SlideShare une entreprise Scribd logo
1  sur  34
Télécharger pour lire hors ligne
1 
KASIM - 2014 
GCM MENKUL KIYMETLER A.Ş. 
ARAŞTIRMA VE ANALİZ DEPARTMANI 
KASIM 2014 - AYLIK RAPOR
2 
KASIM - 2014 Giriş Sayfa 
İçindekiler 2 
Ekim Ayı Özeti 3-4 
Kasım ayında öne çıkan makro-ekonomik gelişmeler 5-6 
Ekonomik Takvim 7 ANALİZ ÇALIŞMASI 8-31 
Parite Analizleri 8-15 
 EURUSD Analizi 8 
 GBPUSD Analizi 9 
 USDTRY Analizi 10 
 USDJPY Analizi 11 
 USDCAD Analizi 15 
 AUDUSD Analizi 13 
 EURTRY Analizi 14 
 EURGBP Analizi 15 EMTİA ANALİZLERİ 16-25 
Kıymetli Maden Analizleri 16-19 
 Altın Analizi 16 
 Gümüş Analizi 17 
 Platinum Analizi 18 
 Bakır Analizi 19 
Enerji Fiyatları Analizleri 20-21 
 Ham Petrol Analizi 20 
 Doğalgaz Analizi 21 
Tarım Ürünleri Analizleri 22-26 
 Şeker Analizi 22 
 Buğday Analizi 23 
 Mısır Analizi 24 
 Soya Fasulyesi Analizi 25 
 Pamuk Analizi 26 ENDEKS ANALİZLERİ 27-28 
 S&P500 Analizi 27 
 Dax30 Analizi 28 HİSSE SENEDİ ANALİZLERİ 29-31 
 Yahoo! Analizi 29 
 Boeing Analizi 30 
 Bank Of America Analizi 31 Risk Açıklaması 32 Hazırlayanlar 33
3 
KASIM - 2014 
“Asya - Pasifik” 
Yeni bir çeyreklik döneme girilirken Asya-Pasifik cephesinde Ekim ayı, büyük ekonomilere ait ilerlemenin ağırlıklı olarak gündemde yer aldığı bir işlem sezonu olarak geride kaldı. Büyümesi hız kesen Çin’in yeni ekonomik teşvik adımları tartışılırken, Japonya’da, ülkenin Merkez Bankası’nın (BOJ) sürpriz adımları izlendi. Asya’nın en büyük ilk iki ekonomisindeki gelişmeleri yakından izleyen Avustralya ve Yeni Zelanda’da aynı zamanda denizaşırı ülkelerdeki temel faktörler varlık fiyatlarında etkili oldu. Diğer taraftan merkez bankaları ve yetkililerinden gelen açıklamalar, para politikalarına ait piyasa beklentilerini şekillendirerek öne çıktı. 
Önceki çeyrekte %7.5 oranında büyüyen Çin ekonomisi, hükümetin hedefleri doğrultusunda bir rakam yakalamayı başarmıştı. Yılın üçüncü çeyreğinde ise son 5 yılın en düşüğündeki büyümenin %7.3 ile hız kestiği gözlemlenirken, enflasyon oranı Eylül’de, önceki %2.0’lik datadan sonra %1.6’ya geriledi. Ekonomik aktivitelerin zayıflıyor olabileceğine yönelik bu işaretlerin yanında PMI göstergeleri ise Çin için hafif yükselişler kaydederek, diğer rakamların aksine bir tablo ortaya koydu. Sanayi üretimindeki artış ve Çin’in ihracat performansı yine piyasa beklentilerinin üzerinde bir performans gösterdi. Rakamların yanında, hükümetin sermaye kontrollerini hafifletme planları, serbest ticaret alanlarının genişletilmesi ve ekonomik teşviklerin artırılması gibi kritik konular Ekim ayının Çin ayağındaki önemli başlıklar arasında kendine yer buldu. 
Dünyanın en büyük üçüncü ekonomisini incelediğimizde, geride kalan ay içerisinde Japonya’da politik ve ekonomik gelişmelerin izlendiğini görüyoruz. Ülkedeki büyük imalatçılara uygulanan anket ile oluşturulan Tankan endeksinin, düşüş beklentilerinin aksine yükseliş kaydederek 13 seviyesine çıkması ile başlayan Ekim ayı, Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) iki kez toplantı gerçekleştirdiği bir dönem oldu. 7 Ekim’deki toplantı sonrasında teşvik planını uygulamayı sürdürme kararı aldığını açıklayan BOJ, ayın 31’inde tamamlanan toplantısında beklenmeyen bir şekilde para politikasını genişletme kararı aldı. Yıllık para tabanını 60 trilyondan 70 trilyona çıkarma hedefini büyüten Banka, bu tutarı 80 trilyon Yen olarak uygulama kararı aldığını açıkladı. Ayrıca aynı gün, dünyanın en büyük emeklilik fonu olan, Japonya hükümetinin emeklilik yatırım fonunun daha fazla hisse senedine yatırım yapacağının açıklanması, BOJ kararları ile birlikte piyasalara damgasını vuran başlıklar arasında yer aldı. Yen, Dolar karşısında bu haberler sonrasında kayıplarını genişleterek Dolar karşısında son yılın en düşük seviyesini gördü. BOJ Başkanı geride kalan ay içerisinde yaptığı konuşmalarda, Nisan ayında artırılan satış vergisinin etkilerinin ülke ekonomisi üzerinde azalmaya başladığını ifade ederken, Banka’nın %2’lik enflasyon hedefine ulaşacağına dair inançlı tavrını korudu. Kuroda, gerektiğinde hedeflerine ulaşabilmek için ek genişlemeye gidebileceklerinin de altını çizdi. Finansal uygunsuzluk iddiaları ile karşı karşıya kalan iki Japon bakanın istifaları ülkede yankı yaratan gelişmeler arasında yer aldı. 
Avustralya ve Yeni Zelanda tarafında Ekim ayında merkez bankalarından bir politika değişikliği görmedik. Ancak, Avustralya Merkez Bankası’nın (RBA) ekonomik dengenin hassas bir dönemde olduğu uyarısı ve Yeni Zelanda Merkez Bankası’nın (RBNZ) beyanatındaki değişiklikler dikkat çekti. RBNZ, daha fazla parasal sıkılaştırmanın gerekli olacağı yönündeki ifadesini, Ekim ayı toplantısı ile birlikte beyanatından çıkardı. Ayrıca yakın bir süre içerisinde faiz artırımı yapılmayacağının da ipuçları verildi. Ülkede çeyreklik enflasyon oranı tahminlerin altında kalarak bu beklentiyi destekledi. Avustralya tarafında ise istihdam verilerinin dikkat çektiğini söyleyebiliriz. Ülkenin istatistik ofisinin hesaplama formülünü değiştirmesi ile istihdam değişimi ve işsizlik oranı verilerinde revizeler yapıldı. Ağustos ayında 121 bin istihdam sağlandığına işaret eden veri, Ekim ayında yayımlanan rapor ile güncellenerek 32.1 bine çekildi. Kasım ayı ile Avustralya’dan gelecek rakamların daha doğru bir bilgi serisi sağlamaya başlayacağını ifade edebiliriz. 
“Avrupa” 
Avrupa kıtasına ait gelişmeler, geride kalan ayın önemli bir bölümünde dünya ekonomi gündeminin üst sıralarında yer aldı. Para politikasında bir değişikliğe gitmeyen Avrupa Merkez Bankası (ECB) 25 Euro Bölgesi bankasının stres testinden başarısız olduğunu açıklarken, daha önceden duyurduğu gibi varlığa dayalı menkul kıymet alımını da Ekim ayı içerisinde başladı. Her ne kadar parasal birlik ülkelerinden beklentilerden daha iyi sonuçlanan öncü PMI dataları gündemde yer alsa da, Almanya ekonomisine ait olumsuz sinyaller, sadece kıta için değil tüm dünyada endişe kaynağı oldu. Alman hükümeti büyüme tahminlerini düşürürken, ihracattaki sert gerileme ve ZEW endeksinin negatif tarafa geçmesi, Euro Bölgesi’nin en güçlü ekonomisi adına uyarı veren kötü veriler olarak kayıtlara geçti. Euro Bölgesi enflasyon oranı ise Ekim ayında öncü rakamlara göre beş yılın en düşüğünden yükselerek %0.4 seviyesinde gerçekleşti. 
“Piyasalar Ekim Ayında Neleri Konuştu?”
4 
KASIM - 2014 
Avrupa’nın bir diğer önemli ekonomisi İngiltere de Ekim ayı, genel olarak beklentileri yakalayamayan PMI dataları ile başladı. İngiltere Merkez Bankası’nın (BOE) para politikasında bir değişiklik yapmadığı toplantısının ardından ayın ortalarında yayımlanan tutanaklarda, faiz artırımı konusundaki oylamanın değişmediği görüldü. BOE’nin iki Para Politikası Komitesi üyesi, politika faiz oranının 25 baz puan artırılması gerektiği yönündeki görüşlerini tekrarlarken, ilgili oran 7’ye karşı iki oy ile sabit bırakıldı. Geride kalan ay içeresinde düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Ekonomik Zirvesinde, AB’ye sağlaması istenen katkı miktarını yüksek bulan İngiltere’de ekonomik veriler tarafında enflasyonun yine dikkat çektiğini ifade edebiliriz. Yıllık enflasyon oranı, %1.2 ile 5 yılın en düşüğüne geriledi. Üçüncü çeyrek büyümesi %0.7 ile beklentiler paralelinde gerçekleşirken, yılın ikinci çeyreğine ait büyüme verisi %0.8’den %0.9’a revize edildi. 
Yurtiçi gelişmeleri incelediğimizde, geride kalan ay açıklanan rakamlardan enflasyon oranı, dış ticaret açığı ve cari açıkların gerilediğini gördük. Buna karşılık olarak işsizlik oranı çift haneli rakamlara yaklaşırken, sanayi üretimindeki artış ise beklentilerin altında kaldı. Kobani eylemleri ve peşmergenin Türkiye’den geçişi öne çıkan politik gelişmeler olarak kayda geçerken, TCMB’nin zorunlu karşılıklara faiz ödemesi yapma kararı ve para politikasında değişikliğe gitmemesi dikkat çekti. Aynı zamanda yılın dördüncü enflasyon raporunu yayımlayan Merkez Bankası, cari ve gelecek yıla ait enflasyon hedeflerini yükseltti. 
