SlideShare une entreprise Scribd logo
1  sur  54
“Yeni Ekonomi
Kuantum – Nöroekonomi
(Haldun Soydal)”
Kitap Özeti



Hazırlayan: Avedis Boyacı
http://tr.linkedin.com/in/avedisboyaci
http://boyacidukkani.wordpress.com
Sunum Ġçeriği
• Kitaba Dair Genel Bilgiler
   • Kitap Künyesi, Kitabın Ġçindekiler, Genel Bilgiler


• I. Bölüm
   • Klasik Ġktisat Akımı
   • Neoklasik Ġktisat Akımı
   • Modern (Yeni) Ġktisat Akımına Doğru
   • Kavramlar (Ekonofizik, Kaos, Kuantum, Entropi, Belirsizlik, Fraktal Geometri,
     Kelebek Etkisi, Oyun Teorisi, Bulanık Mantık, Nörokuantoloji)

• II. Bölüm
   • Yeni Ġktisat (Psikolojik Ġktisat, Mental Muhasebe, DavranıĢsal Ġktisat, Evrimci
      Ġktisat)
   • Beyin - Nöroloji (Nöron'lar, Nörotransmiter‟ler, Bellek - Bilinç, Karar Verme, fMRI,
      Ġktisadi Bulgular, Nöropazarlama)
   • Nöroekonmi, Makroekonomi ve Türkiye Üzerine Uygulama


• Yazarın Sönsözünden
Kitap Künyesi
                  Yeni Ekonomi
                Kuantum - Nöroekonomi


                   Yazar: Haldun Soydal
                  Yayınevi: Palet Yayınları
                 Basım zamanı: Eylül 2010
                     Sayfa adedi: 204
Kitabın Ġçindekiler
• ÖNSÖZ 9                                • Il. BÖLÜM 83
• GĠRĠġ 11                               • NÖROEKONOMĠ 83
• I. BÖLÜM 15                            • PSĠKOLOJĠK ĠKTĠSAT 87
• KUANTUM MEKANĠĞĠ ĠLE DEĞĠġEN           • MENTAL MUHASEBE 91
    PARADĠGMA VE EKONOMĠ 15              • DAVRANIġSAL ĠKTĠSAT 95
•   EKONOFĠZĠK 19                        • DENEYSEL ĠKTĠSAT 97
•   ZEĠTGEĠST - KAOS, KUANTUM VE         • EVRĠMCĠ ĠKTĠSAT 98
    EKONOMĠ 23                           • NÖROEKONOMĠ 98
•   DETERMĠNĠZM 31                          • Nöroekonomi‟ye Yönelik EleĢtiriler 106
•   KOMPLEKSĠTE 34                          • Literatürde Yer Alan BaĢlıca Nöroekonomi Uygulamaları 109

•   FELAKET (Catastrope) TEORĠSĠ 36      • NÖROEKONOMĠ VE MAKRO EKONOMĠ, TÜRKĠYE
•   ENTROPI 38                               ÜZERĠNE UYGULAMALI ARAġTIRMA 151
•   BELĠRSĠZLĠK 41                       •   SONSÖZ 163
•   FRAKTAL GEOMETRĠ 49                  •   EK: DENEY GÖRÜNTÜLERĠ 165
•   KELEBEK ETKĠSĠ 61                    •   EK: DENEYLERDE ELDE EDĠLEN (MRI
                                             GÖRÜNTÜLERĠNDEN ÖRNEKLER 171
•   OYUN TEORĠSĠ 66
                                         •   SÖZLÜK 183
     • Tutukların Ġkilemi (dilemma) 67
     • Nash Dengesi 69                   •   AÇIKLAMALAR 173
• BULANIK MANTIK (Fuzzy Logıc) 72        •   DIZĠN 191
• NÖROKUANTOLOJĠ 80                      •   KAYNAKÇA 193
Kitaba Dair Genel Bilgiler I
• Kitap, iktisat biliminin diğer bilimlerden ayrı
 düşünülemeyeceğinin ve bu nedenle de bilimsel
 geliĢmelerden direk etkilendiğinin vurgulanması ile
 baĢlıyor.

• Ardından, iktisat bilimi dünyasında kabul görmüĢ
 olan teoriler paylaĢılıyor. Bunlar: Klsaik, Neoklasik
 ve Modern olarak kategorize edebileceğimiz üç
 akımın öncülüğünde geliĢtirilmiĢlerdir.

• Kuantum fiziğinin, nöroekonominin ve davranış
 bilimlerinin ekonomide yer bulmaya
 başlamasıyla iktisat biliminde bir devrim yaĢandığı
 iafde ediliyor ve kitap boyunca, çeĢitli bilimlerdeki
 ve kavramlardaki geliĢmeler örnek verilerek bu
 devrimin ne olduğu açıklanıyor.
Kitaba Dair Genel Bilgiler II
• Kitabın I. bölümünde; konuya temel
 oluĢturması için önce klasik iktisat ve neoklasik
 iktisat teorileri tanımlanmıştır. Ve ardından
 modern (yeni) iktisada geçiĢ; geliĢmeler ve
 kavramlar aracılığı ile aktarılıyor. Ġlgili tüm
 kavramlar açkılanarak, iktisat bilimine nasıl
 yansımasına dair fikir veriliyor.

• Kitabın II. bölümünde; ise nöroloji, insan
 beyni ve insan beyninin işleyişi açıklanarak
 iktisat bilimi ile iliĢkilendiriliyor.

• Kitabın son kısmında Haldun Soydal‟ın
 Türkiye‟de yaptığı çalışmalardan da örnekler
 veriliyor.
Bölüm I > Klasik Ġktisat Akımı
• Klasik fizik; Öklit matematiği, Newton‟un (1643 - 1727) ve
 daha sonra James Maxwel‟in geliĢtirmiĢ oldukları
 teoremlere dayanmaktadır. Newton özgür iradeyi ortadan
 kaldıran nedensellik temeline dayalı determinist
 feslefeyi bilim dünyasına sunarak, temel paradigmayı bu
 felsefe üzerine kurmuĢtur. Yani bir önceki durumdan bir
 sonraki durumun tespit edilmesi mantığına
 dayanmaktadır.
                                                               Isaac Newton
                                                                1642 - 1727
• Klasik fizikteki deterministik felsefenin iktisat bilimine
 yansıması rasyonellik (akılcılık) şeklinde olmuştur.
 Ġnsan rasyonel bir varlık olarak kabul edilmiĢ ve iktisadi
 kuramlar bu varsayım üzerine inĢa edilmiĢtir. Psikoloji
 biliminden sınırlı miktarda faydalanılmıştır.

• Bu kuramın en önemli temsilcileri Adam Smith ve
 Jeremy Bentham kabul edilebilir. Adam Smith‟in “The
 Theory of Moral Sentimes” isimli çalıĢmasında birey           Adam Smith
 davranıĢlarının psikolojik açıdan analizini içermektedir.     1723 - 1790
Bölüm I > Determinizm
• Determinizim, tüm olayları ve evreni,
 onların bu şekilde olmalarını
 zorunlu kılan bir takım yasa ile
 güçlerin varlığına ve bu yasa ile
 güçlerden meydana geldiklerini ileri
 süren doktirne verilen isimdir. Daha
 açık bir ifadeyle evrende akli bir
 düzen vardır.

• Felsefi temelli determinizim,
 nedenselliktir ve bütün olaylarda
 özgür iradeyi ve insanın baĢka türlü
 davranabilme imkanını kabul
 etmeyen, olay ve olgularda bir takım
 önceden varolan zorunlu nedenler
 zincirinin zorunlu olarak
 benimsendiğini savunan teoridir.
Bölüm I > Neoklasik Ġktisat Akımı I
• Neoklasik iktisat akımı özellikle 20. yüzyılda etkili
 olmuştur. Bu akım ile birlikte iktisat biliminde sosyal
 bilimlerden uzaklaĢılmıĢ, sosyolojik – psikolojik
 faktörlerin dahil edildiği analizler giderek azalmıĢ ve
 iktisadi faktörler matematiksel olarak ifade
 edilmeye çalışılmıştır. Yani “etkik” kökenden
 “mühendislik” kökene doğru bir kayma yaĢanmıĢtır.

• Ġktisadi bireylerin her durum ve koĢulda, rasyonel
 (akılcı) kararlar alarak, rasyonel seçim ve tercihler
 yaptıkları, faydasını maksimum yapmaya çalıĢan
 davranıĢlar sergileyecekleri varsayılmıĢtır. Bu
 Ģekilde davranan iktisadi bireye “homo
 economicus” denilmektedir. Kararlı ekonomik
 denge durumu olabileceği söylenmekte ve bu
 durum hedeflenmektedir. Dengesizliğin geçici
 olduğu kabul edilmektedir.
Bölüm I > Neoklasik Ġktisat Akımı II
• Oysa, zaman içinde görülmüĢtür ki reel
 dünyada; kararlı ekonomik denge durumu,
 gruplararası çıkar çatıĢmalarının
 yaĢanmadığı ekonomik sistemler mümkün
 değildir. İktisadi hayat matematiksel
 ifadeler dışında çok çeşitli faktörlerden
 etkilenmektedir.

• Neoklasik iktisat akımının ortaya koyduğu
 en sosyal sayılabilecek kavram marjinal
 fayda (bir ürünün son biriminin
 sağlayacağı fayda) kavramıdır.
Bölüm I > Modern Ġktisat Akımına Doğru I
• Neoklasik iktisat akımındaki tam rasyonellik varsayımı, iktisat
 modellerine basitlik ve iĢlerilik sağlamalarına rağmen tahmin
 gücü açısından yetersiz kalmaktaydı.

• Neoklasik yaklaĢımın gerçek dünyayı yansıtmaktan uzak olan
 varsayımlarının ekonomi öğretisi ve eğitimine de yansıyarak
 tekelleĢmesi, pek çok eleĢtiri almasının yanı sıra, 2000 yılında
 bir grup Fransız iktisat öğrencisi tarafından bir bildiriyle
 eleĢtirilmiĢ ve öğrencilerin deyimiyle “Otistik İktisat” kavramı
 kamuoyu ile paylaĢılmıĢtır. Ardından özellikle Amerika ve
 Belçika‟da baĢ gösteren tepkiler modern iktisatın doğumunda
 önemli adımlar olmuĢlardır.

• İktisat biliminin diğer bilimlerle ilişkilendirilmesi gerekliliği
 zamanla kendisini göstermiĢ ve yerleĢik iktisat kuramlarını
 etkilemiĢtir.
Bölüm I > Modern Ġktisat Akımına Doğru II
• Modern (yeni) iktisatta öne çıkan noktalar aĢağıdaki Ģekilde özetlenebilir. (Bu
 kavramlar ileriki slide‟larda açıklanacaktır.)
  • Zaman analize girmiĢtir. (Laboratuvar ortamında somut zamanlı modellerin
      kurulması mümkün hale gelmiĢtir.)
  •   Faydacılık
  •   Marjinalizm
  •   Sınırlı rasyonellik
  •   Yöntemsel bireyselcilik
  •   Çoklu denge
  •   Evrimci oyun kuramı
  •   Ekolojik ekonomi
  •   Psikolojik ekonomi
  •   Yeni ekonometri
  •   Kompleksite kuramı
  •   Simülasyonlar - Fraktallar
  •   Deneysel iktisat
  •   Ekonofizik
  •   Mental muhasebe
  •   DavranıĢsal iktisat
  •   Nöroekonomi
Bölüm I > Ekonofizik
• Tüm bilimlerin kaynağı felsefedir. Tüm bilimler felsefe
 kaynaklı olduklarından birbirleriyle de iliĢki halindedirler.

• Fizik alanında yapılan her türlü paradigma değiĢikliği
 ekonomide de değiĢimlere yol açmaktadır.

• Fizikçiler tarafından ortaya koyulan teorileri ve metotları
 ekonomi problemlerini çözmekte kullanan ve iktisadi
 analizlere dahil eden interdisipliner araştırma alanına
 «ekonofizik» adı verilmektedir.     Eski         Yeni
                                         Klasik Mekanik      Kuantum Mekaniği
                                         Doğrusal Geometri   Fraktal Geometri
                                         Klasik Mantık       Bulanık Mantık
                                         Determinizm         Belirsizlik
Bölüm I > Kaos I
• Kaos, evrenin düzenden önceki karmaşık, şekilsiz,
 anlaşılamayan ve kontrol edilemeyen hali olarak ifade
 edilmektedir.

