Temel Fotoğrafçılık Dersleri (Hazırlayan: Nafiz Emre Konuralp)
Ders 2: Diyafram, Enstantane, ISO Üçgeni
Bu ders sunumları Doğa Fotoğrafçılığı Kulübü eğitim programlarında kullanılması amacı ile Nafiz Emre Konuralp tarafından hazırlanmıştır. Konuları iyi kavramak için derslerimize katılmanızı tavsiye ederiz.
www.nafizemrekonuralp.com
www.dofok.com
www.facebook.com/groups/dofok
1. Hazırlayan: Nafiz Emre Konuralp
Dofok 2014
DERS 2
DİYAFRAM, ENSTANTANE
VE ISO KAVRAMLARI
www.dofok.com
www.facebook.com/groups/dofok
2. Pozlama (Exposure)
İngilizcesi “exposure” olan pozlama kavramı bir fotoğrafın ışık alma miktarını
tanımlamak için kullanılır. Fotoğraf çekmek aslında ışığa duyarlı bir yüzeyi pozlamak yani
ışığa maruz bırakmaktır.
Işığın şiddeti ve ışığa duyarlı yüzeye (sensör yada filme) temas süresi fotoğrafın poz
değerini belirler.
Işığa duyarlı yüzey yeterince ışık aldığında ortaya doğru pozlanmış fotoğraf çıkar.
Gerekenden az miktarda ışığa maruz kalma durumunda az pozlanmış fotoğraf ortaya
çıkarken gerekenden fazla miktarda ışığa maruz kalma durumunda ise fazla pozlanmış
fotoğraf oluşur.
3. Fotoğraf makinelerinde çektiğimiz
fotoğrafın ne kadar pozlanacağını yani
ışığa maruz kalacağını kontrol etmemizi
sağlayan 3 farklı ayar bulunur.
1. Diyafram Açıklığı
2. Perde Hızı
3. ISO (Sensör Hassasiyeti)
Lens içerisinde bulunan ve kısılıp açılarak
makine içerisine giren ışık miktarını kontrol
eden ayara diyafram ayarı, ışığa duyarlı
yüzeyin hemen önünde bulunan ve kapalıyken
duyarlı yüzeyi karanlıkta bırakan , açıldığında
ise ışığa maruz kalmasını sağlayan perdenin
hızı yani açık kalma süresi ve ışığa duyarlı
yüzeyin ışığa hassasiyet değerini belirleyen iso
ayarını kullanarak doğru pozlanmış fotoğraf
elde etmeye çalışırız. Soldaki üçgenin her bir
ucunda gördüğünüz bu ayarların dengesini
sağladığımızda ideal yani doğru pozlanmış bir
fotoğraf elde ederiz.
Pozlama Üçgeni
4. Pozlama örnekleri
Fotoğraf pozlamayı bir kaba su doldurmak ile benzeştirirsek dolmamış bir kabın az pozlanmış bir
fotoğrafa karşılık geldiğini, tam dolmuş bir kabın doğru pozlanmış bir fotoğrafa karşılık geldiğini,
taşmış bir kabın ise fazla pozlanmış bir fotoğrafa karşılık geldiğini söyleyebiliriz.
6. Örnek Havuz Problemleri
Soru 1
» Hacmi 5 birim olan bir kap su ile doldurulmak istenmektedir. Çeşme saniyede 1 birim suyun akışına
izin verecek şekilde ayarlanmıştır. Bu durumda kap kaç saniyede su ile dolacaktır?
» Cevap: Süreye “t” diyelim. 1 saniyede kaba 1 birim su akıyorsa 5 birimlik kabın dolması için 1 x t = 5
şeklinde bir eşitlik söz konusu olur.
» Denklemden “t” yi çekersek t = 5 / 1 ‘den t = 5 saniye bulunur. Demek ki bu şartlar altında kabımızı 5
saniyede tamamen su ile doldurabiliyoruz.
Soru 2 (Aynı soruyu fotoğrafa uyarlarsak)
» 5 birim ışık ile pozlanmış bir fotoğraf çekilmek istenmektedir. Lens üzerindeki diyaframdan makine
içerisine 1 saniyede 1 birim ışık girmektedir. İstenen pozlamaya sahip bir fotoğraf perde ne kadar
süre ile açık kaldığında çekilmiş olur?
