2. FİNANSAL KİRALAMA ŞİRKETLERİ (LEASİNG)
Leasing (finansal kiralama), bir yatırım malının mülkiyeti leasing şirketinde
kalarak belirlenen kiralar karşılığında kullanım hakkının kiracıya verilmesi ve
sözleşmede belirtilen sözleşme süresi sonunda mülkiyetinin kiracıya geçmesini
sağlayan bir finansman yöntemidir.
Leasing, yatırım mallarının satın alınması yerine, kiralanarak kullanılmasını
sağlayarak firmaların işletme sermayelerini diğer ihtiyaçlarının karşılanmasında
kullanılması ile verimliliğin ve karlılığın artmasında önemli rol üstlenir.
Leasing yoluyla satın alınacak mal, kiracı tarafından belirlenir. Leasing süresi
boyunca mülkiyet leasing şirketinde kalırken, malın kullanım hakkı kiracıya aittir.
Sözleşmeye uygun şekilde kira bedellerini ödeyen kiracıya sözleşme süresi
sonunda malın mülkiyeti sembolik bir bedelle devredilir.
Leasing'de genel olarak hukuki işlem yapmaya yetkili her türlü kişi ve kuruluş
kiracı olabilir, buna göre, her türlü şahıs firmaları, her türlü ortaklıklar, serbest
meslek mensupları kiracı olabilirler.
3. Leasing
Taşınır ve taşınmaz mallar leasing sözleşmesine konu olabilir.
Ancak patent hakkı, fikri ve sınai haklar, bilgisayar yazılımı gibi
maddi olmayan ürünler için leasing yapılamamaktadır. Esas itibarı
ile bir malın leasing konusu olabilmesi için:
• Bağımsız olması, (Yani herhangi bir diğer malın bütünleyici parçası
veya yedek parçası olmaması)
• Üzerinden amortisman ayrılabilmesi,
• Hammadde, ara malı veya kullanıldığında tüm özelliklerini yitiren
bir mal olmaması gerekmektedir.
4. Leasingin Avantajları
Leasing işlemlerinde sözleşme süresi boyunca kiralar sabit
kalmaktadır, ödeme planları kiracının talebi doğrultusunda TL
veya Döviz bazında düzenlenebilmektedir.
Yatırım projelerinde, yatırımın geri dönüş süresine uygun orta ve
uzun vadeli kira planları sunulabilmektedir.
Leasing ödemelerinde ödeme planı ve vade müşterinin
ihtiyaçlarına göre belirlenebilir. Kiralar; aylık , yıllık ve mevsimsel
olarak müşterinin nakit akışına göre ayarlanabilmektedir.
Leasing yolu ile yatırım projelerinin tamamı finanse edilebilir.
Malın bedelinin yanında, nakliyesi, sigortası, ithalat masraflarını
v.s. kredilendirilebilir.
5. Leasingin Avantajları
Leasing firmalarının kredi süreci,
yöntemlerine göre daha kısadır.
alternatif
finansman
Leasinge konu edilen malın 2. el değerinin yüksek olduğu
işlemlerde, firmanın moralitesi ve kredibilitesine göre ilave
teminata ihtiyaç duyulmadan kefaletle işlem yapılabilmektedir.
Leasing aracılığı ile finansman sağlanmasının yanı sıra malın,
satın alınması, ithalatı, nakliyesi, sigortası leasing şirketi
tarafından yapılmaktadır.
6. Leasingin Avantajları
Tarım makinaları, iş makinaları vb bazı makinelerin leasing
ile satın alınması durumunda KDV %1’dir.
Kiracı tarafından ö denen anapara ve faizi içeren kiralar
içinfatura düzenlenmekte, Kiracı tarafından bu faturaların faiz
kısmı gider gösterilerek vergi matrahından indirilebilmektedir.
Leasing ile alımı gerçekleştirilen mallar , kiracının
bilançosunda yer alır, Kiracı tarafından aktifleştirilir, yeniden
değerleme ve amortismana tabi tutulur.
