SlideShare une entreprise Scribd logo
1  sur  49
MEKAN ALGISI
MEKAN
Mekan, genel olarak 'insanı çevreden belli bir ölçüde ayıran ve içinde
eylemlerini sürdürmesine elverişli olan boşluk' ve 'sınırları gözlemci(ler)
tarafından algılanabilen uzay parçası' olarak tanımlanabilir.


Mekan, mimari ürünü ortaya koyan temel koşuldur.


Mimari eylemin ilk basamağı olarak insan kendisini güvende hissettiği
sınırlı bir hacim yaratmıştır. Kavramakta güçlük çektiği evrensel
boşluğu ve doğal çevrenin bir parçasını bir veya birkaç yönde
sınırlandırmış, onu içe dönük, kendisine özel bir boşluk haline
getirmiştir.
“Mekan sürekli olarak varlığımızı sarıp sarmalar, mekansal
hacim boyunca hareket eder, biçim ve nesneleri görür, sesleri
duyar, esintiyi hisseder ve bahçede açan çiçeklerin kokusunu
alırız. Mekan ahşap ve taş gibi maddesel bir özdür. Ancak
doğası itibariyle biçimsizdir. Onun görsel biçimi, ışık
kalitesi, boyutları ve ölçeği tamamen toplam biçimin elemanları
tarafından tanımlanan sınırlarına bağlıdır. Mekan kavranıp
çevrelendikçe ve bir kalıba sokulup biçimsel elemanlar
tarafından düzenlendikçe mimarlık varlık kazanır.”


Mimarlık Biçim Mekan ve Düzen, Francis D.K. Ching
Mekanı Oluşturan Bileşenler
Mekanı oluşturan çeşitli bileşen ve öğeler, mekan örgütlemede farklı
roller üstlenirler ve mekanın bütünsel etkisi üzerinde son derece
önemlidirler.
Mekan bileşen ve öğeleri kullanıldıkları yere göre mekansal
örgütlenmede sınırlayıcı, yönlendirici, odaklayıcı, birleştirici veya
ayırıcı roller üstlenebilirler. Bu roller gözlemciye o mekanı
kavrayabilmesi için gerekli ipuçları verir.
                                          ÇOKLU      HETEROJEN
             DÜZENLİ         DÜZENSİZ
                                          BİRLEŞİM      FORM




       Mekansal etki yaratan kompozisyon ögeleri (Aydınlı,1992)
Sınırlayıcı Öğeler

Sınırlayıcı öğeler mekan oluşumunda en önemli göreve
sahiptirler.

Sınırlamada varolan ya da kullanılan engeller sınırladıkları bölge
kadar önem taşıyan öğelerdir.


Bir bina iç mekanında yapısal bileşenler çoğunlukla
sınırlayıcı roller üstlenirler. Duvar, kolon, kiriş ve çatı gibi
elemanlar bu bileşenlerden sayılabilir.
Dış mekanlar, doğal ve yapısal veya işlevsel sınırlarla
planlanırlar. Kentlerde binalar arasında kalan tüm
mekanlar, kentsel toplumsal mekan olarak nitelendirilir.
Exchange Square , Manchester
Martha Schwartz
Yönlendirici Öğeler


Dolaşımı sağlamak, sirkülasyonu kontrol altında tutmak ve birbirleriyle
bağlantılı işlevlere sahip mekanlarda bir diğerine geçme gereksinimini
karşılamak açısından yönlendirici öğeler önem taşımaktadırlar.
Işınsal veya çizgisel formların yönlendirici etkileri vardır. Bina içlerinde
koridor, dış mekanlarda sokak, yol veya farklı bir zemin kaplamasıyla
oluşturulan aks yönlendirmeyi sağlamaktadır.
Süreklilik sağlayan noktasal elemanlar da yönlendirici bir etki
yaratmaktadır. Aydınlatma elemanları buna örnek gösterilebilir.


Müze, sergi salonları gibi dolaşımın önemli olduğu mekanlarda
yönlendirici öğeler mekanı örgütlemektedir.
Guggenheim Müzesi, Frank Lloyd Write




                                       Berlin
   Holy Rosary Church , Louisiana
         Trahan Architects
Odaklayıcı Öğeler




Vurgular, sınırlanan bir mekanın işlevsel, simgesel veya biçimsel olarak
genel kompozisyondan ayrımsanan güçlü öğelerdir.
Çevre renklerinden ve dokusundan ayrışan elemanlar ve bileşenler ile
fonksiyonel olarak merkez teşkil eden noktalar bunlar arasındadır.
Anıtlar kentsel ölçekte sayılabilecek vurgu ve odak noktalarıdır.
Binalarda ise girişler, düğüm noktaları, otellerde resepsiyon bu
odak noktalarından sayılabilir.
Mobilya ve aydınlatmada
 sıcak renklerin tercih
 edildiği otel lobisinde,
 resepsiyon masası ışıklı
olması ve aydınlatmasında
    farklı bir ton tercih
     edilmesiyle genel
 kompozisyondan işlevsel
     olarak ayrılmıştır.
ALGILAMA
 Duyular yardımıyla bilgi ve tecrübelerin yorumlanma sürecidir.



Algılamayı Etkileyen Faktörler

 Algılayan: İlgi alanları, tecrubeler, beklentiler, güdüler, tutumlar

 Algılanan: Yenilik, hareket, ses, büyüklük, yakınlık, arka plan

 Durum: Zaman, iş koşulları, sosyal koşullar
Algılama Süreci
Algılayan, Algılanan, Ortam
Algısal Sürecin Evreleri

   Dikkat ve Seçim
   Bilgilerin Organizasyonu (Farklılık, Gruplama, Tamamlama)
   Bilgilerin Yorumu
   Tekrar Hatırlama
Lang (1977) algılamanın iki süreçten oluştuğundan bahseder. Bunlar
duyularımıza dayalı, duyumsal süreç ve bilgiye dayalı, zihinsel süreçtir.