» Cevap: Perdenin açık kalma süresine yani perde hızına “t” diyelim. Lensimizin diyaframı makinemize
saniyede 1 birim ışık alabilmemize imkan verdiğine göre 5 birim ışık almış bir fotoğraf çekebilmemiz
için 1 x t = 5 şeklinde bir eşitlik kurabiliriz.. Denklemden “t” yi çekersek t = 5 / 1 ‘den t = 5 saniye
bulunur. Demek ki bu ışık şartı altında makinemizin perdesini 5 saniye boyunca açık bırakırsak
isitediğimiz şekilde pozlanmış bir fotoğraf elde etmiş oluyoruz.
Sonuç: Denklemden görülebileceği gibi perdenin açık kalma süresi diyaframdan geçen ışık
miktarına ve fotoğrafın çekilebilmesi için gerekli olan ışık miktarına (pozlama) göre değişmektedir.
7. Diyafram ve Perde Hızı Kavramlarını
Detaylıca İşlemeden Önce…
Bir sonraki sayfada yer alan videoda biz fotoğrafı çekmek için
deklanşöre bastığımızda makine içerisinde gerçekleşen mekanik
olayları göreceksiniz. Videonun sol kısmında diyafram yapısını, sağ
kısmında ise ayna ve perde yapısının hareketini göreceksiniz.
Video yavaşlatılarak normalde çok hızlı gerçekleşen bu mekanik
olayların rahatça görüşmesi sağlanmıştır. Diyafram F/16 ‘ya perde
hızı ise saniyenin binde birine (1/1000sn) ayarlanmıştır.
8. Objektif içerisinde yer alan ve açıklık
miktarını ayarlayabildiğimiz yapıya diyafram
adı verilir. Çalışma prensibi göz bebeğimiz
gibidir. Açılıp kısılarak makine içerisine giren
ışık miktarını ayarlar. Dijital makinelerde
diyafram açıklığı makine üzeriniden
ayarlanmaktadır. Ancak eski lenslerde lens
üzerinde el ile çevirerek ayarlanan diyafram
yapıları bulunur.
Diyafram
Diyafram F simgesi ile ifade edilir ve “F/değer” şeklinde yazılır. Diyafram değeri bölüm şeklinde
yazıldığından dolayı ters orantılıdır. Yani sayısal değer küçüldükçe diyafram açıklığı büyür, sayısal
değer büyüdükçe diyafram açıklığı küçülür.
Diyafram değerlerine diyafram durağıda denir. Bazı özel lensler haricinde karşılaşabileceğiniz en
büyük diyafram açıklığının F/1.2 ve en küçük diyafram açıklığının F/32 olduğunu söyleyebiliriz.
Her değer bir önceki yani küçük değerin yarısı kadar ışık geçirmektedir.
Lensler üzerine sahip oldukları en büyük diyafram açıklığı 1:2.8 gibi 1 ‘e bölünmüş bir değer
olarak yazılır. Bazı lenslerin en açık diyafram değerleri sabitken bazı zoom lenslerin en açık
diyafram değerleri odak uzaklığına bağlı olarak değişim gösterir. Bu lenslerin üzerinde diyafram
değerleri 1:4-5.6 gibi iki diyafram değeri ile ifade edilir.
9. Diyafram – Alan Derinliği İlişkisi
Diyaframın ikinci önemli özelliği alan derinliği adını verdiğimiz fotoğraf içerisinde net olarak
yer alan alanı belirlemesidir. Açık diyafram değerleri netliği yapılan konunun arkasında kalan
alanı netsiz hale getirir. Buna sığ alan derinliği adını veriyoruz. Kısık diyafram değerleri ise
netliği yapılan konunun arkasının da fotoğrafta net olarak yer almasını sağlar.
Genel ifade olarak diyafram açıldıkça alan derinliği azalır, kısıldıkça artar. Yani diyafram ile
alan derinliği arasından ters orantı vardır.
10. Diyafram – Lens Hızı İlişkisi
Lens hızı olarak bahsedilen kavram aslında
lensin otomatik netleme yapabilmek için
harcadığı zamanı ifade eder. Otomatik
netleme sistemi lens içerisinde yer almasına
karşın makine gövdesi tarafından kontrol
edilen bir sistemdir ve sağlıklı şekilde
gerçekleşebilmesi için ışığa ihtiyaç vardır.
Fotoğraf çekmediğimiz anlarda kısık bir
diyafram ayarlamış olsak bile diyafram hep
mümkün olan en açık halindedir. Netlik
sistemi diyafram en açık halindeyken çalışır.
Diyaframının maksimum açıklığı yüksek olan
bir lens makine içerisine yüksek miktarda
ışık girmesini sağlayabildiği için netlik
sistemi işini kolayca ve hızlıca gerçekleştirir.
Bu lenslere hızlı lensler denir. Tam tersi
durumda ise makine içerisine az miktarda
ışık girdiğinden netlik sistemi daha yavaş
çalışmak zorunda kalacaktır..