“ABD” 
Yılın son çeyreğinde ABD için oldukça önemli başlıklar öne çıktı. Ülkenin, Ortadoğu’da koalisyon güçleri ile birlikte IŞİD isimli örgüte karşı yürüttüğü saldırılar devam ederken, ekonomi gündemi ve para politikası adına önemli gelişmeler yaşandı. ABD Merkez Bankası’nın (FED) açıklamaları ve makro veriler, geride kalan ay içerisinde varlık fiyatlarında sert hareketlerin görülmesine neden olan unsurlar olarak kayıtlara geçti. 
Öncelikle, Ekim ayının ilk işlem günlerinde Dolar’da yukarı yönlü hareketlerin hızlanmasına yol açan istihdam verileri yatırımcıların gündeminde yer aldı. Tarım dışı istihdam değişimi, Ağustos ayında ait olumlu revize ile Eylül’de beklentilerin üzerinde bir performans gösterirken, işsizlik oranı %5.9’a gerileyerek ABD ekonomisine ilişkin olumsu sinyaller verdi. Sonrasında ise, Eylül ayında yapılan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının 8 Ekim’de yayımlanan tutanakları piyasalara damgasının vurdu. Yatırımcılar FED’in sözlü yönlendirmesinde değişiklik yapıp yapmayacağına odaklanarak, faiz artırımına ait ipuçları bulmaya çalışırken, tutanaklarda FOMC üyelerinin daha çok global ekonomik büyümenin hız kestiği endişelerinin ve Dolar’daki yükselişlerin olumsuz etkilerinin üzerinde durduklarının görülmesi, piyasaları şaşırtmıştı. Bunun üzerine, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) küresel büyüme tahminlerini düşürmesi, Ekim ayı içerisinde söz konusu kaygıların daha güçlü bir şekilde gündeme taşınmasına yol açtı. İliği bu faktörlerin yanında, St. Louis FED Başkanı Bullard’ın, parasal genişlemenin tamamen bitirilmesini erteleme konusunda açıklamalar yapması, Dolar üzerinde aşağı yönlü baskı yapan bir unsur olarak dikkat çekti. Ayın başlarında istihdam verilerinin de desteği ile tırmanan Dolar, FOMC, IMF ve Bullard’ın açıklamaları ile kayıplar yaşayarak, birçok varlığın fiyatında önemli değişimler izlenmesine neden oldu. Ancak bu görünüm ayın ortalarında yine değişti. Bu kez, enflasyon rakamlarının beklentilerin hafif üzerinde gerçekleşmesi ve bu dataların yayınlanmasından sonraki hafta, 29 Ekim’de tamamlanan FOMC toplantısının sonuçları, ABD’nin para biriminde sert yükselişlere zemin oluşturdu. Aralık ayındakinden önce son toplantısını yapan FOMC’nin karar metninde, piyasaların beklediğinden daha şahin bir tutum izlendiği görüldü. FED, aylık tahvil alımlarını tahminler doğrultusunda bitirirken, ülkedeki istihdam piyasasına ait iyimser ifadeler kullandı. Banka’nın faiz artırımını öne çekebileceği düşüncelerini canlandıran bu değerlendirmeler, Dolar endeksinde yükselişlerin yeninden güç toplamasını sağlarken, kararların yayımlanmasının ertesi gününde açıklanan üçüncü çeyrek büyüme oranı verisi %3,5 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. 
Ekim ayının keskin dönüşler içeren bu gündem başlıkları, küresel piyasalarda ciddi etkiler yaptı. Kasım ayı içerisinde de, varlık fiyatlarındaki rota için belirleyici olabilecek kritik gelişmeler yine dünyanın en büyük ekonomisine sahip ABD tarafından yakından izlenecek.
5 
KASIM - 2014 
“Ekim Ayının Kritik Grafikleri” 
*Çin – GDP, ABD – İşsizlik Oranı, ABD – GDP, Euro Bölgesi – Enflasyon Oranı 
“Kasım Ayında Öne Çıkan Gelişmeler” 
“Asya - Pasifik” 
Kasım ayı içerisinde piyasaların uzak doğu cephesinde, yine büyük ekonomilere ilişkin gelişmelerin öne çıkacağını ifade etmek yanlış olmayacaktır. Çin ve Japonya’da, yılın sonuna yaklaşılırken ülke ekonomilerinin performansı gündemde daha fazla yer almaya devam ediyor. Bunun yanında Okyanusya’nın önemli ekonomileri Avustralya ve Yeni Zelanda da, yatırımcıların merceği altında yer almaya devam edecek önemli ülkeler arasında sayılabilir. 
Global ekonominin iki önemli itici gücünden biri olan Çin ekonomisine ait gündem, Kasım ayında yine küresel piyasaların risk algısını yönlendirebilecek faktörlerden biri olarak dikkat çekiyor. Yılın üçüncü çeyreğinde büyüme hızlı yavaşlayan Çin ekonomisi için ilerleyen dönemde makro göstergeler ağırlıklı olarak mercek altında olacak. PMI dataları, ticaret dengesi, sanayi üretimi ve enflasyon oranı, ülkedeki ilerlemenin gözlemlenebilmesi için Kasım ayında özellikle izlenecek. Bunun yanında, hükümetin ekonomik teşviklerini artırıp artırmayacağına ilişkin açıklamalar da, başta Çin ile sıkı ticari ilişkiler içerisinde olan ülkelerinkiler olmak üzere birçok varlığın fiyatında etkili olabilir. Kıtanın ikinci büyük ekonomisi olan Japonya’da ise büyüme ve enflasyon rakamları yakından takip edilecek. 19 Kasım’daki Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) toplantısı sonrasında ise para politikasında bir değişiklik yapılıp yapılmayacağı izlenecekken, BOJ’un ekonomi için ek teşvikler uygulayabileceği yönündeki seslerin daha yüksek çıkmaya başladığını ifade edebiliriz. Ancak Banka’dan henüz yeni bir adım beklenmiyor. BOJ Başkanı Kuroda, Nisan ayında artırılan satış vergisi sonrasında, ülke ekonomisinin yavaş yavaş eski seyrine döneceği inancını koruyor. 
Avustralya tarafında göz attığımızda, ülkenin Merkez Bankası’nın (RBA) para politikası açıklamalarının Kasım ayında da önem taşıyacağını söyleyebiliriz. İstidam ve madencilik dışı sektörlerdeki gelişmelerin yanında, Çin ekonomisi için yayımlanacak veri ve hükümet açıklamaları, Avustralya Doları üzerinde belirleyici bir rol üstlenebilir. Ayrıca RBA’nın Ekonomik ve Finansal Görünüm raporu, Banka’nın ilerleyen dönemler için Avustralya ekonomisine bakış açısını ortaya koyarak, para politikasındaki değişimlerin fiyatlanmasını sağlayabilir. Yeni Zelanda için değerlendirme yaparsak eğer, yine ülke Merkez Bankası’nın (RBNZ) öne çıktığını söyleyebiliriz. Finansal İstikrar Raporu, RBNZ adına yakından izlenecek önemli başlıklar arasında öne çıkıyor. Hem Avustralya, hem de Yeni Zelanda için, ilgili ülkelerdeki istihdam ve ekonomik aktivite göstergelerinin yakından izlenmesi, Kasım ayı için önem taşıyor diyebiliriz.
6 
KASIM - 2014 
“Avrupa” 
Ekim ayında, global ekonomik büyüme endişelerinin merkezinde yer alan Avrupa kıtası için, yeni işlem ayı da oldukça yoğun bir dönem olacak. Euro Bölgesi geneli için kritik önem taşıyacak olan PMI verilerinin yanında, büyüme ve enflasyon oranı performansları yakından izlenecek. Hatta aynı makro-ekonomik göstergeleri, kıtanın en büyük ekonomisi olan Almanya için de yakından analiz etmek faydalı olacaktır. Euro Bölgesi’nin lokomotifi olan Almanya, geride kalan ay içerisinde verdiği olumsuz sinyaller ile yatırımcıları tedirgin ederken, bu paralelde söz konusu ülkeden önümüzdeki dönemde gelecek rakamlar bir kat daha önem kazanıyor diyebiliriz. Diğer taraftan Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) para politikasında yeni bir adım atıp atmayacağı, ayın ilk haftasında piyasalara yön verebilecek önemli bir soru olarak dikkat çekiyor. Avrupa Birliği’nin (AB) ekonomik projeksiyonları Kasım ayında izlenecek bir diğer faktör olarak öne çıkıyor. 
AB ile arasındaki anlaşmazlıkların derinleştiği görülen İngiltere cephesinde ise Kasım dönemi yatırımcılar için oldukça yoğun geçecek. İngiltere Merkez Bankası’nın (BOE) para politikası kararları, enflasyon raporu, Banka’nın Başkanı Mark Carney’nin açıklamaları ve enflasyon raporunun Hazine Komitesi’ne sunumu, ada ülkesi adına öne çıkan önemli başlıklara arasında sayılabilir. Ayrıca enflasyon, büyüme ve PMI dataları, BOE’nin faiz artırım zamanlamasına ilişkin ipuçları verebilecek göstergeler olarak, Sterlin ve İngiliz varlıkları üzerinde yönü tayin edebilir. 
Yurtiçi gelişmelere döndüğümüzde, enflasyon, cari denge ve işsizlik gibi rakamların, Kasım ayında da piyasaların izleyeceği veriler arasında yer alacağını ifade edebiliriz. Faiz indirimlerine ara veren TCMB’nin ayın 20’sindeki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından çıkacak sonuçlar da, yine Banka’nın finansal istikrar raporu ile birlikte gündemde yer alacak. Ortadoğu’ya ait gelişmelerin yanında kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin 21 Kasım’daki Türkiye raporu, yurtiçi varlık fiyatlarında etkili olabilecek diğer başlıklar olarak sıralanabilir. 