“Duyumsal süreç; çevreden gelen bilgileri ve verileri duyularımız
aracılığı ile yorumladığımız süreçken, zihinsel sürecin bunun
devamında duyularımız ile edindiğimiz yada farkedemediğimiz çevresel
bilgileri ancak yaşanmışlığa bağlı olarak kavramsallaştırdığımız ve bu
yolla zihnimizde oluşturduğumuz süreçtir.”
Mekan Algı Psikolojisi
Mekan algısı insan için çok önemlidir, nerede oldugunu bilmek ister.
Bir mekanın tanımlanması da yeterli degildir, mekanın diger mekanlarla
iliskisinin anlasılması tüm çevrenin yorumlanmasını saglar. Böylece kisi
yönlenebilir ve hareket eder, tüm çevreyi deneyimler, hatta onunla
etkilesime girerek onu degistirir, sekillendirir. Bu da mimarlık ve insan
için mekanın ne anlama geldigini anlamamızı saglar.



Kahvecioglu (1998) tezinde, mekanın 2 boyutu oldugundan söz
etmistir:
‘‘ Mekanın fiziksel boyutu, algısal sürecin duyum asamasında
islenir, mekanın kavramsal boyutu ise algısal sürecin zihinsel
asamalarının sonucudur.’’
Mekan algı psikolojisi temel olarak, kişinin mekan içerisinde veya
çevresinde kısa veya uzun süreli deneyim kazanması ve bu doğrultuda
mekanın hatırlanması ile ilgilidir. Bu deneyim hareket kavramına bağlı
olarak değişir ve gelişir.
Kişinin mekanı hangi ölçekte olursa olsun (kent ölçeği, mekan
ölçeği, vb.) kendince algılayabilmesi ve hatırlayabilmesi için bir takım
ek mekansal bileşenlere ihtiyaç duyduğu gözlenmiştir.


Algıyı oluşturan bu bileşenleri:
Lynch (1960) “The Image of The City”
Norberg- Schulz (1972) “Existance, Space and Architecture”
adlı çalışmalarında şu şekilde belirlemiştir.
Lynch (1960)
Mekan algısı kavramını kent ölçeğinde çalışmıştır. Kent
mekanın algılanması için gereken bileşenleri 5 başlıkta
toplamıştır.
YOL; gözlemcilerin alıştığı, bazen ya da potansiyel olarak kullandığı
devam eden kanallardır.




YÜZEY; gözlemciler tarafından yol olarak kullanılmayan, doğrusal
elemanlardır. Bunlar herhangi iki bölüm arasında sürekliliği kıran
sahil, demiryolu veya duvar gibi sınırlardır.
BÖLGE; karakteristik ortak özelliklere sahip alanlardır.




DÜĞÜM NOKTASI; öncelikle birleşme noktasıdır, seyahatteki
duraklama yerleridir, yolların kesişim-yönelim noktalarıdır, bir yapıdan
diğerine yöneldiğimiz andır.




LANDMARK (işaret); Düzen içerisindeki fark edilebilen
durumlardır.Mekansal organizasyonu içerisindeki çeşitlilik ve
farklılaşmalardır.
Norberg-schulz (1972)
Mekansal algıyı oluşturan, mekansal organizasyonun elemalarını
“merkez veya yer (yaklaşma), yönler ve yollar (süreklilik) ve alanlar
veya ilgi alanları (sınır)” olarak belirlemiştir.
MERKEZ veya YER(yaklaşma); merkez bir çevredeki referans
noktasıdır. Bütün merkezler eylemlerin yeridir. Buna göre merkezleri
eylemin birim mekanı olarak tanımlamak mümkündür.




        MERKEZ           YER

YÖN ve YOL(süreklilik); her mekan içerisinde yön kavramı vardır.Yön
kişinin çevre içerisindeki hareketini tanımlar. Kişinin mekan içerisindeki
pozisyonunu belirlemesi bulunduğu noktadan ayrılması ile başlar ve
seyahati boyunca yol kişinin amacı doğrultusunda ilerlemesine yardımcı
olur. Algısal ve şematik olarak bir yolun karakteristik özelliği sürekliliğidir.




       YÖN              YOL           SÜREKLİLİK
ALAN veya İLGİ ALANI(sınır); alan, içerisinde yolların
tanımlandığı, strüktüre edilmemiş “zemin” olarak tanımlanabilir.




    ALAN




                          MERKEZ BÖLGE İLİŞKİSİ




              Lynch ve Norberg-schultz’un tanımladığı
  mekan algısını sağlayan bileşenler incelendiğinde; mekan algı
   psikolojisini oluşturan bileşenlerin, kişinin mekan içerisindeki
dolaşımına, oryantasyonuna (yönelimine), mekanlar arası bağlantı
         kurabilmesine ve bu bakış açısı ile kendi sınırını
           tanımlayabilmesine bağlı olduğu gözlenmiştir.
GESTALT
Görsel Algılama: Gestalt Kanunları
Duyularımızın, özellikle görme duyumuzun şekillendirme
eğilimine, parçaları bütünleştirerek algılamasına Gestalt etkisi denir.

Gestalt yaklaşımı objeleri ayrı ayrı tamamlayıcı parçalardan ziyade
iyi düzenlenmiş modeller, desenler olarak algıladığımızı vurgular.

Gestalt psikolojisine göre algı bir bütündür. Bütün, parçaların
toplamından farklı ve fazladır.

Gestalt psikolojisinin yaklaşımı düşünme, hafıza ve estetik doğasıyla
ilgili araştırmaların ilerlemesini sağlamıştır.