• Kaos teoremi ilk kez 1889 yılında, Fransız matematikçi Henry
 Poincare tarafından kullanılmıĢtır. Evrenin ilk durumunu
 bilemeyeceğimiz için güneĢ sisteminin kararlı olup
 olmayacağını asla öngöremeyeceğimizi ispatlamıĢtır.

• Kaos teoremi; Kuantum Mekaniği, Heisenberg Belirsizlik Ġlkesi,
 atomaltı dünyanın araĢtırılması, determinizmin eski önemini
 yitirmesiyle önemli ölçüde kullanılmaya baĢlamıĢtır. Kaos
 teoremi; sürekli bir kararsızlık gösteren yapılardan düzenin
 (süreli ve çoklu denge) nasıl ortaya çıktığını non-lineer
 denklemlerle göstermektedir.
Bölüm I > Kaos II
• Kaos teorminde, iktisadi olaylar tekdüze ve basit iliĢkiler
 olarak değerlendirilmemekte ve kaotik özellik taĢıyan
 davranıĢlar olarak varsayılmaktadır. Klasik iktisadi
 ekolün temel argümanları olan homoeconomicus ve
 rasyonalizm reddedilmektedir.

• Yapılan araĢtırmalara göre dünya ekonomisi genel bir
 döngü olarak 50 yılda bir kırılmakta ve sonuç olarak
 belirsiz bir döneme girmektedir. Yani kaotik yükseliĢ ve
 çöküĢ döngüleri bulunmaktadır. Bu durum Kaos teoremine
 uygundur.
Bölüm I > Kuantum
• Atom çekirdeğinin etrafında devamlı bir
 dalga halinde dolaşan ve her noktada
 bulunabilen elektronların çok olmasına
 «kuanta»; tek olmasına ise «kuantum» adı
 verilir.

• Belirsizliği temel alan Kuantum paradigmasıyla
 beraber, görecelilik - olasılık gibi durumlar
 sisteme eklenmiş ve ekonomik sistemin
 bütünü düzsel değil nonlineer bir çözümleme
 tekniği ile yorumlanmıştır.

• Önümüzdeki dönemde yeni ekonomi bu
 kuramlara dayandırılacaktır. Ör: Ġstihdam, döviz
 kuru, finans piyasaları harektleri vs...
Bölüm I > Entropi
• Yunanca «Entrope» kelimesinden gelen «Entropi»
 bir sistemin düzensizliğinin ölçüsü olarak ifade
 edilmektedir. Evrende kendi haline bırakılan tüm
 sistemlerin zamanla orantılı olarak düzensizliğe
 doğru gideceğini savunur.

• Entropi getirdiği fizik dinamiği dıĢında, «Sosyal
 Entropi» kavramıyla da iktisat literatürüne girmiĢtir.
 Sosyal Entropi, insan iliĢkileri ile üretme ve gelir
 yaratma kapasitesi arasındaki iliĢkiyi açıklamaya
 çalıĢan bir kuramdır. Ekonomik sistemin öğeleri
 arasındaki farklılaĢma arttıkça Sosyal Entropi
 azalmaktadır. Sosyal Entropi azaldıkça gelir
 dağılımının daha homojen sağlanacağı ve
 toplumun refah düzeyinin artacağı sonucuna
 ulaĢılmıĢtır.
Bölüm I > Belirsizlik
• 1926 yılında Werner Heisenberg tarafından
 tanımlanmıĢtır. Bu ilke Kuantum fiziğinin de temelini
 oluĢturmaktadır.

• «Belirsizlik İlkesine» göre hareket halinde olan bir
 elektronun hem konumunun hem de hızının aynı
 anda belirlenmesi imkansızdır. Kuantum fiziğinde her
 fiziksel niceliğe denk gelen bir reel sayı değil, bir iĢlemci
 vardır. Bu iĢlemciler, deterministik mekanikten ayrı olarak
 sayısal değerler ile değil matrisler ile temsil edilir.
 Dolayısıyla, kuantum mekaniğinde ölçülen fiziksel
 niceliğin ölçüm sırası önemlidir.

• İktisadi dünyda matrisler olasılıkları işaret                  Werner Heisenberg
 etmektedir. Dolayısı ile bazı olasılıklar hesaplanabilir.          1901 - 1976
 Fakat hiçbir zaman kesin olarak iktisadi bir tahminde
 bulunulamaz.
Bölüm I > Belirsizlik – Schrodinger Deneyi
• Belirsizlik ilkesini temel alan Schrodinger, elektronun atom
 içindeki hareketini inceleyerek (dalga mekaniği) elektronun
 bulunduğu yeri bir olasılık olarak ortaya koymuĢtur.
 Schrodinger‟e göre bütün ihtimaller aynı anda var
 olmaktadır. Yaptığımız gözlem sırasında bu ihtimallerden
 algıladığımızı gerçeğe indirgeriz ve gözlemin bir parçası oluruz.

• Schrodinger‟in ünlü kedi deneyinde, kapalı bir kutunun içinde
 bir düzenek ve baĢlangıçta canlı olan bir kedi vardır. Düzeneğin
 içinde ise, bozunma olsalığı %50 olan bir parçacık ve bu
 parçacığın bozunmasıyla ortama yayılacak zehirli gaz vardır.
 Düzenek bozulursa kedi ölecektir.

• Kutu açılana (yani gözlem yapılana
 kadar) kedi ölü mü diri mi
 bilinmemektedir. Yani kuantum fiziğine
 göre kedi hem ölüdür hem de diridir.
Bölüm I > Fraktal Geometri
• 1975‟te Polonya asıllı matematikçi Beneoit Mandelbrot
 tarafından ortaya atılan Fraktal; çoğunlukla kendine benzeme
 özelliği gösteren karmaĢık geometrik Ģekillerin ortak
 adıdır. Kendine benzer bir cisimde cismi oluşturan
 parçalar ya da bileşenler cismin bütününe benzer.
 Düzensiz ayrıntılar ya da desenler giderek küçülen ölçeklerde
 yinelenir ve tümüyle soyut nesnelerde sonsuza değin
 sürebilir; öyle ki,her parçanın her bir parçası büyütüldüğünde,
 gene cismin bütününe benzer. Kendileri farklı ölçeklerde
 tekrar eden motiflerdir.

• Fraktal doğanın gerçek geometrisi olarak da tanımlanabilir.
 Yakın zamanda yapılan araĢtırmalar, birey, takım, kurum ve
 hatta toplum seviyesindeki hareketlerin de fraktal dinamikler
 gösterdiğini iĢaret etmektedir.

• Ör: T-Bono piyasalarında dikey eksende fiyat ve yatay
 eksende de zaman grafiği oluĢturulduğunda, uzun vadede
 kendini tekrar eden fraktal örüntüler görülmesi olasıdır.
Bölüm I > Kelebek Etkisi
• BaĢlangıçtaki koĢullara hassaslık olarak bilinen kelebek etkisi,
 Lorenzin 1972 yılında yayınladığı «Öngörü: Brezilya‟daki bir
 kelebeğin kanat çırpışı, Teksas‟ta bir kasırga başlatabilir
 mi?» adlı makalesinden ismini almıĢtır.

• Dünya ekonomisi artık, kürselleĢmenin getirdiği boyut ile baĢta
 finans piyasaları olmak üzere birbirine o kadar entegre hale
 gelmiĢtir ki; dünyadaki herhangi bir yerdeki eknomik sistemde
 meydana gelen çok küçük olaylar, çok büyük değişikliklere
 neden olabilmektedir.

• Örneğin; mortgage kredirlerinde kanat kırçpan
 kelebek dünya ekonomilerinde kasırgalara yol
 açmıĢtır veya 1929‟da borsadaki çıkıĢlar büyük
 buhrana neden olmuĢtur.
Bölüm I > Oyun Teorisi I
• Amerikalı matematikçi Jon Von Neuman 1928
 yılında yayınladığı makale ile oyun teorisinin
 temelini atmış, ekonomist Oscar Morgenstern ile
 de 1944 yılında basılan «Oyun Teorisi ve
 Eknomik DavranıĢ» isimli kitapta, bu teoriyi
 ekonomi alanı üzerinde uygulamıĢtır. 1950
 yılında John Forbes Nash, yayınladığı                Jon Von Neuman
                                                        1903 - 1957
 çalışmalar ile teoriyi geliştirmiş, rekabetçi ve
 işbirlikçi oyunlarda kullanılabilecek bir denge
 kavramını ortaya atmıĢtır.

• Oyun teorisi «Akıllı karar vericilerin
 çatışmalarının veya işbirliklerinin matematik
 modelleri» olarak adlandırılabilecek bir teoridir.

                                                      John Forbes Nash
                                                          1928 - ...
Bölüm I > Oyun Teorisi II
• Mahkumlar Açmazı: Delilleri yetersiz bir
 suçtan iki zanlının hapse atıldığını
 düĢünelim. Eğer zanlılardan hiç biri
 herhangi bir itirafta bulunmazlarsa
 mevcut delillerle ikisi de 2‟Ģer yıl
 yatacaklardır. Eğer zanlılardan biri diğeri
 aleyhine itirafta bulunursa o serbest
 kalacak, diğeri 10 yıl hapse mahkum
 olacaktır. Her ikisi birbirinden habersiz
 diğerini ele verici itirafta bulunursa, suçu
 ikisinin birlikte iĢlediği sabit olacağı için
 ikisi de 5‟er yıla mahkum olacaklardır.
 Zanlılar için ikilem burada baĢlamaktadır.
 Sonuçları, diğer zanlının tavrına bağlı
 olarak değişen bir çok seçenek
 bulunmaktadır.
Bölüm I > Oyun Teorisi III
• Nash Dengesi: Bütün oyuncuların kendine göre en yüksek
 kazancı getirecek bir stratejisi olduğu, fakat oyundaki
 yegane oyuncu olunmadığı için bu „dominant stratej‟inin
 uygulanamayacağı ve bir „denge durumu‟na razı
 olunacağıdır. Nash dengesi stratejisi, bir oyuncunun
 karşısındaki oyuncunun stratejisini tahmin edip, buna
 yönelik izlediği „en iyi‟ stratejidir.

• Sonraki yıllarda; ekonomiden hukuka,
 politikadan uluslararası iliĢkiye kadar birçok
 sosyal bilim alanında uygulanmıĢ ve stratejik
 karĢılaĢmaların incelenmesinde ortak dil
 haline gelmiĢtir.
Bölüm I > Bulanık Mantık
• Bulanık mantık, 1965 yılında Azeri asıllı ABD‟li Lütfi Askerzade'nin
 yayınladığı bir makalenin sonucu oluĢmuĢ bir mantık yapısıdır.

• Bulanık mantığın temeli bulanık küme ve alt kümelere dayanır. Klasik
 yaklaĢımda bir varlık ya kümenin elemanıdır ya da değildir.
 Matematiksel olarak ifade edildiğinde varlık küme ile olan üyelik
 iliĢkisi bakımından kümenin elemanı olduğunda "1", kümenin elemanı
 olmadığı zaman "0" değerini alır. Bulanık mantık klasik küme
 gösteriminin genişletilmesidir. Bulanık varlık kümesinde her bir
 varlığın üyelik derecesi vardır.

• Bulanık mantık sistemlerinde NLP (doğal dil iĢleme) kullanımaktadır.
 Bu yapısı ile özellike yapay zeka sistemleri için olduka uygundur.

• Bulanık mantık sistemleri kesinlik yerine üyelik derecesi yaklaĢımını
 benimsedikleri için ekonomi ve finansta da analizlerde sıklıkla
 kullanımaktadır. Yönetim karar destek sistemlerinde, fabrika yeri
 seçimi ve satıĢ stratejilerinin belirlenmesinde önemli hale gelmiĢtir.
Bölüm I > Nörokuantoloji
• Nörokuantoloji; nöroloji ve kuantum fiziği arasındaki
 etkileĢim sonucu ortaya çıkmıĢ bir çalıĢma alanıdır.

• Kuantum mekaniğinde gerçeklik nedir sorusu önemli bir tartıĢma alanıdır.
 Bir fiziksel olayı kendin gözlüyorsan bunun gerçek olduğunu
 algılıyorsundur. Fakat bir olayı kaydedecek gözlemci yoksa gerçek nedir?
 Kuantum mekaniği tartıĢmayı daha da karmaĢık hale getirmiĢ. Çünkü
 kuantum mekaniğinin geliĢiyle gözlemci, gözlenen, ölçme kavramları
 iyice ön plana çıkmıĢtır.

• Nörokuantoloji, kuantum mekaniğindeki ölçme sorununa farklı bir bakıĢ
 açısı ile yanıt aramaktadır. Ölçmede bilincin devreye girip girmediği,
 hangi aşamada devreye girdiği tartışılmaktadır.