Leasing sözleşmeleri ve bu sözleşmeler
teminatlar, vergi, fon ve harçtan muaftır.
için
alınan
7. Finansal Kiralama Şirketlerinin Kuruluşu ve Faaliyete Geçmesi
Ülkemizde finansal kiralama şirketlerinin kuruluş ve faaliyet izinleri Bankacılık
Yasası ile BDDK’a verilmiştir. BDDK bu konuda bir yönetmelik hazırlayarak,
uyulması gereken ilke ve kuralları belirlemiştir. Yönetmelikte, Finansal Kiralama
şirketlerinin kuruluş şartları, kurucuların nitelikleri, kuruluş izni, faaliyet izni,
yurtdışında kurulu şirketlerin Türkiye’de şube, temsilcilik açmaları, Türkiye’de
bulunan şirketlerin yurtdışında şube ve temsilcilik açmaları ile ilgili düzenlemeler
yapılmıştır.
8. Ülkemizde Finansal Kiralama Sektörünün Durumu
2013 yılında 32 finansal kiralama şirketi faaliyet göstermektedir.
9. FACTORİNG ŞİRKETLERİ
Faktoring, her türlü mal ve hizmet satışlarından doğan, fatura
veya fatura yerine geçen belgelere dayalı, vadeli alacakların
Faktoring şirketine temlik edilmesi karşılığında finansman ve
tahsilat hizmetlerinin sunulmasıdır.
Bu anlamda faktoring, vadeli satış yapan firmaların, bu
satışlardan doğan alacak haklarının faktoring şirketleri
tarafından satın alınması esasına dayanan bir finansman
yöntemidir.
10. FACTORİNG ŞİRKETLERİ
Faktoring sistemi, vadeli alacaklara hareket ve likidite kazandıran ve
bir işletmenin en büyük gereksinimlerinden olan "nakit" girişini
sağlayan en önemli yöntemlerden biridir. Faktoring kuruluşları ile
yapılan sözleşmeler ile alacaklar güvenli ve etkili bir tahsilat ve nakit
akışı yöntemine kavuşur.
Basitçe ifade etmek gerekirse Faktoring işlemleri, hızlı finansman
yükümlülüklerini yerine getirmek ve işletmeleri başarılı bir biçimde
büyütmek için fonlama sağlar. Eğer nakit sıkışıklığı varsa işi
büyütmek zordur. Faktoring satışları nakde dönüştürür, sağlıklı
büyüme imkanı sağlar. Faktoring hizmetleri bu noktada, ekonomik
büyüme evresindeki tüm irili ufaklı işletme, vadeli iş yapan tüm
girişimci ve firmalar için etkin bir finansal seçenektir.
11. Factoringin Avantajları
Faktoring ile sağlanan finansman hizmeti, ticari alacakların temliğine dayandığından,
banka kredilerine oranla hızlı ve çözüm odaklıdır.
Faktoring, nakit yönetimi hizmeti ile vadeli alacakları nakde dönüştürüp, hammaddenin
peşin alınmasını ve üretim aksamasından oluşacak maliyetlerin azalmasını sağlar. Üretim
verimliliğini, iş hacmini ve karlılığı artırırken dış kaynağa olan ihtiyacın giderek azalmasına
yardımcı olur.
Faktoring çerçevesinde sunulan alacak yönetimi hizmetleri sunduğu vade avantajı ile
işletmelerin rekabet gücünü artırır, pazar payının büyümesine ve kalite standardının
gelişmesine destek olur..
Nakit yönetimi, nakit akış planlarının daha düzenli ve gerçekçi olmasını sağlar.
Güvenilir istihbaratlar sayesinde alıcının piyasadaki durumuna ve etkinliğine dair en son
bilgilere ulaşılır ve ileride meydana gelebilecek tahsilat problemlerinin önü kesilir. Özetle
faktoring ektin ve gerçekçi bir risk yönetimine destek olur.