Gestalt teorisinin odak noktası “gruplama” veya görüş alanını ya da bir
problemi nasıl yorumladığımız fikridir.

20.yy ilk yarısında Almanya’da ortaya çıkmıştır.
Wertheimer, Koffka ve Köhler gestalt kuramının öncülerindendir.

Alman psikologlar tarafından geliştirilmiş bu teori, insanların görsel
elemanları nasıl gruplara ayırdığını ya da bütünün birleşimini belirli
ilkelerle nasıl düzenlediğini anlatır.
GESTALT İLKELERİ
Yakınlık : Parçaların birlikte gruplanması birbirlerine
yakınlıklarına bağlıdır.
Benzerlik : Biribirlerine bir şekilde benzeyen öğeler grup
olma eğilimi gösterirler.
Devamlılık : Aynı yönde giden birimlerin birbirleriyle
ilişkili, birlikte gruplanarak algılanmasıdır.
Tamamlama : Kısmen duyumlanan nesnelerin zihinde
eksikleri tamamlanıp bütün olarak algılanmasıdır.
Figür-Arka Plan İlişkisi : Göz, imgenin biçimini
çevresindeki alana göre ayırt eder.
Eşbiçimli Uygunluk : İmajların yapısal karakterlerinin
simgeledikleri biçimlerle olan ilişkileri ve anlamlarının uyumluluğu
ilkesidir.
Kanlı bıçak cinayeti, pankart tutan bir kişi başkaldırıyı simgeler.


Denge : İnsan doğası gereği simetriyle ortaya çıkan denge arayışı
içindedir.
Doğada, insan anatomisinde, yeryüzü şekillerinde denge unsurunu
gözlemleyebiliriz.
Doku, küçük-büyük ilişkisi, renk ilişkisi gibi farklı durumlar oluşturularak
da denge yaratılabilir.


Basitlik : Simetri, düzen ve düzgünlük öğelerin grup oluşturmasını
sağlar.


Kapalılık : Bir desen oluşturan öğeler grup oluştururlar.
MEKANSAL ALGI TÜRLERİ
Görsel Algılama : En etkin algılama türüdür. Carlson, algılamanın
bilinçsiz bir sekilde gerçeklestigini belirtmistir. Algılama sürecini görme
ve algılama olarak ikiye ayırmak mümkün degildir. Kisi algılama
sürecinin farkına varmaz, sadece algılamanın sonucunu alır
(Carlson, 1993).


Boyutsal Algılama : Görsel algılamanın bir parçasıdır. Nesnelerin
ölçüleriyle, ölçülerin birbirleriyle iliskileriyle ve ölçekle ilgilidir. Bu
algılama türü mekanın algısında ölçegin etkisini belirtmektedir.
Mekanda ölçekten bahsedilirken söz konusu olan diger
mekanlara, nesnelere ya da insana göre ölçegi olabilir. Mekanı ve
nesneleri kullanan insan oldugu için, bunların tasarımında insan ölçegi
temel alınır.
İsitsel Algılama : Algılamada duyu sayısı arttıkça, algılama daha
dogru bir hale gelir. Sesler mekanı algılamamızda görme duyumuza
yardım eder (Ittelson ve Proshansky, 1974). Bir mekanın içindeki müzik
sesi ya da insan sesi gibi bir unsur o mekanı algılama biçimimizi
degistirir.


Kokusal Algılama : Mekanın algılanmasında, kokusal algılama
da isitsel algılamayla esit degerdedir. Mekanın içindeki kokular da
mekanın algı ve deneyimini farklılastırır.


Dokunsal Algılama : İnsan objelere bakmakla yetinmez, onlara
dokunmak deneyimlemek ister. Böylece daha kesin bir algısal sonuca
varılabilir (Hall, 1966).
Hareket : Mekan içinde hareketli olan insanın, mekanla olan
konumsal iliskisi ile mekanı olusturan parçaların birbirleri ile olan
boyutsal iliskileri hareket ettikçe degismektedir. Bakıs açısının sürekli
degismesi ile insanlar, zihinlerinde mekana dair farklı ayrıntıları bir
araya getirerek toplu bir mekan izlenimi olustururlar.




Mekanın içindeki hareketin yanında mekanlar arası hareket de
mekanların algısını etkiler. İki mekanın farklı özellikleri birbirlerinin
algısını degistirir. Mesela küçük bir mekandan daha büyük bir mekana
geçişle, büyük mekandan küçük mekana geçiş arasında algılama
açısından oldukça fark vardır.
Zaman : Mekanın algılanmasında 4. boyut olarak tanımlanan
“zaman” önemli bir etkendir. Mekanda geçirilen zaman mekanda dikkat
edilen, algılanan nesnelerin farklılasmasına neden olur. Sadece içinden
geçilen bir mekanla içinde yasanılan bir mekanın algısı birbirinden
farklıdır. Zamanın etkisiyle mekanın algılanma sekli degistigi gibi,
zamanla birlikte mekanın algılanmasını saglayan sınır, ısık gibi unsurlar
da degisiklik gösterir. Zaman unsuru sadece mekanın algılama
süreciyle ilgili degildir, zaman geçmis deneyimler olarak da algıyı
etkiler.


Hareket-Zaman İlişkisi
Mekan algısının olusmasını saglayan hareketin gerçeklestirilmesi için
zaman gerekmektedir. "Zamanı hareketle ölçüyoruz ve hareketi de
zamanla..." sözüyle Aristo hareket ve zamanın iliskisine deginmektedir.