• Ġnsan beyninde sinirler arası iletim elektriksel ve kimyasal değiĢimlerle
 olmaktadır. Bu değiĢimler ne kadar kuantum mekaniği özelliği
 taĢımaktadırlar? Nörokuantoloji bu konuda da araĢtırma yapmaktadır.
Bölüm II > Yeni Ġktisat
• Ġktisat bilimi insanı konu edinmesine rağmeN;
 uzunca bir süre, insandan bağımsız düĢünülmesi
 mümkün olmayan psikoloji faktörünü (insanı
 tam rasyonel kabul ederek) analizlerine dahil
 etmemiş, iktisadi birey olarak sınırlandırdığı
 homoeconomicus modelinin ötesine
 geçememiş, sonuçta da karĢılaĢılan gerçeklikler
 ile teorilerde ulaĢılan sonuçlar birbirleriyle tutarsız
 kalmıĢtır.

• Fakat bugün, iktisat bilimi, yeni teknik ve
 yöntemleri analizlerine dahil ederek sınırlarını
 aĢmaya baĢlamıĢtır. Fizik, sosyoloji ve nöroloji
 başta olmak üzere diğer sosyal ve fen
 bilimlerinden faydalanmaktadır. Bu interdisipliner
 anlayış «Yeni İktisat» olarak adlandırılmaktadır.
Bölüm II > Yeni Ġktisat – Psikolojik Ġktisat
• Bu noktada devreye, insan psikolojisi odaklı; psikolojik,
 davranışsal ve deneysel iktisat akımları girmiĢtir.

• Psikoloji ve iktisat biliminin sentezi olarak
 tanımlayabileceğimiz “psikolojik iktisat”; “mevcut
 iktisadi kuramlara ve çözümlemelere psikoloji dahil
 edilmesi, baĢka bir deyiĢle «iktisadi analizlerde
 psikoloji biliminden yararlanılması» Ģeklinde ifade
 edilebilir.

• Bireylerin ekonomik tercihlerini ve bu tercihlerin altında
 yatan psikolojik nedenleri araĢtırmaktadır. Marjinal fayda
 hedonik (haz) psikoloji varsayımları çerçevesinde
 psikolojik iktisat içerisinde yer alan bir kavramdır.
Bölüm II > Yeni Ġktisat – Mental Muhasebe
• Son dönemlerde yapılan deney ve araĢtırmaların
 ortaya koymuĢ olduğu gibi insanlar, mental
 hafızalarına birçok olay ve olgu ile ilgili bilgiyi
 bilinçaltı seviyede kaydetmektedirler.

• Bireyler, mental hafızalarına kaydetmiĢ oldukları
 her türlü olay, olgunun farkında olmasalar bile
 etkisi altındadırlar.

• Bu nedenle kararlarında her zaman akılcı değil;
 aksine çoğu zaman hissel ve deneyimledikleri
 doğrultusunda davranışlar sergilemektedir.

• Mental muhasebe; bireylerin nesnelere ve
 eĢyalara değer biçerken zihninde oluşturduğu
 fayda / kazanç karşılaştırmasıdır.
Bölüm II > Yeni Ġktisat–DavranıĢsal Ġktisat
• Risk algılaması, belirsizlik altında karar verme,
 beklenen fayda, seçim, rasyonellik vb. konuların ele
 alındığı davranışsal iktisat Wagner tarafından;
 «ekonomik karar alma sürecinde, bilişsel bilimin
 uygulanması» Ģeklinde tanımlanmaktadır. Analizlere
 insan sosyopsikolojik unsurların dahil edilmesidir.
 (Ör: Oyun teorisi)

• Deneysel iktisat ise; kısmen kontrol edilebilen
 laboratuvar ortamında karĢılıklı etkileĢen insanların
 karar ve davranıĢlarınI inceleyen bilim dalıdır.
 Davranışsal iktisat teorilerinin test edilmesi
 şeklinde yorumlanabilir. Son dönemde deneysel
 iktisat kapsamına biyoloji ve nöroloji bilimi de dahil
 edilmiĢtir.
Bölüm II > Yeni Ġktisat – Evrimci Ġktisat
• Darwin‟in doğal seleksiyon teorisinin iktisada
 uyguLanmasıdır. Evrim teorisi, iktisadi hayatta kalmak
 isteyen, güç ve rekabet üstünlüğü elde etmek amacı
 güden ekonomik birimler açısından da söz konsudur.
 Nitekim; ekonomik koĢullara uyum sağlayamayan iktisadi
 birimler diğerleri ile rekabet etme gücünden yoksun
 olacaklardır.
Bölüm II > Yeni Ġktisat – Nöroekonomi
• Nöroeknomi kavramı, literatürde ilk kez, Prof. Kevin
 McCabe tarafından 1998‟de kullanılmıştır.

• Ekonomik ortamlarda insan kararlarının biyolojik
 temellerini anlamak için biraraya gelmiĢ interdisipliner
 çalışma alanı olarak tanımlanmıştır. Tüm ekonomik
 birimlerin karar verirken rasyonalitenin yanısıra
 gösterdikleri davranış ve bunların neden – sonuç
 ilişkisi konularını oluşturmaktadır.

• Temelinde Bölüm II‟de anlatılan tüm modeller
 yer almaktadır. Yani nöroekonomi; nöroloji,
 ekonomi ve psikolojinin sentezidir.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin
• Ortalama 1,36 kg ağırlığında, beyaz ve boz
 renkte olan, sürekli değiĢebilme,
 güncellenebilme ve milyonlarca bilgiyi aynı
 anda işleme, kaydetme, saklama özelliğine
 sahip olan beyin, bugünkü halini yaklaĢık 5
 milyar yıllık bir evrimin sonucunda almıĢtır.

• Ön, arka ve orta beyin olmak üzere 3
 bölümden oluşur. 1 cm3‟lük parçasında 1
 trilon bağlantıya sahip 100 milyar nöron
 hücresi bulunur. Ve bu nöronlar arasında
 saniyede 10 milyon x milyar kez uyarı
 gerçekleĢtirebilir.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin
• Sol ve sağ yarımkürelerden oluşan beyinde
 iki yarımküre arasındaki tek bağlantı, altta,
 yarığın tabanında uzanan ve corpus collum
 denen geniş sinir demetidir.

• Sinir demetini oluşturan lifler, soğan ilikte
 (omurilikte) çaprazlanarak yön
 değiştirdikleri için, sol yarımküre vücudun
 sağını, sağ yarımküre de vücudun solunu
 denetlemektedir.

• Beyni oluĢturan 3 temel kısım (arka, ön, orta)
 beyin, kendi içinde birbirleri ile
 haberleşebilmelerinin yanısıra,
 birbirlerinden bağımsız görevleri yerine
 getirmektedir.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin
• Soğanilik, beyincik ve varol
 köprüsünden oluĢan arka
 beyin; otonom sinir
 sistemini kontrol etmekte ve
 kas faaliyetlerimizi koordine
 ederek hareketlerimizi düzgün
 ve akıcı bir hale getirmektedir.

• Orta beynin içinde işitme ve
 görme ile ilgili önemli iĢlevler
 gören nöronlar vardır. Beyin
 sapı, beynin her üç kısmıyla
 iliĢki halinde olan bir yapıdadır.

• Ön beyin ise; talamus,
 hipotalamus, limbik sistem,
 serebrum ve beyin
 kabuğundan oluĢmaktadır.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin
• Talamus duyu organlarından gelen nöronların beyin
 kabuğu ile ilişkisini sağlamakla görevli olan kısımdır. Hipofiz
 salgı bezi ile Talamus arasında yer alan Hipotalamus,
 “heyecan” ve “arzuların” yönetildiği merkezdir.

• Beyin kabuğu (korteks) üzerinde 100 milyar sinir hücresini
 barındıran, “gri madde” olarak adlandırılan dokudur. Bilinçli
 zihinsel işlevlerin önemli bir kısmı bu bölgede
 üretilmektedir. Yarım kürelerin en dıĢ katmanı olan beyin
 kabuğu, daha çok sinir hücrelerini ve destek hücreleri içeren
 bozmaddeden (3,2 mm), iç katmanları ise sinir hücrelerinin
 uzantıları olan aksonları ya da sinir liflerini içeren akmaddeden
 ve bazal gangliyonlardan oluĢmaktadır. Beyin kabuğu, sinirler
 tarafından, duyu organlarından beyine aktarılan bilgilerin
 alındığı kısımdır. Bozmadde altında milyonlarca sinir lifinden
 oluĢan akmadde bulunmaktadır.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin
• Limbik Sistem: Beyin kabuğunu oluĢturan frontal, parietal ve oksipital
 lobların altında bir kıvrım Ģeklinde yer alan bu sistemde; hipotalamus,
 singulat girus hipokampus ve amigdala sinir hücreleri gruplarıyla infra
 orbital frontal bölgeler bulunmaktadır. Uyku, açlık, cinsellik, heyecan,
 korku gibi fizyolojik olayların düzenlenmesinde limbik sistemin yeri
 çok önemlidir.

• Beynimize duyu organlarımızdan gelen uyarılar, tamaus‟a gelip süzülür
 ve beynin ilgili bölgesine yönlendirilir. Fakat, koku duyusunu taşıyan
 sinir hücreleri bilgisi filtrelenmez. Bu nedenle koku duyusunun
 duygular üzerinde önemli etkisi varıdır.

• Hipotalamusun ön bölümü
 bedenimize sakinleĢtirici sinyaller
 gönderirken, arka bölümü (özellikle
 amigdal sinir hücreleri) endişe
 verici ve korkutucu durumlarda
 çarpıntı, kızarma, titreme, gerginIik
 gibi sinyaller gönderir.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Nöron‟lar
• Vücudumuzdaki kaslara, organlara
 ve salgı bezlerine bilgiler
 göndererek çalışmalarını kontrol
 eden sinir hücrelerine «nöron» adı
 verilir. Çoğu, beynin dıĢ kabuğundaki
 gri bölgede yer almaktadır.


• Beynin en karmaĢık iĢlemlerinden biri, bilginin
 kodlanmasıdır. Bu süreçte beyindeki nöronlar
 (sinir hücreleri) zarlarının dışında elektrik akımı
 oluĢturmaktadır. Bu elektrik akımları, „akson‟ adı
 verilen uzantılara ulaĢarak, onlar vasıtasıyla
 gerekli olan kimyasal sinyallerin açığa
 çıkmasını sağlamakta ve bu akımlar sayesinde
 bilgiler beynimize aktarılmaktadır.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Nöron‟lar
• Nöronlar büyük bir gövde ve bunun uzun ince
 kuyruk şeklindeki uzantısı olan «akson»dan
 oluşmaktadır. Nöronlarda oluĢan elektrik sinyalleri
 aksonlar tarafından saniyede 100 metre hızla diğer
 hücrelere iletilmektedir. Aksonlar miyelin adı verilen
 kılıfla çevrilidir. Bu kılıf elektrik sinyallerinin çok hızlı
 taĢınmasını sağlar.

• Sinir hücrelerinin gövdesinden çıkan ve «dendrit»
 denen anten benzeri uzantılarsa diğer sinirlerden
 gelen sinyalleri algılamaktadır. Nöronlar arasındaki
 bu bağlantılara «sinaps» adı verilmektedir. Elektrik
 sinyalleri aksonun ucuna ulaĢtığında buradan
 «nörotransmiter» denen özel kimyasal mesajcı
 moleküllerin salgılanmasına yol açmaktadır. Beynin
 iĢleyiĢi; bu bağlantılarla bilgilerin diğer hücrelere ve
 vücuda taĢınması ile sağlanır.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin –
Nörotransmiter‟ler
• Haberci moleküller olan «nörotransmiter»ler farklı tiplerde ve
 iĢlevlerdedir. Ör: Katekolamin (dopamin, noradrenalin) beyin ve sinir
 iĢlevleri için çok önemlidir. Kalp hızı, solunum gibi iĢlevlerin yanısıra
 çeĢitli düĢünce ve davranıĢları da kontrol edebilmektedir.

• Hormonlar da beynin iĢlevlerinde (üremeden duygusal durumlara
 kadar) önemli rol oynamaktadır. Dopamin, hormonal sinyallerin ve
 hareketlerin kontrolünde görev almaktadır. AĢırı salgılanması
 Ģizofreni gibi hastalıklara yol açmaktadır.

• Ġnsan psikolojisini etkileyen bir diğer molekülse «serotonin»dir.
 Uyku, depresyon ve endişe gibi durumlar bu molekülün düzeyiyle
 iliĢkilidir.