“ABD” 
Ekim ayı içerisinde ABD Merkez Bankası’na (FED) ilişkin beklentiler, küresel piyasalara yön veren temel faktörler arasında yer almıştı. Her ne kadar Kasım ayında Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) toplantısı olmasa da, yapılacak her açıklama ve yayımlanan ekonomik göstergeler, Aralık ayı toplantısına ait beklentileri şekillendirebilir. Bu paralelde tüm dünyanın yakından izlediği FED’in para politikası tarafında atacağı adımlar, yine ekonomi gündeminin en önemli başlıkları arasında yer alacak. 
Ayın ilk haftası her zamanki gibi ABD için oldukça yoğun geçecek. 7 Kasım’da yayımlanacak istihdam raporu, işsizlik oranı ve tarım dışı istihdam değişimi rakamlarının görülebilecek olması açısından büyük önem taşıyor. Eylül ayında tahminlerden çok daha iyi bir performans gösteren istihdam datalarının ardından, FED’in faiz artırımı konusundaki tavrına ait fiyatlamalar, Ekim rakamları ile yön arayışında olacak. Ayrıca ilk hafta 4 Kasım’da yapılacak seçimler, Kongre’de dengeleri değiştirebilme potansiyeli taşıyor. Temsilciler Meclisi’nin tamamı ve Senato’nun 33 üyesi belirlenecek. Demokrat Başkan Obama’nın, işlerini zorlaştıracak biçimde, çoğunluğu Temsilciler Meclisi’nde elinde bulunduran Cumhuriyetçilerin, Senato’da da öne geçme ihtimali bulunuyor. Cumhuriyetçilerin 100 kişilik Senato’da 6 sandalye daha kazanmaları halinde, Obama, Temsilciler Meclisi’nin ardından muhalif bir Senato ile çalışmak zorunda kalabilir. Bu da Başkan için hiç kuşkusuz iyi bir haber değil. 
Ayın sonlarına doğru ABD cephesinde piyasalar gözünü, 29 Ekim’de tamamlanan FOMC toplantısının 19 Kasım’da yayımlanacak tutanaklarına çevirecek. İlgili toplantıda FED’in piyasa beklentilerinden daha şahin bir tutum sergilemesi dikkat çekmişti. Tutanakların satır aralarında faiz artırımının zamanlamasına ilişkin ipuçları, ABD ve dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmeler ile birlikte, sözlü yönlendirme ve istihdam piyasasındaki değişimlere ait yorumlar öne çıkacak. Tutanakların ardından ilerleyen günlerde yayımlanacak enflasyon ve büyüme verileri de, yine FED’in toplantı kayıtlarında olduğu gibi, Banka’nın ne zaman ve nasıl bir yol haritası ile faiz artıracağına ait beklentileri şekillendirebileceği için yakından izlenecek. Tahminlerin üzerindeki büyüme ve enflasyon rakamları faiz artırımı beklentilerini güçlendirerek Dolar’da yükselişlere zemin oluşturabilecekken, tersi durumda ise, FED’in artırım için aceleci davranmayacağı düşüncesi ABD para biriminde aşağı yönlü baskı yapabilir. 
Bunların dışında, aslında tüm dünya için önemli sayılabilecek son aylardaki düşüşleri ile dikkat çeken petrol fiyatlarını da değerlendirmemiz faydalı olacaktır. Artmaya devam eden arz ve global ekonomik büyümenin hız keseceği yönündeki beklentilerin düşük kalacak talep tahminlerini desteklemesi, petrol fiyatlarında son aylarda önemli kayıpların görülmesine neden oldu. 27 Kasım’da yapılması planlanan Petrol İhraç Eden Ülkeler
7 
KASIM - 2014 
Örgütü’nün (OPEC) toplantısında, fiyatların yeniden yükseltilmesi için üretimin azaltılması yönünde bir karar alınabileceği söylentileri var. Her ne kadar OPEC Genel Sekreteri, 2015 yılında üretim seviyesinin 2014’dekinden çok farklı olmayacağını ifade etse de, piyasalar ilgili toplantıdan çıkacak sonuçları yakından takip edecekler. 
Detaylı Ekonomik Takvim verilerini görüntülemek için tıklayınız. 
“Kasım ayı Ekonomik Takvim”
8 
KASIM - 2014 
Euro ekim ayında da dolara karşı değer kaybetmeye devam etti. Parite ay içinde en yüksek 1,2885 en düşük 1,2485 seviyelerini gördü, ekim ayı 1,2520 seviyesinden tamamlandı. 
Fed ve dolar cephesinden değerlendirmeyi USDTRY analizinde yapmıştık, EURUSD için tekrara düşmeden, euro cephesinden değerlendirmeye geçelim. 
Ekim ayının ana konusu ECB’nin parasal genişlemeye gitme adımları ve bankacılık sektörü stres testleriydi. Hedefli refinansman operasyonunun (TLTRO) ilk turunda katılımın hayal kırıklığı yaratmasına sebep olarak gösterilen stres testi sonuçları pek parlak değil. Bunun öncesinde testin kurgulanma yöntemi de sorgulanabilir. Stres testi yüksek enflasyon ortamında 11 bankanın zorda olduğunu gösterdi. Fakat şu an Euro Bölgesi için enflasyon değil deflasyon tehlikesi var. Ve bu tehlikenin aşılacağına dair sağlam bir dayanak da görülmüyor. 
Son dönemde gelen, hayal kırıklığı yaratan bölge makro verileri Draghi’ye parasal genişleme için dayanak oldu. Alman ekonomisinin de küçülüyor olması ECB üzerindeki Bundesbank baskısını (tam olmasa da) azaltmış görülüyor. ECB önce covered bonds alımıyla başladı, devamında şimdilik erken olduğunu düşünsek de şirket tahvilleri alımı bekleniyor. Copy-paste Fed veya Boj benzeri bir genişlemeyi ECB’den beklemek mümkün değil ama ECB artık rahat hareket etmek için bahar aylarına göre daha uygun koşulları buluyor. 
ECB’nin amacı bölge içinde kredi mekanizmasını canlandırıp tüketimi artırıp enflasyonda kıpırdanma görmek. Bu amaca ulaşmak için negatif faiz uygulamasından TLTRO’a, oradan varlığa dayalı menkul kıymet alımına kadar gelindi. Fakat ECB istediği hedefe ulaşabilecek mi? Tasarrufun cezalandırılmasıyla tüketime yönelim olmayacağına inanıyoruz. Kredi kullanmaya gereksinim zorla edindirilemiyor. Önce bölge içinde hala eksik olan güvenin tesis edilmesine ihtiyaç var. 18 ayrı ülkenin değişik öncelikleri, değişik sorunları varken, sadece ortak para birimi birlikteliği ile mali birlik olmadan, bir merkez bankasının yapabilecekleri de bir yere kadar. İtalya, Fransa gibi ülkeler yapısal reform yapmamakla eleştirilirken, sorunlu ülkeler kemer sıkma politikasına isyan ederken Merkel bütçede tavizsiz sıkı duruşdan bahsediyor. 
Bir taraftan doları mecburen değerli kılmak zorunda olan Fed, diğer taraftan euro’yu değersiz kılma adımları atan ve atması beklenen ECB, EURUSD için düşüş senaryolarını güçlü kılıyor. Paritede yükselişler satış fırsatı olarak değerlendiriliyor. 
Paritede 2,25 seviyesi şimdilik güçlü bir destek. Fakat kasım ayı içinde ABD’den güçlü ekonomik veriler, Euro Bölgesi’nden zayıflamanın devamına işaret eden veriler gelirse paritede aşağı yönde baskı devam edecek. 1,25 seviyesinin altında en yakında destek 1,20 seviyesinde. ECB’den beklenen adımların hızlanması veya Euro Bölgesi ekonomisinin daha da kötüleşmesi durumunda 1,20 seviyesi yıl sonu hedefi olabilir. Tersi durumda atıl kalan bir ECB senaryosunda 1,25 seviyesi şimdilik kısa vadeli dip olabilir. 
EURUSD ANALİZ 
“ EUR/USD GÜNLÜK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destekler: 1,2500-1,2300-1,2000 
Dirençler: 1,2750-1,2900-1,3000
9 
KASIM - 2014 
FOMC tutanakları ardından değer kazanan Dolar Endeksi, GBPUSD paritesinin aşağı yönlü baskısını sürdürmesine katkı sağladı. Parite yükselişlerini 1,6182 ile sınırlandırdı ve Ekim ayının son haftasında aşağı yönlü baskısını 1,5940 seviyesine kadar devam ettirdi. 
GBPUSD paritesinin son aylardaki performansını incelediğimizde 1,6185 – 1,5875 seviyeleri arasında sıkışık seyrini sürdürdüğünü ancak aşağı yönlü baskılarda daha istekli olduğu görülmektedir. Dolar ile Sterlin’in kıyasıya mücadelesinde baskın tarafın çoğu zaman Dolar olduğunu görmekteyiz ancak bu tutum 1,5875 seviyesi altında hareketlerin oluşması için yeterli gelmemektedir. Bu bağlamda da daha alt bölgelerin hedeflenebilmesi için 1,5875 seviyesi altında hareketlerin oluşması gerektiği unutulmamalıdır. Genel görünüm olarak GBPUSD paritesini incelediğimizde 21 haftalık üssel hareketli ortalama olan 1,6400 seviyesi altında negatif baskının devam etmek istediğini, paritenin bu seviye altında kalmayı sürdürmesi durumunda son zamanların dip noktası olarak kaydettiğimiz 1,5875 seviyesinin altında hareketler gerçekleştirme ihtimalinin güçlü olduğunu ifade edebiliriz. 1,6400 öncesindeki ilk kritik bariyer ise yukarıda da ifade etmiş olduğumuz 1,5875 – 1,6185 bandının üst noktası olan 1,6185 olarak belirlenmiştir. 
“GBP/USD ANALİZ” 
/USD” 
“ GBP/USD HAFTALIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek; 1,5875-1,5750-1,5610 Direnç; 1,6185-1,6400-1,6650
10 
KASIM - 2014 
Ekim ayına 2,2778 seviyesinden başlayan parite en yüksek 2,3066 en düşük 2,1897 seviyelerini gördü ve ay 2,2220 seviyesinden tamamlandı. Ağustos ayının 2,2774 seviyesinden kapanışına göre ekim ayında % 2,4 oranında gerileme yaşandı. Dolar endeksinin aylık bazda %1,1 oranında yükseldiği dönemde gelişmekte olan ülke para birimleri daha fazla değer kaybettiler. 