Zevi, mekanın duragan bir olgu olmadıgını, hareket ve zamanın
sürekliliginde, içinde yasayan insanın deneyimiyle anlamlı olacagını
söyleyerek özellikle insan, hareket ve zaman kavramlarının mekanın
algı ve deneyimindeki etkisini belirtmistir. (Kahvecioglu,1998)
Işık-Gölge : Görsel etkilerin tümü ıșığa bağımlıdır. Ișığın cinsi, gücü
ve yönü değiștikçe mekanın algısı da değișecektir.
Ișığın doğru vurgulanması, ıșıkla istenmeyen bölümlerin saklanıp, önem
verilen bölümlerin ortaya çıkarılması, ıșığın yönlendirilmesi mekana
farklı bir anlam kazandırmaktadır.
Bir yeri aydınlattığımızda gölge olușmuyorsa, o mekanın șeklini
algılamamızda zorlașmaktadır. Gölge șekle derinlik boyutu kazandırır.
Gölgelerin doğru yayılmasıyla bulunduğumuz mekanın ve
biçimlerin, dokuların ve mesafelerin algılanması kolaylașmaktadır.
SONUÇ

Mekana ait bileşenlerin oluşturduğu farklı özellikler bireyin
duyumsal yapısı ile etkileşime girdiğinde algısal sürecin bilişsel
ve zihinsel süreçleri başlar. Mekanda yer alan sesler ve bu
seslerin çeşitliliği,düzeyleri, dokular, renkler, kokular, yüzeylerin
konumu, fiziksel özellikler çok sayıda duyum ile
adlandırıldığında birey bunları kendi değerlendirme süzgecinden
geçirerek bir takım yargılara erişir ve mekanı algılar.
KAYNAKLAR
   Mimarlıkta Mekansal İmaj, Hüseyin Kahvecioğlu doktora tezi (1998)
   Algılama, Doç. Dr. Rana Özen KUTANİS
   Mimari Sanal Gerçeklik Ortamlarında Algı Psikolojisi, Y. Mimar Arzu
    Özen
   Işık-Gölgenin Yüzey Mekan Aydınlatmasına Etkisinin Örneklerle
    İrdelenmesi, Aysel YILMAZ, Havva ÖZYILMAZ, İclal ALUCLU
   Bilgisayar Teknolojisi Eşliğinde Mekan Kavramının Dönüşümü-Yeni
    Mekan Tanımları, Mim. Ezgi AK, Yüksek Lisans Tezi
   İTÜdergisi sayı:8, Eylül 2009
   Gestalt Kuramı, internet
    (mimaristil, oyasanli, vikipedi, belgeler, s3.amazonaws)
   Wikipedia.org, belgeler.com
   Google görseller
06071046 AYŞEGÜL YÜCETAŞ




                           Teşekkürler...

Contenu connexe

Tendances

Defining place attachment
Defining place attachmentDefining place attachment
Defining place attachmentBarsha
 
Arc 323 human studies in architecture fall 2018 lecture 5-research methods 1
Arc 323 human studies in architecture fall 2018 lecture 5-research methods 1Arc 323 human studies in architecture fall 2018 lecture 5-research methods 1
Arc 323 human studies in architecture fall 2018 lecture 5-research methods 1Galala University
 
Design as Worldmaking by Bas Leurs
Design as Worldmaking by Bas Leurs Design as Worldmaking by Bas Leurs
Design as Worldmaking by Bas Leurs medialabamsterdam
 
Impact of psychology on architecture
Impact  of psychology on architectureImpact  of psychology on architecture
Impact of psychology on architectureDANISH RAHMAN
 
Week 6 organization of form and space
Week 6 organization of form and spaceWeek 6 organization of form and space
Week 6 organization of form and spaceAbdullahi Lawal
 
How to build a design concept for interior
How to build a design concept for interiorHow to build a design concept for interior
How to build a design concept for interiorFatema Qaed
 
FUNDAMENTALS OF ARCHITECTURE
FUNDAMENTALS OF ARCHITECTUREFUNDAMENTALS OF ARCHITECTURE
FUNDAMENTALS OF ARCHITECTUREsabahatmohammad
 
Tissue Analysis - Urban Design - Architecture
Tissue Analysis - Urban Design - ArchitectureTissue Analysis - Urban Design - Architecture
Tissue Analysis - Urban Design - ArchitectureSabarathinam Kuppan
 
Luis barragan works
Luis barragan worksLuis barragan works
Luis barragan worksSaad Ahmed
 
Unit 1 Architecture, Analysis
Unit 1 Architecture, AnalysisUnit 1 Architecture, Analysis
Unit 1 Architecture, Analysisvaitheeshwari1
 
Vernacular Building : Therme Vals bath by Peter Zumthor
Vernacular Building : Therme Vals bath by Peter ZumthorVernacular Building : Therme Vals bath by Peter Zumthor
Vernacular Building : Therme Vals bath by Peter ZumthorSiddiq Salim
 

Tendances (20)

Defining place attachment
Defining place attachmentDefining place attachment
Defining place attachment
 
Arc 323 human studies in architecture fall 2018 lecture 5-research methods 1
Arc 323 human studies in architecture fall 2018 lecture 5-research methods 1Arc 323 human studies in architecture fall 2018 lecture 5-research methods 1
Arc 323 human studies in architecture fall 2018 lecture 5-research methods 1
 
Design as Worldmaking by Bas Leurs
Design as Worldmaking by Bas Leurs Design as Worldmaking by Bas Leurs
Design as Worldmaking by Bas Leurs
 
Lec 10 a pattern language
Lec 10 a pattern languageLec 10 a pattern language
Lec 10 a pattern language
 
Design process
Design processDesign process
Design process
 
Gordon cullen
Gordon cullenGordon cullen
Gordon cullen
 
Architectural Concept
Architectural Concept Architectural Concept
Architectural Concept
 
Modular housing/building
Modular housing/buildingModular housing/building
Modular housing/building
 
Impact of psychology on architecture
Impact  of psychology on architectureImpact  of psychology on architecture
Impact of psychology on architecture
 