11. Perde Hızı (Enstantane)
Işığa duyarlı yüzeyimizin (film yada sensör) ışık alma süresini kontrol eden yapıya perde ve bu
süreye perde hızı (enstantane) adını veriyoruz.
Diyafram yapısı ışık miktarını kontrol etmesine karşın biz diyaframı ışık miktarını kontrol etmek
için değil genellikle asıl işlev olarak alan derinliğini kontrol etmek için kullanıyoruz.
Örnek olarak fotoğrafımızda netlik yaptığımız konunun arkasında kalan alanında net görünmesini
istediğimizde diyaframı kısmak durumunda kalıyoruz.Ancak diyaframı kısmak makinemiz içerisine
giren ışık miktarının azalmasına neden oluyor. Giren ışığı dengelemek ve doğru pozlanmış bir
fotoğraf elde etmek için ışığa duyarlı yüzeyimizi daha uzun süre boyunca ışığa maruz bırakmamız
gerekiyor. Bunu yapmak için perde hızımızı yavaşlatıyor ve sensörümüzün yada filmimizin uzun
süre boyunca ışığa maruz kalmasını sağlıyoruz. Böylece diyaframdan dolayı kaybettiğimiz ışığı,
süreyi arttırarak geri kazanmaya ve fotoğrafı doğru pozlamaya çalışıyoruz.
Enstantane (perde hızı) değerleri saniye cinsinden ifade edilmektedir. Güncel makinelerde
ayarlayabileceğimiz değerler maksimum 30 saniye olabilirken en düşük saniyenin 8000 ‘de
biri olabilmektedir. Örnek olarak bu değerler makine gövdesi üzerinde 15” şeklinde çift
tırnak ile gösterildiğinde 15 saniyeyi ifade etmekte 1/15 şeklinde bölüm ile gösterildiğinde
ise saniyenin 15 ‘te birini ifade etmektedir.
12. Perde Hızı (Enstantane) - Örnek
Diyafram açıklığının sabit olduğunu düşünelim. Örnek olarak F/8 diyafram değeri ile aşağıdaki
fotoğrafları çekiyor olalım. Ortamdaki ışık şiddeti ile saniyenin 250 ‘de birinde (1/250 sn) açılıp
kapanan bir perde hızı ile fotoğraf çektiğimizde ortada yer alan ve doğru pozlanmış fotoğrafı
çekmiş olalım. Diyafram sabit iken süreyi biraz daha kısalttığımızda yani 1/500 sn ‘de daha
karanlık bir fotoğraf, süreyi iyice kısalttığımızda yani 1/1000 sn ‘de çok çok karanlık bir fotoğraf
elde ederiz. Tam tersi durumda yani süreyi biraz uzatıp 1/125 sn ‘ye çıkardığımızda çektiğimiz
fotoğraf daha aydınlık, biraz daha uzatıp 1/60 sn ‘ye geldiğimizde ise patlamaya başlamış yani
aşırı pozlanmış fotoğraf elde ederiz.
Farkettiğiniz gibi 1 saniyeden daha kısa enstantaneler bölüm şeklinde yazıldığından
diyaframda olduğu gibi bir ters orantı söz konusudur. 1 saniyenin altındayken değer
büyüdükçe süre kısalmakta, değer küçüldükçe süre artmaktadır.
13. Perde Hızı – Hareket İlişkisi
Perde hızı yani enstantane sensörümüzün ışığa maruz kaldığı süreyi kontrol ederek pozlamamızı doğru
yapmamızı sağlarken aynı zamanda fotoğraf içerisinde yer alan nesnelerin hakretlerinide kontrol etmemizi
sağlar.
Belirlediğimiz birbirinden farklı enstantane değerleri hareket eden cisimlerin fotoğraf içerisindeki
görünümleri doğrudan etkiler ve nasıl görünecekelerini tayin eder.
Aşağıdaki rüzgar gülünü ele alırsak; perdenin 1 saniye gibi uzun bir süre açık kalması rüzgar gülünün
hakeketli kısımlarının bu süre içerisinde sensörün farklı farklı bölgelerine ışık göndermesi nedeniyle
fotoğrafta silik çıkmalarına neden olur. Sabit kalan kısımlar ise hep aynı noktaya ışık yolladıkları için keskin
çıkar. Ancak 1/160 sn gibi yüksek bir perde hızında rüzgar gülünün hareketli kısımları hızlıca açılıp kapanan
perdenin içindeki sensöre çok kısa bir süre için ışık gönderme fırsatı bulabildiklerinden keskin çıkacaktır.
