Serebral palsi̇ ve serebral palsi̇de rehabi̇li̇tasyon (1)
1.
2. Serebral Palsi;
Gelişmekte olan fetal veya infant beyninde oluşan
Progresif olmayan bir hasara bağlı olarak gelişen,
Aktivite kısıtlılığına neden olan,
Hareket ve postür gelişiminin
Bir grup kalıcı bozukluğudur.
3. Serebral palsi’deki motor bozukluklara çoğunlukla
Duyusal ve algısal problemler,
Kognitif bozukluklar,
İletişimsel ve davranışsal problemler,
Epilepsi ve
Sekonder kas-iskelet sistemi problemleri eşlik eder”
Şeklinde bir tanım genel olarak kabul görmektedir.
SP’ye neden olan beyin hasarı için belli bir yaş limiti
yoktur ancak ilk 2-3 yıl daha önemlidir.
4. Tanımda beyin terimiyle kastedilen serebrum,serebellum ve beyin
sapıdır
Sp ye neden olan bozukluk ,etkilenmiş fonksiyon gelişmeden önce
meydana gelir
SP de olması gerekenler
Primer olarak hareket ve postür açısından etkilenmiş olma
Hareket ve postür bozukluğunun aktivite kısıtlanmasına neden olması
SP de durum kalıcıdır fakat değişmez değildir
5. SP de metanaliz sonuçlarına göre komorbiditeler
Ağrı ¾
Entellektüel disabilite ½
Kalça instabilitesi 1/3
Konuşma güçlüğü ¼
Epilepsi ¼
Davranış bozuklukları,idrar inkontinası ¼
Körlük 1/10, oral beslenememe 1/15, sağırlık 1/25
6. Çocuğunuz ilk yıl içinde temel motor basamaklara
zamanında ulaşamamışsa
Normalden daha gevşek ya da sert kasları varsa
İstemsiz gövde-kol-bacak bükülmeleri ve
Tekrarlayıcı ağız ve dil kasılmaları varsa
Çok kolay uyartılan, çok huzursuz bebek ise
7. Serebral Palsi çocukluk çağının en sık özürlülük
nedenlerindendir.
SP insidansı her 1000 canlı doğumda 2-3 arasında
bildirilmektedir
Türkiye için SP prevalansı ise,
Her 1000 canlı doğumda 4.4 bulunmuştur.
Serdaroğlu A . Dev Med Child Neurol 2006;48(6):413-6
8. Serebral Palsi’ye neden olan beyin hasarı prenatal(son mens-doğum
başlangıcı), perinatal(doğum başlangıcı-ilk 7 gün ) veya postnatal(8
gün -2 yaş) dönemde oluşabilir.
Beynin en hızlı geliştiği dönem prenatal ve erken postnatal periyod olup
ilk 3 yaşta bu hızlı gelişim devam ettiği için çoğunlukla immatür beyinle
kastedilen bu dönemdir, ancak 8 yaşına kadar nöronal bağlantıların
organizasyonu ve ayrıntılanması devam eder.
9. İlk 3 yaştaki serebral hasarlanmalarda ortaya çıkan nörolojik
bozukluklar SP için karakterisitik
3-8 yaş arasında karışık paternde
8 yaş sonrası da erişkini hatırlatan nörolojik bulgular ortaya çıkar
Genelde 5-6 yaş üst limit olarak kabul edilir
Preterm doğum ve düşük doğum ağırlığı en yaygın risk faktörleridir
Diğer önemli risk faktörü doğum asfiksisidir
Prenatal %75,perinatal %6-8,postnatal
11. Perinatal
Uzamış veya zor doğum
Erken membran rüptürü
Prezentasyon anomalileri
Doğuma girişte kanama
Bradikardi
Hipoksi
Postnatal
SSS infeksiyonları
(ensefalit, menenjit)
Hipoksi
Nöbetler
Neonatal hiperbilüribinemi
Kafa travması
12. Ülkemizin her yerinden SP’li çocukların refere edildiği 625 SP’li
çocukla yapılan çalışmada; SP’li Türk çocukların risk faktörlerinin
sırasıyla
Düşük doğum ağırlığı (%45.1),
Preterm doğum (%40.5),
Doğum asfiksisi (%34.6) ve
Akraba evliliği (%23.8) olduğunu saptanmış
.Erkin G Int J Rehabil Res. 20 Haziran 2007
Türkiye de yapılan bir çalışmada SP’ li çocukların %21’inde herhangi
bir etiyolojik faktör saptanamazken, % 62.5’da birden fazla etiyolojik
faktör bulunmuştur.
Erkin G Int J Rehabil Res. 20 Haziran 2007
13. SP tanısı klinik bir tanıdır
Anormal kas tonusu,atipik postürü olan ,primitif reflexlerin devam
ettiği bebeklerde 24 aylıktan önce tanı konulabilir
Hafif SP olguları 4-5 yaşlarına kadar teşhis edilmeyebilir
Günümüzde neonatal yoğum bakım ünitlerinde tanımlanan risk
faktörlerinin değerlendirilmesi ile yaklaşuk yarısında tanı
konabilmektedir
Erken tanı preterm bebeklerde geçici anormallikler olabildiği için
aşırılığa, veya hafif unilateral spastik vakalar veya ataksik vakalar fark
edilemeyeceği için tanıyı atlamaya neden olabilir
14. Erken tanı çok önemlidir
Çünkü,özgül erken müdahalenin nöroplastik kazanımlarının en fazla olduğu
dönemde yapılmasını sağlar
Erken müdahalede kastedilen – özgül aktif kalça izlem programı,motor
eğitim,erken ayakta durma,zorunlu kullanım tedavisi,robotik eğitim vb.
tedavilerdir.
SP için risk faktörlerinin olup olmadığı anamnezde sorgulanmalı, gebelik takip
kayıtları incelenmelidir.
Muayene edilen çocuğun motor gelişiminin kronolojik yaşıyla uyumlu olup
olmadığı kontrol edilmelidir
15. Prectl ve ark. Erken tanısının çoçuğun kendi başlattığı yada spontan
hareketlerinin analizi mümkün olduğunu vurgulamışlardır.
Sağlıklı bebeklerde önce kıvrılma(writhing) denilen eliptik hareketler
Sonra kıpır kıpır (fidgety movement) denilen boyun ,gövde ve
ekstremiteleri içeren küçük sirküler hareketler
Sonra da amaca yönelik ,hedef odaklı hareketler izler
Eğer bu hareketlerin azalıp ,tüm ekstremite ve gövde kaslarının eş
zamanlı kasılması ve gevşemesi ile karakterize ‘kramp-senkronize
hareketeler (cramped-synchronized movements)
16. Çocuğun motor yeteneklerinin değerlendirilmesi,nörogörüntüleme
bulguları ve progresyon göstermeyen semptomlar tanıda anahtar
kelimlerdir
Daha az invaziv olduğu için yüksek riskli preterm bebeklerde kranial us
Sıklıkla tercih edilen MRG ( Spli çoçuklarda %70-%80 anormal bulgu)
17. Periventriküler kanama,germinal matrix kanaması
Mekanik ventilasyon ve beyin gelişiminin en kritik dönemde hasar (
gebeliğin 24-36 hafta) Kanamalar SP için risk faktörüdür
Beyaz cevher hasar lokalizasyonu ve genişliği SP nin farklı subtiplerine
sebeb olabilir
Kortikospinal trakta hasar sıklıkla spastik diplejik SP
Lateral e doğru genişlemelerde lezyon quadriplejik SP ye sebeb olur
18. Motor gelişim basamaklarında gecikme SP’nin ana bulgusudur
Motor gelişim kronolojik yaşıyla uyumlu olup olmadığı kontrol edilmelidir
Normal gelişimde primitif reflexler 12 .ayda kayıp olur ve postural koruyucu
reaksiyonalar ve istemli motor beceriler gelişir
İnce motor gelişim el kullanımını,kaba motor gelişim hareket gerektiren
becerileri içerir
İnce motor gelişim elin ulnar tarafından radial tarafına doğru, kaba motor
gelişim ise sefalokaudal yönde, proksimalden distale ve vücudun merkezinden
periferine doğru ilerler
20. Serebral palsi motor gelişimde belirgin gecikme, primitif
refleks paternlerin devamı ve otomatik hareket
reaksiyonlarının ve istemli motor kontrolün ortaya çıkmasının
gecikmesi ile karakterizedir.
Spastisite genellikle 6 aydan önce saptanamadığı, atetoid
hareketler 2 yaşa kadar belirgin olmadığı ve Babinski refleksi
2 yaşa kadar anlamlı olmadığı için iki yaşından önce SP tanısı
koymak zordur
23. Primer motor bozukluğun tanımlanmasıyla subtip belirlenir.
Progresif nörolojik hastalıklardan şüphelenilmezse, anamnez
ve fizik muayene çoğunlukla SP tanısını koydurur.
Tanıya en yardımcı tetkik beyin anatomisini ayrıntılı gösteren
MRG’dir.
24. Tanıdaki son basamak SP’yi taklit eden metabolik hastalıklar ve
nörodejeneratif hastalıkları gerçek SP’den ayırtetmektir
Motor belirtiler olmadan (hafif hipotonisite hariç) kognitif
fonksiyonları ciddi şekilde bozulmuş bir çocuk SP konsepti içine
alınamaz.