Week 6 organization of form and space
Week 6 organization of form and spaceWeek 6 organization of form and space
Week 6 organization of form and space
 
How to build a design concept for interior
How to build a design concept for interiorHow to build a design concept for interior
How to build a design concept for interior
 
FUNDAMENTALS OF ARCHITECTURE
FUNDAMENTALS OF ARCHITECTUREFUNDAMENTALS OF ARCHITECTURE
FUNDAMENTALS OF ARCHITECTURE
 
My Design Theory
My Design TheoryMy Design Theory
My Design Theory
 
Tissue Analysis - Urban Design - Architecture
Tissue Analysis - Urban Design - ArchitectureTissue Analysis - Urban Design - Architecture
Tissue Analysis - Urban Design - Architecture
 
Le corbusier
Le corbusierLe corbusier
Le corbusier
 
Luis barragan works
Luis barragan worksLuis barragan works
Luis barragan works
 
Form and function in Architecture
Form and function in ArchitectureForm and function in Architecture
Form and function in Architecture
 
Frank gehry
Frank gehry Frank gehry
Frank gehry
 
Unit 1 Architecture, Analysis
Unit 1 Architecture, AnalysisUnit 1 Architecture, Analysis
Unit 1 Architecture, Analysis
 
Vernacular Building : Therme Vals bath by Peter Zumthor
Vernacular Building : Therme Vals bath by Peter ZumthorVernacular Building : Therme Vals bath by Peter Zumthor
Vernacular Building : Therme Vals bath by Peter Zumthor
 

En vedette

Tasarımın Temel İlkeleri
Tasarımın Temel İlkeleriTasarımın Temel İlkeleri
Tasarımın Temel İlkeleriHakan BABAÇ
 
Tasarım İlkeleri: Ritim (Design Principles: Rhythm)
Tasarım İlkeleri: Ritim (Design Principles: Rhythm)Tasarım İlkeleri: Ritim (Design Principles: Rhythm)
Tasarım İlkeleri: Ritim (Design Principles: Rhythm)Veysel Özdemir
 
Tasarım Unsurları: Ölçü ve Yön
Tasarım Unsurları: Ölçü ve YönTasarım Unsurları: Ölçü ve Yön
Tasarım Unsurları: Ölçü ve YönVeysel Özdemir
 
Principles of Design - Graphic Design Theory
Principles of Design - Graphic Design TheoryPrinciples of Design - Graphic Design Theory
Principles of Design - Graphic Design TheoryAbanoub Hanna
 

En vedette (6)

Tasarımın Temel İlkeleri
Tasarımın Temel İlkeleriTasarımın Temel İlkeleri
Tasarımın Temel İlkeleri
 
Tasarım İlkeleri: Ritim (Design Principles: Rhythm)
Tasarım İlkeleri: Ritim (Design Principles: Rhythm)Tasarım İlkeleri: Ritim (Design Principles: Rhythm)
Tasarım İlkeleri: Ritim (Design Principles: Rhythm)
 
Tasarım Unsurları: Ölçü ve Yön
Tasarım Unsurları: Ölçü ve YönTasarım Unsurları: Ölçü ve Yön
Tasarım Unsurları: Ölçü ve Yön
 
Principles of design
Principles of designPrinciples of design
Principles of design
 
Elements of Design
Elements of DesignElements of Design
Elements of Design
 
Principles of Design - Graphic Design Theory
Principles of Design - Graphic Design TheoryPrinciples of Design - Graphic Design Theory
Principles of Design - Graphic Design Theory
 