Pariteye dolar cephesinden bakınca Fed’in varlık alımını sonlandırdığı ayda faiz artırım sürecinde iki başlığa odaklanıldığı görülüyor; enflasyon ve ücretler. 
ABD’de işsizlik oranı %6’nın de altına indi, eğer büyük bir yol kazası olmazsa 2015 yılında Fed’in tam istihdam seviyesi olarak kabul ettiği %5,5 seviyesine ulaşılacak. İstihdam piyasasında sorun ücretlerde, ekonomik sistem istihdam yaratıyor fakat ücretlerde artış yok. Bu durum yaratılan istihdamın kalitesizliğine yorumlanıyor. Enflasyon tarafında %2 seviyesine henüz ulaşılmadı, bu hedef yakalansa da Fed hemen faiz artırır mı şüpheli. 
Faiz artırım döneminin başlangıcı olarak 2015 haziran ayı genel kabul görmeye devam ediyor. Arada gelen bazı verilerle veya Fed bölgesel başkanlarının açıklamalarıyla faiz artırımı bazen 2015 nisan, bazen 2015 eylül dönemine öne alınıp öteleniyormuş gibi görünse de şimdilik 2015 ortası faiz artırımı bizce de makul bir zamanlama barındırıyor. 
Bu durumda, her ne kadar beklentiler bir çeyrek öne-ileriye oynuyor olsa da 2015 yılı faiz artırım yılı olacak. Bu durumda doların değer kazanması, Fed istemese de, kaçınılmaz. Doların ana vatanına dönmesi ihtimali, parasal genişleme döneminde bol ve ucuz dolar politikasından istifade eden gelişmekte olan ülkeleri zorlayacak. Bu zorlamayı bir kırılma olarak görmesek de baskı hissedilmemesi imkansız diye düşünüyoruz. 
Stresin ölçülmesinin en sağlıklı yolunun ABD 10 yıllık tahvil faizinin izlenmesi olduğunu düşünüyoruz. Ekim ayı içinde 2,20 seviyesinin altına inilse de son durumda 2,33 seviyesindeyiz. Tahvilde 2,50 seviyesi aşılmadan bir baskıdan bahsetmek için erken olabilir. Bu durumun TL açısından anlamı ise; 
Dolar/TL paritesinde şimdilik 2,20-2,25 aralığı muhafaza ediliyor. Fakat, özellikle kasım ayının ilk haftası açıklanacak ABD verileri ekonomide güçlenmeye işaret ediyorsa 2,25 seviyesi tekrar zorlanabilir. 2,25 seviyesi aşılırsa yukarıda ilk hedef 2,30 olarak görülüyor. Tersi olur da, makro veriler Fed’i hızlı adım atmama noktasında haklı çıkarırsa paritede tekrar 2,20 seviyesi aşağı zorlanabilir. Bu durumda 2,16 seviyesini güçlü destek olarak görüyoruz. 
Bir taraftan değerli dolardan şikayetçi Fed başkanları bir taraftan iyi gelmeye devam eden ekonomik veriler Fed’in önümüzdeki dönemde nasıl bir iletişim dil kullanacağı sorusunu gündeme getiriyor. Bir süre daha faizin düşük kalacağına vurgu yapan Fed, makro verilerin iyileşmeye devam etmesiyle birlikte aralık ayında “öngörülebilir bir süre daha sıfır faiz politikasına devam” der mi? 
“USD/TRY ANALİZ” 
“ USD/TRY GÜNLÜK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destekler: 2,2000-2,1600-2,1000 
Dirençler: 2,2500-2,3000-2,3900
11 
KASIM - 2014 
Ekim ayı içerisinde, özellikle FED üyelerinin güçlü Dolara ilişkin endişelerini dile getirmeleri sonrasında, Dolar üzerindeki baskının arttığını gördük. Aynı dönemde, küresel toparlanmadaki aksaklığın, ABD üzerinde de etkili olabileceğine yönelik korku da piyasalarda etkisini gösterdi. Ancak, endişelerin ABD’de tahvil alım programının bitirilme kararı sonrasında ve iyimser havanın veri desteğini de almasıyla, özellikle ayın son günlerinde yoğun bir toparlanma görüldü. Japonya tarafında ise, Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) parasal genişleme politikasını sürpriz bir şekilde genişletme kararı almasıyla birlikte, USD/JPY paritesinde sert yükseliş gözlemlendi. Kasım ayı içerisinde, ABD ekonomisine ilişkin rakamlar ön plana çıkmakla birlikte, bu süreçte özellikle enflasyon ve istihdam verileri paritede etkisini hissettirebilecek ana maddeler olarak dikkat çekmektedir. 
Teknik olarak incelediğimizde, Eylül ayında yeşil renkle belirttiğimiz 16 yıllık trendin sona ermesi sonrasında, Ekim ayı içerisinde kırmızı ile belirttiğimiz trendin de güncelliğini yitirdiğini gördük. Özellikle BOJ’un ekonomiyi canlandırma çabası ve ABD’de tahvil alımlarının bitişiyle destek bulan bu tutumla birlikte, trendin sınırını oluşturan 109,00 seviyesi üzerinde kalındığı müddetçe, yukarı yönlü baskıların ön planda olması beklenebilir. Olası alımlarda, veri ve gündem desteği alındığı taktirde, 113,20 ve 115,10 seviyeleri hedeflenebilir. Bu bölgenin üzerindeki fiyatlamalarda ise, yeni yükselişler için taban arayışı oluşabilir. 
Paritede yükselişlerin teknik anlamda destek bulmasına katkı sağlayan temel faktörlerden sonra, yeni zirve arayışı kısa vadede etkili olamadığı taktirde, tepki satışları için gerekli oluşum sağlanabilir. 113,20 seviyesinin de aşılamamasıyla destek bulabilecek bu tutumda, 110,60 ve 109,00 seviyeleri hedeflenebilir. Ancak, 109,00 seviyesi kırılana dek, olası düşüşlerin teknik olarak tepki hareketi niteliği taşıyacağı ve kısa vadeli değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. 
“USD/JPY ANALİZİ” 
“USD/JPY AYLIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 110,60 – 109,00 – 107,00 
Direnç: 113,20 – 115,20 – 117,80
12 
KASIM - 2014 
Ekim ayı boyunca etkili başlıklara göz attığımızda, bu süreçte gerek ABD gerek Kanada’da merkez bankası kararlarının payını gördük. Kanada’da merkez bankasının %1’lik faiz oranını değiştirmemesine rağmen, ilerleyen süreç için bu oranın sabit kalacağına ilişkin ısrarlı tutumundan vazgeçmesiyle birlikte Kanada Doları’nın sert değer kazanımı yaşadığını görmüştük. Ancak FED’in tahvil alım programını sonlandırması ve istihdamda olumsu süreci vurgulaması, diğer yandan güçlü ekonomiyi verilerin de desteklemesi, yükseliş trendini destekleyici unsur olarak karşımıza çıktı. Kasım ayı içerisinde, iki ekonomiye de ilişkin enflasyon, istihdam ve büyüme rakamları, takvim verileri arasında öne çıkan gelişmeler durumundadır. 
Teknik olarak incelediğimizde, kırmızı renkle belirttiğimiz uzun vadeli yükseliş trendi içerisinde, daha kısa vadede ve agresif yapıda oluşan yeşil renkli trendi görmekteyiz. Yeşil renkli kanalın alt noktasını oluşturan 1,1075 seviyesi, aynı zamanda ichimoku indikatör bulutunun üst sınırıyla da destek görmektedir. Bu seviye üzerinde kalma çabasıyla birlikte, yükseliş baskısının etkili olması beklenebilir. Olası alımlarda, kanalın üst noktası olan 1,1440 seviyesi hedeflenebilecekken, bu seviyenin aşılmasıyla uzun vadeli kanalın sınırlarına doğru fiyat hareketleri destek kazanabilir. 
Paritede uzun vadeli kanalın ortasında bulunan fiyatlamalara göz attığımızda, yeşil renkle belirttiğimiz kanalın aşılamamasının tepki satışlarının potansiyelini arttırma ihtimalinden söz edebiliriz. 1,1440 seviyesinin aşılamamsıyla destek bulabilecek bu tutumda 1,1075 seviyesi hedeflenebilecekken, daha kalıcı tepkiler için bu seviyenin altındaki fiyat hareketleri takip edilmelidir. 
“USD/CAD ANALİZİ” 
“ USD/CAD HAFTALIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 1,1230 – 1,1075 – 1,0990 Direnç: 1,1440 – 1,1640 – 1,1815
13 
KASIM - 2014 
Paritenin hareketlerini genel olarak değerlendirdiğimizde, Doların değer kaybıyla birlikte ön plana çıkan bir yükseliş çabası görülmesine rağmen, FED’in tahvil alımı programını sonlandırması ve ülkeden gelen güçlü ekonomik verilerle birlikte AUD/USD paritesinde yatay bir sürecin karşımıza çıktığını gördük. Önümüzdeki ay içerisinde de, 2,8640 – 2,8900 aralığının dışındaki fiyatlamalar etkileşimin artmasına katkı sağlayabilir. Temel faktörleri incelediğimizde ise, özellikle ayın ilk haftası yoğun olmakla birlikte, ay boyunca veri akışının izlenmesi kritik önem taşımaktadır. 
Teknik olarak incelediğimizde, 200 haftalık üssel (exponential) hareketli ortalamanın da desteklemekte olduğu düşüş trendinin takibini sürdürmekteyiz. Düşüşün sınırlandığı süreçte, kısa vadeli tepki alımları ortaya çıksa da, bunun 2,8900 seviyesinde sınırlı kaldığını ve bu bölgenin öneminin daha da arttığını belirtebiliriz. 2,9100 – 2,9200 bandı altında düşüş beklentisi sürmekle birlikte, 2,8900 seviyesinin sınırlayıcı etkisi sürdüğü taktirde bu tutum desteklenebilir. Olası satışlarda 2,8640 seviyesi hedeflenebileceği gibi, aşağı yönlü fiyatlamaların etkinliğinin artabilmesi için bu seviyenin kırılması gerekmektedir. 