Tek klinik özellik olarak hipotonisi olan çocuklar ve izole spinal
nöral tüp defektli çocuklar da SP vakalarından dışlanmalıdır
25. Genetik sendromlar,
Metabolik bozukluklar
Vaskuler defektlere bağlı sendromlar,
Ensefalosel,
Nörodejeneratif durumlar,
Nöromuskuler hastalıklar
Tümörler
Genetik ve metabolik hastalıkları dışlamak için idrar ve kan
aminoasitleri, tiroid fonksiyon testi, kas enzimleri ve kromozom
analizi yapılır
26. Sınıflandırmanın dört ana bölümde ele alınması
gerektiği vurgulanmıştır.
Motor Anormallikler
Eşlik eden bozukluklar
Anatomik ve görüntüleme bulguları
Neden ve zamanlama
27.
28. Geleneksel sınıflandırmada sadece kol veya bacaklardaki
subjektif tutulumunun ciddiyetini karşılaştırlması
gerektirmektedir
Son uluslararası toplantıda postur ve hareket bozukluğunun
tüm vucud bölgelerinde tanımlanması istenmiştir(gövde,her
bir ekstremite,orofarinks)
29. Surveillance of Cerebral Palsy in Europe (SCPE)
’nin önerdiği sınıflandırmaya göre SP; spastik
(unilateral veya bilateral), diskinetik (distonik
veya koreo-atetoik) ve ataksik şeklinde 3 ana
gruba ayrılır.
Tüm SP subtiplerinde postur ve harekette
anormal patern yaygındır.
Spastisite ile diskinezi ve/veya ataksi beraber
olduğunda mikst SP formu denir.
30. SCPE geleneksel sınıflamada kullanılan hemipleji/ dipleji
/quadripleji kavramları yerine spastik SP vakalarını
unilateral veya bilateral olarak ikiye ayırmaktadır.
hemipleji yerine unilateral,dipleji yerine bilateral
terimleri önerilmiştir
Unilateral ve bilateral SP’yi tam olarak tanımlayabilmek
için alt ve üst ekstremite motor fonksiyonlarının
bildirilmesi önerilmektedir.
Alt ekstremite motor fonksiyonları
GMFCS(Gross motor function classification system) ile,
Üst ekstremite motor fonksiyonları ise
Bimanual Fine Motor Function (BFMF) ile skorlanır
31. Spastik SP en yaygın SP formudur.
SP’li çocukların %70-80’i spastik tiptir Hiperrefleksi,
Babinski cevabı ve üst motor nöron sendromu bulguları
vardır.
32. Spastik diplejik spastik SP nin en yaygın formudur
Üst ekstremitelerde hafif, alt ekstremitelerde belirgin tutulumu olan
çocuklardır
Primer olarak alt ekstremiteler ön planda tutulur,yürüyüş,denge ve
kordinasyon bozuktur
Alt ekstremitelerde spastiste+ ÜMN bulguları
Diz ve kalça ön planda tutulur ,ayak bileği tutulumu daha az
33. Sıklıkla lomber lordoz artışı,anterior pelvik tilt,bilateral kalça iç
rotasyon,bilateral dizlerde flexion artışı,içe basma ve ekinovalgus
postürü
Alt ekstremitelerin patolojik posturü; kalçaların iç rotasyonu, kalçaların
adduksiyonu ve ayak bileğinde ekin ile karakterizedir, bunlar
makaslama pozisyonu ile sonuçlanır.
çocuk bezi bağlamada güçlük (erken semptom) komando sürünmesi.
koltuk altından kaldırıldığında bacaklarda makaslama
Tutulum ciddiyetine göre çoğunluğu bağımsız yada posterior yürüteç,ön
kol destekli (Lofstrand) koltuk değnekleri ile yürümeye gereksinim
duyarlar
34.
35. Gövdenin bir yarsının tutulduğu çocuklardır
Üst ekstremite tutulumu daha fazladır ve distal
taraf daha fazla
Klinik Özellikler:
Etkilenen tarafta güçsüzlük, spastisite
Omuzda adduksiyon, dirsek ve el bileğinde fleksiyon
kalçada fleksiyon, adduksiyon, dizde fleksiyon ayak
bileğinde ekinovarus deformitesi
Etkilenen ekstremitelerde büyüme geriliği gözlenir
36. Hemen hepsi 18-24 ay civarında yürüyeyecektir
% 25 mental retardasyon
% 30 nöbet. En dirençli nöbetlerin görüldüğü SP tipidir.
37. SP’nin en ciddi formu
Çoğunlukla prematürite veya doğum sırasında gelişen
hipoksik iskemik ansefalopatiye bağlıdır.
Baş, boyun,gövde kasları ve 4 ekstremitede spastisite +
ÜMN bulguları
Kranial MR da periventriküler lökomalasi
38. Hiperbilirübinemi/ağır anoksi bazal ganglion hasarına bağlıdır.
Genelde hipotoni ile başlar.
Daha sonra tonus değişkenlik gösterirken karakteristik istemsiz
hareketler belirir.
Mental durum genellikle normaldir ancak iletişim bozukluğu
nedeniyle çocuk mental retarde sanılabilir.
Sık görülen sensorinöral işitme kaybı da iletişim bozukluğunu arttırır.
Nöbet: seyrek.
Diğer özellikler: Aşırı baş hareketleri, Dilin dışarı sarkması, Salya
akması, konuşma bozuklukları (orofaringeal kaslar), sürekli ağız
solunumu
39. Atetoid veya distonik tarzda anormal hareketler .
KORE-Atetoik SP
Hiperkinezi ve hipotoni
kıvrılma tarzında yavaş hareketler,
ekstremitenin distalinde proksimalinden daha fazla,
Distonik SP :
Anormal postür (flexion yada ekstansiyon)ve hipertoni(tonus değişken
fakat kolayca uyarılabilir)
kas tonusundaki aşırı artıştan dolayı gövde veya ekstremitenin sürekli
olarak bükük veya uzatılmış konumda durması
40. Serebellum lezyonlarında görülür.
Başlangıçta çocuk çoğu kez hipotoniktir. 2-3 yaşında tonus düzelirken
ataksi belirginleşir.
Geniş tabanlı bir yürüyüş (ayaklar birbirinden uzak, dengesiz yürüme)
Denge ve koordinasyon bozuk.
Yazı yazma gibi ince beceri gerektiren hareketlerde zorluk
Kranial MR da serebellar hipoplazi
41. Ataksi ve/veya diskineziyle beraber spastisite olduğunda
mikst SP formu denir, çocuk, baskın olan klinik özelliğe
göre sınıflanmalıdır.
42. SCPE collaborative grup eşlik eden dört bozukluğun
intellektüel, görsel ve işitsel bozukluk ve epilepsi
bilgisinin toplanmasını önermiştir.
Görsel ve işitsel bozukluğun varlığını veya yokluğunu
belirlemeyi ve görsel keskinlik (düzeltmeden sonra
her iki gözde <0.1) veya işitme kaybını (düzeltmeden
önce daha iyi kulakta 70 dB den fazla) şiddetli veya
değil şeklinde sınıflamayı öneriyor.
Epilepsi hiç yok veya hep var ise bilinmelidir.
43. Kognitif bozukluklar:
SP’de hafıza, dil, problem çözme ve dikkat gibi yüksek
kortikal fonksiyonlar etkilenebilir.
Mental retardasyon prevalansı yaklaşık %50 dir, motor
disabilitenin ciddiyetiyle mental retardasyon riski artar.
Öğrenme bozukluğu
Algı
İletişim problemleri
Davranış Problemleri:
Otizm, dikkat eksikliği ve hiperaktivite sendromu, mood
ve anksiyete bozuklukları gibi) Hemiplejik SP’lerin %50-
60’ında psikiatrik problemler ve davranış problemleri
bildirmiştir.
44. Görsel bozukluklar:
Strabismus, görme alanı defisitleri, nistagmus ve miyop
olabilir
İşitme problemleri:
İşitme problemi ototoksik ilaç maruziyeti,
hiperbiluribinemi, veya intra uterin TORCH enfeksiyonu ile
ilişkili olabilir
Fark edilmemiş işitme kaybı dil gelişimini etkileyebilir.
Oral motor fonksiyon problemleri:
Dudak, dil, çiğneme kasları ve fasial kaslardaki güçsüzlüğe
ve koordinasyon bozukluğuna bağlı; emme güçsüzlüğü,
hiperaktif öğürme refleksi, inkomplet dudak kapanması,
havayolu korunmasında güçlükler, salya akıtma, disfaji ve
disartridir.
45. Beslenme ve Büyüme:
Beslenme; oral motor fonksiyon bozukluğu, anormal
nörolojik maturasyon (koordine olmayan yutma
mekanizmaları, tonik ısırma, artmış öğürme refleksi),
denge bozukluğu nedeniyle beslenme sırasında
oturamama nedeniyle etkilenebilir.
Konstipasyon:
Konstipasyon barsağın ve rektal sfinkterin nöromuskuler
kontrolündeki bozukluk, hareketsizlik, yetersiz sıvı ve lif
alımına bağlıdır.
Gastroösofagial Reflü (GÖR):
Karın kaslarının spastisitesine veya konstipasyona bağlı
artmış karın içi basıncı, bariyer işlevi gören alt özofageal
sfinkter basıncını aşabilir
Dental Problemler:
46. Üriner Semptomlar:
Urgency (idrar yapması gerektiğini anormal olarak hissetmek),
Frequency (miksiyonlar arası intervalin kısalması), miksiyonu
başlatma güçlüğü, üriner retasiyon(miksiyondan sonra rezidü idrar
kalması) ve
Üriner trakt enfeksiyonu (sistit veya piyelonefrit) dur.