Gestalt Kuramı-Mekan

  • 2. MEKAN Mekan, genel olarak 'insanı çevreden belli bir ölçüde ayıran ve içinde eylemlerini sürdürmesine elverişli olan boşluk' ve 'sınırları gözlemci(ler) tarafından algılanabilen uzay parçası' olarak tanımlanabilir. Mekan, mimari ürünü ortaya koyan temel koşuldur. Mimari eylemin ilk basamağı olarak insan kendisini güvende hissettiği sınırlı bir hacim yaratmıştır. Kavramakta güçlük çektiği evrensel boşluğu ve doğal çevrenin bir parçasını bir veya birkaç yönde sınırlandırmış, onu içe dönük, kendisine özel bir boşluk haline getirmiştir.
  • 3. “Mekan sürekli olarak varlığımızı sarıp sarmalar, mekansal hacim boyunca hareket eder, biçim ve nesneleri görür, sesleri duyar, esintiyi hisseder ve bahçede açan çiçeklerin kokusunu alırız. Mekan ahşap ve taş gibi maddesel bir özdür. Ancak doğası itibariyle biçimsizdir. Onun görsel biçimi, ışık kalitesi, boyutları ve ölçeği tamamen toplam biçimin elemanları tarafından tanımlanan sınırlarına bağlıdır. Mekan kavranıp çevrelendikçe ve bir kalıba sokulup biçimsel elemanlar tarafından düzenlendikçe mimarlık varlık kazanır.” Mimarlık Biçim Mekan ve Düzen, Francis D.K. Ching
  • 4. Mekanı Oluşturan Bileşenler Mekanı oluşturan çeşitli bileşen ve öğeler, mekan örgütlemede farklı roller üstlenirler ve mekanın bütünsel etkisi üzerinde son derece önemlidirler. Mekan bileşen ve öğeleri kullanıldıkları yere göre mekansal örgütlenmede sınırlayıcı, yönlendirici, odaklayıcı, birleştirici veya ayırıcı roller üstlenebilirler. Bu roller gözlemciye o mekanı kavrayabilmesi için gerekli ipuçları verir. ÇOKLU HETEROJEN DÜZENLİ DÜZENSİZ BİRLEŞİM FORM Mekansal etki yaratan kompozisyon ögeleri (Aydınlı,1992)
  • 5. Sınırlayıcı Öğeler Sınırlayıcı öğeler mekan oluşumunda en önemli göreve sahiptirler. Sınırlamada varolan ya da kullanılan engeller sınırladıkları bölge kadar önem taşıyan öğelerdir. Bir bina iç mekanında yapısal bileşenler çoğunlukla sınırlayıcı roller üstlenirler. Duvar, kolon, kiriş ve çatı gibi elemanlar bu bileşenlerden sayılabilir. Dış mekanlar, doğal ve yapısal veya işlevsel sınırlarla planlanırlar. Kentlerde binalar arasında kalan tüm mekanlar, kentsel toplumsal mekan olarak nitelendirilir.
  • 6. Exchange Square , Manchester Martha Schwartz
  • 7. Yönlendirici Öğeler Dolaşımı sağlamak, sirkülasyonu kontrol altında tutmak ve birbirleriyle bağlantılı işlevlere sahip mekanlarda bir diğerine geçme gereksinimini karşılamak açısından yönlendirici öğeler önem taşımaktadırlar. Işınsal veya çizgisel formların yönlendirici etkileri vardır. Bina içlerinde koridor, dış mekanlarda sokak, yol veya farklı bir zemin kaplamasıyla oluşturulan aks yönlendirmeyi sağlamaktadır. Süreklilik sağlayan noktasal elemanlar da yönlendirici bir etki yaratmaktadır. Aydınlatma elemanları buna örnek gösterilebilir. Müze, sergi salonları gibi dolaşımın önemli olduğu mekanlarda yönlendirici öğeler mekanı örgütlemektedir.
  • 8. Guggenheim Müzesi, Frank Lloyd Write Berlin Holy Rosary Church , Louisiana Trahan Architects
  • 9. Odaklayıcı Öğeler Vurgular, sınırlanan bir mekanın işlevsel, simgesel veya biçimsel olarak genel kompozisyondan ayrımsanan güçlü öğelerdir. Çevre renklerinden ve dokusundan ayrışan elemanlar ve bileşenler ile fonksiyonel olarak merkez teşkil eden noktalar bunlar arasındadır. Anıtlar kentsel ölçekte sayılabilecek vurgu ve odak noktalarıdır. Binalarda ise girişler, düğüm noktaları, otellerde resepsiyon bu odak noktalarından sayılabilir.
  • 10. Mobilya ve aydınlatmada sıcak renklerin tercih edildiği otel lobisinde, resepsiyon masası ışıklı olması ve aydınlatmasında farklı bir ton tercih edilmesiyle genel kompozisyondan işlevsel olarak ayrılmıştır.
  • 11. ALGILAMA Duyular yardımıyla bilgi ve tecrübelerin yorumlanma sürecidir. Algılamayı Etkileyen Faktörler Algılayan: İlgi alanları, tecrubeler, beklentiler, güdüler, tutumlar Algılanan: Yenilik, hareket, ses, büyüklük, yakınlık, arka plan Durum: Zaman, iş koşulları, sosyal koşullar
  • 12. Algılama Süreci Algılayan, Algılanan, Ortam Algısal Sürecin Evreleri  Dikkat ve Seçim  Bilgilerin Organizasyonu (Farklılık, Gruplama, Tamamlama)  Bilgilerin Yorumu  Tekrar Hatırlama
  • 13. Lang (1977) algılamanın iki süreçten oluştuğundan bahseder. Bunlar duyularımıza dayalı, duyumsal süreç ve bilgiye dayalı, zihinsel süreçtir. “Duyumsal süreç; çevreden gelen bilgileri ve verileri duyularımız aracılığı ile yorumladığımız süreçken, zihinsel sürecin bunun devamında duyularımız ile edindiğimiz yada farkedemediğimiz çevresel bilgileri ancak yaşanmışlığa bağlı olarak kavramsallaştırdığımız ve bu yolla zihnimizde oluşturduğumuz süreçtir.”