• Öğrenme ve bellekle ilişkili mesajcı molekülse «noradrenalin»dir.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Bellek -
Bilinç
• Beynin iĢleyiĢinde temel özlliklerden birisi de, bilgileri
 geri dönüşümlü biçimde işleyebilmesidir. Her
 aĢamada lif ve sinir bağlantılarının bir bölümü bir önceki
 aĢamaya geri dönerek, bilgilendirme ve yeniden kontrolü
 sağlamaktadır.

• Duyulardan toplanan uyarıların geldiği ilk yer (ilk depo)
 «duygusal kayıt» bölümüdür. Bu bölümün kapasitesi
 çok geniĢtir. Bu bölüm zihnin deposudur ve bilinçaltı
 olarak da bilinmektedir.

• Zihnimiz gördüğümüz, duyumsadığımız,
 düşündüğümüz herşeyi ses veya resim olarak
 depolar. 70-100 trilyon arasında imaj kapasitesine
 sahiptir. Fakat bunları yeniden çağırmak güçtür. Kontrol
 edilebilir değildir.

• Bilinçaltı, slonum, kalp atıĢı gibi iĢlevleri de sağlarken hiç
 uyumaz.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Bellek -
Bilinç
• DüĢünceler bilinçli zihinden bilinçaltına doğru beyin
 hücreleri tarafından bir imaj gibi aktarılmaktadır.

• Bellek türleri; kısa süreli bellekte açık bellek ve
 örtülü bellek olarak ikiye ayrılmaktadır. Açık
 bellek; anlamsal geri çağırmaları, örtülü bellek ise;
 koĢullama, beceriler ve alıĢkanlıkları
 kapsamaktadır.

• Beyinde; idrak ve etki süreci olmak üzere iki
 süreçten bahsedilebilir. Ġdrak süreçleri
 doğru/yanlış cevaplarını arar, etki süreçleri ise
 motivasyoneldir (korku, kızgınlık, ...) ve kaçıĢ
 davranıĢıdır. İdrak süreçleri, etki sistemi ile
 birlikte hareket etmektedir. Etki süreçlerini
 yöneten kısım amigdala‟dır.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Karar Verme
• Beyinde idrak ve etki süreçleri yani limbik korteks
 ile frontal korteks sürekli bilgi alıĢveriĢindedir.
 Herhangi bir anda, herhangi bir olayda insan
 karar verirken, ilk anda etki süreçleri ve
 sistemleri devrede olsa da, beynin iki büyük
 mekanizması aynı anda çalışmaktadır.

• Ör: Limbik sistemde tetiklenen panik duygusu
 mantıklı kararlar almamızı engelleyebilir.
 Çünkü, frontal korteks, limbik sistemden
 gelen verileri değerlendirmektedir. Kumar
 masasında çok para kaybeden kiĢi panik duygusu
 ile, kaybettiklerini kazanmak hedefiyle daha fazla
 para ile oyun oynayabilir.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin – fMRI
• Son yıllarda fMRI (fonksiyonel manyetik rezonans
 imaj) teknolojisi, olaylar, durumlar, düĢünceler ve
 duygular karĢısında beynin hangi bölgelerinin
 işlevl kazandığını görüntülemek için kullanılmaya
 baĢlanmıĢtır. Deneklere görüntüler gösterilmekte
 veya sorular sorulmakta ve bu sırada beyin
 görüntüleri çekilmektedir.

• Bu teknik sonucunda elde edilen beynin iĢlevlik
 kazanan bölgesi verilerini inceleyen bilimadamları,
 aktive olan bölgelere bakarak, kararların ne
 kadarının bilinçüstü seviyede ne kadarının
 bilinçaltı seviyede verildiğini tespit
 edebilmektedir.

• Görünen odur ki kararlarımızın çoğunluğunu
 bilinçaltı seviyede vermekteyiz. Sandığımız gibi
 rasyonel olmadığımız beyin görüntüleriyle de
 ispatlanmıĢtır. Sınırlı rasyoneliz.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Ġktisadi
Bulgular
• Nörolojinin bulguları; duyguların, ekonomik karar ve
 tercihlerde oldukça etkili olduğu sonucuna ulaĢmaktadır.
 Bu Ģekilde; neoklasik iktisat teorisinde yer alan
 rasyonellik kabulü geçerliliğini yitirmekte ve sınırlı
 rasyonelliğe doğru kaymaktadır.

• Kaybetmek, beynimiz için kazanmaktan daha önemli
 bir olaydır. Karar verme sırasında beynimizi sekteye
 uğratan bu olguya «kayıp komplosu» adı verilir.
 Herhangi bir olay kayıp olarak algılandığında, amigdala
 kuvvetli sinyaller yollamaya başlar. Bu durumda panik
 oluĢabilir ve risk alınabilir. «Var mısın? Yok musun?»
 programında büyük miktarlarda paraların riske edilmesinin
 sebebi budur.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Ġktisadi
Bulgular
• Yatırım oyunu: Yatırım oyununda, birbirlerini tanımayan iki katılımcı, 10 farklı
  deneme için eĢleĢtirilmiĢtir (her denemenin baĢlangıcında her iki katılımcıya da 10
  tane para birimi verilmiĢtir ve birine yatırımcı diğerine de para veya malın emanet
  edildiği kiĢi(vasi) rolleri verilmiĢtir. Oyuna göre; ilk eylemi yatırımcı
  gerçekleĢtirmekte ve birbiri ardına üç ayrı karar almaktadır.

• Ġlk olarak yatınmcı, vasi atadığı kiĢiye kaç birim göndereceğine karar vermektedir.
  Yollayacağı herhangi bir miktarın uzman tarafından üçe katlanıp daha sonra vasi
  atadığı kiĢnin eline geçeceğini bilmekte olan yatırmcı, ikinci adımda, vasiden geri
  isteyebileceği para miktarına karar vermektedir.

• Son olarak ise, yatırımcı maddi bir yaptırım ile gözdağı verip vermeyeceği kararını
  almaktadır. Eğer yatırımcı, maddi bir yaptırım uygulama kararı alırsa ve paranın
  emanet edildiği kiĢi, bu parayı geri istendiğinde yatırımcı kiĢiye aynı miktarda
  teslim edemezse, o zaman emanetçi kiĢinin hesabından, sabit miktarda para (4
  birim) düĢülmektedir. Yatırımcının bu üç kararı da para veya malın emanet edildiği
  kiĢi(vasi)‟ye açıklanmakta ve sonra da vasi yatırımcıya geri vereceği miktara karar
  vermektedir.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Ġktisadi
Bulgular
• Yatırım oyunu devam: Bu oyunda ilk seferde taraflar birbirlerine
 güvendiklerinde ve yatırımcı ceza (yaptırım) uygulamadığında
 vasi daha fazla geri ödeme yapmaktadır. Yatırımcı ceza
 uyguladığında vasinin geri ödeme miktarı önemli ölçüde
 azalmaktadır.

• fMRI ile yapılan gözlemlerde, ceza (yaptırım) olan durumlarda,
 beyin aktivitelerinin ekonomik kararlar üzerinde olumsuz
 etkilerinin bulunduğu görülmüĢtür.

• Yapılan baĢka bir fMRI araĢtırmasının sonucuna göre; kiĢilerin
 bir Ģeyi tüketmeden önce sağlamayı umdukları faydanın
 beyinlerinde yarattığı aktivasyon, tüketim sonrasındaki
 aktivasyondan Ģiddetlidir.
Bölüm II > Nöroloji – Beyin –
Nöropazarlama
• Bugüne kadar beynin iĢleyiĢine dair
 keĢfedilenlerin ıĢığında pazarlama faaliyetleri de
 yeniden Ģekillenmektedir. Özellike bilinçaltını
 etkilemek ve kişileri bilinçsiz bir şekilde
 istenen ürünü tüketmeleri için pazarlama
 faaliyetlerinde değiĢikliker yapılmaktadır.

• Bu faaliyetler içerisinde; beynin istenen
 bölgelerini tetikleyecek özel logo, renk, koku
 kullanımı, gözün fark edebileceği veya
 edemeyeceği (beynin fark edebileceği) şekil,
 yazı kullanımları, flash görüntü öne
 çıkmaktadır.

• ĠĢte bu pazarlama Ģekline «Nöropazarlama» adı
 verilmektedir.
Bölüm II > Nöroekonomi, Makroekonomi
ve Türkiye Üzerine Uygulama
• Makroekonominin artık sadece reel rakamlar, istatistiksel
 göstergelerin dıĢında; bireylerin, toplumların, milletlerin
 davranışlarına, beklentilerine, algılamalarına ve alışkanlıklarına
 bağlı olduğu görülmüĢtür.

• Son küresel kriz göstermiĢtir ki; krizin etkileri toplumdan topluma,
 insanların kriz algılarına göre değiĢmektedir. Örneğin; 7-8 yılda bir
 kırılan Türkiye ekonomisindeki kriz alıgısı ve tepkileri ile
 ABD‟deki kriz algısı ve tepkileri çok farklıdır. Ör: Türkiye‟de kriz
 çevirmi sık olduğu için tepki düzeyi diğer ülkelere göre çok aĢağıda
 kalmaktadır. Risk alma oranı yüksektir. Genel bir değerlendirme ile
 Türkler, duygusal, pratik zekalı karar alıcılardır.

• Toplumların nörolojik, sosyolojik ve psikolojik durumların tepsiti
 ile oluşturulacak iktisadi programlar çok daha verimli olacaktır.
 Bu da nöroekonominin ana konusudur.
Bölüm II > Nöroekonomi, Makroekonomi
ve Türkiye Üzerine Uygulama
• Kitapta, Türkiye‟deki iktisadi hayata dair geçmiĢten baĢka
 örnekler de verilmiĢtir.

• Türkiye‟deki örneklerden çıkan bir tespit de Ģudur:
 Ġstikrarsızlıkların temel faktörleri, ekonomik realitelerden
 ziyade; bunların neden olacağı beklenen risk ve
 endiĢelerdir. Dolayısı ile nöroeknominin mikro ve makro
 düzeydeki politikaları bunu temel alacak Ģekilde
 kurgulanmalıdır. Ör: Güven ortamı yaratma.
Bölüm II > Nöroekonomi, Makroekonomi
ve Türkiye Üzerine Uygulama
• Yazar Haldun Soydal, Türkiye üzerine
 yapılmış ilk örnek olan ve kendisinin
 de proje yöneticisi olduğu
 «Nöroekenomi: Uygulamalı
 Araştırma» projesinin iki temel
 noktada devam ettiğini iletmiştir. Bu
 noktalardan;

  • ilki, gelir dağılımı mesleki statüleri birbirinden
    farklı olan 60 ayrı deneğin Türkiye‟deki
    makro ekonomik göstergelerden parasal ve
    reel olarak iki ayrı grupta oluĢturdukları
    istatistiki verilerin hangilerinden daha çok
    etkilendiklerini ortaya koyarak bir
    nöroekonomik araĢtırma yapmak,

  • ikincisi ise; aynı denek grubunun
    nöropazarlama açısından müzik, renk,
    marka, reklam, boyut gibi faktörlerden en
    fazla hangisine göre tercih davranıĢını
    gösterdiğini ortaya koymak.
Bölüm II > Nöroekonomi, Makroekonomi
ve Türkiye Üzerine Uygulama
• Deney aĢamasında, deneklerin deney öncesi, deney anı ve deney
 sonrası olmak üzere üç farklı zaman diliminde tercih, beğeni, hatırlama,
 algılama, tepki gibi fonksiyonlarını nasıl or taya koyduklarını ve
 değiĢtirdiklerini belirlemeye yönelik araĢ tırma planlaması yapılmıĢtır.
 Elde edilen bulgular, radyoloji ve nöroloji uzmanının beynin hangi
 bölgesinde ve ne tip bir tepki verdiği fMRI cihazı görünülerine göre
 raporlanmıĢ ve iktisadi değerlendirme içinde yorumlanacaktır.

• Deney, 2010 yılı Mart ayında baĢlatılmıĢ ve proje süresi 12 ay olarak
 belirlenmiĢtir. Nöroekonomi deneyleri için bir takım materyallere ve
 uzmanlara ihtiyaç duyulmaktadır. AraĢtırma, Konya Selçuk Üniversitesi
 Meram Tıp Fakültesi AraĢtırma Hastanesi‟nde, 1 nörolog, 1 radyolog ve
 her deneyde 1 ya da 2 denek eĢliğinde yapılmaktadır. Görüntüleme
 cihazı olarak ise fMRI cihazı kullanılmaktadır. Her biri minimum 25dk. -
 maksimum 35 dk. süren deneyler yapılmaktadır.