SP’ li çoğu çocukta hiperrefleksi veya aşırı aktif detrüsör kası
nedeniyle küçük mesane kapasitesi ve urgency, frequency ve
inkontinans vardır.
47. Osteoporoz:
Diyetle azalmış kalorik alımına bağlı Kalsiyum ve D vitamini eksik
olabilir.
Azalmış ağırlık taşıma ve kas gerginliği osteoporoza katkıda
bulunabilir.
Seksüel Durum:
Ağrı:
GMFCS seviye III-V olan ciddi SP’li 198 çocuğun %11’inde ağrı
olduğu gösterilmiştir.
İletişim kurulamayan çocuklarda tanınamaz ve tedavi edilemez.
49. PVL %71.3 dipleji
%34.1 hemipleji
%35.1 kuadriparezi
• Bazal ganglion hasarı distonik SP ile ilişkili %75.6
• 34 haftadan önce doğanlarda beyaz cevher hasarı belirgin
50. Tutulum tipinin belirlenmesi, mevcut olan fonksiyonel durumun saptanması,
tedavi hedeflerinin çizilmesi için muayene çok önemlidir.
Fizik muayeneye öykü almakla başlanır.
51. Öyküde; ailenin sağlık durumu, pre-natal peri-natal post-natal risk
faktörleri, kaba motor ve ince motor gelişim basamaklarının zamanları
(baş tutma, destekli ve desteksiz oturma, dönme, emekleme, diz üstü
denge, diz üstü adım alma, ayakta durma, sıralama, yürüme, elin ağıza
götürülmesi, elden ele oyuncak geçirme, bimanuel aktiviteler, kavrama..)
beslenme, giyinme, tuvalet alışkanlığı, salya akması, nöbetler, mental
durumu, uygulanan tedaviler (fizyoterapi, ilaç tedavisi, cerrahi tedavi....)
sorgulanmalıdır.
52. Motor ve mental gelişim basamakları ayrıntılı olarak sorgulanır.
Başını tutması (0-3 ay),
Desteksiz oturması (5-7ay),
Sıralaması ve yürümesinin (~12 ay),
Bilinçli olarak gülümseme (3ay),
Cisimleri uzanarak tutabilme (5-7 ay),
Heceleme (9-10 ay),
Tek tek kelime söyleme (12-14 ay),
Basit cümleleri kurmaya başlama (~20ay),
Hareketli kişileri izleme (6-7 ay),
İlk iki parmağı ile cisimleri tutabilme (10 ay),
Sfinkter kontrolünü geliştirme (2-3 yıl), gibi zamanları kaydedilir
53.
54. Mental durum:
Çocuğun oryantasyonu,
Çevreye ilgisi,
Göz teması,
Objeleri izlemesi,
Verilen basit komutları yerine getirmesi gözlenir.
Görme-işitme:
Kas gücü:
Medical Research Council skalası ile değerlendirilir.
Selektif motor kontrol:
Selektif motor kontrol testiyle; istemli motor kontrol ve dorsifleksör
kasların (özellikle tibialis anterior kasın) gücü değerlendirilir
55. Refleksler:
Öncelikle ilkel refleksler ve ileri postural reaksiyonlar
değerlendirilir.
Doğumdan itibaren var olan primitif reflekslerin beklenen zamanda
kaybolmaması ve kalıcı olması anormal olarak değerlendirilir ve SSS
maturasyonunun geciktiğini gösterir.
Fizyolojik postural/koruyucu reaksiyonların beklenen zamanda
gelişmeye başlamaması “anormal” olarak değerlendirilir ve SSS’nin
maturasyonunun geciktiğini gösterir.
56. Tanımlama Derece
Ayağı dorsifleksiyona getirmesi istendiğinde hiç
hareket olmayışı
0
Esas olarak ekstansör hallusis longus (EHL) ve/veya
ekstansör digitorum brevis (EDB) kullanılarak sınırlı
dorsifleksiyon
1
EHL, EDB ve bir miktar tibialis anterior (TA) aktivitesi
kullanılarak dorsifleksiyon
2
Esas olarak TA kullanılarak yapılan ancak kalça
ve/veya diz fleksiyonununda eşlik ettiği dorsifleksiyon
3
Kalça ve diz fleksiyonu olmaksızın TA aktivitesi ile var
olan eklem hareket açıklığı boyunca yapılan izole
selektif dorsifleksiyon
4
57. Kutanöz/segmental
refleksler
Palmar yakalama refleksi
Plantar yakalama refleksi
Gallant refleksi
4. ay
10.ay
4.ay
Labirintin refleksler Tonik labirent refleksi 4.ay
Proprioseptif /Tonik
boyun
Simetrik tonik boyun refleksi
Asimetrik tonik boyun refleksi
6.ay
6.ay
Multimodal /Noxious Moro refleksi 4.ay
58. Postural/segmental Segmental dönme 5.ay
Postural/antigravity Baş ve gövde düzeltme
Landau
Baş 3. ay,
gövde 5.ay
6.ay
Protective?
Koruyucu/antigravity
Lateral destek reaksiyonu
Paraşüt cevabı
7.ay
8.ay
59.
60. Kas Tonusu:
Kastaki aşırı aktivite, spastisite; modifiye ashworth skalası ile
Dinamik kas uzunluğu ise modifiye tardieu skalası ile
değerlendirilir
İstemsiz hareketler :
Atetoz, distoni, kore, tremor, ataksi gibi istemsiz hareketlerin
varlığına bakılır.
61. Atetoz:
Yüz ve ekstremitelerin distal kısımlarında görülen yavaş, solucansı,
düzensiz kıvrılma hareketleridir.
Distoni:
Boyun, gövde ve ekstremitelerin proksimal kısımlarında görülen postür
değişikliğine neden olan kronik kas kontraksiyonudur.
Kore:
Hızlı düzensiz kas kasılmaları ile ortaya çıkan istemsiz, vücudun değişik
kısımlarında beliren hareketlerdir.
62. Tremor:
Ritmik salınımlı normal dışı hareketlerdir, motor volanter aktivite ile ilişkisine
göre tanımlanır;
İstirahatte oluyorsa “statik”,
Belli bir pozisyonda devam halindeyse “postural”,
Hareket sırasında görülüp istirahatte bulunmuyorsa “intensiyon tremoru” denir.
Ataksi:
Hareketlerin düzenli yani sinerjik olarak kontrol edilmesindeki bozukluktan
kaynaklanan koordinasyon bozukluğudur, özellikle yürüme sırasında belirginleşir
63. Kas tonusunda artış yok 0
Kas tonusunda hafif artış.Etkilenen kısım fleksiyonda veya
ekstansiyonda hareket ettirildiğinde eklem hareket açıklığının
(EHA)sonunda minimal direncin hissedilmesi veya yakalama
bırakma hissinin varlığı
1
Kas tonusunda hafif artış,EHA nın yarısından azı boyunca
minimal direnci izleyen yakalama hissinin varlığı
1+
EHA nın çoğunluğunda kas tonusunda daha belirgin artış,
eklem hala kolaylıkla hareket ettirilir
2
Kas tonusunda belirgin artış,pasif hareket zordur 3
Eklem fleksiyonda veya ekstansiyonda rijittir 4
64. Pasif hareket boyunca direnç yok 0
Pasif hareket boyunca hafif direnç ancak herhangi bir spesifik açıda yakalama hissi
yok
1
Pasif hareket spesifik açıda yakalama hissi ile kesilir daha sonra rahatlama olur 2
Basınç devam ettirildiğinde spesifik bir açıda oluşan 10 saniyeden daha az devam
eden, yorgunluk oluşturan klonus
3
Basınç devam ettirildiğinde spesifik bir açıda oluşan 10 saniyeden daha fazla devam
eden , yorgunluk oluşturan klonus
4
Eklem hareket ettirilemez 5
65. Skolyoz: özellikle ambule olamayan çocuklarda ağır şekilde
görülür
Kifoz: oturma dengesi olmayanlarda torakolomber kifoz
hamstring kontraktürü olan çocuklarda lomber kifoz
kalça fleksiyon kontraktürü olan çocuklarda ise lomber hiperlordoz
66. Kalça fleksiyon kontraktürü:
İliopsoas ve rektus femoris kalçanın önemli iki fleksör kasıdır. İliopsoas
için kalça fleksiyonu major fonksiyonken, rektus femoris kası aynı
zamanda güçlü diz ekstansörüdür.
Bu özelliği Duncan-Ely testinde kullanılır.
Thomas testi: İliopsoas kasındaki tonus artışı ve kısalmayı
değerlendirir
67. Başlama pozisyonu:
Supin,Lomber omurgada
fizyolojik ark oluşumu
Patolojik bulguları olmayan sol
kalça eklemi. Lomber lordoz
kompanse ettiğinden kalça
ekstansiyon pozisyonunda
kalmaktadır. Eğer fleksiyon
kontraktürü olsaydı kalça fleksiyon
pozisyonuna gelecekti.
68.
69. Staheli Testi:
Thomas testinden daha doğru bir testtir ancak büyük çocuklarda
yapmak zor olabilir.
Çocuk kalçaları ve bacakları masadan sarkacak şekilde yüzüstü yatar.
Karşı taraf kalça eklemi 90° fleksiyonda iken muayene eden kişi test
edilen kalça eklemini ekstansiyona getirir.