14. Perde Hızı – Hareket İlişkisi ve İnsan Gözü
Fotoğraf makinelerinin çalışma prensiplerinin gözümüze benzediğini söyleyebiliriz. Gözümüzün de bir
diyaframı, lens yapısı, görüş açısı, netlik sistemi ve ışığa durarlı yüzeyi bulunur. Gözümüzde bulunmayan
tek şey ise bir perdedir. Göz kapağımız perde işlevi görmez çünkü gözümüz fotoğraf çekmez, hareketli
görüntüleri algılar. Göz kapağımızı perdeye değil ancak bir lens kapağına benzetebiliriz.
Göz yapımızın bir perde sistemi olmamasına karşı görme sistemimizin bir enstantane değerine sahip
olduğunu söyleyebiliriz. Aslında bu sistemin aynasız fotoğraf makinelerindeki perdesiz sisteme çok
benzediğini söyleyebiliriz. Gözümüze sürekli olarak ışık gelir ancak beynimiz belli aralıklarla görüntüleri alıp
işleyerek birleştirip arka arkaya sıralar ve hareketli görüntüleri oluşturur. İnsan gözünün eşdeğer perde hızı
1/30 sn ile 1/125 sn arasında değişen bir değere sahiptir. Bu nedenleki video görüntüleri saniyede 25-30
fotoğrafın arka arkaya sıralanması ile oluşturulur. Gözümüz bir sürekliliği olan ve saniyede 25-30 karenin
üzerinde gördüğü fotoğraf karelerini hareketli bir görüntüymüş gibi algılar.
Ancak insan gözünün perde hızı değişkendir. Güneşli ve aydınlık
havalarda 1/30sn gibi bir değere sahipken ilginç şekilde loş
ışıkta bu değerin 1/125sn ‘ye kadar çıktığı gözlenmiştir.
Kendi gözünüzün enstantanesini güneşli bir günde dışarı çıkarak
uzaktaki bir cisme odaklanıp gözünüzün önünde elinizi
sallayarak ölçebilirsiniz. Elinizi silik şekilde göreceksiniz. Aynı
slikliği fotoğraf makinesinde 1/30 civarında bir perde hızı
kullanarak yaratabilirsiniz. Aynı deneyi loş bir odada gözünüz 20
dakika boyunca ortam ışığına alıştıktan sonra tekrarlarsanız
gözünüzün eşdeğer perde hızının 1/125 civarına denk
geleceğini göreceksiniz.
15. Enstantane yani perde hızının hareketi kontrol ettiğini söylemiştik. Yanda bir duş
başlığından çıkarak hızla hareket eden su damlacıklarını görmekteyiz.
İlk fotoğrafta 1 saniyelik bir perde hızı kullanılmış. Deklanşöre basıldığı anda duş
başlığından çıkarak hareketini sürdüren bir su damlası 1 saniye süre boyunca yol
katederek 1 saniyenin sonunda kapanan perde ile birlikte sensörde ışık ile iz
bırakma işini tamamlıyor. Sonuç olarak binlerce tane aynı 1 saniye içerisinde
farklı noktalardan başlayarak aynı işi tamamlayarak sensör üzerinde sürekli izler
oluşturuyorlar ve ortaya bu fotoğraf çıkıyor. Fotoğraftaki netsizlik harekete
devam eden cisim algısını oluşturuyor.
İkinci fotoğrafta perde hızı arttırılarak 1/250 sn lik bir değer kullanılmış. Perde
daha kısa süre ile açık kaldığından damlalar ilk konumlarından çok uzağa
gidememişler ve sensörde kısa kısa izler bırakarak hafif bulanık damla
görüntüleri oluşturmuşlar. Fotoğraf hareketi dondurma ile devam etme algılası
arasından kalmış
Üçüncü fotoğrafta ensntantene daha da arttırılarak 1/1000 sn değerine
getirilmiş. Perde hızı çok yüksek olduğu için perdenin açılması ile kapanması
arasında geçen kısa zamanda damlacıklar pek bir yol katedememişler. Neredeyse
ilk konumlarından kalarak sensörde sabit bir damla şeklinde bir iz bırakmışlar.
Fotoğrafta hareketi dondurma algısı söz konusu.
Bu noktada fotoğrafın gözümüz ile gördüğümüz sahneleri gördüğümüzden çok
daha farklı olarak insanlara aktarmamıza imkan veren bir sanat olduğunu
söylemekte fayda var. Gözümüzün fotoğraf makinelerine benzer olarak
tanımladığımız yapısı sabit yada az değişken değerlere sahiptir. Ancak fotoğraf
makinelerinde birçok değeri değiştirebilme imkanına sahip oluşumuz
gördüğümüz sahneleri gördüğümüzden çok farklı olarak fotoğraflamamıza imkan
tanır.