  • 14. Mekan Algı Psikolojisi Mekan algısı insan için çok önemlidir, nerede oldugunu bilmek ister. Bir mekanın tanımlanması da yeterli degildir, mekanın diger mekanlarla iliskisinin anlasılması tüm çevrenin yorumlanmasını saglar. Böylece kisi yönlenebilir ve hareket eder, tüm çevreyi deneyimler, hatta onunla etkilesime girerek onu degistirir, sekillendirir. Bu da mimarlık ve insan için mekanın ne anlama geldigini anlamamızı saglar. Kahvecioglu (1998) tezinde, mekanın 2 boyutu oldugundan söz etmistir: ‘‘ Mekanın fiziksel boyutu, algısal sürecin duyum asamasında islenir, mekanın kavramsal boyutu ise algısal sürecin zihinsel asamalarının sonucudur.’’
  • 15. Mekan algı psikolojisi temel olarak, kişinin mekan içerisinde veya çevresinde kısa veya uzun süreli deneyim kazanması ve bu doğrultuda mekanın hatırlanması ile ilgilidir. Bu deneyim hareket kavramına bağlı olarak değişir ve gelişir. Kişinin mekanı hangi ölçekte olursa olsun (kent ölçeği, mekan ölçeği, vb.) kendince algılayabilmesi ve hatırlayabilmesi için bir takım ek mekansal bileşenlere ihtiyaç duyduğu gözlenmiştir. Algıyı oluşturan bu bileşenleri: Lynch (1960) “The Image of The City” Norberg- Schulz (1972) “Existance, Space and Architecture” adlı çalışmalarında şu şekilde belirlemiştir.
  • 16. Lynch (1960) Mekan algısı kavramını kent ölçeğinde çalışmıştır. Kent mekanın algılanması için gereken bileşenleri 5 başlıkta toplamıştır. YOL; gözlemcilerin alıştığı, bazen ya da potansiyel olarak kullandığı devam eden kanallardır. YÜZEY; gözlemciler tarafından yol olarak kullanılmayan, doğrusal elemanlardır. Bunlar herhangi iki bölüm arasında sürekliliği kıran sahil, demiryolu veya duvar gibi sınırlardır.
  • 17. BÖLGE; karakteristik ortak özelliklere sahip alanlardır. DÜĞÜM NOKTASI; öncelikle birleşme noktasıdır, seyahatteki duraklama yerleridir, yolların kesişim-yönelim noktalarıdır, bir yapıdan diğerine yöneldiğimiz andır. LANDMARK (işaret); Düzen içerisindeki fark edilebilen durumlardır.Mekansal organizasyonu içerisindeki çeşitlilik ve farklılaşmalardır.
  • 18. Norberg-schulz (1972) Mekansal algıyı oluşturan, mekansal organizasyonun elemalarını “merkez veya yer (yaklaşma), yönler ve yollar (süreklilik) ve alanlar veya ilgi alanları (sınır)” olarak belirlemiştir. MERKEZ veya YER(yaklaşma); merkez bir çevredeki referans noktasıdır. Bütün merkezler eylemlerin yeridir. Buna göre merkezleri eylemin birim mekanı olarak tanımlamak mümkündür. MERKEZ YER YÖN ve YOL(süreklilik); her mekan içerisinde yön kavramı vardır.Yön kişinin çevre içerisindeki hareketini tanımlar. Kişinin mekan içerisindeki pozisyonunu belirlemesi bulunduğu noktadan ayrılması ile başlar ve seyahati boyunca yol kişinin amacı doğrultusunda ilerlemesine yardımcı olur. Algısal ve şematik olarak bir yolun karakteristik özelliği sürekliliğidir. YÖN YOL SÜREKLİLİK
  • 19. ALAN veya İLGİ ALANI(sınır); alan, içerisinde yolların tanımlandığı, strüktüre edilmemiş “zemin” olarak tanımlanabilir. ALAN MERKEZ BÖLGE İLİŞKİSİ Lynch ve Norberg-schultz’un tanımladığı mekan algısını sağlayan bileşenler incelendiğinde; mekan algı psikolojisini oluşturan bileşenlerin, kişinin mekan içerisindeki dolaşımına, oryantasyonuna (yönelimine), mekanlar arası bağlantı kurabilmesine ve bu bakış açısı ile kendi sınırını tanımlayabilmesine bağlı olduğu gözlenmiştir.
  • 21. Duyularımızın, özellikle görme duyumuzun şekillendirme eğilimine, parçaları bütünleştirerek algılamasına Gestalt etkisi denir. Gestalt yaklaşımı objeleri ayrı ayrı tamamlayıcı parçalardan ziyade iyi düzenlenmiş modeller, desenler olarak algıladığımızı vurgular. Gestalt psikolojisine göre algı bir bütündür. Bütün, parçaların toplamından farklı ve fazladır. Gestalt psikolojisinin yaklaşımı düşünme, hafıza ve estetik doğasıyla ilgili araştırmaların ilerlemesini sağlamıştır. Gestalt teorisinin odak noktası “gruplama” veya görüş alanını ya da bir problemi nasıl yorumladığımız fikridir. 20.yy ilk yarısında Almanya’da ortaya çıkmıştır. Wertheimer, Koffka ve Köhler gestalt kuramının öncülerindendir. Alman psikologlar tarafından geliştirilmiş bu teori, insanların görsel elemanları nasıl gruplara ayırdığını ya da bütünün birleşimini belirli ilkelerle nasıl düzenlediğini anlatır.
  • 23. Yakınlık : Parçaların birlikte gruplanması birbirlerine yakınlıklarına bağlıdır.
  • 24. Benzerlik : Biribirlerine bir şekilde benzeyen öğeler grup olma eğilimi gösterirler.
  • 25. Devamlılık : Aynı yönde giden birimlerin birbirleriyle ilişkili, birlikte gruplanarak algılanmasıdır.
  • 26. Tamamlama : Kısmen duyumlanan nesnelerin zihinde eksikleri tamamlanıp bütün olarak algılanmasıdır.
  • 27. Figür-Arka Plan İlişkisi : Göz, imgenin biçimini çevresindeki alana göre ayırt eder.
  • 28. Eşbiçimli Uygunluk : İmajların yapısal karakterlerinin simgeledikleri biçimlerle olan ilişkileri ve anlamlarının uyumluluğu ilkesidir. Kanlı bıçak cinayeti, pankart tutan bir kişi başkaldırıyı simgeler. Denge : İnsan doğası gereği simetriyle ortaya çıkan denge arayışı içindedir. Doğada, insan anatomisinde, yeryüzü şekillerinde denge unsurunu gözlemleyebiliriz. Doku, küçük-büyük ilişkisi, renk ilişkisi gibi farklı durumlar oluşturularak da denge yaratılabilir. Basitlik : Simetri, düzen ve düzgünlük öğelerin grup oluşturmasını sağlar. Kapalılık : Bir desen oluşturan öğeler grup oluştururlar.