Kalça eklemi tam ekstansiyona getirilemezse femur aksı ile masanın
aksı arasındaki açı fleksiyon kontraktürünün derecesini gösterir
70.
71. Duncan-Ely Testi:
Rektus femoris kasındaki tonus artışı ve kısalmayı değerlendirir.
Çocuk prone pozisyonunda kalça ve diz eklemi ekstansiyonda olacak
şekilde yatar.
Test edilen tarafta rektus femorisi germek için diz eklemi pasif
fleksiyona getirilir.
Eğer o taraf kalça eklemi muayene masasından yükselirse test pozitiftir
72.
73. Adduktör Spastisite:
Kalça ekleminin adduktörleri uniartiküler (adduktör magnus-en
güçlü,adduktör brevis), biartiküler kalça adduktörleri (grasilis)
olarak ikiye ayrılır.
74. Kalça adduktör kaslarındaki tonus artışı ve kısalmayı
değerlendirmek için kullanılan testler şunlardır;
1. Diz Uzaklık Testi:
Kalça adduktörlerinin hepsini değerlendirir.
Supin pozisyonunda kalça ve diz ekstansiyonda yatılır.
Bacaklar yavaş ve hızlı pasif hareketle maksimum abduksiyona
getirilerek medial femoral kondiller arasındaki uzaklık ölçülür.
Eğer spastik müsküler hiperaktivite varsa,yavaş ve hızlı hareket
sonrasında ölçülen uzaklık farkı fazla olacaktır
75. Yavaş abduksiyon sonrası
bacakların pozisyonu
Hızlı abduksiyon sonrası
bacakların pozisyonu. Dizler
arasındaki uzaklığın hızlı
abduksiyondan sonra daha az
oluşu kas tonusundaki spastik
artışı gösterir
76. 2. Phelps-gracilis Testi:
Biartiküler grasilis kasındaki tonus artışını ve kısalmayı değerlendirir.
Prone pozisyonuda yatılır, kalça eklemleri ekstansiyondadır.
Test edilen tarafta kalça maksimum abduksiyona, diz 90° fleksiyona
getirilir.
Ardından grasilis kasını germek için diz ekstansiyona getirilir.
Eğer grasilis kasında spastisite veya fiks kontraktür varsa test edilen
bacak adduksiyona gelecektir
77. Başlangıç
pozisyonu
Negatif Phelps-Grasilis testi:
Diz ekstansiyon sonrasında test
edilen bacak abduksiyonda
kalmaya devam edecektir.
Eğer grasilis kasında kısalma veya
spastisite varsa diz ekstansiyonu
ile kalça eklemi adduksiyona
gelecektir.
78. 3. Grasilis Testi:
Testin yapılış amacı adduktör kaslardaki tonus artışı ve kısalmayı
değerlendirmek, adduktör longus ve grasilis kas aktivitesini
ayırmaktır.
Kalça eklemi ekstansiyonda diz ekleminden itibaren bacaklar
sarkacak şekilde muayene masasına yatılır.
Bu pozisyonda önce dizler fleksiyonda sonra ekstansiyondayken
kalça eklemi abduksiyona getirilir.
Grasilis kasında kısalma veya spastisite varsa diz ekstansiyonda iken
kalça ekleminin abduksiyonu daha az olacaktır
79. Hastanın başlangıç pozisyonu.
Grasilis kasındaki kısalma veya
spastisiteyi test etmek için kalça eklemi önce diz fleksiyonda sonra
da ekstansiyonda iken abduksiyona getirilir
80. 4. Pendulum testi:
Bu test ile çocuk yerden kaldırılırken bacaklardaki kas tonusu
değerlendirilir.
Muayene eden kişi çocuğun arkasına geçer ve göğsünden çocuğu
kavrayarak yerden kaldırır.
Eğer adduktör spastisite varsa çocuğun bacakları spontan olarak
adduksiyona gelecek ve birbirini çaprazlayacaktır.
Bu testle aynı zamanda dinamik ekinde değerlendirilir.
Eğer varsa daha belirgin hale gelecektir
81. Kalça patolojileri; riskli kalça, kalça subluksasyonu, kalça
dislokasyonu olarak sınıflandırılır.
Riskli kalça; klinik muayene ile abduksiyon asimetrisi
saptanan veya abduksiyon EHA 45° nin altında olduğu ve
tedavi edilmediği zaman sublukse veya disloke olması
beklenen kalçadır.
Kalça subluksasyonu femur başının üçte birinden
fazlasının asetabulum tarafından örtülememesi, Shenton
hattının kırılması ancak femur başı-asetabulum ilişkisinin
sürmesi olarak tanımlanır.
Kalça dislokasyonunda ise femur başı asetabulumdan
tamamen ayrılır. Pelvis grafisinde kalça
instabilitelerindeki ilk bulgu, Shenton hattındaki
kırılmadır .
83. Asetabular displaziye bağlı olarak asetabular indeks artar.
Asetabular indeks (açı); asetabular tavan ile Hilgenreiner
çizgisi (Y kıkırdaklarından geçen transvers çizgi) arasında
kalan açıdır.
Normalde 1 yaşına kadar 30°, 1-3 yaş arası 25° ve 3 yaşından
sonra 20° kadardır . Femur boynu ile şaft arasında kalan açı
artar, koksa valga ve artmış femoral anteversiyonu gösterir
84. Tardieu Testi: Popliteal Açı:
Mediyal hamstring kasındaki tonus artışını ve kısalmayı değerlendirir.
Supin pozisyonunuda muayene masasına yatılır.
Test edilen tarafta kalça 90° fleksiyonda, diz fleksiyonda; karşı taraf
kalça ve diz eklemi ekstansiyondadır.
Muayene edilen tarafta diz mevcut EHA içinde fleksiyona getirilir.
Normal tam diz ekstansiyonu (dik referans hat) ile hastada sağlanan
ekstansiyon arasındaki açı popliteal açıyı verir.
Fiks kontraktür ile tonus artışı ayırımını yapmak için test yavaş ve
hızlı diz ekstansiyonu ile tekrarlanır
85. 2. Tardieu Testi: Triseps Surae Yakalama Testi:
Triseps kasındaki tonus artışını ve kısalmayı değerlendirir.
Supin pozisyonunda yatılır, test edilen tarafta kalça ve
diz 90° fleksiyonda, ayak bileği plantar fleksiyonda, diğer
tarafta kalça ve diz ekstansiyondadır.
Fiks kontraktür ile spastisite arasındaki ayırımı yapmak
için ayak bileğinin dorsifleksiyon açısı yavaş ve hızlı pasif
dorsifleksiyondan sonra ölçülmelidir.
86. •Ayak bileği ekleminin yavaş pasif
dorsifleksiyondan sonra elde
edilen dorsifeksiyon açısı:15
•Ayak bileği ekleminin hızı pasif
dorsifleksiyonu kas tonusunda
hıza bağımlı spastisite artışı
nedeniyle ani dirençle
sonuçlanmaktadır. Yakalama hissi
30'de alınmıştır
87. 3. Silfverskiöld testi:
Triseps surae kasındaki tonus artışını ve kısalmayı değerlendirir.
Supin pozisyonunda yatılır.
Soleus--diz fleksiyonda dorsifleksiyon, gastroknemius--diz
ekstansiyonda dorsifleksiyon
Ayak bileği eklemi önce diz fleksiyonda sonra diz ekstansiyonda iken
pasif dorsifleksiyona getirilir.
Her iki pozisyonda ölçülen dorsifleksiyon EHA daki farkın büyük
olması spastik ekin deformitesinden sorumlu kasın gastroknemius
olduğunu gösterir.
4. Ayağın selektif motor kontrolu
5. Pendulum testi
88. Diz fleksiyonda iken ayak bileği ekleminde dorsifleksiyon ölçülmesi.
Diz ekstansiyonda iken ayak bileği ekleminde dorsifleksiyon ölçülmesi. Diz
ekstansiyonundan sonra dorsifleksiyonun azalması biartiküler kas olan
gastroknemiusa bağlıdır
89. Femoral Anteversiyonun Değerlendirilmesi:
Çocuk prone pozisyonunda kalça eklemi ekstansiyonda, diz eklemi 90°
fleksiyonda olacak şekilde yatar.
Kalçanın dış ve iç rotasyonları değerlendirilir, artmış iç rotasyon artmış
anteversiyonu gösterir.
İnfantlarda 30°-40°, büyümenin tamamlandığı dönemde 15°-25° dir.
90. Tibial Torsiyonun Değerlendirilmesi:
Çocuk prone pozisyonunda kalça eklemi ekstansiyonda, diz eklemi 90°
fleksiyonda yatarken uyluk-ayak açısı ile tibial torsiyon değerlendirilir:
Bir çizgi femur boyunca, diğer bir çizgi topuktan 3.cü parmak
arasına doğru çizilir.
Aradaki açı –10° ile +10° olmalıdır
91. Prone pozisyonunda uyluk-ayak açısının ve kalçanın iç ve dış rotasyonlarının
değerlendirilmesi. En alt şekilde uyluk-ayak açısı –3° ile 20° arasındadır
92. Çocuğun; oturması (desteksiz mi oturuyor, kendi ellerinden
destek alarak mı oturuyor, yoksa dışardan uygulanan destekle
mi oturuyor?)
* dengesi (çocuk önden, arkadan, yandan itilerek dengesi
bozulmaya çalışılır, Romberg işaretine bakılır, tek ayakta
denge testi, tek ayak üzerinde zıplama testi yapılır.