16. Perde Hızı (Enstantane) – Hareket Kontrolü
Kalabalık bir ortamda düşük perde hızı kullanıldığında sabit cisimler sensörde sabit bir iz bırakırken hareket
halindeki cisimler perdenin açık kalma süresi boyunca sensörün farklı noktalarında iz bıraktıklarından
netliklerini kaybederek hayalet görüntüler oluşturular.
17. Perde Hızı (Enstantane) – Hareket Kontrolü
Model ve fotoğrafçı aynı yürüyen merdivenin üzerinde. Birbirlerine olan mesafeleri, aynı hareketli cisim
üzerinde olduklarından değişmiyor. Bu nedenle aslında fiziksel olarak hareket eden model, makineye yani
sensöre göre hareketsiz durumda. Ancak çevredeki cisimler makineye göre hareketli. Bu nedenle model
net ancak diğer cisimler netsiz olarak fotoğrafa aktarılıyor.
18. Perde Hızı (Enstantane) – Hareket Kontrolü
Futbol sahasında çocuk ve makine hareketsiz duruyor. Düşük perde hızı kullanıldığında fotoğrafta sabit olan
herşey yani çocuk ve etraftaki ağaçlar sensörde hep aynı yere izi bıraktıklarından net çıkıyor. Ancak çocuğun
arkasında hareket eden diğer çocuklar perdenin açık kalma süresi boyunca hep yer değiştirdiklerinden
sensörde farklı yerlerde izler bırakıyor ve hayalet görünümü alıyorlar.
19. Perde Hızı (Enstantane) – Hareket Kontrolü
Dönme dolap, saniyenin 120 ‘de 1 ‘i ve 4 saniyelik iki farklı perde hızı ile fotoğraflanmış. Dönme dolabın
hareket halindeki bölümünü 1/120 lik perde hızı bir miktar dondurmayı başarmış ancak 4 saniyelik perde
hızında hareket eden kısımlar sensörde dairesel izler bırakarak netsiz ama güzel bir etki oluşturmuş. Ancak
dönme dolabın sabit duran kolları her iki fotoğrafta da aynı şekilde net olarak yer almış.
20. Perde Hızı (Enstantane) – Hareket Kontrolü
Yol boyunca hareket eden arabaların ön ve arka ışıkları uzun süre açık kalan sensörde yol boyunca iz
bırakmış. Peki arabaların ışıkları sensörde iz bırakıp fotoğrafta görünüyor ancak arabalar neden
görünmüyor? Bunun sebebi araba gövdelerinin karanlıkta kalması ve yansıtıkları ışık miktarının sensörde iz
bırakmaya yetmemesidir. Ancak çok güçlü olan far ışıkları sensörde iz bırakabilmeyi başarmıştır.
21. Perde Hızı (Enstantane) – Hareket Kontrolü
Bir şelaleye gözümüz ile baktığımızda bu şekilde göremiyoruz. Çünkü bizim gözümüz 1/30sn ile 1/125sn
arasına denk bir enstantane ile görüntü algılıyor. Bu nedenle biz su hareketlerini az çok dondurabiliyor ve
net görebiliyoruz. Ancak fotoğraf çekerken perde hızımızı saniyelere getirdiğimizde sürekli olarak hareket
eden su tanecikleri hareketleri boyunca sensörde farklı noktalarfa izler bırakarak hayalet görüntüler
oluşturuyorlar. Ortaya bu şekilde ipeksi görünümler çıkıyor.
22. Perde Hızı (Enstantane) – Fotoğraf: Lincoln Harrison
Yıldızlar hareket etmezler ancak dünya hareket ettiği için bize göre yıldızın konumu sürekli olarak değişir. Bir
yıldızı gözümüz ile izlediğmizde bu konum değişikliğini farkedemeyiz ancak 15 saat boyunca pozlanan bir
fotoğraf bu konum değişikliğini kaydedecektir. İşte dünyanın dönmesinden dolayı oluşan yıldızların konum
değişikliği uzun süreler boyunca pozlanan fotoğraflara bu şekilde yansır.
23. Perde Hızı (Enstantane) – Fotoğraf: Lincoln Harrison
Az önceki fotoğrafta dünyanın dönme hareketinden dolayı yıldızların sensörümüzde bıraktıkları dairesel
izleri görmüştük. Peki bu fotoğraftaki dairesel olmayan izler nedir? Bunlar uçakların sensörde bıraktıkları
izler olabilir. Belli bir rota boyunca hareket eden uçakların ışıkları hareket doğrultusu boyunca
sensörümüzde izler bırakmıştır.