Paritede kısa vadeli yükselişlerin etkinliğini koruyabilmesi için 2,8640 seviyesinin güncelliğini koruması ve 2,8900 seviyesinin aşılması gerekmektedir. Bu şartlar, 2,9100 – 2,9200 bölgesinin hedeflenmesini destekleyebileceği gibi, kalıcı beklentiler için bu bölgenin aşılması gerekmektedir. 
“AUD/USD ANALİZİ” 
“AUD/USD HAFTALIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 0,8750 – 0,8640 – 0,8415 Direnç: 0,8900 – 0,9000 – 0,9100
14 
KASIM - 2014 
Her ne kadar küresel toparlanmaya ilişkin endişelerin ABD ekonomisine de sıçradığı bir süreç geçirsek de, Euro Bölgesi’nin zayıf tutumu nedeniyle gelişmekte olan ülke para birimlerinden Türk Lirası’na talebin istikrarını koruduğunu ve EUR/TRY paritesindeki ana hareketi belirlediğini gördük. Özellikle ayın ikinci yarısı sonrasında FED’in tahvil alım programını sonlandırmasıyla Dolar üzerindeki baskının kalkması ve Euro’nun zayıf tutumunu artırmasıyla birlikte, EUR/TRY paritesindeki aşağı yönlü baskı da netlik kazanmış oldu. Önümüzdeki ay, yine ABD ve Euro Birliğine ilişkin gelişmelerin yoğunluk kazandığı süreç, dikkatle takip edilmelidir. 
Teknik olarak incelediğimizde, paritenin 34 haftalık basit (simple) hareketli ortalama altındaki fiyatlamalarından bu yana bir baskı oluştuğunu görüyorduk. Bu baskının temel faktörlerle de destek bulması sonucunda, yeşil renkle belirttiğimiz yükseliş trendi sona ermiş ve tepki satışları güç kazanmıştı. Ancak ana hareketin uzun vadede hala güncelliğini koruduğunu belirtmek gerekiyor. Buna göre, 2,8450 seviyesi altında teknik açıdan destek bulan düşüş baskısının devamlılık sağlayabilmesi için, kırmızı renkle belirttiğimiz trendin kırılması gerekmektedir. Bu şart, 2,7400 seviyesinin altındaki kalıcılıkla sağlandığı taktirde satış baskısı netlik kazanabilir. 
Paritede düşüş baskısına rağmen, kırmızı renkle belirttiğimiz yükseliş baskısının etkinlik kazanabilmesi için, 2,7400 seviyesinin güncelliğini koruması gerekmektedir. Bu tutum destek bulduğu taktirde, tekrar 2,8450 seviyesine yönelik fiyat hareketleri görülebilir. Daha kalıcı yükseliş çabası olaşabilmesi için ise bu seviyenin aşılması gerekmektedir. 
“EUR/TRY ANALİZİ” 
“ EUR/TRY HAFTALIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 2,7400 – 2,6900 – 2,6600 Direnç: 2,7900 – 2,8100 – 2,8450
15 
KASIM - 2014 
Gerek Euro Bölgesi, gerekse İngiltere ekonomisine ilişkin gelişmeler ile EURGBP paritesi Ekim ayı içerisinde oldukça sert fiyat değişimleri gösterdi. Ayın başlarından itibaren, özellikle ada ülkesinden olumsuz makro-ekonomik göstergelerin gelmesi paritede yukarı yönlü hareketleri desteklemişti. İngiltere Merkez Bankası’nın (BOE) faiz artışında aceleci davranmayacağı düşüncesi ise, Eylül ayında enflasyon oranının %1,2 ile son 5 yılın en düşük seviyesine gerilemesi sonrasında destek buldu. Ancak, merkezinde Euro Bölgesi kaygılarının bulunduğu global ekonomik büyümenin hız kestiği düşüncesi, “ortak para birimi” üzerinde baskı yapan önemli bir faktör olarak ortaya çıktı. Bu paralelde de, Avrupalı iki para biriminden oluşan paritede Sterlin yönlü işlemler ağırlık kazandı. 
EURGBP paritesini teknik olarak incelediğimizde, fiyatın 34 haftalık basit (simple) hareketli ortalama olan 0,8040 seviyesi altında aşağı yönlü hareketlerin süreceği beklentisinin devam ettiğini ifade edebiliriz. Ancak, düşüş kanalı içerisinde hareketlerine devam eden paritede bu hareketlerin devam edebilmesi için 0,7755 desteği önem taşımaktadır. Bu seviyenin kırılması halinde aşağı yönlü hareketler hız kazanabilir. Bununla birlikte, paritede tepki yükselişlerinin görülmesi halinde fiyat için kritik olan 0,8040 bariyeri öncesinde 0,7860 ve 0,7975 dirençlerinin yakından izlenmesi gerektiğini belirtebiliriz. 
“EUR/GBP ANALİZ” 
“ EUR/GBP HAFTALIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 0,7755 – 0,7687 – ,7560 
Direnç: 0,7860 – 0,7975 – 0,8040
16 
KASIM - 2014 
Ekim ayı altın için değer kaybının devam ayı oldu. Altın en yüksek 1255, en düşük 1160 dolar seviyelerini gördü ve ay 1172 dolar seviyesinden tamamlandı. Eylül ayına öne yaklaşık % 2,9 oranında değer kaybı yaşandı. 
Fed ve ABD ekonomisi yorumlarını USDTRY analizinde yapmıştık, altın için riskli varlıklar cephesinden değerlendirmeyle devam edelim. 
Borsa endeksleri ile altın arasında negatif korelasyon var. Dünyanın önemli borsalarında yükseliş varsa altın aşağı yönde baskılanıyor. Borsaların düşmeye başladığı dönemi altın yükseliş fırsatı olarak değerlendiriyor. Bunun net örneğini ekim ayı içinde gördük. SP500 endeksi 9 ekim tarihinde 1967 seviyesinden düşmeye başladı. Düşüş 15 ekime, 1820 seviyesine kadar devam etti. Bu hareket endeksin yaklaşık % 7,5 oranında değer kaybetmesi demekti. Aynı dönemde, 9 ekim tarihinde altın 1223 dolar seviyesindeydi, 3 gün önce 6 ekim tarihinde 1182 seviyesi görülmüştü. Bu seviyeden başlayan yükseliş 15 ekimde 1249, 21 ekimde 1255 dolar seviyesine kadar devam etti. Dip seviyeye göre % 6 oranında bir yükseliş yaşandı. 
Devamında SP500 1820 seviyesindeki dibinden 1994 seviyesine kadar yükseldi, %9,5 oranında yükseliş yaşandı. Altın 1255 dolar seviyesinden 1160 seviyesine geriledi (%7,5 oranında gerileme) 
Borsa endeksi ile (riskli varlık), altın (güvenli liman) arasındaki ilişki bu şekilde. Risk iştahında azalma varsa altın tercih ediliyor, riskli varlıklardan kaçış yoksa, tersine artan talep gözleniyorsa altın için düşüş kaçınılmaz. 
Dolar endeksi cephesinden de altının incelenmesi gerek. Dolar endeksi ekim ayı içinde 84,4 seviyesine gerilese de ekim ayı 87,1 seviyesinden tamamlandı. Doların değer kazanması da altın fiyatını aşağı yönde baskılıyor. 
Altın üç kez test ettiği 1180 seviyesini güçlü bir destek olarak kabul ettirmişti. Şimdi bu destek kırılma tehlikesiyle karşı karşıya. Kasım ayının ilk haftasında güçlü gelebilecek ABD verileri altın için 1180 desteğinin kırıldığının teyidi olabilir. 1180 seviyesinin altında olmak 1000 dolar seviyesine kadar geri çekilme senaryolarını canlandıracaktır. 680 dolar seviyesinden başlayıp 1920 seviyesine kadar devam eden yükselişin Fibonacci seviyeleri hesaplandığında 1150 seviyesinin son önemli destek olduğu görülebilir. Düşüş tehlikesinden kurtulmak için altın ilk önce ve hemen 1180 seviyesi üzerine çıkmalı. 1200 dolar seviyesi üzerinde gün sonu kapanışlar olmadan düşüşün bittiğini söylemek zor olabilir. 
Altını değerlendirmek için yine ABD borsalarına bakacağız. Şu anda zirve seviyelerine ulaşmış endekslerde yükseliş devam ettikçe altın için yükseliş anlamında pozitif olmak zor. Borsalar gerilemeye başlarsa bu senaryoda altın en azından 1180 dolar seviyesi üzerinde kalabilir, hatta 2000 seviyesini aşabilir. 
Ay boyunca konuşulacak diğer bir konu ise İsviçre Merkez Bankası’nın rezervlerindeki altın oranının %8’den %20’ye çıkarılması ve altın satılmaması konusundaki 30 Kasım referandumu olacak. Referandumdan evet kararı çıkarsa İsviçre Merkez Bankası 5 yıl içinde yaklaşık 1500 ton (1 yıllık dünya altın üretiminin yarısı) alacak. Bu olasılık ise altında yükselişe destek arayanların bir köşeye aldığı not olacaktır. 
“ALTIN ANALİZ” 
“ ALTIN HAFTALIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destekler: 1150-1000-900 
Dirençler: 1180-1200-1250
17 
KASIM - 2014 
 ABD’den önem derecesi yüksek verilerin olumlu sonuçlanmayı sürdürmesi, 
 ABD merkez bankasının (FED) faiz oranı konusunda Şahin tavrını sürdürmesi, 
 Dolar Endeksinin yükselişlerine devam etmesi, 
 ABD borsalarının yeni rekor hedefleri için yükselişlerini sürdürmesi, 
 ABD 10 yıllık hazine tahvil faiz oranlarının yeniden talep görmesi, 
 Kıymetli madenlere olan talebin yeterli olmaması, 
Yukarıda sizlerle paylaşmış olduğumuz açıklamalar son dönemde kıymetli madenlerin aşağı yönlü baskısına devam etmesine neden olan önemli faktörler olarak belirlenmiştir. Altın gibi Gümüş fiyatları son zamanların en önemli satış baskısına maruz kaldı. Gümüş 18,70 – 17,80 gibi seviyeler altında devam ettirdiği satıcılı seyrini 15,70 seviyesine kadar devam ettirdi ve Ekim ayını 16,15 ile kapattı. 