* mobilitesi (çocuğun yürümesi) değerlendirilir ve
sınıflandırılır.
Günümüzde SP’li çocukların yürüyüşü GMFCS’ye göre
değerlendirilmektedir.
93. Klinisyenler tarafından çeşitli yürüyüş tipleri tanımlanmıştır.
Başlangıçta gastroknemius dominant olduğu için hakim olan
“toe walking-parmak ucunda yürüme” yerini zamanla önce
artmış kalça ve diz fleksiyonuna sonrada “crouch gait-bükük
diz yürüyüşü” ne (kalça ve diz eklemi fleksiyonda, ayak bileği
eklemi dorsifleksiyonda) bırakır.
94. 1. Tip 1 Hemipleji:
Ayak bileği dorsifleksör kaslarının selektif motor kontrolündeki
yetersizliğe bağlı olarak yürümenin salınım fazında “drop foot-düşük
ayak” görülür.
Gastro-soleus kaslarında spastisite ve/ veya kontraktür yoktur, bu
nedenle durma fazında ayak bileği dorsifleksiyonu normaldir.
2. Tip 2 hemipleji:
Tip 2a: Ayak bileği ekinde, diz nötral pozisyonda, kalça
ekstansiyondadır.
Tip 2b: Ayak bileği ekinde, diz rekurvatumda, kalça
ekstansiyondadır.
95. Tip 2 hemipleji en sık görülen tiptir.
Gastro-soleus kaslarındaki spastisite
ve/veya kontraktüre bağlı olarak
durma fazında “gerçek ekin”, salınım
fazında tibialis anterior kasındaki
fonksiyon bozukluğuna bağlı düşük
ayak görülür
96. 3. Tip 3 hemipleji:
Salınım fazında gastro-soleus spastisitesine veya kontraktürüne bağlı olarak
ayak bileği dorsifleksiyonu yetersizdir, hamstring/kuadriseps ko-
kotraksiyonuna bağlı olarak “stiff knee gait- tutuk diz yürüyüşü”görülür.
Tutuk diz yürüyüşü salınım fazında özellikle rektus femoris kasının aşırı
aktivitesine bağlı olarak yetersiz diz fleksiyonu olarak tanımlanır.
4. Tip 4 hemipleji:
Proksimal tutulumun daha belirgin olduğu bu tip spastik diplejiklerde
görülen yürüyüş tipine benzer.
Tip 3 hemiplejideki bulgulara ek olarak kalça fleksiyondadır ve anterior
pelvik tilt görülür.
97. 2) Oraklama yürüyüşü:
Kalça fleksiyonu ve ayak
dorsifleksiyonu
yapılamaz, ayak
varustadır
Salınım fazında ayağı
yerden kesebilmek için
pelvik elevasyon ve
kalça sirkumdiksiyonu
oluşur
Hemiplejik olguların
tipik yürüyüşüdür
98.
99. 1. Kaldıraç Kolu Hastalığı (Lever Arm Disease):
Spastik diplejiklerde kas-tendon kontraktürleri ile birlikte
uzun kemiklerin torsiyonel deformiteleri ( medial femoral
torsiyon, lateral tibial torsiyon) ve ayak deformiteleri
(orta ayak deformiteleri, ayağın valgus ve abduksiyonu)
sıktır.
Bütün bu problemler “kaldıraç kolu hastalığı” olarak tek
bir isim altında toplanır.
100. 2. PF-DE İkilisi:
Normalde yürüyüşün durma fazında stabil ayak üzerinde gastro-
soleus kası çalışarak tibianın öne doğru ilerlemesini önler.
Yer reaksiyon vektörüde diz ekleminin önünden geçerek dizde
ekstansiyon momenti yaratır.
Eğer kemik kaldıraç ( ayak) deforme olursa zayıflamış ya da aşırı
uzatılmış gastro-soleus tibianın öne ilerlemesini kotrol edemeyecek
ve bükük diz yürüyüşü görülecektir.
101. 1. Gerçek Ekin:
Yürüyüşün durma fazında gastroknemius spastisitesine
bağlı olarak ayak bileği plantar fleksiyondadır.
2. Sıçrama yürüyüşü “jump gait” (tutuk dizle
birlikte ya da tek başına):
Gastroknemius spastisitesine ek olarak hamstringlerde ve
kalça fleksörlerinde spastisitesi olan daha proksimal
tutulumlu çocuklarda sık görülür.
Ayak bileği ekinde, diz ve kalça fleksiyondadır
102. Sıçrama yürüyüşü:
Kalçada fleksiyon ve
addüksiyon, bacaklarda
makaslama, dizde fleksiyon,
ayak bileğinde ekinovalgus
postürü görülür
Diplejik ve bazı tüm vücut
tutulumlu olguların tipik
yürüyüşüdür
103. 3. Görünürde ekin yürüyüşü “apparent equinus gait” (tutuk dizle
birlikte ya da tek başına) :
Ayak bileğinde ekin azalırken diz ve kalça eklemlerinde fleksiyon artar.
Durma fazı boyunca ayak bileği normal dorsifleksiyon sınırında, diz ve kalça
eklemi aşırı fleksiyondadır.
4. Bükük diz yürüyüşü “crouch gait” (tutuk dizle birlikte ya da tek
başına):
Ayak bileğinde aşırı dorsifleksiyon, diz ve kalça ekleminde artmış fleksiyon
olarak tanımlanır.
Bu yürüyüş tipi, ciddi tutulumlu spastik diplejik çocuklarda ve spastik
kuadriplejik çocukların çoğunluğunda görülen yürüyüş bozukluklarının doğal bir
seyridir.
104. 3) Bükük diz yürüyüşü:
Kalça fleksiyonu ve hamstringler gergindir
Kuadricepsler ve triceps zayıftır.
Buna bağlı olarak kalça ve dizler aşırı
fleksiyonda, ayak bileği dorsifleksiyondadır
Çocuk öne bükülmüş olarak yürür
Diplejik ve yürüyebilen tüm vücut
tutulumlularda, uygunsuz triceps uzatması
sonrası bu yürüyüş tipi gözlenir
105. 5. Asimetrik Yürüyüş:
Bu tipte iki ekstremiteden her biri farklı yürüyüş tipine sahiptir.
Sağ alt ekstremitede tip 3 görünürde ekin yürüyüşü, sol alt ekstremitede tip 2 sıçrama
yürüyüşü olabilir.
37
106.
107. Fonksiyonel Motor Yetenekler:
Gross Motor Function Classification System (GMFCS)
Functional Mobility Scale
Bimanuel Fine Motor Function
Manual Ability Classification System
The Functional Independence Measure of Children (WeeFIM)
Pediatric Evaluation of Disability Inventory (PEDI)
108. Düzey I: Kısıtlanma olmaksızın yürüyebilme
Düzey II: Kısıtlılıkla yürüme (uzun mesafelerde
zorlanma,denge sorunları)
Düzey III: Mobilite cihazlarını (kanedyen, baston, anterior ya
da posterior walker) kullanarak yürüme
Düzey IV: Kendi kendine mobilitede kısıtlanma ( Motorlu
cihazları kullanabilir)
Düzey V: Manuel tekerlekli iskemle ile taşınır
2 yaşından önce
2-4 yaş arası
4-6 yaş arası
6-12 yaş arası
109. Düzey I:
Bir el sınırlanma olmaksızın kullanılabilir.
Diğer el çok ileri becerilerde sınırlanma ile kullanılabilir
Düzey II:
(a) Bir el sınırlanma olmaksızın kullanılabilir.
Diğer el yalnızca yakalama ve tutma yapabilir.
(b) Her iki elde ileri motor becerilerde sınırlanma mevcuttur
110. Düzey III:
(a) Bir el sınırlanma olmaksızın kullanılabilir.
Diğer elde fonksiyonel beceri yoktur.
(b) Bir elde ileri motor becerilerde sınırlanma mevcuttur.
Diğer el yalnızca yakalama yapabilir ya da daha kötüdür.
Düzey IV:
(a) Her iki el yalnızca kavrama yapabilir
(b) Bir el yalnızca tutabilir.
Diğer el yalnızca tutabilir ya da daha kötüdür
Düzey V: Her iki el yalnızca tutabilir ya da daha kötüdür
111. Kaba motor fonksiyon sınıflandırma sistemi ile saptanamayan değişiklikler
fonksiyonel mobilite skalasında saptanabilmektedir
112. I - Objeleri kolaylıkla ve başarılı bir şekilde tutar.
II- Birçok objeyi tutar fakat başarma hızı ve/veya kalitesi
bir miktar azalmıştır.
III- Objeleri güçlükle tutar; aktivitelerin modifiye
edilmesinde ve/veya düzenlenmesi için yardıma ihtiyaç
vardır.
IV- Adapte edilmiş durumlarda kolayca düzenlenmiş
objelerin seçilmiş sınırlı bir kısmını tutar.
113. Merkezi sinir sistemindeki lezyonu iyileştirecek başarısı kanıtlanmış bir
tedavi yoktur.
Ancak beynin sağlam bölgeleri hasarlı bölgelere ait fonksiyonları
üstlenir, yeni sinapslar oluşur ve 5-6 yaşına kadar beyindeki nöronlar
yeniden organize olurlar, buna bağlı olarak bazı fonksiyonlar kısmen
kazanabilir.
Bu sürece nöronal plastisite denmektedir.