24. Perde Hızı (Enstantane) – Fotoğraf: Lincoln Harrison
Enstantane ayarını kullanarak hareket eden cisim algısını fotoğrafa düşük enstantane kullanarak
aktarabileceğimiz gibi yüksek enstantane kullanarak dondurarak aktarabileceğimizi de söylemiştik. Bu
fotoğrafta gözümüz ile görebileceğimizden çok çok daha hızlı bir şekilde hareket eden kurşun çok yüksek
bir enstantane değeri kullanılarak dondurulmuş ve sabit şekilde fotoğraflanmış.
25. Perde Hızı ve Elde Çekim İlişkisi
Fotoğraf çekerken bizi sınırlayan bazı etmenler vardır.
Bunlardan belkide en önemlisi elde çekim yapmaktır.
Eğer makinemiz elimizdeyse elimizde oluşan titreşim
fotoğraflarımızın net çıkmasına engel olabilir. Bu
nedenle eğer imkanımız var ise çekim yaparken üç
ayak adını verdiğimiz ingilizcesi “tripod” olan araçlara
ihtiyaç duyarız.
Eğer makinemiz bir tripod üzerine yerleştirilmişse
titreşim durumu söz konusu olmadığından herhangi
bir sınırlama ile karşı karşıya kalmayız.
Ancak tripodumuz yoksa yada yanımızda olsa bile
kurana kadar sahneyi kaçırma ihtimalimiz söz
konusuysa makine elimizdeyken çekim yapmak
durumunda kalırız. Elde çekim yapmak
durumundaysak enstantane değerimize dikkat
etmemiz gerekir.
26. Perde Hızı ve Elde Çekim İlişkisi
Belli bir değerin altındaki perde hızları hakreti dondurmak konusunda
yetersiz kalacağından çektiğimiz fotoğraflarda elimizin titreşiminden
kaynaklanan bir netsizlik durumu söz konusu olur.
Elimizde oluşan titreşimin fotoğraf olan etkisi lensimizin o andaki odak
uzaklığı ile doğru orantılıdır. Odak uzaklığımız ne kadar büyükse yani ne
kadar zoom yaptıysak fotoğrafımızda elimizin titreşiminden o oranda
etkilenir. Dikkat etmemiz gereken şu şekilde basit bir kural söz
konusudur.
Full Frame bir makinede elde çekim yaparken minimum enstantane değerimizin odak uzaklığımızdan bir
miktar daha fazla olması gerekir.
• Odak uzaklığı 24mm ise minimum enstantanemiz 1/30sn civarında olmalıdır.
• Odak uzaklığı 50mm ise minimum enstantenmiz 1/60sn civarında olmalıdır.
• Odak uzaklığı 100mm ise minimum enstantenmiz 1/120sn civarında olmalıdır.
• Oda uzaklı 300mm ise minimum enstantenmiz 1/350sn civarında olmaldır.
Croplu sensöre sahip bir makinede elde çekim yaparken minimum enstantane değerimiz odak
uzaklığımızın yaklaşık iki katı olmalıdır. Çünkü crop yapmak demek crop çarpanı oranında kendiliğinden
zoom yapmak yani odak uzaklığı artışı demektir.
• Odak uzaklığı 18mm ise minimum enstantanemiz 1/30sn civarında olmalıdır.
• Odak uzaklığı 50mm ise minimum enstantenmiz 1/100sn civarında olmalıdır.
• Odak uzaklığı 100mm ise minimum enstantenmiz 1/200sn civarında olmalıdır.
• Oda uzaklı 300mm ise minimum enstantenmiz 1/600sn civarında olmaldır.
27. Perde Hızı ve Elde Çekim İlişkisi
Peki lens üzerindeki titreşim engelleyici ne işe yarıyor?
Lensler üzerinde yer alan ve VR, IS, OS, VC gibi kısaltmalar ile isimlendirilen
titreşim engelleme sistemleri elde çekimi kolaylaştırmak için geliştirilmiştir.
Titreşim engelleme sistemimiz açık konumda iken elimizin titreşiminin fotoğrafa
yansımasını bir miktar azaltacağından az önce belirttiğimiz enstantane
değerlerini yarıya indirebiliyor.
Yani değerleri titreşim engeleme sistemi açık olan bir lens ile tekrar gözden
geçirirsek.
Full Frame bir makinede titreşim engelleyici açık ve elde çekim yaparken
• Odak uzaklığı 24mm ise minimum enstantanemiz 1/30sn yerine 1/15 saniye olabilir.