Teknik olarak Gümüş fiyatını incelediğimizde 18,80 - 17,80 bariyerlerinin önemli olduğunu, bu bariyerler altında aşağı yönlü baskının devam etmek isteyeceğini ve son zamanların dip noktası olan 15,70 seviyesi altında hareketlerin devam etme ihtimalinin güçlü olduğunu ifade edebiliriz. Gümüş fiyatı eğer 15,70 seviyesi altında hareketler gerçekleştirirse 14,70 ve 13,20 gibi seviyelere ulaşabilir. 18,80 – 17,80 bölgesi öncesindeki ilk bariyer ise 16,70 olarak belirlenmiştir. 
“GÜMÜŞ ANALİZ” 
“ GÜMÜŞ HAFTALIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 15,70-14,70-13,20 
Direnç: 16,70-17,80-18,70
18 
KASIM - 2014 
Değerli metallerde geride kalan ay içerisinde görülen aşağı yönlü hareketler, platin fiyatlarında da etkili oldu. Güney Afrika’daki platin madenlerindeki işçi grevlerinin sona ermesi, ilgili emtianın fiyatında önceki aylarda da baskı yapan bir faktör olarak izlenmişti. Ayrıca ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımına yaklaştığı beklentisi, alternatif yatırım araçlarına olan ilginin azalmasına neden olarak, bu baskının daha sert hissedilmesine yol açan önemli başlıklar arasında yer almıştı. Eylül ayında platinin fiyatında hız kazanan kayıplar, yine benzer temel faktörler ile Ekim ayı içerisinde de etkili oldu ve emtiada 2009 Temmuz ayından bu yana ilk kez görülen fiyat seviyelerinin test edilmesine zemin oluşturdu. 
Teknik açıdan platini değerlendirdiğimizde, fiyatın, yükseliş kanalının alt noktası olan 1378 seviyesini kırdıktan sonra aşağı yönlü hareketlerini sürdürdüğünü görüyoruz. Söz konusu düşüşün, Ekim ayının en yüksek fiyat düzeyi olan 1302 direnci altında devam etme eğilimi içerisinde olabileceğini söyleyebiliriz. Ancak son kayıplardan sonra baskının daha kuvvetli devam edebilmesi için, yaklaşık 5 yılın en düşük seviyesi olan 1185 desteğinin kırılması önem taşımaktadır. Bu destek kırılırsa 1067 ve 945 seviyeleri görülebilir. Fiyatın 1185 desteğinin üzerinde tepki yükselişlerine tutunması halinde ise 1302 ve ardından 1378 bariyerleri yeniden test edilmek istenebilir. 
“PLATINUM ANALİZ” 
“PLATINUM AYLIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 1185 – 1067 – 945 
Direnç: 1302 – 1378 – 1435
19 
KASIM - 2014 
Ekim ayı içerisinde, bakır fiyatı üzerindeki etken sayısında artış gerçekleştiğini gördük. Endonezya başta olmak üzere grevlerin artış göstermesi, özellikle ayın ortasında kadar zayıf bir tutum ortaya koyan Doların da katkısıyla yukarı yönlü fiyatlamaları destekledi. Ancak, özellikle ayın son haftasında, küresel toparlanmaya ilişkin endişelerin en azından ABD tarafında rahatlık kazanması ve Dolar’ın kaybını geri almasıyla birlikte, aşağı yönlü fiyatlamalar ön plana çıktı. Genel anlamda baktığımızda ise, yukarı yönlü fiyat hareketlerinin ağırlığını hissettirdiğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki süreçte, talep ağırlıklı ülkelerden olan Çin verilerinin yanı sıra, küresel ekonomiye ilişkin gelişmeler takip edilmeli ve üretimdeki aksaklıkların oluşturduğu gündem izlenmelidir. 
Teknik olarak incelediğimizde, son 4 yılın rekor düşük seviyesi olan 2,91 bölgesine yaklaşılsa da, bu noktanın sınırlayıcı etkisinin ön plana çıktığını ve tepki alımlarına destek oluşturduğunu gördük. Kısa vadede incelediğimizde, 2,91 seviyesinin sınırlayıcı etkisi, tepki alımlarının etkisini devam ettirmesine katkı sağlayabilir. Olası yükselişlerde 3,2350 seviyesi, düşüş trendinin güncel sınırı olarak karşımıza çıkmaktadır. Tepki alımlarından daha kalıcı beklentiler oluşturabilmek için, bu seviyenin aşılması gerekmektedir. 
Paritede kısa vadeli yükselişe rağmen, düşüş trendinin 200 haftalık basit (simple) hareketli ortalamanın da desteğiyle güncelliğini koruduğunu görüyoruz. Olası yükselişlerin sınırlanması, temel faktörlerin desteği sağlandığı taktirde fiyatın tekrar 2,91 bölgesini hedeflemesinde etkili olabilir. 2,91 seviyesinin kırılması ise, uzun süredir etkisini sürdüren seviyenin güncelliğini yitirmesiyle satış baskısına netlik kazandırabilir. 
“BAKIR ANALİZİ” 
“ BAKIR HAFTALIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 2,9950 – 2,9100 – 2,8400 Direnç: 3,1225 – 3,2350 – 3,6000
20 
KASIM - 2014 
Stokların artması, OPEC üyelerinden bazılarının (S. Arabistan gibi) üretim miktarlarını artırmaya yönelik açıklamaları ve fiyatlamalarda alıcıların isteksiz oluşu, Ham Petrol fiyatının aşağı yönlü baskısını sürdürmesine katkı sağladı. Gerçekleşen tepki alımlarının 83,25 seviyesinin altında sınırlı kalması ile birlikte Petrol fiyatı aşağı yönlü baskısını 79,44 seviyesine kadar taşımış oldu. Teknik olarak Ham Petrol fiyatını incelediğimizde 89 aylık üssel hareketli ortalama olan 85,85 seviyesinin önemli olduğunu, bu seviye altında kaldığı müddetçe aşağı yönlü baskının devam etmek isteyeceğini ifade edebiliriz. Aşağı yönlü baskının devam edebilmesi ve yeni dip noktalara ulaşabilmemiz için 79,50 seviyesi altında hareketlerin olması gerektiği unutulmamalıdır. 79,50 seviyesi altında 75,00 ve 70,50 gibi hedefler gündeme gelebilir. Aksi takdirde ham petrol fiyatı kısa vadeli olarak 79,50 – 83,25 seviyeleri altında hareketlerini sürdürmek isteyebilir. 
“HAM PETROL ANALİZİ” 
“HAM PETROL AYLIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 79,50 – 77,00 – 75,00 Direnç: 83,25 – 85,85 - 87,05
21 
KASIM - 2014 
Kışın yaklaştığı süreçte, Ukrayna – Rusya doğalgaz anlaşmasıyla ilgili sürecin fiyat üzerindeki etkisinin hissedilmeye başladığını ifade edebiliriz. Enerji fiyatlarındaki düşüşün doğalgaz fiyatına da yansıdığı süreçte, İran’ın Rusya’ya uygulanan yaptırımlar nedeni ile üretimde ön plana çıkma çabasının da önümüzdeki dönemlerde etkisini hissettirmesi beklenebilir. Alternatif enerji alanında yapılan yatırımların da baskı oluşturduğu süreçte, özellikle Doğu Avrupa gündemi yakından takip edilmelidir. 
Teknik olarak incelediğimizde, aşağı yönlü fiyatlamalar temel faktörlerle de destek bulduğu sürece rağmen, satışların sınırlı kaldığını gördük. 2012 yılında başlayan yükseliş trendinin kırılması sonrasında, 4,25 seviyesinin bu eğimin güncel sınırını oluşturduğunu görüyoruz. Önümüzdeki süreçte, bu seviye altında kalındığı müddetçe aşağı yönlü baskıların ön planda olması beklenebilir. Olası satışlarda, 3,70 ve 3,55 seviyeleri hedeflenebileceği gibi, daha kalıcı beklentiler için bu bölge altındaki fiyat hareketlerinin kalıcılığı takip edilmelidir. 
Doğalgaz fiyatında yukarı yönlü fiyatlamalarda öncelikli olarak temel faktörlerin desteği alınmalıdır. 3,70 – 3,55 bölgesinin sınırlayıcı etkisinin de destek gösterebileceği bu tutumda, 4,25 seviyesine yönelik kısa vadeli alımlar gerçekleşebilir. Ancak, yükselişlerin tepki sınıflamasından çıkıp, ana hareket olarak değerlendirilebilmesi için 4,25 seviyesinin geçilmesine yönelik ihtiyaç güncelliğini korumaktadır. 
“DOĞALGAZ ANALİZ” 
“DOĞALGAZ HAFTALIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 3,700 – 3,550 – 3,300 Direnç: 3,950 – 4,250 – 4,500
22 
KASIM - 2014 
Ekim ayı içerisinde, mevsimsel koşullarla birlikte kısa vadeli yükselişler görülmesine rağmen, şeker fiyatında aşağı yönlü baskıların ve baskıları oluşturan koşulların güncelliğini koruduğunu görüyoruz. Ay sonunda satış ağırlıklı görünüme, enerji fiyatlarındaki düşüşün üretim koşullarını daha elverişli hale getirmesinin de etkisi eklenmiş durumda. Dolar’ın güç kazanmasıyla birlikte destek gören bu tutumla birlikte, önümüzdeki süreçte üretim ve üretimi etkileyen mevsimsel koşulların yanı sıra, yükselen arz ile zayıf talep ilişkisinin etkileri takip edilmelidir. 
Teknik olarak incelediğimizde, 150 haftalık üssel (exponential) hareketli ortalamanın desteklemekte olduğu düşüş kanalının güncelliğini koruduğunu görüyoruz. Kanalın üst sınırını oluşturduğunu geçtiğimiz ay da belirttiğimiz 17,30 – 18,25 bandı da etkisini sürdürmektedir. Bu bölgenin altında kalındığı müddetçe, düşüş baskısının ön planda olması beklenebilir. Olası satışlarda, 17,50 seviyesi hedeflenebilir. Bu seviyenin kırılması ise, satış yönlü baskıların kanal alt bölgesine yönelik fiyat hareketlerinin destek bulmasına katkı sağlayabilir. 