Nöronal plastisiteyi hızlandırmak için nörofasilitasyon terapisi olarak
bilinen Bobath, Vojta, duysal entegrasyon gibi bazı yöntemlerin erken
aylardan itibaren uygulanması ile başarılı sonuçlar bildirilmektedir
114. Genellikle medikal tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları
serebral palsi ciddiyetini değiştirmez(KMSS seviyesi değişmez)
Ancak rehabilitasyon ve ortopedik tedavi uygulamaları
uygulanmazsa fiziksel olarak daha kötüye gidebilir ve KMSS
seviyesinde daha alt sevilere düşebilir
115. 1. Korunmuş Fonksiyonları İyileştirmek.
2. Kompanzatuvar Fonksiyonları Geliştirmek.
3. Bağımsızlığı Teşvik Etmek
4. Normal Büyümeyi Sağlamak.
5. İletişimi Kolaylaştırmak.
6. İyi Bir Dental Hijyen Sağlamak
116. 1- Medikal Tedavi
2- Psikolojik Tedavi
3- Özel Eğitim
4- Fizyoterapi
5- İş – Uğraşı terapisi
6- Ortezler
7- Ortopedik Tedavi
8- Nöroşirürjik Girişimler
9-Elektrostimulasyon
117. 1.Çocuk aktif rehabilitasyon programları
Zorunlu kullanım tedavisi
Hippoterapi
Bimanüel eğitim
Ev programları
Robotik eğitim (eğer çoçuk değişik hız ve dirençlere aktif olarak adımlıyorsa
çoçuk aktif tedavi,robot adımlamayı başlatıyor ve tamamlıyorsa çoçuk pasif
tedavi)
Hidroterapi
Kognitif davranışşsal tedavi
118. 2.Kompensatuvar ve çevresel adaptasyon yaklaşımları
Asistif teknolojiler
Mobilite yardımcı cihazlar
Alternatif ve destekleyici iletişim
İletişim partner eğitim
Fonksiyonel el splinti
119. 3.sağlık ve sekonder önlem yaklaşımları
Ayak bileği –ayak ortez kullanımı
Seri alçılama
El splinti ile immobilizasyon
Botulinium toksin
Baklofen
Kalça izlem programı
El cerrahisi
Ortopedik cerrahi
120. Bobath yaklaşımı
En yaygın kullanılan tedavi yaklaşımıdır
Tedavi seansları direkt fonksiyonel sonuçlara hedeflidir
Çoçuğun başlattığı hareketleri içerir ve çocuğun hareketlerine rehberlik eder
Fonksiyonel yeteneklere müdahale eden kas tonusunu
normalleştirmek,primitif reflexleri inhibe etmek ,ayrıca otomatik
reaksiyonların ve normal hareket paternlerinin ortaya çıkışını kolaylaştırmak
Çoçuğun postural ve motor ihtiyaçları azaldıkça terapist rehberliği ve yardımı
azaltır
121. Konvansiyonel egzersiz programları eklem hareket açıklığına yönelik
aktif ve pasif egzersizler, güçlendirici egzersiz programları ve
kardiyovasküler kapasiteyi arttırıcı egzersiz programlarından oluşur.
Eklem hareket açıklığını arttırıcı ve kasları güçlendirici egzersizler
çocuğun tüm yaşamı boyunca uygulanmalıdır.
Özellikle cerrahi girişim sonrası iyileşme döneminde, kontraktür riskinin
arttığı hızlı büyüme dönemlerinde ve tekerlekli iskemle kullanan tüm
vücut tutulumlu çocuklarda bu egzersizler büyük önem taşır.
122. Yeni fonksiyonel tedavidir
Amaç ; evde ve toplumda yürüme yeteneğini geliştirmektir
Resiprokal yürüme kısmen omurilik tarafından kontrol edilebilir ve yüksek beyin
merkezlerinin kontrolu olmadan uyarılabilir
Resiprokal adımlama’ central patern generators(CPG), omurilikte yer alan duysal ve motor
nöron ağı ile organize edilir
CPG beyin sapı ve bazal ganglionlar tarafından aktive edilir
Akitive olan CPG siklik ve tekrarlayıcı hareketlerin gerçekleşmesi için kasları uyarır
Treadmill kullanımı yüksek beyin merkezlerinin hasarında bile otomatik resiprokal yürüme
mekanizmalrını kullanır
Kismi vücut ağırlığı destekli treadmil eğitimi
Robotik yardımlı lokomasyon eğitimi
Desteksiz treadmil eğitimi
Diplejik ve kuadriplejik SP de
123. Ağrı kontrolü,ödem azaltılması,kas güçlendrime
Nöromüsküler elktrik stimülasyonu(NMES),fonksiyonel elktrik
stimülasyonu(FES) ve eşik değer elektrikstimülasyonu(ESS)
NMES kası güçlendirmek amacıyla
Yürüme aktivitesi sırasında kullanılan ES kullanıldığında FES olarak
isimlendirilir
ESS de düşük düzey sub-kontraksiyon olarak tanımlanır.uyku sırasında
kan akımını artırarak kas kitlesinde artış amaçları ile kullanılır
124. Terapötik at binme
İnsan yürüyüşü sırasında olan pelvik hareketine çok benzeyen
atın üç düzlemli hareketinden yararlanılır
EHA artışı,güçlendirme,proximal kontrol sağlamada yardımcı
125. Oyun ve çeşitli aktivilerle ei ve üst ekstremite fonksiyonlarını
geliştirmektir
1 yaşında başlanabilir
Çocuğa kendine bakım aktiviteleri öğretilir,bağımsız yapabilmesi için
cesaratlendirilir
Tedavide mutlaka yer almalıdır
Mental kapasiteyi artırır ,psikolojik destek sağlar
Sıkıcı tedavi protokolleri arasında verilmesi uyumu artırır
126. Fizyoterapi yöntemleri iki grupta incelenir.
Bunlardan birincisi germe ve güçlendirme egzersizlerini içeren konvansiyonel
egzersiz programları, ikincisi ise nörofasilitasyon teknikleridir.
127. W şeklinde oturma, diz üstü oturma gibi çocuğun rahat ettiği oturma
pozisyonları önlenmemelidir.
Eskiden sanılanın tersine W şeklinde oturma femoral anteversiyonu ve kalça
çıkığını arttırmaz, tersine femoral anteversiyonu olan çocuklar bu şekilde
oturmayı tercih ederler.
Çocuğu aksi yönde zorlamak oturmasına ve ellerini rahat kullanmasına engel
olacağından daha zararlıdır.
128. Merkez sinir sistemine çeşitli yöntemlerle gönderilen duysal uyarıların refleks olarak
motor yanıt oluşturduğu bilinmektedir.
SP’de yoğun olarak kullanılan nörofasilitasyon tekniklerinin tümü bu prensibe
dayanan ancak farklı uyarı pozisyon ve modaliteleri uygulayan terapilerdir.
Tüm tekniklerin genel amacı kas tonusunu normalleştirmek, gövdede ileri denge
reaksiyonlarını geliştirmek ve normal hareket paternlerini fasilite etmektir.
129. Zorunlu kullanım Tedavisi;
Sağlam ekstremitenin kullanımı engellenerek paretik tarafın yoğun
kullanımını sağlar
Etkilenmiş tarafın kullanılma durumunu artırmak ve kortikal
reorganizasyonunu artırmak
Etkilenmemiş taraf için kısa –uzun kol alçıları,boks eldiveni,askı ile gün
içinde birkaç saat kısıtlayarak etkilenen taraf yoğun tekrarlayıcı
aktivitelere teşvik edilir
Çeşitli protokeller mevcut
Etkili olması için 6-8 haftalık toplam 30-60 saatlik tedavi dozu
Kontraendikasyonu yok,çocukta anksiyeteye yol açabilir
130. Hemiplejik SP ler için
Etkilenen ve etkilenmeyen tarafın birlikte kullanılarak çoçuğun aktif
olarak katıldığı repetetif planlanmış eğitimdir
Etkili olması için 6-8 haftalık toplamda 30-60 saatlik uygulama
gereklidir
131. Kontralateral saçlı deri üzerinde elektromanyetik dalgalar ile nörolar
depolarize eder
Repetetif uygulandığında kortexi modüle eder,uyarı kalksa bile mödülasyon
devam eder
Fasilitasyon yada inhibisyon rTMS nin pulslarının sıklığa ve şiddetine bağlıdır
Yetişkinde yaygın kullanılmasına rağmen çoçuklarda metodolojik ve güvenlik
sorunları nedeniyle sınırlı kalmıştır
SP li çoçuklarda etkili olduğu bir çalışma vardır (ek çalışmalara ihtiyac vardır)
İntrakranial metalik implant,pace, kontrolsüz nöbetler kontraendikasyon
YE;başağrısı,saçlıderide ağrı,gecici EEG değişikleri,tinnitus
132. Serebral palsi de ayak ve ayak bileği dizilimini kontrol eden
baldır ekstrinsik kasları arasında spasite,selektif motor
kontrol bozukluğu ve denge bozukluğuna bağlı olarak
dinamik dengesizlik oluşur
Tipik olarak ayak dorsifleksörleri etkisiz,plantar flexörler aşırı
aktiftir
Supinatör ve pronatör kas grupları arasında dengesizlik
olabilir
Ekin,ekinokavovarus,ekinoplanovalgus
133. Ekinde ;plantar flexion ile karakterize;orta ve ön ayak
dizilimi olağan
Ekinoplanovalgus;ekin+orta ve ön ayakta pronasyon
Ekinokavovarus;ekin+orta ve ön ayakta supinasyon
134. Termoplastik materyalden yapılır
Polipropilen;rijit ve dayanıklıdır. Daha zor şekil alır ,spasitesi
olan,fiks kontraktürü olan,daha büyük ve kilolu çoçuklar için
Polietilen; daha az rijit,daha esnek,şekil alması kolay,tonus
artışı az olan,daha küçük ve daha dinamik kontraktürü olan
çoçuklar için
136. Orta ayağın medial arkına rijit ark desteği sağlar
Medial ve lateral kenarları maleolun altındadır
Toğu sıkıca kavrar-metartas başalrının proximaline uzanır
Spasitesi az olan,düzeltilebilen varus –valgus deformiteleri
137. Ayak bileği flexion ve dorsiflexion kontrolu iyi olan ancak planovarus
/planovalgus ayak kontrolune ihtiyacı olan çoçuklarda endike
Ayak ortezleri;istemli ayak dorsiflexion kontrolunun olmadığı
durumlarda,orta –ciddi spasitede ,salınım fazında fiks ekinde ,topuk
vuruşunu yapmayanlarda ,ambule olamayanlarda kontraendikedir
138. Eğer dinamik deformite sadece basma fazında ise ayak
ortezleri faydalı olacaktır.