• Deneklere, deney aĢamasırıdan önce sosyolog ve psikolog yardımıyla
 hazırlanmıĢ olan anket soruları sorulmakta ve ayrıca makro ekonomik
 olaylarla iliĢkili kısa bir brifing verilmektedir.
Yazarın Sönsözünden
• Üzerinde durulması gereken temel nokta; bilimsel
 devrimlerin, iktisat biliminin çehresini değiĢtirmesi ve
 böylelikle yeni bir paradigmaya doğru kaydırmasıdır.

• Kitapta anlatılan tüm bilimsel geliĢmeler ve kavramlar (ör:
 belirsizlik, kuantum, kaos, nöroloji) yeni ekonomiyi
 Ģekillendirmektedir.

• Geleneksel iktisat kuramları yerini
 nöroekonomi kuramlarına bırakacaktır.
TeĢekkürler...

Contenu connexe

Similaire à Yeni Ekonomi Kuantum Nöroekonomi Kitabının Özeti - Avedis Boyacı

EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLER
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLEREVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLER
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLERCOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEMEİKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEMECOSKUN CAN AKTAN
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR? İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR? COSKUN CAN AKTAN
 
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMEMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMCOSKUN CAN AKTAN
 
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMEMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMCOSKUN CAN AKTAN
 

Similaire à Yeni Ekonomi Kuantum Nöroekonomi Kitabının Özeti - Avedis Boyacı (6)

EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLER
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLEREVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLER
EVRİMCİ KURUMSAL İKTİSADA KATKIDA BULUNAN DÜŞÜNÜRLER
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEMEİKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
 
Avusturya İktisat Okulu
Avusturya İktisat OkuluAvusturya İktisat Okulu
Avusturya İktisat Okulu
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR? İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
 
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMEMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
 
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMEMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
 

