aksonun lipit
kısmı erir. Geriye, protein lifçiklerinden oluşan
nörokeratin ağ kalır.
•Bu ağ Weigert ve Rezorsin Fuksinle boyanır.
28. Schwann Hücreleri
•Miyelin kılıfının dışında, Schwann hücresinin
sitoplazması bulunur.
•Scwann hücresinin
zarı+sitoplazmasıNörolemma
•Ektoderm kökenlidirler ve Nöral Krista
hücrelerinden farklılaşırlar.
•Aksonların yaşaması ve işlev görebilmesi için
gereklidirler.
•Travmayla kopan liflerde, akson yenilenmesinde
rol oynarlar ve fagositoz da yaparlar.
29.
30. Ara Çizgi
•Miyelin kılıfının oluşumunda önemlidir.
•Aksonun miyelin kılıfı, birbirinden bağımsız ve iç içe ayrı tabakalar şeklinde
değildir.
•Bunun aksine, miyelin kılıfı kesintisiz ve spiral biçiminde kıvrılmış bir tabakanın
içiçe sarılmasıyla meydana gelir.
•Miyelinizasyonda, ilk önce etrafında aksolemmadan başka bir kılıf olmayan
akson Schwann hücre sitoplazmasına gömülmeye başlar.
•Schwann hücresi, ortada yer alan uzunlamasına bir eksenin etrafında ve
saatin aksi yönünde döner.
•Her bir dönüşte, aksonun etrafına bir çift koyu ve açık tabaka eklenir.
•Koyu tabaka, Schwann hücre zarının iki sitoplazmik yüzeyinin birleşmesiyle
meydana gelir.
•Açık tabaka ise, hücre zarındaki çift kutuplu lipit tabakalarından farklılaşır.
•Ara çizgi İki Schwann hücresinin zarlarının sitoplazmik yüzeylerinin
birleşmesiyle oluşur. Sayısı50 kadar.
31. Miyelin Niçin Önemlidir ?
1. Uyarının akson boyunca taşınmasında, izole edici role
sahiptir. Bu özelliğiyle, miyelini elektrik kablolarında ki
çıplak teli saran yalıtkan plastik tabakasına
benzetebiliriz. Böylece, uyarının komşu aksonlara
yayılmadan iletilmesi sağlanmış olur.
2. Miyelinli aksonların kalınlığı, 2–20 μm arasında değişir.
Miyelinli aksonlardaki uyarı iletimi, çok daha hızlıdır.
Akson ve miyelin kılıfı kalınlaştıkça, iletim hızı artar ve
uyarıyı iletebilme süresi azalır.
3. Miyelin kılıfı, uyarının aksondan iletimi esnasında
meydana gelebilecek enerji kaybını en aza indirir.
32. 4. Miyelinli sinir tellerinde uyarının hızlı
iletilmesinin iki sebebi vardır:
a) Miyelin kılıfın izole edici özelliği vardır.
b) Uyarının, Ranvier düğümleri boyunca
atlayarak aksonda saltatorik şekilde
iletilmesidir.
33. 5. Miyelin kılıfının, sinir tellerinin yenilenmesinde
de önemli rolü vardır. Bir sinir teli kesilince,
kesilme yerinden çevreye doğru önce miyelin
kılıfı meydana gelir. Yenilenen akson, bu kılıfı
takip eder. Miyelin kılıfı, akson için klavuzluk
yapar. Yenilenmenin gerçekleşebilmesi için,
nöronun hücre gövdesinin sağlam olması şarttır.
Hücre gövdesi zedelenmiş ve ölmüş olan bir
nöronun aksonunda, yenilenme olayı da
gerçekleşmez.
34. 6. Miyelin kılıfının uyarı iletiminde önemli rolüne karşılık,
besin fizyolojisi bakımından bunun tersi sayılabilecek bir
etkisi vardır. Miyelin kılıfın da lipit bulunduğu için, besin
maddelerinin aksona geçişi zor olur. Bu durum özellikle
kalın miyelin kılıflar için daha da önemlidir. Gerek
Ranvier düğümleri ve gerekse Schmidt–Lantermann
yarıkları, miyelin kılıfının kesintiye uğradığı ve ya az
aldığı bölgelerdeki madde alış-verişinin sağlandığı
kısımlardır. Bu açıklıklar, aksonla çevresi arasındaki
bağlantı bölgeleridir. Gaz, metabolitler ve besin
maddeleri, aksoplazmaya bu yerler aracılığıyla girip
çıkar.