Salınım fazındaki dinamaik deformiteleri kontrol etmek için
AFO gereklidir.
139. En sık reçete edilen alt ekstremite ortezi
Çeşitli amaçlarla kullanılır
- Düzeltici
-Engelleyici
-Destekleyici
140. 10 yaşın üzerinde ,45 kilo üzeri çoçuklarda salınım ve basma
fazındaki plantar flexionu kontrol etmek, hafif genu
rekurvatumu düzeltmek amacıyla
Ekin kontraktürü,ayak deformitesi,bükük dizde ,ağır
çoçuklarda kullanımı kontraendikedir
141. Hem baldırı hemde malleolleri arka kısımdan sarar
Tibial ve ayak kısım olmak üzere iki ayrı parçadan oluşur
Eklem maleol üzerinde tahmini ayak bileği sevyesnde olmalı
Plantar flexion stoplanabilir-dorsiflexiona izin verilebilir
Aktif yürüyen çocuklarda kullanılmalıdır
5-10 derece dorsiflexionu olana,salınım fazında ekini olan,basma
fazında topuk vuruşu yapamayan veya parmak ucunda yürüyen 2 yaş
üstü çoçuklarda
142. Ciddi ekinovarus-valgusu olan,dorsiflexion pasif EHA nın
olmadığı ,bükük dizde ,fiks plantar kontraktürü olan,plantar
kas güçsüzlüğü olan çoçuklarda kontraendikedir
Spastik diplejik çoçuklarda, genu rekurvatuma ,yürüme
hızında azalma,aşırı ayak bileği DF neden olan olarak bükük
diz yürüyüşüne sebeb olabilirler
143. En az 1 yaşında olan
Orta –ciddi ayak bileği plantar spasitesi olan ,orta ve ciddi genu
rekurvatumu olan çoçuklarda orta ve ön ayak ayak kontrolünü sağlar
Ciddi ekin kontraktürü olan,ciddi bükük diz yürüyüşü olan ,kilolu
çocuklar,ciddi ayak deformitesi olanlarda kontraendikedir.
144. En 1 yaşında
Orta ciddi ayak bileği plantar spasitesi
Orta –ciddi genu rekurvatumda
Hafif orta bükük diz yürüyüşünde endike
Ciddi ekin-ayak deformitesinde ve ciddi bükük dizde kullanımı
kontraendikedir
145. Ciddi bükük diz yürüyüşü olanlarda kullanılır
Diz flexion kontraktürü 10 dereceden fazla olan
Ciddi ekinovarus-valgus deformitelerinde kontraendikedir
146. SP’li çocuklarda fonksiyonel ambulasyon için
kullanılmaz
Diz tam ekstansiyonda olduğundan salınım
fazını bozar
Giyilip çıkarılması çok zordur
Postoperatif dönemde kas ve ROM desteği
Diz kilitleme ihtiyacı
Diz instabilitesi
147. Endikasyon
Aşırı makaslaması olan hastalarda
Kalça dislokasyonu riski
Oturma dengesi bozukluğu
Postoperatif dönem
(addüktör uzatma sonrası)
148. Yürüteç,koltuk değnekleri,baston daha çok denge problemleri için kullanılır
Ayakta durabilen çoçuk denge muayenesi için önce yandan,sonra arkadan
itilerek dengesi bozulmaya çalışılır
Yan dengesi olamayan,fakat ön arka dengesini koruyabilen çocuklara ,koltuk
değneği
Ön-arka dengesini de koruyamayanlara da yürüteç verilmelidir.
Genelde spastik diplejik SP lere ön kol destekli(lofstrand) koltuk değnekleri
ile ambule olabileceği düşünülür
149. Spastik kuadriplejik hastalarda yürüteçlere daha çok ihtiyaç duyarlar
Önden destekli yürüteç(anterior walker), arkadan destekli
yürüteç(posterior walker),tekerlekli ,tekerleksiz
Tekerlekli daha az stabil daha çok tercih edilir. Yürüme
devamlı,resiprokal yürüme tipini cesarelendirir
Ters yürüteçler,önden yürüteçlere göre daha çok tercih edilir.enerji
tasarufu ve torasik ekstansiyona neden olarak dik pöstürü geliştirir
150. Yürüteci rahatlıkla kullanan ve dengesi iyi olan çoçuklara ön kol destekli
değneklere geçilir
Ön kol veya aksiller destekli koltuk değneklerinden fazla gereksinimi
olanlara 4 lü baston önerilir.
Yürüteçten koltuk değneğine geçiş aşamasında mobiliteye yardımcı olarak 4
lü baston önerilir
Ağır motor bozuklğu olan ,oturma dengesi kötü olan ve fonksiyonel mobilitesi
olmayan çoçuklara hem pozisyonlama hemde mobilizasyon amacıyla tekelekli
iskemle önerilmelidir
151. SP li çoçuklarının %80 nin de görülür
Her zaman gerekli değildir
Amaç ; ağrı ve kas spazmlarını azaltmak
Ortez kullanımını kolaylaştırmak
Kontraktür ve deformite gelişimini önlemek
Mobilitiyi artırmak
Hijyen dahil kendine bakım aktivitelerini artırmak
152. Çok yönlü yaklaşım gereklidir
Hipertonusiteyi azaltmak için antispazmodik ilaçlar
Deformiteleri düzeltmek amacıyla ortopedik girişimleri
Alt ekstremite spasitesini azaltmak amacıyla dorsal rizotomi gibi
nörocerrahi gerektirir
Sürekli fizyoterapi ve iş uğraşı esastır
Farmokolojik ve cerrahi yöntemlerle başarı şansı yüksektir
153. Tedavi hastaya özel olmalıdır(yaşı,kilosu,kognitif durum,agın/fokal
oluşu vb.)
Oral ilaç kullanımını ve İTB yaygın spasitede
Kimyasal denervasyon,lokalize ve segmental spasitede
Selektif dorsal rizotomi yaş(4-10)
İntratekal baklofen için abdomenin yeterli genişlikte olması
gereklidir
154. Yaygın spasite tedavsinde kullanılır
Sistemik etkili ,sedatif ve kognitif gibi YE
Yaygın spasite tedavisinde ve ılımlı tonus azaltılmasında etkili
İlaç seçimi ile ilgili belirli bi konsesus olmamakla beraber baklofen
daha az sedatif olması dolasıyla ilk tercihtir
Baklofeni diazepam izler
Tizanidin ve dantrolen daha aza, baklofen ve diazepam yanıtsız
olgularda tercih edilir
Oral ve intratekal baklofen ve BT spasite dışında distoni de etkilidir
155. GABA B reseptör üzerine etkili
Etki 1 saat sonra başlar ,8 saat devam eder,3-4 bölünmüş dozlarda
5-15 mg/gün iki ye bölünmüş olarak başlanır, 3 bölünmüş olarak 2-7
yaş arası max 40 mg /gün, 8 yaş üzeri 60 mg /gün e çıkarılabilir
Doz sedasyon durumuna göre 3 günde bir artırılır
Ani olarak kesilmez
156. GABA A reseptör agonisiti,hem spinal hemde supraspinal
düzeyde etkili
Sedasyon,uyku hali,salivasyon ,güçsüzlük,fiziksel bağımlılık
YE
6-12 aylık bebeklerde 0,12-0,8 mg/kg/gün, 12 ay üzerinde
157. Sarkoplazmik retikulumdan ca salınımını inhibe edeerek
Periferik etkili
Yorgunluk,sedasyon,irritabilite,anoreksia,diyare kusma,hepatotoksite
6 mg/kg/gün dozunda başlanılır
158. a2 reseptör agonisti,eksitatör nt salınımını inhibe eder
Sedasyon,ağız kuruluğu,baş
dönmesi,hallusilasyon,hepatoksite YE
Gece 1 mg ile başlandıktan sonra 0,3-0,5 mg /kg/gün
şeklinde idame
159. Diğer cerrahi yöntemlerden farklı olarak reversibl
Spasite ve distoni de etkili
Günlük oral baklofenin yüzde 1 i kadar ,bos ta 10 katı kadar birikim
BOS rezorbsiyonuna bağlı olarak hemisfer üzerinde maruziyeti düşük
25-100 ugram/gün test dozu ile Asworth skorunda 1 derece azalma
FDA onayı 4 yaş üzeri çoçuklarda abdomenin pompayı alacak genişlikte
olması gerekir
160. Ciddi spasitesi olan KMFSS 4-5 olan çocuklarda ağrının azaltılması
,konforun artırılması,deformite ve fonksiyonun kötüleşmenin
önlenmesi,bakımın kolaylaştırılması
Total vucut tutulumlu ciddi spasitesi olan
Yaygın distonili veya mikst tip SP li çocuklar
Spasitesi nedeniyle ambule olamayan diplejik SP li çoçuklar
161. Cerrahi bir girişimdir
Posterior köklerin anterior kökler üzerindeki eksitatör etkisi inhibe
edilerek spinal reflexi inhibisyonu ve spasite azaltılması amacıyla yapılır
Duyusal ve propiyoseptif farkındalık azalır
SDR uygulaması ile alt ekstremitelerde spasite darmatik hızla
azalır,spasitenin maskelediği güçsüzlük belirginleşebilir,hastanın
transferini bile etkileyebilir
162. Preterm doğan,perivenriküler lökomalazisi olan,iyi selektif motor
kontrolu olan,özelikle kalça flexörlerinde en az anti –gravidite gücü
olan, koopere olabilen ve postop reh.programına uyum sağlayacak SP
liler adaydır
İdeal yaş 4-10
Spastik diplejik ve iyi bir kas gücü olan çoçuklarda efektiftir
163. Botulinum toksini; Clostridium Botulinum bakterisinden
elde edilen bir nörotoksindir.