Şeker fiyatında yukarı yönlü beklenti oluşturabilmek için, temel faktörlerin desteği ve 15,50 seviyesinin sınırlayıcı etkisi takip edilmelidir. 15,50 seviyesinin etkisini sürdürme çabası, tepki alımlarının 17,30 – 18,25 bandına yönelik hareketlerine destek verebilir. Bu süreçte, kanalın üst bölgesini oluşturan bu alan aşılana dek, olası yükselişlerin kısa vadeli olabileceği ve yeni satış fırsatları sunabileceği unutulmamalıdır. 
“ŞEKER ANALİZ” 
“ŞEKER HAFTALIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 15,50 – 14,45 – 13,25 Direnç: 17,30 – 18,25 – 19,10
23 
KASIM - 2014 
“Buğday grafiğini incelediğimizde 2007 yılından beri RSI ( Göreceli Güç Endeksi) indikatörünün 24,70 destek noktasından her fırsatta dönüş gerçekleştirdiğini görüyoruz. Bu yılın başında da 24,83 seviyesine kadar gerileyen ancak 24,70 destek noktasını kıramayarak dönüş gerçekleştiren RSI şu sıralar 27,59 seviyesinde seyrini sürdürmektedir. 
RSI 24,70 destek noktası üzerinde kaldığı müddetçe Buğday fiyatlarında yeniden dönüş isteği gündemimizde kalmaya devam edecektir.” 
Ekim ayı için hazırlamış olduğumuz Buğday raporunda RSI indikatörünün önemini ve olası tepki alımlarında 511 – 565 ve 626 gibi seviyelerin hedeflenebilme ihtimallerinden bahsetmiştik. Buğday fiyatı ekim ayı içerisinde gerçekleştirmiş olduğu yukarı yönlü çıkışlarla 545 seviyesine kadar yükseldi ve Ekim ayını 531 seviyesinde kapatmış oldu. RSI indikatörünü incelediğimizde de yukarı yönü çıkışlarını 44,80 seviyesine kadar sürdürmüştür. 
Buraya kadarki bölüm yukarı yönlü çıkışların RSI indikatörü ile desteklendiğini ve hedeflerimize doğru yolculuğun sürdüğünün özet açıklamalarıydı. Bundan sonraki süreçte yeni ay beklentilerini sizlerle paylaşacak olursak özellikle gerek kanal içi hareketler gerekse RSI indikatörünün desteği ile tepki alımlarının kaldığı yerden devam etmesi beklenilmektedir. Burada RSI göstergesinde 46 seviyesi dikkatle takip edilmelidir. Tepki alımları devam etmek istiyorsa 46 seviyesi üzerindeki hareketlere ihtiyacımız vardır. Şu sıralar 44,80 seviyesinde hareketlerine devam eden RSI göstergesi 46 seviyesi üzerinde hareketler gerçekleştirirse Buğday fiyatının 565 seviyesi üzerinde hareketler gerçekleştirme ihtimali güçlenebilir. Bu da 600-626 gibi seviyelerinin hedeflenmesine katkı sağlayabilir. Aksi takdirde 511-565 seviyeleri arasında bant hareketi gerçekleştirebilir. 
“BUĞDAY ANALİZİ” 
“BUĞDAY HAFTALIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 511,00 – 486,00 – 465,00 Direnç: 565,00 – 600,00 - 626,00
24 
KASIM - 2014 
Ekim ayı içerisinde mısır fiyat hareketlerini izlediğimizde, tepki alımlarına destek verebilecek faktörlerin ön planda olduğunu gördük. ABD’de mısır ihracatının Ekim ayında artışı ve talebin arttığına yönelik spekülasyonların yanı sıra, yağmurun ABD hasat dönemini geciktirmesi ay ortasında bu görünüme katkı sağlayan maddeler arasında yerini aldı. Diğer yandan bazı Afrika ülkelerinde 2015 üretim tahminlerinin aşağı çekilmesiyle birlikte, bu tutumun küresel ekonomiler tarafından da destek bulduğu görüldü. Önümüzdeki süreçte, mevsimsel koşullar ve özellikle ABD ihracat rakamları fiyat üzerinde etki oluşturabilecek ana etkenler konumundadır. 
Teknik olarak incelediğimizde, 320 seviyesinin aşılamamasıyla birlikte, tepki alımlarının ön plana çıktığını görüyoruz. Bu tepki alımlarının, Kasım ayı içerisinde güncelliğini sürdürebilmesi açısından 380 seviyesinin aşılması gerekmektedir. Bu şart sağlandığı taktirde, güncelliğini yitiren yükseliş trendinin sınırını oluşturan ve 250 haftalık üssel (exponential) hareketli ortalamanın da dahil olduğu 415 – 437 bölgesi hedeflenebilir. Bu adımlar sonrasında daha kalıcı beklentileri için ise, bu alanın aşılması gerekmektedir. 
Mısır fiyatındaki kısa vadeli yükselişe rağmen, yükseliş trendi ve 250 haftalık üssel hareketli ortalama altındaki fiyatlamalar sürmektedir. 380 seviyesinin aşılamaması, trendin tekrar aktif hale gelmesi çabasını tetikleyebilir. Temel faktörlerin de desteği alınması gereken bu durumda, 320 seviyesi tekrar hedeflenebilir. Bu sürecin devamlılığı sağlanabilmesi için 320 seviyesi kırılmalıdır. 
“MISIR ANALİZİ” 
“MISIR AYLIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 350 – 320 - 290 Direnç: 380 – 415 – 437
25 
KASIM - 2014 
Üretimin ve stok miktarlarının artacağına ait beklentiler ile soya fasulyesi fiyatlarında 2014 yılının ikinci çeyreğinin ortalarından itibaren önemli bir düşüş yaşanmıştı. ABD Tarım Bakanlığı’nın (USDA) raporlarında, ilgili emtianın bu yıl %19 civarında artış kaydederek rekor kıracağı yönündeki tahminler soya fasulyesinin kayıplarındaki önemli göstergelerden biri olarak değerlendirilebilir. Dünyanın en büyük soya fasulyesi yetiştirici olan ABD’de USDA’ya göre, 26 Ekim itibari ile emtianın toplam hasadının %70’lik kısmı tamamlandı. Ancak Ekim ayın içerisinde söz konusu tarım ürününün fiyatında toparlanmaların dikkat çektiğini ifade edebiliriz. ABD’den sonra dünyanın en çok soya fasulyesi üreten ve ilgili ürünü dünyaya en çok ihraç eden ülke olan Brezilya’daki kurak hava koşullarının üretimi olumsuz etkileyeceği beklentisi, geride kalan ay içerisinde fiyatın önemli bir yükseliş kaydetmesine destek oldu. 
Yaklaşık 8 yıl sürdürdüğü yükseliş hareketini 2014’ün Temmuz ayında, kanalın alt noktasını kırarak sonlandırdığını teyit eden soya fasulyesi, son aylardaki düşüşlerin aksine Ekim döneminde, fiyatının yukarı yönlü destek bulduğunu ifade edebiliriz. Uzun vadede fiyatın 1150 seviyesinin altında kaldığı sürece aşağı yönlü hareketlerin sürebileceğini ifade edebiliriz. Ancak özellikle Brezilya’ya ilişkin haberlerin gündeme gelmesi ile 904 desteğinden başlayan yükselişlerin, 1150 bariyerinin yeniden test edilmesine neden olabileceğini ifade edebiliriz. Bu seviyenin görülmesi halinde emtianın fiyatında yön için bir karar aşaması izlenecek. Orta vadede söz ettiğimiz yukarı yönlü olası hareketlerin devam edebilmesi için emtianın 1035,70 seviyesinin üzerinde kalabilmesi önem taşımaktadır. 
“SOYA FASULYESİ ANALİZİ” 
“SOYA FASULYESİ AYLIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 1035 – 988 – 904 
Direnç: 1090 – 1150 – 1220
26 
KASIM - 2014 
Artan stok rakamları ve Çin’in pamuğa olan talebinin azalacağına ilişkin raporların açıklanması ile birlikte Mayıs ayından beri satış baskısına maruz kalan Pamuk fiyatı Ekim ayında gerçekleştirmiş olduğu tepki alımları ile dikkat çekmektedir. Son aylarda 59,90 desteğinden gerçekleşen tepki alımları ile kısmi olarak yükseliş kaydetmek isteyen Pamuk, bu çıkışlarını 68,50 ile sınırlandırmaktadır. Bu bağlamda da Pamuk fiyatında tepki alımı tamam mı devam mı sorusu için son aylardaki bant hareketi (59,90 – 68,50) dikkatle takip edilmelidir. 
Pamuk fiyatı eğer 68,50 seviyesi üzerinde kalabilirse tepki alımları devam etmek isteyebilir ve bu tutum Pamuk fiyatının 73,00 ve 79,50 gibi seviyelerin hedeflenmesine katkı sağlayabilir. 
Pamuk fiyatı eğer 59,90 seviyesi altında hareketler gerçekleştirebilirse bu husus tepki alımlarının sonlandığı anlamına gelebilir. Böyle bir durumda da 57,00 ve 52,20 destekleri hedeflenebilir. 
Özetlersek; Pamuk fiyatının 59,90 – 68,50 arasında yatay trend görünümünde bant hareketi gerçekleştirdiğini, gerçek trend hareketlerini görebilmemiz içinse belirlediğimiz bandın dışına çıkmasını beklememiz gerektiğini söyleyebiliriz. 
“PAMUK ANALİZİ” 
“PAMUK AYLIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 59,90 – 57,00 – 52,20 
Direnç: 68,50 – 73,00 – 79,50
27 
KASIM - 2014 
Geçtiğimiz hafta sizlerle paylaşmış olduğumuz haftalık bültende “1812 seviyesinden başlatılan yukarı yönlü çıkışın 1956 seviyesine kadar yükselmesi sonrasında endeks işlemi gerçekleştiren Traderlar, S&P500 endeksinde trend düşüş mü yükseliş mi sorusu sormaya başladılar” ifadesini kullanmış ve olası senaryolar üzerinde durmuştuk. 