Yeni Ekonomi Kuantum Nöroekonomi Kitabının Özeti - Avedis Boyacı

  • 1. “Yeni Ekonomi Kuantum – Nöroekonomi (Haldun Soydal)” Kitap Özeti Hazırlayan: Avedis Boyacı http://tr.linkedin.com/in/avedisboyaci http://boyacidukkani.wordpress.com
  • 2. Sunum Ġçeriği • Kitaba Dair Genel Bilgiler • Kitap Künyesi, Kitabın Ġçindekiler, Genel Bilgiler • I. Bölüm • Klasik Ġktisat Akımı • Neoklasik Ġktisat Akımı • Modern (Yeni) Ġktisat Akımına Doğru • Kavramlar (Ekonofizik, Kaos, Kuantum, Entropi, Belirsizlik, Fraktal Geometri, Kelebek Etkisi, Oyun Teorisi, Bulanık Mantık, Nörokuantoloji) • II. Bölüm • Yeni Ġktisat (Psikolojik Ġktisat, Mental Muhasebe, DavranıĢsal Ġktisat, Evrimci Ġktisat) • Beyin - Nöroloji (Nöron'lar, Nörotransmiter‟ler, Bellek - Bilinç, Karar Verme, fMRI, Ġktisadi Bulgular, Nöropazarlama) • Nöroekonmi, Makroekonomi ve Türkiye Üzerine Uygulama • Yazarın Sönsözünden
  • 3. Kitap Künyesi Yeni Ekonomi Kuantum - Nöroekonomi Yazar: Haldun Soydal Yayınevi: Palet Yayınları Basım zamanı: Eylül 2010 Sayfa adedi: 204
  • 4. Kitabın Ġçindekiler • ÖNSÖZ 9 • Il. BÖLÜM 83 • GĠRĠġ 11 • NÖROEKONOMĠ 83 • I. BÖLÜM 15 • PSĠKOLOJĠK ĠKTĠSAT 87 • KUANTUM MEKANĠĞĠ ĠLE DEĞĠġEN • MENTAL MUHASEBE 91 PARADĠGMA VE EKONOMĠ 15 • DAVRANIġSAL ĠKTĠSAT 95 • EKONOFĠZĠK 19 • DENEYSEL ĠKTĠSAT 97 • ZEĠTGEĠST - KAOS, KUANTUM VE • EVRĠMCĠ ĠKTĠSAT 98 EKONOMĠ 23 • NÖROEKONOMĠ 98 • DETERMĠNĠZM 31 • Nöroekonomi‟ye Yönelik EleĢtiriler 106 • KOMPLEKSĠTE 34 • Literatürde Yer Alan BaĢlıca Nöroekonomi Uygulamaları 109 • FELAKET (Catastrope) TEORĠSĠ 36 • NÖROEKONOMĠ VE MAKRO EKONOMĠ, TÜRKĠYE • ENTROPI 38 ÜZERĠNE UYGULAMALI ARAġTIRMA 151 • BELĠRSĠZLĠK 41 • SONSÖZ 163 • FRAKTAL GEOMETRĠ 49 • EK: DENEY GÖRÜNTÜLERĠ 165 • KELEBEK ETKĠSĠ 61 • EK: DENEYLERDE ELDE EDĠLEN (MRI GÖRÜNTÜLERĠNDEN ÖRNEKLER 171 • OYUN TEORĠSĠ 66 • SÖZLÜK 183 • Tutukların Ġkilemi (dilemma) 67 • Nash Dengesi 69 • AÇIKLAMALAR 173 • BULANIK MANTIK (Fuzzy Logıc) 72 • DIZĠN 191 • NÖROKUANTOLOJĠ 80 • KAYNAKÇA 193
  • 5. Kitaba Dair Genel Bilgiler I • Kitap, iktisat biliminin diğer bilimlerden ayrı düşünülemeyeceğinin ve bu nedenle de bilimsel geliĢmelerden direk etkilendiğinin vurgulanması ile baĢlıyor. • Ardından, iktisat bilimi dünyasında kabul görmüĢ olan teoriler paylaĢılıyor. Bunlar: Klsaik, Neoklasik ve Modern olarak kategorize edebileceğimiz üç akımın öncülüğünde geliĢtirilmiĢlerdir. • Kuantum fiziğinin, nöroekonominin ve davranış bilimlerinin ekonomide yer bulmaya başlamasıyla iktisat biliminde bir devrim yaĢandığı iafde ediliyor ve kitap boyunca, çeĢitli bilimlerdeki ve kavramlardaki geliĢmeler örnek verilerek bu devrimin ne olduğu açıklanıyor.
  • 6. Kitaba Dair Genel Bilgiler II • Kitabın I. bölümünde; konuya temel oluĢturması için önce klasik iktisat ve neoklasik iktisat teorileri tanımlanmıştır. Ve ardından modern (yeni) iktisada geçiĢ; geliĢmeler ve kavramlar aracılığı ile aktarılıyor. Ġlgili tüm kavramlar açkılanarak, iktisat bilimine nasıl yansımasına dair fikir veriliyor. • Kitabın II. bölümünde; ise nöroloji, insan beyni ve insan beyninin işleyişi açıklanarak iktisat bilimi ile iliĢkilendiriliyor. • Kitabın son kısmında Haldun Soydal‟ın Türkiye‟de yaptığı çalışmalardan da örnekler veriliyor.
  • 7. Bölüm I > Klasik Ġktisat Akımı • Klasik fizik; Öklit matematiği, Newton‟un (1643 - 1727) ve daha sonra James Maxwel‟in geliĢtirmiĢ oldukları teoremlere dayanmaktadır. Newton özgür iradeyi ortadan kaldıran nedensellik temeline dayalı determinist feslefeyi bilim dünyasına sunarak, temel paradigmayı bu felsefe üzerine kurmuĢtur. Yani bir önceki durumdan bir sonraki durumun tespit edilmesi mantığına dayanmaktadır. Isaac Newton 1642 - 1727 • Klasik fizikteki deterministik felsefenin iktisat bilimine yansıması rasyonellik (akılcılık) şeklinde olmuştur. Ġnsan rasyonel bir varlık olarak kabul edilmiĢ ve iktisadi kuramlar bu varsayım üzerine inĢa edilmiĢtir. Psikoloji biliminden sınırlı miktarda faydalanılmıştır. • Bu kuramın en önemli temsilcileri Adam Smith ve Jeremy Bentham kabul edilebilir. Adam Smith‟in “The Theory of Moral Sentimes” isimli çalıĢmasında birey Adam Smith davranıĢlarının psikolojik açıdan analizini içermektedir. 1723 - 1790
  • 8. Bölüm I > Determinizm • Determinizim, tüm olayları ve evreni, onların bu şekilde olmalarını zorunlu kılan bir takım yasa ile güçlerin varlığına ve bu yasa ile güçlerden meydana geldiklerini ileri süren doktirne verilen isimdir. Daha açık bir ifadeyle evrende akli bir düzen vardır. • Felsefi temelli determinizim, nedenselliktir ve bütün olaylarda özgür iradeyi ve insanın baĢka türlü davranabilme imkanını kabul etmeyen, olay ve olgularda bir takım önceden varolan zorunlu nedenler zincirinin zorunlu olarak benimsendiğini savunan teoridir.
  • 9. Bölüm I > Neoklasik Ġktisat Akımı I • Neoklasik iktisat akımı özellikle 20. yüzyılda etkili olmuştur. Bu akım ile birlikte iktisat biliminde sosyal bilimlerden uzaklaĢılmıĢ, sosyolojik – psikolojik faktörlerin dahil edildiği analizler giderek azalmıĢ ve iktisadi faktörler matematiksel olarak ifade edilmeye çalışılmıştır. Yani “etkik” kökenden “mühendislik” kökene doğru bir kayma yaĢanmıĢtır. • Ġktisadi bireylerin her durum ve koĢulda, rasyonel (akılcı) kararlar alarak, rasyonel seçim ve tercihler yaptıkları, faydasını maksimum yapmaya çalıĢan davranıĢlar sergileyecekleri varsayılmıĢtır. Bu Ģekilde davranan iktisadi bireye “homo economicus” denilmektedir. Kararlı ekonomik denge durumu olabileceği söylenmekte ve bu durum hedeflenmektedir. Dengesizliğin geçici olduğu kabul edilmektedir.
  • 10. Bölüm I > Neoklasik Ġktisat Akımı II • Oysa, zaman içinde görülmüĢtür ki reel dünyada; kararlı ekonomik denge durumu, gruplararası çıkar çatıĢmalarının yaĢanmadığı ekonomik sistemler mümkün değildir. İktisadi hayat matematiksel ifadeler dışında çok çeşitli faktörlerden etkilenmektedir. • Neoklasik iktisat akımının ortaya koyduğu en sosyal sayılabilecek kavram marjinal fayda (bir ürünün son biriminin sağlayacağı fayda) kavramıdır.
  • 11. Bölüm I > Modern Ġktisat Akımına Doğru I • Neoklasik iktisat akımındaki tam rasyonellik varsayımı, iktisat modellerine basitlik ve iĢlerilik sağlamalarına rağmen tahmin gücü açısından yetersiz kalmaktaydı. • Neoklasik yaklaĢımın gerçek dünyayı yansıtmaktan uzak olan varsayımlarının ekonomi öğretisi ve eğitimine de yansıyarak tekelleĢmesi, pek çok eleĢtiri almasının yanı sıra, 2000 yılında bir grup Fransız iktisat öğrencisi tarafından bir bildiriyle eleĢtirilmiĢ ve öğrencilerin deyimiyle “Otistik İktisat” kavramı kamuoyu ile paylaĢılmıĢtır. Ardından özellikle Amerika ve Belçika‟da baĢ gösteren tepkiler modern iktisatın doğumunda önemli adımlar olmuĢlardır. • İktisat biliminin diğer bilimlerle ilişkilendirilmesi gerekliliği zamanla kendisini göstermiĢ ve yerleĢik iktisat kuramlarını etkilemiĢtir.
  • 12. Bölüm I > Modern Ġktisat Akımına Doğru II • Modern (yeni) iktisatta öne çıkan noktalar aĢağıdaki Ģekilde özetlenebilir. (Bu kavramlar ileriki slide‟larda açıklanacaktır.) • Zaman analize girmiĢtir. (Laboratuvar ortamında somut zamanlı modellerin kurulması mümkün hale gelmiĢtir.) • Faydacılık • Marjinalizm • Sınırlı rasyonellik • Yöntemsel bireyselcilik • Çoklu denge • Evrimci oyun kuramı • Ekolojik ekonomi • Psikolojik ekonomi • Yeni ekonometri • Kompleksite kuramı • Simülasyonlar - Fraktallar • Deneysel iktisat • Ekonofizik • Mental muhasebe • DavranıĢsal iktisat • Nöroekonomi
  • 13. Bölüm I > Ekonofizik • Tüm bilimlerin kaynağı felsefedir. Tüm bilimler felsefe kaynaklı olduklarından birbirleriyle de iliĢki halindedirler. • Fizik alanında yapılan her türlü paradigma değiĢikliği ekonomide de değiĢimlere yol açmaktadır. • Fizikçiler tarafından ortaya koyulan teorileri ve metotları ekonomi problemlerini çözmekte kullanan ve iktisadi analizlere dahil eden interdisipliner araştırma alanına «ekonofizik» adı verilmektedir. Eski Yeni Klasik Mekanik Kuantum Mekaniği Doğrusal Geometri Fraktal Geometri Klasik Mantık Bulanık Mantık Determinizm Belirsizlik
  • 14. Bölüm I > Kaos I • Kaos, evrenin düzenden önceki karmaşık, şekilsiz, anlaşılamayan ve kontrol edilemeyen hali olarak ifade edilmektedir. • Kaos teoremi ilk kez 1889 yılında, Fransız matematikçi Henry Poincare tarafından kullanılmıĢtır. Evrenin ilk durumunu bilemeyeceğimiz için güneĢ sisteminin kararlı olup olmayacağını asla öngöremeyeceğimizi ispatlamıĢtır. • Kaos teoremi; Kuantum Mekaniği, Heisenberg Belirsizlik Ġlkesi, atomaltı dünyanın araĢtırılması, determinizmin eski önemini yitirmesiyle önemli ölçüde kullanılmaya baĢlamıĢtır. Kaos teoremi; sürekli bir kararsızlık gösteren yapılardan düzenin (süreli ve çoklu denge) nasıl ortaya çıktığını non-lineer denklemlerle göstermektedir.
  • 15. Bölüm I > Kaos II • Kaos teorminde, iktisadi olaylar tekdüze ve basit iliĢkiler olarak değerlendirilmemekte ve kaotik özellik taĢıyan davranıĢlar olarak varsayılmaktadır. Klasik iktisadi ekolün temel argümanları olan homoeconomicus ve rasyonalizm reddedilmektedir. • Yapılan araĢtırmalara göre dünya ekonomisi genel bir döngü olarak 50 yılda bir kırılmakta ve sonuç olarak belirsiz bir döneme girmektedir. Yani kaotik yükseliĢ ve çöküĢ döngüleri bulunmaktadır. Bu durum Kaos teoremine uygundur.
  • 16. Bölüm I > Kuantum • Atom çekirdeğinin etrafında devamlı bir dalga halinde dolaşan ve her noktada bulunabilen elektronların çok olmasına «kuanta»; tek olmasına ise «kuantum» adı verilir. • Belirsizliği temel alan Kuantum paradigmasıyla beraber, görecelilik - olasılık gibi durumlar sisteme eklenmiş ve ekonomik sistemin bütünü düzsel değil nonlineer bir çözümleme tekniği ile yorumlanmıştır. • Önümüzdeki dönemde yeni ekonomi bu kuramlara dayandırılacaktır. Ör: Ġstihdam, döviz kuru, finans piyasaları harektleri vs...
  • 17. Bölüm I > Entropi • Yunanca «Entrope» kelimesinden gelen «Entropi» bir sistemin düzensizliğinin ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Evrende kendi haline bırakılan tüm sistemlerin zamanla orantılı olarak düzensizliğe doğru gideceğini savunur. • Entropi getirdiği fizik dinamiği dıĢında, «Sosyal Entropi» kavramıyla da iktisat literatürüne girmiĢtir. Sosyal Entropi, insan iliĢkileri ile üretme ve gelir yaratma kapasitesi arasındaki iliĢkiyi açıklamaya çalıĢan bir kuramdır. Ekonomik sistemin öğeleri arasındaki farklılaĢma arttıkça Sosyal Entropi azalmaktadır. Sosyal Entropi azaldıkça gelir dağılımının daha homojen sağlanacağı ve toplumun refah düzeyinin artacağı sonucuna ulaĢılmıĢtır.
  • 18. Bölüm I > Belirsizlik • 1926 yılında Werner Heisenberg tarafından tanımlanmıĢtır. Bu ilke Kuantum fiziğinin de temelini oluĢturmaktadır. • «Belirsizlik İlkesine» göre hareket halinde olan bir elektronun hem konumunun hem de hızının aynı anda belirlenmesi imkansızdır. Kuantum fiziğinde her fiziksel niceliğe denk gelen bir reel sayı değil, bir iĢlemci vardır. Bu iĢlemciler, deterministik mekanikten ayrı olarak sayısal değerler ile değil matrisler ile temsil edilir. Dolayısıyla, kuantum mekaniğinde ölçülen fiziksel niceliğin ölçüm sırası önemlidir. • İktisadi dünyda matrisler olasılıkları işaret Werner Heisenberg etmektedir. Dolayısı ile bazı olasılıklar hesaplanabilir. 1901 - 1976 Fakat hiçbir zaman kesin olarak iktisadi bir tahminde bulunulamaz.
  • 19. Bölüm I > Belirsizlik – Schrodinger Deneyi • Belirsizlik ilkesini temel alan Schrodinger, elektronun atom içindeki hareketini inceleyerek (dalga mekaniği) elektronun bulunduğu yeri bir olasılık olarak ortaya koymuĢtur. Schrodinger‟e göre bütün ihtimaller aynı anda var olmaktadır. Yaptığımız gözlem sırasında bu ihtimallerden algıladığımızı gerçeğe indirgeriz ve gözlemin bir parçası oluruz. • Schrodinger‟in ünlü kedi deneyinde, kapalı bir kutunun içinde bir düzenek ve baĢlangıçta canlı olan bir kedi vardır. Düzeneğin içinde ise, bozunma olsalığı %50 olan bir parçacık ve bu parçacığın bozunmasıyla ortama yayılacak zehirli gaz vardır. Düzenek bozulursa kedi ölecektir. • Kutu açılana (yani gözlem yapılana kadar) kedi ölü mü diri mi bilinmemektedir. Yani kuantum fiziğine göre kedi hem ölüdür hem de diridir.