12. Faktoring Şirketlerinin Kuruluşu ve Faaliyete Geçmesi
Ülkemizde factoring şirketlerinin kuruluş ve faaliyet izinleri Bankacılık
Yasası ile BDDK’a verilmiştir. BDDK bu konuda bir yönetmelik
hazırlayarak, uyulması gereken ilke ve kuralları belirlemiştir. Yönetmelikte,
Finansal Kiralama şirketlerinin kuruluş şartları, kurucuların nitelikleri,
kuruluş izni, faaliyet izni, yurtdışında kurulu şirketlerin Türkiye’de şube,
temsilcilik açmaları, Türkiye’de bulunan şirketlerin yurtdışında şube ve
temsilcilik açmaları ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
14. FORFATING
Forfaiting vadeli mal ve hizmet ihracatından doğan ve belirli bir ödeme planına bağlı olarak tahsil
edilecek olan alacakların daha önce bu hakkı elinde bulunduranlara rücu edilmeksizin (kayıtsız
şartsız ve vazgeçilmez olarak), bir banka veya bu alanda uzmanlaşmış bir finans kuruluşu
(forfaiter) tarafından satın alınarak iskonto edilmesidir. Latincede alacak hakkının kayıtsız ve
şartsız olarak teslim edilmesi anlamındadır.
Uzun vadeli ve kredili ihracat-ithalat işlemlerine yönelik bir finans enstrümanı olarak bilinen
"forfaiting" dünyada genellikle yatırım malları için kullanılır. Ancak, özellikle nakit sıkışıklığı
nedeniyle tüketim mallarını da vadeli olarak almayı tercih eden ülkelere yapılacak satışlarda
"forfaiting"i kullanmak nakit akışını hızlandırmak, alıcının ödememe riskinden ve ülke riskinden
kurtulmak açısından son derece faydalıdır. Forfaitingde vade 3 aydan başlayarak 10 yıla kadar
uzamakta olup, süresi; ihracat-ithalat konusu ürüne, ihracat yapılan veya ithalatı yapan ülkeye ve
dünya ekonomilerine göre belirlenir.
15. İhracatçı Açısından Forfaitingin Avantajları
• İhracatçıya peşin ödeme yapılır, dolayısıyla daha iyi bir nakit akışı ve daha
güçlü bir bilanço sağlanır.
•
•
Sözleşme değerinin %100'üne kadar rücusuz finanse edilebilir. Minimum
peşinat zorunluluğu yoktur ve İhracatçının üstleneceği hiçbir risk yoktur.
İhracatçı, politik, ticari ve transfer risklerinden korunur.
•
İhracatçı, kredi faizleri ve döviz kurlarındaki olumsuz hareketlerden de
korunur.
•
İhracatçının, ödenecek miktarı tahsil etmek için yapması gereken yönetim
masrafları ortadan kalkar.
• İhracatçı, alacağını rücusuz iskonto etme taahhüdüne karşılık olarak
bankasında yükleme öncesi finansman elde edebilir.
16. İhracatçı Açısından Forfaitingin Avantajları
• İhracatçı forfaiting kullanmayan ve dolayısıyla orta veya uzun vadeli satıcı
kredi finansmanı sunma konumunda olamayan rakiplerine karşı kayda değer
bir ticari avantaja sahip olur.
•
Finanse edilebilecek ürün, mal veya hizmet tipi konusunda hiçbir sınırlama
yoktur ve malın menşei konusunda, ECA(ECA-Export Credit Agency-İhracat
Sigorta Kuruluşu)'larda olduğu gibi, kısıtlama yoktur.
•
İhracatçı, forfaiting ile birlikte çeşitli ihracat sigortası programlarını kullanabilir
ve mevcutsa yerel ihracat sübvansiyonlarından faydalanabilir.
•
İhracatçı alıcı ile doğrudan temasta kalır ve tüm finansal ve tüm ticari
görüşmeleri sözleşme imzalamaya yönlendirir.
• Geri ödeme vadeleri ödemesiz dönemler dahil Alıcıların nakit akışına göre
yapılandırılabilir.
•
Başlıca para birimlerinin çoğu kabul edilir.
17. İthalatçı Açısından Forfaitingin Avantajları
• İthalatçı, geri ödemelerini, ödemesiz dönemlerle birlikte beklenen gelirlerine
göre ayarlayabilir.
•
İthalatçı %100 finansman elde edebilir ve peşinat ödemekten kurtulur.