Bu toksin nöromusküler bileşkede asetilkolin salınımını
bloke eder.
Uygulandığı kasta doz bağımlı kimyasal denervasyon oluşur.
164. Etkisi;
enjeksiyonu takiben 1-3 günde başlar,
1-2 haftada maksimuma ulaşır.
Tedavi intervalleri 3 aydan kısa olmamalıdır. Önerilen tedavi intervali 6-
12 aydır. Toksin protein yapısında olduğu için antikor yanıtına neden
olur.
165. Bir defada önerilen maks total doz
Botox® 400 U, 12 U/kg
Dysport® 1000 U, 30 U/kg
Bir enjeksiyon bölgesi için maks doz
Botox® 50 U
Dysport® 250 U
Bir adale için maks doz
Botox® 100 U
Dysport® 500 U
166. Toksine karşı oluşan antikorlar sorumlu
Tortikollis ve spastisitede %3 oranında
Tip A’ya rezistans varsa Tip B kullanılır
Riski azaltmak için:
etkili en küçük doz kullanılmalı,
3 aydan önce tekrar etmemeli,
1 kerede maks. dozu aşmamalı
167. SP’de
18 aylıktan küçük olanlar
Fikst kontraktürü olanlar
Diffüz hipertonusu olanlar kontraendikedir.
Hasta seçimi
İdeal hasta fokal spastisitesi olan, statik kontraktürü bulunmayan ve
yaşı küçük olan çocuklardır.
İdeal adale seçimi için dinamik EMG, kinetik ve kinematik analiz yapan
bilgisayarlı yürüme analiz sistemleri kullanılabilir.
168. Foksiyonları olumsuz etkileyen lokalize kas tonusu artışı
Kontraktüre neden olabilecek spastisite
Egzersiz, cihazlama, seri alçılama ve pozisyonlamayı
kolaylaştırmak
Oral antispastik ilaç gereksinimini azaltmak
169. 100 U toksin 1-2 cc SF ile sulandırılır.
Maks total doz 1 vizitte 12 U/kg -400 U
Büyük adale için maks doz 3-6 U/kg
Ör: GK, Hamstring, Adduktor
Küçük adale için maks doz 1-2 U/kg
Ör: TP
170. SP’de en sık görülen deformite spastik ekin, en sık Bt endikasyonu ise
dinamik ekin deformitesidir.
Spastik hemipleji ve diplejide sıktır.
Ayakta durma döneminde belirgindir.
Cerrahi yaşına dek Bt enj tekrarlanır
172. Spastik hemiplejide sıktır.
Gastrosoleus’a ilave olarak tibialis posterior spastisitesi
vardır.
173. Spastik dipleji ve hemiplejide sıktır.
Çocuklar uzun oturamaz.
Ayakta durunca diz fleksiyondadır.
174. Hamstring enjeksiyonu ile diz ekstansiyonu artar, hız
artar ve enerji tüketimi azalır.
Birlikte GK enj sıklıkla gereklidir.
Özellikle çok seviyeli enj gerekir ise adale seçimi
yürüme analizi ile yapılmalıdır.
175. İkinci sıklıktaki endikasyondur.
Adduktor enj ile kalça ağrısı azalır,
oturma kolaylaşır ve makaslama yürüyüşü
azalır.
Kalça subluksasyon riski olanlarda yararlı.
Spastisitede grasilis ve hamstringlerin de
rolü vardır.
176. Üst ekstremite enj ile EHA artar, kozmetik yarar sağlanır, fonksiyonlar artar.
Özellikle biseps enjeksiyonu ile dirsek fleksiyonu azalır.
El ve bilek fleksörlerine enjeksiyon ile el fonksiyonları iyileşir, bakım kolaylaşır.
177. Yöntem Yaş Hasta Grubu Endikasyon Takip Sonuç Yan Etki
Oral Medikasyon Her Yaş, 2-5 Tüm Vücut
Tutulumu
Yaygın Spastisite Genel
Rehabilitasyon
Spastisite Hafif
Azalır,ıtb
Gerekebilir
Sersemlik
Botulunim Toksini Her Yaş,2-10 Spastik Tipler Lokal
Spastisite,küçük
Yaş
Rom,güçlendirici
Egz
2-4 Ay Etkili Yok
Itb 3 Yaş Üzeri Tüm Vücut
Tutulumu
Yürümeyi Yada
Bakımı Engelleyen
Ağır Spastisite
Rom,güçlendirici
Egz
Ortopedik
Cerrahi Girişimi
Azalır, Bakım
Kolaylaşır
Bos Kaçağı,enf
Ortopedik
Cerrahi
En Sık 5-15 Spastik Tipler Kontraktür,defor
mite
Rom,güçlendirici
Egz
Oturma Ve
Yürümede
Düzelme
Enf,nüks
Fizyoterapi Her Yaş, 0-7 Bütün Cp Tipleri Zayıflık,kontraktü
r
Germe Egz Rom Artışı,
Güçlenme
Yok
178. Yaşla beraber yeti yitimi devam eder .Rehabilitasyon erişkin yaşları da
kapsamalıdır
Çoçukluk döneminde %5-10 ölüm,hemen tüm SP li çoçuklar normal
yaşam süresine sahiptir
Ciddi fiziksel sakatlıkla beraber epilepsi ve entellektüel yeti yitiminin
birlikte kötü prognoz ve erken ölüm için en büyük risklerdir.
179. SP li çoçukların %60 ı bağımsız yürür(KMFSS seviye 1(%35,5), KMFSS
seviye 2(%24,5)
%10 yardımla yürür( KMFSS seviye 3(%10,7)
%30 tekerlekli iskemle (KMFSS seviye 4(%12,2) KMFSS seviye 5(%14,1))
Serebral palsi ciddiyetini 2 yaşında predikte etmek en doğrudur;
miyelizasyonla tonus gerileyebilir
180. MRG de kismi rehberlik sağlar ;
Unilateral lezyonlar hafif tablo
Periventriküler beyaz madda lezyonları hafif motor bozukluk(geneliklikle
yürürler)
Beyin malformasyonları ,kortikal,subkortikal ve bazal ganglion genelikle ciddi
motor bozukluklara (yürüyememe)
Aileye verilecek mesaj;eğer çocuğunuz başını otomatik olarak dik
tutmayı öğrenirse çok ciddi tutulumu olmayacaktır
Eğer 2 yaşından önce bağımsız oturmayı öğrenirse yürüyecektir.
181. Yürümesi Beklenen Çocuklar
9 aya kadar baş kontrolü
24 aya kadar oturan
30 aya kadar emekleyen
Yürüme Potansiyeli Düşük
Olanlar
20 aya kadar baş
kontrolü olmayan
4 yaşına kadar bağımsız
oturamayan
Notes de l'éditeur
Gövdenin bir yarısının tutulduğu çocuklardır
Hemiplejik olgularda kranyal
MR’larda tek hemisfer tutulumu ve
ileri olgularda porensefali gözlenir.
Tüm vücut tutulumlu olgularda
kraniyal MR’larda yaygın periventriküler lökomalasi gözlenir.
Medial kýsmý lateral kýsmýndan daha yüksektir,
kalkaneusu daha sýký tutar, önde metatars baþlarýnýn
proksimaline kadar uzanýr, longitudinal
ark desteði saðlar. Arka ve orta ayak eklemleri
instabilitesinde kullanýlýr.
Eğer dinamik deformite sadece basma fazında ise ayak ortezleri faydalı olacaktır. Salınım fazındaki dinamaik deformiteleri kontrol etmek için AFO gereklidir.
Asimetrik postür, Moro refleksi gibi yaşamın erken döneminde görülen ve 3-6 aydan sonra kaybolması beklenen
ilkel hareket paternlerinin sebat etmesi motor fonksiyon
açısından olumsuz prognoz göstergelerindendir.