• Odak uzaklığı 100mm ise minimum enstantenmiz 1/120sn yerine 1/60 sn olabilir.
Yani full frame bir gövdede titreşim engelleyiciniz açıkken odak uzaklığınızın yarısının biraz üzerinde bir enstantane
değernin güvenli olduğunu söyleyebiliriz.
Croplu sensöre sahip bir makinede titreşim engelleyici açık ve elde çekim yaparken
• Odak uzaklığı 18mm ise minimum enstantanemiz 1/30sn yerine 1/15sn olabilir.
• Odak uzaklığı 100mm ise minimum enstantanemiz 1/200sn yerine 1/100sn olabilir.
Croplu bir gövdede titreşim engelleyici açıkken odak uzaklığınıza eşdeğer bir odak uzaklığının güvenli
olduğunu söyleyebiliriz.
28. Hataya düşmeyelim, elde çekim yaparken gözümüz hep
enstantane ve odak uzaklığı üzerinde olsun…
Fotoğraf çekmeye yeni başlayan yada eğitim almamış kişilerin yaptıkları en büyük
hatalardan biri elde çekim yaparken odak uzaklığı-enstantane ilişkisine dikkat
etmemeleridir.
Sonuç olarak çekilen fotoğrafların bir kısmı doğru netleme yapılmış olmasına
rağmen yeterli enstantane değerine ulaşılamadığı için bulanık çıkmaktadır.
Işığın az olduğu ortamlarda yada diyaframı kısmak zorunda olduğumuz
durumlarda elde çekim yaparken gözünüz hep enstantane ve odak uzaklığı
üzerinde olsun.
Bu ilişkiye dikkat ettiğiniz sürece fotoğraflarınız hep net olacaktır.
29. ISO (Işığa duyarlılık)
ISO ayarı sensörümüzün ışığa olan duyarlılığını arttıran bir ayardır. Işığın azaldığı durumlarda perdenin açık
kalma süresini çeşitli nedenlerle arttırıp makinemize daha fazla ışık girmesini sağlayamıyorsak ISO ayarını
yükseltme yoluna gideriz.
Standart ISO Ayar değerleri aşağıdaki gibi olmaktadır:
ISO 50 – ISO 100 – ISO 200 – ISO 400 – ISO 800 – ISO 1600 – ISO 3200 – ISO 6400 – ISO 12800
Bu değerler ana ISO durakları alarak tanımlanır. Birde ara iso durakları vardır ve makinenizin menüsünde
aktif ettiğinizde görünürler.
Ara ISO değerleri ile birlikte ana iso değerleri: Gördüğünüz gibi ana değerler arasına iki ara değer
daha bulunuyor. Bunun haricinde çoğu makinede
otomatik iso ayarı seçeneği de vardır. Bu seçenek çok
tavsiye edilmemek ile birlikte bazı özel durumlarda
kullanılabilir.
Makinenizde yer alan minimum ve makismum iso
değerleri makinenizin kalitesine ve güncel olup
olmasına göre değişir. Genellikle 100 ‘den başlayan
değerler güncel makinelerde 102400 ve üzerindeki
değerlere çıkabilmektedir.
30. ISO (Sensör Hassasiyeti)
Diyafram ve enstantane makinemizde değiştirebileceğimiz iki temel ayar olarak karşımıza
çıkmıştı. İkisinin birbiri ile olan dengesi doğru pozlanmış fotoğraf çekmemize imkan
veriyordu.
Ancak bazı sınırlayıcı durumlarda enstantane değerimizi istediğimiz gibi arttırıp
azaltamayabiliyoruz. Ortamın ışık şartı yada ayarlamak istediğimiz diyafram değeri doğru
pozlanmış bir fotoğraf çekmek için perdeyi uzun süre açık bırakmamızı zorunlu kılabiliyor.
Fotoğrafta yer alacak bir hareketi dondurma isteği yada elde çekim yapma zorunluluğu
olması durumunda perdeyi uzun süre açık bırakmak net olmayan hatalı fotoğraflar
çekmemize sebep olabiliyor.
Bu durumda yapabileceğimiz tek şey ISO ayarını arttırmaktır. Bize sanal olarak makine
içerisine giren ışık miktarını arttırma imkanı veren ISO ayarı yükseltildiğinde sensörümüzün
algıladığı ışık miktarı elektronik olarak arttırılır, ışığın bu şekilde sanal olarak artması perdeyi
daha kısa süre açık bırakarak doğru pozlamayı yakalamamıza olanak tanır.