  • 29. MEKANSAL ALGI TÜRLERİ Görsel Algılama : En etkin algılama türüdür. Carlson, algılamanın bilinçsiz bir sekilde gerçeklestigini belirtmistir. Algılama sürecini görme ve algılama olarak ikiye ayırmak mümkün degildir. Kisi algılama sürecinin farkına varmaz, sadece algılamanın sonucunu alır (Carlson, 1993). Boyutsal Algılama : Görsel algılamanın bir parçasıdır. Nesnelerin ölçüleriyle, ölçülerin birbirleriyle iliskileriyle ve ölçekle ilgilidir. Bu algılama türü mekanın algısında ölçegin etkisini belirtmektedir. Mekanda ölçekten bahsedilirken söz konusu olan diger mekanlara, nesnelere ya da insana göre ölçegi olabilir. Mekanı ve nesneleri kullanan insan oldugu için, bunların tasarımında insan ölçegi temel alınır.
  • 30. İsitsel Algılama : Algılamada duyu sayısı arttıkça, algılama daha dogru bir hale gelir. Sesler mekanı algılamamızda görme duyumuza yardım eder (Ittelson ve Proshansky, 1974). Bir mekanın içindeki müzik sesi ya da insan sesi gibi bir unsur o mekanı algılama biçimimizi degistirir. Kokusal Algılama : Mekanın algılanmasında, kokusal algılama da isitsel algılamayla esit degerdedir. Mekanın içindeki kokular da mekanın algı ve deneyimini farklılastırır. Dokunsal Algılama : İnsan objelere bakmakla yetinmez, onlara dokunmak deneyimlemek ister. Böylece daha kesin bir algısal sonuca varılabilir (Hall, 1966).
  • 31. Hareket : Mekan içinde hareketli olan insanın, mekanla olan konumsal iliskisi ile mekanı olusturan parçaların birbirleri ile olan boyutsal iliskileri hareket ettikçe degismektedir. Bakıs açısının sürekli degismesi ile insanlar, zihinlerinde mekana dair farklı ayrıntıları bir araya getirerek toplu bir mekan izlenimi olustururlar. Mekanın içindeki hareketin yanında mekanlar arası hareket de mekanların algısını etkiler. İki mekanın farklı özellikleri birbirlerinin algısını degistirir. Mesela küçük bir mekandan daha büyük bir mekana geçişle, büyük mekandan küçük mekana geçiş arasında algılama açısından oldukça fark vardır.
  • 32. Zaman : Mekanın algılanmasında 4. boyut olarak tanımlanan “zaman” önemli bir etkendir. Mekanda geçirilen zaman mekanda dikkat edilen, algılanan nesnelerin farklılasmasına neden olur. Sadece içinden geçilen bir mekanla içinde yasanılan bir mekanın algısı birbirinden farklıdır. Zamanın etkisiyle mekanın algılanma sekli degistigi gibi, zamanla birlikte mekanın algılanmasını saglayan sınır, ısık gibi unsurlar da degisiklik gösterir. Zaman unsuru sadece mekanın algılama süreciyle ilgili degildir, zaman geçmis deneyimler olarak da algıyı etkiler. Hareket-Zaman İlişkisi Mekan algısının olusmasını saglayan hareketin gerçeklestirilmesi için zaman gerekmektedir. "Zamanı hareketle ölçüyoruz ve hareketi de zamanla..." sözüyle Aristo hareket ve zamanın iliskisine deginmektedir. Zevi, mekanın duragan bir olgu olmadıgını, hareket ve zamanın sürekliliginde, içinde yasayan insanın deneyimiyle anlamlı olacagını söyleyerek özellikle insan, hareket ve zaman kavramlarının mekanın algı ve deneyimindeki etkisini belirtmistir. (Kahvecioglu,1998)
  • 33. Işık-Gölge : Görsel etkilerin tümü ıșığa bağımlıdır. Ișığın cinsi, gücü ve yönü değiștikçe mekanın algısı da değișecektir. Ișığın doğru vurgulanması, ıșıkla istenmeyen bölümlerin saklanıp, önem verilen bölümlerin ortaya çıkarılması, ıșığın yönlendirilmesi mekana farklı bir anlam kazandırmaktadır. Bir yeri aydınlattığımızda gölge olușmuyorsa, o mekanın șeklini algılamamızda zorlașmaktadır. Gölge șekle derinlik boyutu kazandırır. Gölgelerin doğru yayılmasıyla bulunduğumuz mekanın ve biçimlerin, dokuların ve mesafelerin algılanması kolaylașmaktadır.
  • 34. SONUÇ Mekana ait bileşenlerin oluşturduğu farklı özellikler bireyin duyumsal yapısı ile etkileşime girdiğinde algısal sürecin bilişsel ve zihinsel süreçleri başlar. Mekanda yer alan sesler ve bu seslerin çeşitliliği,düzeyleri, dokular, renkler, kokular, yüzeylerin konumu, fiziksel özellikler çok sayıda duyum ile adlandırıldığında birey bunları kendi değerlendirme süzgecinden geçirerek bir takım yargılara erişir ve mekanı algılar.
  • 35.
  • 36.
  • 37.
  • 38.
  • 39.
  • 40.
  • 41.
  • 42.
  • 43.
  • 44.
  • 45.
  • 46.
  • 47.
  • 48. KAYNAKLAR  Mimarlıkta Mekansal İmaj, Hüseyin Kahvecioğlu doktora tezi (1998)  Algılama, Doç. Dr. Rana Özen KUTANİS  Mimari Sanal Gerçeklik Ortamlarında Algı Psikolojisi, Y. Mimar Arzu Özen  Işık-Gölgenin Yüzey Mekan Aydınlatmasına Etkisinin Örneklerle İrdelenmesi, Aysel YILMAZ, Havva ÖZYILMAZ, İclal ALUCLU  Bilgisayar Teknolojisi Eşliğinde Mekan Kavramının Dönüşümü-Yeni Mekan Tanımları, Mim. Ezgi AK, Yüksek Lisans Tezi  İTÜdergisi sayı:8, Eylül 2009  Gestalt Kuramı, internet (mimaristil, oyasanli, vikipedi, belgeler, s3.amazonaws)  Wikipedia.org, belgeler.com  Google görseller
  • 49. 06071046 AYŞEGÜL YÜCETAŞ Teşekkürler...