  • 20. Bölüm I > Fraktal Geometri • 1975‟te Polonya asıllı matematikçi Beneoit Mandelbrot tarafından ortaya atılan Fraktal; çoğunlukla kendine benzeme özelliği gösteren karmaĢık geometrik Ģekillerin ortak adıdır. Kendine benzer bir cisimde cismi oluşturan parçalar ya da bileşenler cismin bütününe benzer. Düzensiz ayrıntılar ya da desenler giderek küçülen ölçeklerde yinelenir ve tümüyle soyut nesnelerde sonsuza değin sürebilir; öyle ki,her parçanın her bir parçası büyütüldüğünde, gene cismin bütününe benzer. Kendileri farklı ölçeklerde tekrar eden motiflerdir. • Fraktal doğanın gerçek geometrisi olarak da tanımlanabilir. Yakın zamanda yapılan araĢtırmalar, birey, takım, kurum ve hatta toplum seviyesindeki hareketlerin de fraktal dinamikler gösterdiğini iĢaret etmektedir. • Ör: T-Bono piyasalarında dikey eksende fiyat ve yatay eksende de zaman grafiği oluĢturulduğunda, uzun vadede kendini tekrar eden fraktal örüntüler görülmesi olasıdır.
  • 21. Bölüm I > Kelebek Etkisi • BaĢlangıçtaki koĢullara hassaslık olarak bilinen kelebek etkisi, Lorenzin 1972 yılında yayınladığı «Öngörü: Brezilya‟daki bir kelebeğin kanat çırpışı, Teksas‟ta bir kasırga başlatabilir mi?» adlı makalesinden ismini almıĢtır. • Dünya ekonomisi artık, kürselleĢmenin getirdiği boyut ile baĢta finans piyasaları olmak üzere birbirine o kadar entegre hale gelmiĢtir ki; dünyadaki herhangi bir yerdeki eknomik sistemde meydana gelen çok küçük olaylar, çok büyük değişikliklere neden olabilmektedir. • Örneğin; mortgage kredirlerinde kanat kırçpan kelebek dünya ekonomilerinde kasırgalara yol açmıĢtır veya 1929‟da borsadaki çıkıĢlar büyük buhrana neden olmuĢtur.
  • 22. Bölüm I > Oyun Teorisi I • Amerikalı matematikçi Jon Von Neuman 1928 yılında yayınladığı makale ile oyun teorisinin temelini atmış, ekonomist Oscar Morgenstern ile de 1944 yılında basılan «Oyun Teorisi ve Eknomik DavranıĢ» isimli kitapta, bu teoriyi ekonomi alanı üzerinde uygulamıĢtır. 1950 yılında John Forbes Nash, yayınladığı Jon Von Neuman 1903 - 1957 çalışmalar ile teoriyi geliştirmiş, rekabetçi ve işbirlikçi oyunlarda kullanılabilecek bir denge kavramını ortaya atmıĢtır. • Oyun teorisi «Akıllı karar vericilerin çatışmalarının veya işbirliklerinin matematik modelleri» olarak adlandırılabilecek bir teoridir. John Forbes Nash 1928 - ...
  • 23. Bölüm I > Oyun Teorisi II • Mahkumlar Açmazı: Delilleri yetersiz bir suçtan iki zanlının hapse atıldığını düĢünelim. Eğer zanlılardan hiç biri herhangi bir itirafta bulunmazlarsa mevcut delillerle ikisi de 2‟Ģer yıl yatacaklardır. Eğer zanlılardan biri diğeri aleyhine itirafta bulunursa o serbest kalacak, diğeri 10 yıl hapse mahkum olacaktır. Her ikisi birbirinden habersiz diğerini ele verici itirafta bulunursa, suçu ikisinin birlikte iĢlediği sabit olacağı için ikisi de 5‟er yıla mahkum olacaklardır. Zanlılar için ikilem burada baĢlamaktadır. Sonuçları, diğer zanlının tavrına bağlı olarak değişen bir çok seçenek bulunmaktadır.
  • 24. Bölüm I > Oyun Teorisi III • Nash Dengesi: Bütün oyuncuların kendine göre en yüksek kazancı getirecek bir stratejisi olduğu, fakat oyundaki yegane oyuncu olunmadığı için bu „dominant stratej‟inin uygulanamayacağı ve bir „denge durumu‟na razı olunacağıdır. Nash dengesi stratejisi, bir oyuncunun karşısındaki oyuncunun stratejisini tahmin edip, buna yönelik izlediği „en iyi‟ stratejidir. • Sonraki yıllarda; ekonomiden hukuka, politikadan uluslararası iliĢkiye kadar birçok sosyal bilim alanında uygulanmıĢ ve stratejik karĢılaĢmaların incelenmesinde ortak dil haline gelmiĢtir.
  • 25. Bölüm I > Bulanık Mantık • Bulanık mantık, 1965 yılında Azeri asıllı ABD‟li Lütfi Askerzade'nin yayınladığı bir makalenin sonucu oluĢmuĢ bir mantık yapısıdır. • Bulanık mantığın temeli bulanık küme ve alt kümelere dayanır. Klasik yaklaĢımda bir varlık ya kümenin elemanıdır ya da değildir. Matematiksel olarak ifade edildiğinde varlık küme ile olan üyelik iliĢkisi bakımından kümenin elemanı olduğunda "1", kümenin elemanı olmadığı zaman "0" değerini alır. Bulanık mantık klasik küme gösteriminin genişletilmesidir. Bulanık varlık kümesinde her bir varlığın üyelik derecesi vardır. • Bulanık mantık sistemlerinde NLP (doğal dil iĢleme) kullanımaktadır. Bu yapısı ile özellike yapay zeka sistemleri için olduka uygundur. • Bulanık mantık sistemleri kesinlik yerine üyelik derecesi yaklaĢımını benimsedikleri için ekonomi ve finansta da analizlerde sıklıkla kullanımaktadır. Yönetim karar destek sistemlerinde, fabrika yeri seçimi ve satıĢ stratejilerinin belirlenmesinde önemli hale gelmiĢtir.
  • 26. Bölüm I > Nörokuantoloji • Nörokuantoloji; nöroloji ve kuantum fiziği arasındaki etkileĢim sonucu ortaya çıkmıĢ bir çalıĢma alanıdır. • Kuantum mekaniğinde gerçeklik nedir sorusu önemli bir tartıĢma alanıdır. Bir fiziksel olayı kendin gözlüyorsan bunun gerçek olduğunu algılıyorsundur. Fakat bir olayı kaydedecek gözlemci yoksa gerçek nedir? Kuantum mekaniği tartıĢmayı daha da karmaĢık hale getirmiĢ. Çünkü kuantum mekaniğinin geliĢiyle gözlemci, gözlenen, ölçme kavramları iyice ön plana çıkmıĢtır. • Nörokuantoloji, kuantum mekaniğindeki ölçme sorununa farklı bir bakıĢ açısı ile yanıt aramaktadır. Ölçmede bilincin devreye girip girmediği, hangi aşamada devreye girdiği tartışılmaktadır. • Ġnsan beyninde sinirler arası iletim elektriksel ve kimyasal değiĢimlerle olmaktadır. Bu değiĢimler ne kadar kuantum mekaniği özelliği taĢımaktadırlar? Nörokuantoloji bu konuda da araĢtırma yapmaktadır.
  • 27. Bölüm II > Yeni Ġktisat • Ġktisat bilimi insanı konu edinmesine rağmeN; uzunca bir süre, insandan bağımsız düĢünülmesi mümkün olmayan psikoloji faktörünü (insanı tam rasyonel kabul ederek) analizlerine dahil etmemiş, iktisadi birey olarak sınırlandırdığı homoeconomicus modelinin ötesine geçememiş, sonuçta da karĢılaĢılan gerçeklikler ile teorilerde ulaĢılan sonuçlar birbirleriyle tutarsız kalmıĢtır. • Fakat bugün, iktisat bilimi, yeni teknik ve yöntemleri analizlerine dahil ederek sınırlarını aĢmaya baĢlamıĢtır. Fizik, sosyoloji ve nöroloji başta olmak üzere diğer sosyal ve fen bilimlerinden faydalanmaktadır. Bu interdisipliner anlayış «Yeni İktisat» olarak adlandırılmaktadır.
  • 28. Bölüm II > Yeni Ġktisat – Psikolojik Ġktisat • Bu noktada devreye, insan psikolojisi odaklı; psikolojik, davranışsal ve deneysel iktisat akımları girmiĢtir. • Psikoloji ve iktisat biliminin sentezi olarak tanımlayabileceğimiz “psikolojik iktisat”; “mevcut iktisadi kuramlara ve çözümlemelere psikoloji dahil edilmesi, baĢka bir deyiĢle «iktisadi analizlerde psikoloji biliminden yararlanılması» Ģeklinde ifade edilebilir. • Bireylerin ekonomik tercihlerini ve bu tercihlerin altında yatan psikolojik nedenleri araĢtırmaktadır. Marjinal fayda hedonik (haz) psikoloji varsayımları çerçevesinde psikolojik iktisat içerisinde yer alan bir kavramdır.
  • 29. Bölüm II > Yeni Ġktisat – Mental Muhasebe • Son dönemlerde yapılan deney ve araĢtırmaların ortaya koymuĢ olduğu gibi insanlar, mental hafızalarına birçok olay ve olgu ile ilgili bilgiyi bilinçaltı seviyede kaydetmektedirler. • Bireyler, mental hafızalarına kaydetmiĢ oldukları her türlü olay, olgunun farkında olmasalar bile etkisi altındadırlar. • Bu nedenle kararlarında her zaman akılcı değil; aksine çoğu zaman hissel ve deneyimledikleri doğrultusunda davranışlar sergilemektedir. • Mental muhasebe; bireylerin nesnelere ve eĢyalara değer biçerken zihninde oluşturduğu fayda / kazanç karşılaştırmasıdır.
  • 30. Bölüm II > Yeni Ġktisat–DavranıĢsal Ġktisat • Risk algılaması, belirsizlik altında karar verme, beklenen fayda, seçim, rasyonellik vb. konuların ele alındığı davranışsal iktisat Wagner tarafından; «ekonomik karar alma sürecinde, bilişsel bilimin uygulanması» Ģeklinde tanımlanmaktadır. Analizlere insan sosyopsikolojik unsurların dahil edilmesidir. (Ör: Oyun teorisi) • Deneysel iktisat ise; kısmen kontrol edilebilen laboratuvar ortamında karĢılıklı etkileĢen insanların karar ve davranıĢlarınI inceleyen bilim dalıdır. Davranışsal iktisat teorilerinin test edilmesi şeklinde yorumlanabilir. Son dönemde deneysel iktisat kapsamına biyoloji ve nöroloji bilimi de dahil edilmiĢtir.
  • 31. Bölüm II > Yeni Ġktisat – Evrimci Ġktisat • Darwin‟in doğal seleksiyon teorisinin iktisada uyguLanmasıdır. Evrim teorisi, iktisadi hayatta kalmak isteyen, güç ve rekabet üstünlüğü elde etmek amacı güden ekonomik birimler açısından da söz konsudur. Nitekim; ekonomik koĢullara uyum sağlayamayan iktisadi birimler diğerleri ile rekabet etme gücünden yoksun olacaklardır.
  • 32. Bölüm II > Yeni Ġktisat – Nöroekonomi • Nöroeknomi kavramı, literatürde ilk kez, Prof. Kevin McCabe tarafından 1998‟de kullanılmıştır. • Ekonomik ortamlarda insan kararlarının biyolojik temellerini anlamak için biraraya gelmiĢ interdisipliner çalışma alanı olarak tanımlanmıştır. Tüm ekonomik birimlerin karar verirken rasyonalitenin yanısıra gösterdikleri davranış ve bunların neden – sonuç ilişkisi konularını oluşturmaktadır. • Temelinde Bölüm II‟de anlatılan tüm modeller yer almaktadır. Yani nöroekonomi; nöroloji, ekonomi ve psikolojinin sentezidir.
  • 33. Bölüm II > Nöroloji – Beyin • Ortalama 1,36 kg ağırlığında, beyaz ve boz renkte olan, sürekli değiĢebilme, güncellenebilme ve milyonlarca bilgiyi aynı anda işleme, kaydetme, saklama özelliğine sahip olan beyin, bugünkü halini yaklaĢık 5 milyar yıllık bir evrimin sonucunda almıĢtır. • Ön, arka ve orta beyin olmak üzere 3 bölümden oluşur. 1 cm3‟lük parçasında 1 trilon bağlantıya sahip 100 milyar nöron hücresi bulunur. Ve bu nöronlar arasında saniyede 10 milyon x milyar kez uyarı gerçekleĢtirebilir.
  • 34. Bölüm II > Nöroloji – Beyin • Sol ve sağ yarımkürelerden oluşan beyinde iki yarımküre arasındaki tek bağlantı, altta, yarığın tabanında uzanan ve corpus collum denen geniş sinir demetidir. • Sinir demetini oluşturan lifler, soğan ilikte (omurilikte) çaprazlanarak yön değiştirdikleri için, sol yarımküre vücudun sağını, sağ yarımküre de vücudun solunu denetlemektedir. • Beyni oluĢturan 3 temel kısım (arka, ön, orta) beyin, kendi içinde birbirleri ile haberleşebilmelerinin yanısıra, birbirlerinden bağımsız görevleri yerine getirmektedir.
  • 35. Bölüm II > Nöroloji – Beyin • Soğanilik, beyincik ve varol köprüsünden oluĢan arka beyin; otonom sinir sistemini kontrol etmekte ve kas faaliyetlerimizi koordine ederek hareketlerimizi düzgün ve akıcı bir hale getirmektedir. • Orta beynin içinde işitme ve görme ile ilgili önemli iĢlevler gören nöronlar vardır. Beyin sapı, beynin her üç kısmıyla iliĢki halinde olan bir yapıdadır. • Ön beyin ise; talamus, hipotalamus, limbik sistem, serebrum ve beyin kabuğundan oluĢmaktadır.
  • 36. Bölüm II > Nöroloji – Beyin • Talamus duyu organlarından gelen nöronların beyin kabuğu ile ilişkisini sağlamakla görevli olan kısımdır. Hipofiz salgı bezi ile Talamus arasında yer alan Hipotalamus, “heyecan” ve “arzuların” yönetildiği merkezdir. • Beyin kabuğu (korteks) üzerinde 100 milyar sinir hücresini barındıran, “gri madde” olarak adlandırılan dokudur. Bilinçli zihinsel işlevlerin önemli bir kısmı bu bölgede üretilmektedir. Yarım kürelerin en dıĢ katmanı olan beyin kabuğu, daha çok sinir hücrelerini ve destek hücreleri içeren bozmaddeden (3,2 mm), iç katmanları ise sinir hücrelerinin uzantıları olan aksonları ya da sinir liflerini içeren akmaddeden ve bazal gangliyonlardan oluĢmaktadır. Beyin kabuğu, sinirler tarafından, duyu organlarından beyine aktarılan bilgilerin alındığı kısımdır. Bozmadde altında milyonlarca sinir lifinden oluĢan akmadde bulunmaktadır.
  • 37. Bölüm II > Nöroloji – Beyin • Limbik Sistem: Beyin kabuğunu oluĢturan frontal, parietal ve oksipital lobların altında bir kıvrım Ģeklinde yer alan bu sistemde; hipotalamus, singulat girus hipokampus ve amigdala sinir hücreleri gruplarıyla infra orbital frontal bölgeler bulunmaktadır. Uyku, açlık, cinsellik, heyecan, korku gibi fizyolojik olayların düzenlenmesinde limbik sistemin yeri çok önemlidir. • Beynimize duyu organlarımızdan gelen uyarılar, tamaus‟a gelip süzülür ve beynin ilgili bölgesine yönlendirilir. Fakat, koku duyusunu taşıyan sinir hücreleri bilgisi filtrelenmez. Bu nedenle koku duyusunun duygular üzerinde önemli etkisi varıdır. • Hipotalamusun ön bölümü bedenimize sakinleĢtirici sinyaller gönderirken, arka bölümü (özellikle amigdal sinir hücreleri) endişe verici ve korkutucu durumlarda çarpıntı, kızarma, titreme, gerginIik gibi sinyaller gönderir.