•
İthalatçı, kredi vadesi süresince sabit faiz ödeyebilir, bu sayede bütçesini
daha basit ve daha kesin yapabilir.
•
İthalatçı, ülkesinde göreceli olarak pahalı veya zor olan orta ila uzun vadeli
finansman elde edebilir.
•
İthalatçı,
genellikle
İhracatçının
sübvansiyonlarında avantaj elde edebilir.
hükümetinin
verdiği
ihracat
18. TÜKETİCİ FİNANSMAN ŞİRKETLERİ
Finansman şirketleri tüketicilere ve kuruluşlara otomobilden, iş ekipmanlarına,
tıbbi malzemelerden, ev araç gereçlerine kadar çok geniş bir yelpazede kredi
kullandıran kurumlardır. Batı’da uzun bir geçmişe sahip olan bu şirketler,
binlerce küçük kredi ofisi ile tüketicilere direk ulaşarak kredi kullandırırlar. Ancak
genellikle kredilere uygulayabilecekleri faiz oranı veya maksimum kredi miktarı
ile ilgili olarak devlet yasalarıyla sınırlandırılmışlardır.
Amerika’daki uygulamada bu tür şirketlere “Finance Company”, İngiltere’deki
uygulamada ise “Finance House” ya da “Secondary Banks”-İkincil Banka”
denilmektedir. Fakat yasal açıdan finansman şirketleri banka değildir. Yasa ve
yönetmelikteki tanımlamalara göre finansman şirketlerinin başlıca işlevi, devamlı
ve mutad meslek halinde her türlü tüketim malı ve hizmet alımını kredilendirmek
suretiyle tüketicinin finansmanının sağlanmasıdır. Yani asıl faaliyet konusu kredi
şeklinde ödünç para verilmesidir.
20. SİGORTA ŞİRKETLERİ
Sigorta, kişilerin bazı şartlar altında karşılaşacakları, zarara ve gelir kaybına yol
açan olayların ekonomik sonuçlarından kendilerini korumak için belli bir prim
karşılığında risklerini devrettiği anlaşmadır. Sigorta şirketleri, sigorta ettiren
tarafından ödenen prim karşılığında, sigortalıya ya da tazminattan yararlanacağı
belirtilmiş kişiye, rizikonun gerçekleşmesi halinde tazminat ödemeyi üstlenen
kurumlardır. Sigortanın yararları aşağıdaki başlıklar altında özetlenebilir:
• Güvenlik sağlar
• Milli kaynakları korur ve güçlendirir,
• Kredi teminine kolaylık sağlar,
• Kapital birikimini sağlar,
• Tasarruf vasıtasıdır.
21. BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), bireylerin gelir elde ettikleri dönemde düzenli olarak tasarrufta
bulunmaları, yatırıma yönlendirilen tasarruflarıyla birikim oluşturmaları ve emeklilikte gelir elde
etmeleri üzerine kurulmuş bir özel emeklilik sistemidir. Bu sistem ile hem bireylerin emeklilik
dönemindeki refah düzeyi yükselecek, hem de oluşan uzun vadeli emeklilik fonları ekonomiye
ciddi bir kaynak yaratacaktır.
BES'e katılım zorunlu değildir. Katılımcılar mevcut gelir düzeyleri ve emeklilik dönemine ait gelir
beklentilerini göz önüne alarak ödeyebilecekleri katkı payı tutarını belirleyip, emeklilik sözleşmesi
akdederek sisteme dahil olabilirler. Fiil ehliyetine sahip herkes sisteme katılabilir.
22. BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ
Dünyanın birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkesinde özel emeklilik fonları, kurumsal yatırımcı
özellikleri ve piyasalara uzun vadeli fon sağlayan kurumlar olmaları nedeniyle büyük önem taşır.
Bu özellikleri ile özel emeklilik fonları, sosyal güvenlik sistemlerinde ortaya çıkan ve çıkması
muhtemel olumsuzlukları ortadan kaldırmanın bir aracıdır. Sanayileşmiş ülkelerde nüfusun
yaşlanması ile sosyal güvenlik sistemlerinin aktif - pasif dengelerinin bozulmaya başlaması,
sosyal güvenlik reformunun en önemli gerekçesini oluşturmuştur. Gelişmekte olan ülkelerde ise,
reform ile bireylere daha nitelikli ve daha yüksek düzeyde sosyal güvenlik hizmetinin verilmesi
amaçlanır.
Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu başta Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Sermaye Piyasası Kurulu olmak üzere ilgili tüm
kesimlerin görüş ve önerilerinin değerlendirildiği ortak bir metin ve sosyal güvenlik reformunun bir
parçası olarak TBMM tarafından 28 Mart 2001 tarihinde kabul edilmiş, 7 Nisan 2001 tarih ve
24366 sayılı Resmi Gazete´de yayımlanmıştır. Kanun, yayımı tarihinden itibaren 6 ay sonra 7
Ekim 2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yapılan mevzuat çalışmaları ile sistemin etkili bir biçimde
uygulanabilmesini teminen gerekli olan idari ve hukuki çerçeve çizilmiş, 27 Ekim 2003 tarihinde
bireysel emeklilik sisteminin başlamasıyla birlikte emeklilik şirketleri faaliyete geçmiştir.
23. BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ
Katılımcı, bireysel emeklilik sistemine giriş tarihinden itibaren en az on yıl sistemde bulunmak
koşuluyla 56 yaşını tamamladıktan sonra emekliliğe hak kazanır.
Emeklilik gelirini; ödenecek katkı payı tutarı, sistemde kalınacak süre ve bu süre içinde bireysel
emeklilik hesabındaki fonların getirileri belirler. Uzun vadeli bir yatırım söz konusu olduğundan
elde edilecek emeklilik geliri, değişen ekonomik şartlara göre farklılık gösterecektir.
Emeklilik şirketleri, katılımcıların değişik risk profillerinden kaynaklanan değişik beklentilerini
karşılayacak şekilde farklı risk ve getiri özelliklerine sahip en az 3 emeklilik fonu kurmak
zorundadır. Katılımcılara daha fazla alternatif sunmak için 3'ten fazla sayıda emeklilik fonu
kurulması da mümkündür.
24. BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ
İşverenler tarafından ödenenler hariç olmak üzere katılımcı adına bireysel emeklilik hesabına
ödenen katkı paylarının %25’ine karşılık gelen tutarı, katılımcının vergi mükellefi olup
olmamasına bakılmaksızın devlet katkısı olarak katılımcıların ilgili hesaplarına ödenir. Bir
katılımcının bir takvim yılı içinde alabileceği devlet katkısı tutarı, ilgili yıla ilişkin brüt asgari ücret
tutarının %25’ini geçemez. Limit hesabı katılımcı bazında yapılır.
1 Ocak 2013 tarihinden sonra sistemde geçirilen süreye göre aşağıdaki tabloda belirtilen
oranlarda devlet katkısı ve getirisinin bir bölümü veya tamamına hak kazanılacaktır.
1 Ocak 2013’ten Sonra Sistemde Geçirilen Süre
3 yıldan 6 yıla kadar
6 yıldan 10 yıla kadar
10 yıl ve daha fazla
Emeklilik, vefat, maluliyet
Hak Ediş Oranı
%15
%35
%60
%100
25. BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ
Bireysel Emeklilik Sistemi'nden ayrılma durumunda, sadece getiri üzerinden stopaj kesintisi
uygulanır. Sistemden ayrılma şekli ve süresine göre aşağıdaki tabloda yer alan oranlar uygulanır.
Emeklilik hakkı kazananlar
Sistemden Vefat- Maluliyet -Tasfiye gibi zorunlu nedenlerden dolayı ayrılanlar
Sistemde 10 yıl süreyle katkı ödeyen ancak 56 yaş kriterini yerine getirmeden ayrılanlar
Sistemden 10 yıl süreyle katkı ödemeden ve 56 yaş kriterini yerine getirmeden ayrılanlar
Stopaj
%5
%5
%10
%15
26. BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ
Emeklilik şirketi olarak faaliyet gösterecek tüm şirketler;
T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı
Sermaye Piyasası Kurulu,
Bağımsız dış denetim
Şirket iç denetim unsurları tarafından denetim sürekli ve gözetim altındadır.