35. Periferik Sinir Kılıfları
• Epinöryum: Düzensiz sıkı bağ dokusu
• Perinöryum: Düzensiz sıkı bağ dokusu
• Endonöryum:Gevşek bağ dokusu (kapiller
damarlar, retiküler lifler ve az sayıda
fibroblast)
• Mallory–AzanMavi
• AzokarminKırmızı
36.
37.
38. Nörogliya
•PSS nöronları ve uzantılarının arası, bağ dokusu ile
doldurulmuştur.
•MSS’de, bazı büyük damarların haricinde bağ dokusu
bulunmaz.
•Nörogliya dokusu, MSS’de bağ dokusu işlevini yerine
getiren gliya hücrelerinden oluşmuştur.
•Gliya hücreleri, nöronlara mekanik desteklik sağlar.
•Kapillerden aldıkları besin maddelerini nöronlara aktarırlar.
Kendi aralarında ve nöronlarla sinaps yapmazlar.
•Nöronların aksine, hayat boyu mitozla çoğalırlar.
•Nöronlar için zorunlu hücrelerdir. Gümüşleme ve altınlama
yöntemleriyle, uzantılarıyla birlikte boyanabilirler.
41. Protoplazmik Astrosit
•
•
•
•
Sadece gri cevherde bulunur.
Uzantılı ve yıldız şeklindedir.
Kısa, kalın ve dallı uzantıya sahiptir.
Uzantılarının son kısımları, fila yağı şeklinde
genişlemelerle sonlanır.
• Bu sonlanma ayaklarının bir kısmı, kapiller bazal
membranının dışına tutunur. Bunlara, “perivasküler
ayak” adı verilir ve kapillerin etrafını tamamen çevirirler.
• Dolaşımdan gelen amino asit, glukoz, su, oksijen ve iyon
gibi maddeler, nöronlara astrosit aracılığıyla geçer.
• Atık maddelerin nöronlardan kapillere geçmeside, yine
aynı yoldan gerçekleşir.
42. • Glutamat ve GABA gibi nörotransmitter
maddeleri sentezlerler.
43. Fibröz Astrosit
•Sadece beyaz cevherde bulunur.
•Uzantıları, kapiller duvarında perivasküler
ayak şeklinde sonlanır.
•Sinir dokusunun zedelenmesinde, ölen sinir
ve gliya hücrelerinin yerine bölünüp
çoğalırlar.
•Travmada arayı dolduran astrositlerden
meydana gelen dokugliyal skar dokusu
44. Oligodendrositler
•Gri ve beyaz cevherlerde bulunur.
•Beyaz cevherdeki sayıları daha fazladır.
•Astrositlerden aldıkları amino asitleri, glukozu,
suyu ve oksijeni nöronlara aktarırlar. Bundan
dolayı, nöronların yaşaması ve iş görmesi için
gereklidirler.
•Oligodendrositleri izole edilen nöronlar, ölüme
sürüklenir.
•Dolayısıyla bu hücreler, PSS’de bulunan uydu
hücrelerine eş değer sayılabilir.
•Uzantılarıyla, sinir liflerinin miyelinini meydana
getirirler
45. Mikrogliyalar
•
•
•
•
•
•
En küçük gliya hücresidir.
Mezodermden köken alır.
Gri ve beyaz cevherde bulunurlar.
Gri cevherdeki sayıları daha fazladır.
Monosit –Makrofaj sisteminin üyesidirler.
Yıkılan dokuları fagosite ederler ve MSS’yi
temizlerler.
• MSS’de travmaSayıları oldukça artar.
46. Ependim Hücreleri
• MSS’de içi BOS’la dolu ventriküllerin duvarlarını
ve omuriliğin ortasında yer alan santral kanalı
döşerler.
• Tek katlı kübiktirler. Boşluğa bakan yüzlerinde,
çok sayıda mikrovillusları vardır.
• Bazal membrana sahip değildirler.
• Beyin dokusundaki ve ventriküllerdeki sıvı
arasında, seçici bir engel işlevi görürler.
• Yan yüzlerinde bağlantı birimlerinin bulunması,
epitelden ventriküllere ve merkezi kanala sıvı
geçişini büyük oranda engeller.