  • 38. Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Nöron‟lar • Vücudumuzdaki kaslara, organlara ve salgı bezlerine bilgiler göndererek çalışmalarını kontrol eden sinir hücrelerine «nöron» adı verilir. Çoğu, beynin dıĢ kabuğundaki gri bölgede yer almaktadır. • Beynin en karmaĢık iĢlemlerinden biri, bilginin kodlanmasıdır. Bu süreçte beyindeki nöronlar (sinir hücreleri) zarlarının dışında elektrik akımı oluĢturmaktadır. Bu elektrik akımları, „akson‟ adı verilen uzantılara ulaĢarak, onlar vasıtasıyla gerekli olan kimyasal sinyallerin açığa çıkmasını sağlamakta ve bu akımlar sayesinde bilgiler beynimize aktarılmaktadır.
  • 39. Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Nöron‟lar • Nöronlar büyük bir gövde ve bunun uzun ince kuyruk şeklindeki uzantısı olan «akson»dan oluşmaktadır. Nöronlarda oluĢan elektrik sinyalleri aksonlar tarafından saniyede 100 metre hızla diğer hücrelere iletilmektedir. Aksonlar miyelin adı verilen kılıfla çevrilidir. Bu kılıf elektrik sinyallerinin çok hızlı taĢınmasını sağlar. • Sinir hücrelerinin gövdesinden çıkan ve «dendrit» denen anten benzeri uzantılarsa diğer sinirlerden gelen sinyalleri algılamaktadır. Nöronlar arasındaki bu bağlantılara «sinaps» adı verilmektedir. Elektrik sinyalleri aksonun ucuna ulaĢtığında buradan «nörotransmiter» denen özel kimyasal mesajcı moleküllerin salgılanmasına yol açmaktadır. Beynin iĢleyiĢi; bu bağlantılarla bilgilerin diğer hücrelere ve vücuda taĢınması ile sağlanır.
  • 40. Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Nörotransmiter‟ler • Haberci moleküller olan «nörotransmiter»ler farklı tiplerde ve iĢlevlerdedir. Ör: Katekolamin (dopamin, noradrenalin) beyin ve sinir iĢlevleri için çok önemlidir. Kalp hızı, solunum gibi iĢlevlerin yanısıra çeĢitli düĢünce ve davranıĢları da kontrol edebilmektedir. • Hormonlar da beynin iĢlevlerinde (üremeden duygusal durumlara kadar) önemli rol oynamaktadır. Dopamin, hormonal sinyallerin ve hareketlerin kontrolünde görev almaktadır. AĢırı salgılanması Ģizofreni gibi hastalıklara yol açmaktadır. • Ġnsan psikolojisini etkileyen bir diğer molekülse «serotonin»dir. Uyku, depresyon ve endişe gibi durumlar bu molekülün düzeyiyle iliĢkilidir. • Öğrenme ve bellekle ilişkili mesajcı molekülse «noradrenalin»dir.
  • 41. Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Bellek - Bilinç • Beynin iĢleyiĢinde temel özlliklerden birisi de, bilgileri geri dönüşümlü biçimde işleyebilmesidir. Her aĢamada lif ve sinir bağlantılarının bir bölümü bir önceki aĢamaya geri dönerek, bilgilendirme ve yeniden kontrolü sağlamaktadır. • Duyulardan toplanan uyarıların geldiği ilk yer (ilk depo) «duygusal kayıt» bölümüdür. Bu bölümün kapasitesi çok geniĢtir. Bu bölüm zihnin deposudur ve bilinçaltı olarak da bilinmektedir. • Zihnimiz gördüğümüz, duyumsadığımız, düşündüğümüz herşeyi ses veya resim olarak depolar. 70-100 trilyon arasında imaj kapasitesine sahiptir. Fakat bunları yeniden çağırmak güçtür. Kontrol edilebilir değildir. • Bilinçaltı, slonum, kalp atıĢı gibi iĢlevleri de sağlarken hiç uyumaz.
  • 42. Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Bellek - Bilinç • DüĢünceler bilinçli zihinden bilinçaltına doğru beyin hücreleri tarafından bir imaj gibi aktarılmaktadır. • Bellek türleri; kısa süreli bellekte açık bellek ve örtülü bellek olarak ikiye ayrılmaktadır. Açık bellek; anlamsal geri çağırmaları, örtülü bellek ise; koĢullama, beceriler ve alıĢkanlıkları kapsamaktadır. • Beyinde; idrak ve etki süreci olmak üzere iki süreçten bahsedilebilir. Ġdrak süreçleri doğru/yanlış cevaplarını arar, etki süreçleri ise motivasyoneldir (korku, kızgınlık, ...) ve kaçıĢ davranıĢıdır. İdrak süreçleri, etki sistemi ile birlikte hareket etmektedir. Etki süreçlerini yöneten kısım amigdala‟dır.
  • 43. Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Karar Verme • Beyinde idrak ve etki süreçleri yani limbik korteks ile frontal korteks sürekli bilgi alıĢveriĢindedir. Herhangi bir anda, herhangi bir olayda insan karar verirken, ilk anda etki süreçleri ve sistemleri devrede olsa da, beynin iki büyük mekanizması aynı anda çalışmaktadır. • Ör: Limbik sistemde tetiklenen panik duygusu mantıklı kararlar almamızı engelleyebilir. Çünkü, frontal korteks, limbik sistemden gelen verileri değerlendirmektedir. Kumar masasında çok para kaybeden kiĢi panik duygusu ile, kaybettiklerini kazanmak hedefiyle daha fazla para ile oyun oynayabilir.
  • 44. Bölüm II > Nöroloji – Beyin – fMRI • Son yıllarda fMRI (fonksiyonel manyetik rezonans imaj) teknolojisi, olaylar, durumlar, düĢünceler ve duygular karĢısında beynin hangi bölgelerinin işlevl kazandığını görüntülemek için kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Deneklere görüntüler gösterilmekte veya sorular sorulmakta ve bu sırada beyin görüntüleri çekilmektedir. • Bu teknik sonucunda elde edilen beynin iĢlevlik kazanan bölgesi verilerini inceleyen bilimadamları, aktive olan bölgelere bakarak, kararların ne kadarının bilinçüstü seviyede ne kadarının bilinçaltı seviyede verildiğini tespit edebilmektedir. • Görünen odur ki kararlarımızın çoğunluğunu bilinçaltı seviyede vermekteyiz. Sandığımız gibi rasyonel olmadığımız beyin görüntüleriyle de ispatlanmıĢtır. Sınırlı rasyoneliz.
  • 45. Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Ġktisadi Bulgular • Nörolojinin bulguları; duyguların, ekonomik karar ve tercihlerde oldukça etkili olduğu sonucuna ulaĢmaktadır. Bu Ģekilde; neoklasik iktisat teorisinde yer alan rasyonellik kabulü geçerliliğini yitirmekte ve sınırlı rasyonelliğe doğru kaymaktadır. • Kaybetmek, beynimiz için kazanmaktan daha önemli bir olaydır. Karar verme sırasında beynimizi sekteye uğratan bu olguya «kayıp komplosu» adı verilir. Herhangi bir olay kayıp olarak algılandığında, amigdala kuvvetli sinyaller yollamaya başlar. Bu durumda panik oluĢabilir ve risk alınabilir. «Var mısın? Yok musun?» programında büyük miktarlarda paraların riske edilmesinin sebebi budur.
  • 46. Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Ġktisadi Bulgular • Yatırım oyunu: Yatırım oyununda, birbirlerini tanımayan iki katılımcı, 10 farklı deneme için eĢleĢtirilmiĢtir (her denemenin baĢlangıcında her iki katılımcıya da 10 tane para birimi verilmiĢtir ve birine yatırımcı diğerine de para veya malın emanet edildiği kiĢi(vasi) rolleri verilmiĢtir. Oyuna göre; ilk eylemi yatırımcı gerçekleĢtirmekte ve birbiri ardına üç ayrı karar almaktadır. • Ġlk olarak yatınmcı, vasi atadığı kiĢiye kaç birim göndereceğine karar vermektedir. Yollayacağı herhangi bir miktarın uzman tarafından üçe katlanıp daha sonra vasi atadığı kiĢnin eline geçeceğini bilmekte olan yatırmcı, ikinci adımda, vasiden geri isteyebileceği para miktarına karar vermektedir. • Son olarak ise, yatırımcı maddi bir yaptırım ile gözdağı verip vermeyeceği kararını almaktadır. Eğer yatırımcı, maddi bir yaptırım uygulama kararı alırsa ve paranın emanet edildiği kiĢi, bu parayı geri istendiğinde yatırımcı kiĢiye aynı miktarda teslim edemezse, o zaman emanetçi kiĢinin hesabından, sabit miktarda para (4 birim) düĢülmektedir. Yatırımcının bu üç kararı da para veya malın emanet edildiği kiĢi(vasi)‟ye açıklanmakta ve sonra da vasi yatırımcıya geri vereceği miktara karar vermektedir.
  • 47. Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Ġktisadi Bulgular • Yatırım oyunu devam: Bu oyunda ilk seferde taraflar birbirlerine güvendiklerinde ve yatırımcı ceza (yaptırım) uygulamadığında vasi daha fazla geri ödeme yapmaktadır. Yatırımcı ceza uyguladığında vasinin geri ödeme miktarı önemli ölçüde azalmaktadır. • fMRI ile yapılan gözlemlerde, ceza (yaptırım) olan durumlarda, beyin aktivitelerinin ekonomik kararlar üzerinde olumsuz etkilerinin bulunduğu görülmüĢtür. • Yapılan baĢka bir fMRI araĢtırmasının sonucuna göre; kiĢilerin bir Ģeyi tüketmeden önce sağlamayı umdukları faydanın beyinlerinde yarattığı aktivasyon, tüketim sonrasındaki aktivasyondan Ģiddetlidir.
  • 48. Bölüm II > Nöroloji – Beyin – Nöropazarlama • Bugüne kadar beynin iĢleyiĢine dair keĢfedilenlerin ıĢığında pazarlama faaliyetleri de yeniden Ģekillenmektedir. Özellike bilinçaltını etkilemek ve kişileri bilinçsiz bir şekilde istenen ürünü tüketmeleri için pazarlama faaliyetlerinde değiĢikliker yapılmaktadır. • Bu faaliyetler içerisinde; beynin istenen bölgelerini tetikleyecek özel logo, renk, koku kullanımı, gözün fark edebileceği veya edemeyeceği (beynin fark edebileceği) şekil, yazı kullanımları, flash görüntü öne çıkmaktadır. • ĠĢte bu pazarlama Ģekline «Nöropazarlama» adı verilmektedir.
  • 49. Bölüm II > Nöroekonomi, Makroekonomi ve Türkiye Üzerine Uygulama • Makroekonominin artık sadece reel rakamlar, istatistiksel göstergelerin dıĢında; bireylerin, toplumların, milletlerin davranışlarına, beklentilerine, algılamalarına ve alışkanlıklarına bağlı olduğu görülmüĢtür. • Son küresel kriz göstermiĢtir ki; krizin etkileri toplumdan topluma, insanların kriz algılarına göre değiĢmektedir. Örneğin; 7-8 yılda bir kırılan Türkiye ekonomisindeki kriz alıgısı ve tepkileri ile ABD‟deki kriz algısı ve tepkileri çok farklıdır. Ör: Türkiye‟de kriz çevirmi sık olduğu için tepki düzeyi diğer ülkelere göre çok aĢağıda kalmaktadır. Risk alma oranı yüksektir. Genel bir değerlendirme ile Türkler, duygusal, pratik zekalı karar alıcılardır. • Toplumların nörolojik, sosyolojik ve psikolojik durumların tepsiti ile oluşturulacak iktisadi programlar çok daha verimli olacaktır. Bu da nöroekonominin ana konusudur.
  • 50. Bölüm II > Nöroekonomi, Makroekonomi ve Türkiye Üzerine Uygulama • Kitapta, Türkiye‟deki iktisadi hayata dair geçmiĢten baĢka örnekler de verilmiĢtir. • Türkiye‟deki örneklerden çıkan bir tespit de Ģudur: Ġstikrarsızlıkların temel faktörleri, ekonomik realitelerden ziyade; bunların neden olacağı beklenen risk ve endiĢelerdir. Dolayısı ile nöroeknominin mikro ve makro düzeydeki politikaları bunu temel alacak Ģekilde kurgulanmalıdır. Ör: Güven ortamı yaratma.
  • 51. Bölüm II > Nöroekonomi, Makroekonomi ve Türkiye Üzerine Uygulama • Yazar Haldun Soydal, Türkiye üzerine yapılmış ilk örnek olan ve kendisinin de proje yöneticisi olduğu «Nöroekenomi: Uygulamalı Araştırma» projesinin iki temel noktada devam ettiğini iletmiştir. Bu noktalardan; • ilki, gelir dağılımı mesleki statüleri birbirinden farklı olan 60 ayrı deneğin Türkiye‟deki makro ekonomik göstergelerden parasal ve reel olarak iki ayrı grupta oluĢturdukları istatistiki verilerin hangilerinden daha çok etkilendiklerini ortaya koyarak bir nöroekonomik araĢtırma yapmak, • ikincisi ise; aynı denek grubunun nöropazarlama açısından müzik, renk, marka, reklam, boyut gibi faktörlerden en fazla hangisine göre tercih davranıĢını gösterdiğini ortaya koymak.
  • 52. Bölüm II > Nöroekonomi, Makroekonomi ve Türkiye Üzerine Uygulama • Deney aĢamasında, deneklerin deney öncesi, deney anı ve deney sonrası olmak üzere üç farklı zaman diliminde tercih, beğeni, hatırlama, algılama, tepki gibi fonksiyonlarını nasıl or taya koyduklarını ve değiĢtirdiklerini belirlemeye yönelik araĢ tırma planlaması yapılmıĢtır. Elde edilen bulgular, radyoloji ve nöroloji uzmanının beynin hangi bölgesinde ve ne tip bir tepki verdiği fMRI cihazı görünülerine göre raporlanmıĢ ve iktisadi değerlendirme içinde yorumlanacaktır. • Deney, 2010 yılı Mart ayında baĢlatılmıĢ ve proje süresi 12 ay olarak belirlenmiĢtir. Nöroekonomi deneyleri için bir takım materyallere ve uzmanlara ihtiyaç duyulmaktadır. AraĢtırma, Konya Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi AraĢtırma Hastanesi‟nde, 1 nörolog, 1 radyolog ve her deneyde 1 ya da 2 denek eĢliğinde yapılmaktadır. Görüntüleme cihazı olarak ise fMRI cihazı kullanılmaktadır. Her biri minimum 25dk. - maksimum 35 dk. süren deneyler yapılmaktadır. • Deneklere, deney aĢamasırıdan önce sosyolog ve psikolog yardımıyla hazırlanmıĢ olan anket soruları sorulmakta ve ayrıca makro ekonomik olaylarla iliĢkili kısa bir brifing verilmektedir.
  • 53. Yazarın Sönsözünden • Üzerinde durulması gereken temel nokta; bilimsel devrimlerin, iktisat biliminin çehresini değiĢtirmesi ve böylelikle yeni bir paradigmaya doğru kaydırmasıdır. • Kitapta anlatılan tüm bilimsel geliĢmeler ve kavramlar (ör: belirsizlik, kuantum, kaos, nöroloji) yeni ekonomiyi Ģekillendirmektedir. • Geleneksel iktisat kuramları yerini nöroekonomi kuramlarına bırakacaktır.