Şirketin emeklilik faaliyetleri Müsteşarlığın denetimine, şirketin fonlarına, portföy yöneticilerine ve
saklayıcılara ilişkin hesap ve işlemleri ise Kurulun denetimine tabidir. Hazine Müsteşarlığı
emeklilik şirketlerinin faaliyetlerinin günlük olarak gözetim, denetim, işlem konsolidasyonu,
katılımcılara ait bilgilerin saklanması, kamuyu ve katılımcıları bilgilendirme ile istatistik üretimi ve
fonksiyonlarının yürütülmesini teminen Emeklilik Gözetim Merkezi'ni görevlendirmiştir.
Şirketin yıl sonu mali tablolarının bağımsız dış denetim kuruluşları tarafından denetlenmesi
zorunludur. Fonların hesap ve işlemleri ayrıca yılda bir kez bağımsız dış denetime tabidir.
Görüldüğü gibi Bireysel Emeklilik Sistemi; Hazine Müsteşarlığı, SPK, Emeklilik Gözetim Merkezi,
Bağımsız Denetim Şirketleri dahil olmak üzere birçok kurumun denetimi ve kontrolü altındadır.
27. BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ
Emeklilik planları ve emeklilik planlarına yatırılan katkı paylarının hangi fonlarda
değerlendirileceğini gösteren fon dağılım oranları, katılımcıların yatırım alışkanlıklarına göre
çeşitlilik gösterir.
Örneğin, öncelikle birikimlerini korumak isteyen, fiyat ve getirileri daha az dalgalanan yatırımlara
yönelmek isteyen kişiler, Devlet İç Borçlanma Senedi (Likit Fonlar, Kamu Borçlanma Araçları
Fonları vs.) ağırlıklı planlar seçerken, öncelikle birikimlerini büyütmek isteyen ve bunun
karşılığında birikimlerinde zaman zaman oluşabilecek dalgalanmalardan etkilenmeyen kişiler,
Hisse Senedi, Uluslararası Borçlanma Araçları vb. ağırlıklı planlar seçebilirler.
Emeklilik şirketleri, Bireysel Emeklilik Sistemi'ne dahil olmak isteyen katılımcılara, emekliliğe
yönelik beklentilerine, gelir düzeyine ve yaşına uygun bir emeklilik planı teklifi sunar.
Fon dağılımı kişinin tercihine göre belirlenir. Herhangi bir fon dağılım tercihinde bulunmayan
kişilerin birikimleri, portföy sınırlamaları Kurulun görüşü alınarak Müsteşarlıkça belirlenen
standart fonlarda yatırıma yönlendirilir.
28. BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ
Emeklilik planları ve emeklilik planlarına yatırılan katkı paylarının hangi fonlarda
değerlendirileceğini gösteren fon dağılım oranları, katılımcıların yatırım alışkanlıklarına göre
çeşitlilik gösterir.
Örneğin, öncelikle birikimlerini korumak isteyen, fiyat ve getirileri daha az dalgalanan yatırımlara
yönelmek isteyen kişiler, Devlet İç Borçlanma Senedi (Likit Fonlar, Kamu Borçlanma Araçları
Fonları vs.) ağırlıklı planlar seçerken, öncelikle birikimlerini büyütmek isteyen ve bunun
karşılığında birikimlerinde zaman zaman oluşabilecek dalgalanmalardan etkilenmeyen kişiler,
Hisse Senedi, Uluslararası Borçlanma Araçları vb. ağırlıklı planlar seçebilirler.
Emeklilik şirketleri, Bireysel Emeklilik Sistemi'ne dahil olmak isteyen katılımcılara, emekliliğe
yönelik beklentilerine, gelir düzeyine ve yaşına uygun bir emeklilik planı teklifi sunar.
Fon dağılımı kişinin tercihine göre belirlenir. Herhangi bir fon dağılım tercihinde bulunmayan
kişilerin birikimleri, portföy sınırlamaları Kurulun görüşü alınarak Müsteşarlıkça belirlenen
standart fonlarda yatırıma yönlendirilir.