31. ISO – Perde hızı ile ilgili sınırlayıcı durumlarda ISO ile müdehale
Sınırlayıcı durum 1: Önceki sayfalarda
bahsettiğimiz gibi eğer elde çekim
yapıyorsak enstantane değerimizi
belirli bir değerin altına
düşüremeyebiliyoruz. Örnek olarak
lensimiz 50mm ‘de ve 1/30sn gibi bir
perde hızı ile çekim yaptığımızda
fotoğrafamız elimizdeki tireşimdem
etkilenerek bulanık çıkıyor. Bu nedenle
perde hızımızı 1/60 gibi bir değerin
üzerinde tutmamız gerekiyor. Perde
hızımızı 1/30sn gibi bir değere
düşüremeyeceğimiz için makinemize
istediğimizden az ışık giriyor. Doğru
pozlanmış bir fotoğrafı 1/30 sn de
çekebiliyorken 1/60sn ‘de ancak az
pozlanmış karanlık bir fotoğraf
çekebiliyoruz. İşte elde çekim yapmak
bizim istediğimiz dengeyi sağlamamıza
bu şekilde engel olabiliyor. Böyle bir
durumda iso ayarına sarılmak
durumunda kalıyoruz ve iso ayarını
arttırarak perde hızımızı 1/60sn ‘ye
çıkartabiliyoruz.
F/4 – 1/30 sn – 50mm – ISO100
F/4 – 1/60 sn – 50mm – ISO200
32. ISO – Perde hızı ile ilgili sınırlayıcı durumlarda ISO ile müdehale
Sınırlayıcı durum 2: Diyafram ve entantene ayarlarını ortamın ışık şartlarına göre
fotoğrafımızı doğru pozlayacak şekilde yaptık. Hareketli bir cisimi fotoğraflayacağız.
Ayarladığımız diyafram değerini dengeleyecek bir enstantane belirledik ancak bu
enstantane cismin hareketini dondurmaya yetmiyor. Cisim bulanık çıkıyor. Enstantanemizi
arttırmak yani perdenin açık kalma süresini kısaltmak durumundayız ve diyafram
değerimizi değiştiremiyoruz yada değiştirmek istemiyoruz. Bu durumda iso ayarımızı
arttırmak perde hızımızı arttırmak için gerekli olan ışık takviyesi sağlayacaktır.
F/2.8 – 100mm – 1/30sn – ISO 100 F/2.8 – 100mm – 1/120sn – ISO 400 F/2.8 – 100mm – 1/240sn – ISO 800
Lensin maksimum
diyafram açıklığı F/2.8
33. ISO – Değere karar verirken göz önünde bulunması gereken bilgiler
ISO ayarı keyfimize göre istediğimiz zaman arttırıp azaltabileceğimiz bir ayar değildir. Zaten
filmli makinelerde iso değişikliği için filmi çıkarıp istenen yeni iso değerine sahip olan filmi
takmak gerekir.
ISO ayarını arttırmak fotoğrafımızda gren (kumlanma) denen kirlenmelere yol açar ve
fotoğraf keskinliği azaltır. Fotoğrafın kirlenmesi ve keskinliğini kaybetmesi demek kalitesinin
düşmesi demektir.
Bu nedenle ISO ayarına can simidi gözüyle bakmalısınız. Mümkün olduğunca en düşük
değeri kullanıp zorunda kaldığınız zamanlarda yükseltmelisiniz.
34. ISO – Değere karar verirken göz önünde bulunması gereken bilgiler
Yüsek ISO nedeniyle gerçekleşen kirlenme fotoğraf işleme yazılımları ile temizlenebilmektedir. Ayrıca
güncel makinlerin ISO performasları yükselmiş ve 5 yıl öncesine göre hayal bile edemeyeceğimiz
yükseklikteki ISO değerlerinde bile az grenli fotoğraflar verebilmektedir. Ancak aşağıdaki gibi 102400 iso
değerlerine kadar çıkmış bir fotoğrafı bilgisayar ortamında temizleyip kullanmak şuan için pek mümkün
değildir.
35. Bir sonraki sunumun konusu:
“Doğru pozlama için ışık ölçümü, poz telafisi ve netlik sistemleri”
Bu sunum Nafiz Emre Konuralp tarafından hazırlanmıştır.
Görüşleriniz ve önerileriniz için:
www.nafizemrekonuralp.com
emrekonalp@gmail.com
Notes de l'éditeur
This presentation demonstrates the new capabilities of PowerPoint and it is best viewed in Slide Show. These slides are designed to give you great ideas for the presentations you’ll create in PowerPoint 2011!
For more sample templates, click the File menu, and then click New From Template. Under Templates, click Presentations.