S&P500 endeksinin bu süreçten sonraki hareketlerini incelediğimizde yukarı yönlü hareketlerine devam ederek kırılan yükseliş kanalının alt noktasının (1956) üzerinde hareketler gerçekleştirdiğini ve bu tutumun endeksteki görünümü değiştirdiğini söyleyebiliriz. S&P500 endeksinde yaşanılan bu yükseliş, sonlanan yükseliş kanalının yeniden aktifleşmesine katkı sağladı. Gerçekleştirmiş olduğu yukarı yönlü çıkışları incelediğimizde de bu hafta yeni rekor seviyesinin test edildiğini görmekteyiz. (2016,25) 
ABD’li şirketlerin 3. Çeyrek bilanço rakamlarının genel anlamda borsalar üzerindeki pozitif etkisi, S&P500 endeksinin trend değişikliğine maruz kalmasına katkı sağladı. 
Yeni ay başlangıcında şu sıralar 2010 yakın seyrini sürdüren endeks için pozitif bir beklenti söz konusudur. Yükseliş trendinde kanalın alt noktası olan 1956 ve 34 haftalık basit hareketli ortalama olan 1926 destek noktaları üzerinde yukarı yönlü hareketlerin 2067 seviyesine doğru devam etme ihtimalinin güçlü olduğunu ifade edebiliriz. 2067 öncesindeki ilk bariyer ise 2035 olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda da yaşanılacak olası geri çekilmeler 1956 desteği üzerinde kaldığı müddetçe alış fırsatı olarak değerlendirilebilir. 
“S&P500 ANALİZİ 
“ S&P500 HAFTALIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 1978-1956-1926 Direnç: 2016-2035-2067
28 
KASIM - 2014 
“Uzun bir süredir devam eden yükseliş trendinin 9170 seviyesini aşağı yönlü kırması ve bu seviye altında gerçekleştirilen haftalık kapanış ile sonlandığını gözlemlediğimiz Dax30 endeksi, düşüşlerini 150 haftalık üssel hareketli ortalama olan 8370 seviyesine kadar taşıdı ve bu bölgede düşüşlerini sınırlandırarak S&P500 endeksi gibi önemli çıkışlar kaydetti. Son iki haftadır kaydetmiş olduğu bu çıkışlarla 9070 seviyesine kadar yükselen Dax30 endeksinde bundan sonraki süreçte ne yapmalıyız? Bu yükselişler tepki mi yoksa yeni başlayan bir yükseliş rallisi sinyali mi sorularının cevaplarını aramaktayız. Bu aşamada 9170 ve 45 haftalık üssel hareketli ortalama kritik bir önem taşımaktadır.“ 
Geçtiğimiz hafta gerçekleştirmiş olduğumuz haftalık bültenimizde yukarıdaki açıklamalara değinmiş ve bu açıklamalar üzerinden olası senaryolar üzerinde stratejiler oluşturmuştuk. Dax30 endeksinin haftalık performansını incelediğimizde gerek kırılan kanalın alt noktası olan 9170 gerekse 45 haftalık üssel hareketli ortalama olan 9320 bariyeri test edildi. Şu sıralar ise 45 haftalık üssel hareketli ortalama altında seyrini sürdürmektedir. 
Dax30 endeksinde yükseliş trendi yeniden aktif mi? 
Böyle bir senaryo için öncelikli olarak 45 haftalık üssel hareketli ortalama üzerinde haftalık kapanışa ihtiyaç vardır. Bu şartın sağlanması durumunda sonlanan yükseliş trendi yeniden aktifleşebilir. Böylelikle son zamanların rekor seviyesi 10055 yeniden gündemimizde yer alabilir. 
45 haftalık üssel hareketli ortalama olan 9320 seviyesi altında devam edecek hareketlerde ise satıcılar yeniden piyasada yer almak isteyebilir. Bu da son zamanların dip noktası ve aynı zamanda da 150 haftalık üssel hareketli ortalama olan 8385 seviyesine doğru yeni bir hareketin oluşumuna zemin hazırlayabilir. Bu ihtimali daha garantici bir şekilde işlem stratejisine dökmek isteyen Forex katılımcısı ise 8870 desteğini aşağı yönlü kırmasını beklemelidir. 
“DAX30 ANALİZİ” 
“ DAX30 HAFTALIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 9100-8870-8640 Direnç: 9380-9595-9815 
.
29 
KASIM - 2014 
Yahoo firması için Ekim ayının en önemli sürecinin Alibaba’nın halka arzı olduğunu ifade edebiliriz. Çin merkezli dev internet sitesinin büyük ortaklarından Yahoo, bu arzdan oldukça olumlu etkiler edindi. Ek olarak şirketin yılın 3. çeyreğine ilişkin bilançosunda da beklentinin üzerindeki rakamlarla karşılaşılması sonrasında, hisse fiyatının son 14 yılın en yüksek seviyelerine ulaştığını gördük. Olumlu görünümünü sadece Alibaba arzından sağlamayan şirketin, önümüzdeki süreçte özellikle rakipleri ve yönetim kademesindeki olası gelişmeleriyle etkili olması beklenebilir. 
Teknik olarak incelediğimizde, 14 yılın rekor düzeyine gelinen süreçte, kırmızı renkle belirttiğimiz yükseliş trendinin oluştuğunu ve güncelliğini sürdürdüğünü görüyoruz. Yükselişte İchimoku indikaötürünün de desteği sağlanmakla birlikte, trendin güncel sınırını oluşturan 38,00 seviyesi üzerinde kalındığı müddetçe yükseliş baskısının etkili olması beklenebilir. Olası alımlarda, ayın ve son 14 yılın da zirvesi olan 46,50 seviyesinin aşılması, yeni ataklar için taban oluşturma çabası ortaya koyabilir. 
Hisse fiyatında sert yükseliş sonrası, temel faktörlerin yatay veya negatif bir eğilim göstermesi, teknik açıdan tepki satışlarına yönelik beklentiyi yükseltebilir. Bu süreçte, 46,50 seviyesinin aşılamaması kısa vadeli düşüşlere destek oluşturabileceği gibi, 41,65 seviyesi kırılana dek yatay bir seyrin görülme ihtimali unutulmamalıdır. Bu seviyenin kırılması durumunda 38,00 seviyesi hedeflenebileceği gibi, yükseliş tutumunun sorgulanabilmesi için bu seviyenin, dolayısıyla trendin atlındaki fiyat hareketleri izlenmelidir. 
“YAHOO! ANALİZİ” 
“YAHOO! HAFTALIK GRAFİĞİ” 
Grafiğin büyük halini incelemek için tıklayınız. 
Destek: 44,00 – 41,65 – 38,00 Direnç: 46,50 – 49,75 – 53,25
30 
KASIM - 2014 
ABD borsalarında geride kalan ay içerisinde yaşanan sert değişimler ile yön arayışı içerisinde olan Boeing firmasının pay (hisse) senetleri, genel anlamda Wall Street endekslerindeki dalgalanma ve şirketin üçüncü çeyrek bilançosu ile şekil almaya çalıştı. Ekim ayının ilk yarısında küresel ekonomik büyümeye ilişkin kaygıların getirdiği satış dalgası, Boeing senetlerinde de hissedildi. Sonrasında ise yükselişlerin daha etkin bir şekilde ağırlık kazandığını ifade edebiliriz. 
Boeing, yılın üçüncü çeyreğinde karını %18 artırırken, hisse başına 1,86 Dolar, ilgili dönemde ise 1,36 milyar Dolar kar ettiğini duyurdu. Şirket geçen yılın aynı döneminde hisse başına 1,51 Dolar kar sağlamıştı. Dünyanın en büyük uçak üreticisi ilgili rakamlardaki olumlu seyri sivil havacılık bölümünde yaşanan artışlara borçlu diyebiliriz. Bu yıl söz konusu yükselişler ile 715 ile 725 civarında ticari uçak siparişi almış olmayı bekleyen şirket, Eylül ayı sonuna kadar olan siparişlerde geride kalan yılın aynı dönemine 52 adet daha fazla sipariş aldı. Ancak firma adına haberlerin tamamı iyi değil. Boeing’in B787 isimli karbon fiber jetleri, şirkete zarara ettirmeye devam ediyor. Şirketin para kaybetmesine neden olan ilgili model ise, Boeing yatırımcıları için önemli bir endişe kaynağı olarak diğer iyi haberleri gölgede bırakabilir. 
Boeing’in pay senedi grafiğini incelediğimizde, fiyatın üçgen formasyonu içerisindeki hareketlerinin etkin bir şekilde devam ettiğini ifade edebiliriz. Ekim ayı içerisinde görülen düşüşler her ne kadar figürün alt noktası olan 118,30 desteğinin altında sarksa da, ichimoku göstergesinde bulutun alt noktası olan 116,30 seviyesinden gelen yukarı yönlü hareketler ile fiyatın yeniden üçgen figürünün içerisine döndüğünü görüyoruz. Boeing pay senedinde ilgili dönüş sonrasında yükselişlerin devam etmesi haline, formasyonun üst noktası olan 132 direnci test edilebilir. Ancak yükselişlerin daha güçlü devam edebilmesi için kontrol noktası olarak belirlediğimiz, 125,70 bariyerinin geçilmesi önem taşımaktadır. Fiyatın 125,70 altında kalmaya devam etmesi halinde yeniden 118,30 seviyeleri test edilebilir. 
“BOEİNG ANALİZİ” 
“BOEİNG HAFTALIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek: 121 – 118,30 – 116,30 
Direnç: 125,70 – 129 – 132
31 
KASIM - 2014 
Son dönemde yürütülen soruşturmalar ve almış olduğu cezalarla yüklü tazminatlar ödeyen Bank Of America (#BOA) bu cezai yaptırımlara rağmen hisse fiyatındaki yükseliş trendi devam etmektedir. 
Bank Of America hisse fiyatı 15,35 destek noktasından almış olduğu güç ile yükseliş trendine devam etmektedir. Özellikle Ekim ayında gerçekleştirmiş olduğu yükselişlerle yukarı yönlü önemli sinyaller veren #BOA, eğer 17,40 direncini geçebilirse yükselişlerine kaldığı yerden devam edebilir. (#BOA hisse fiyatı şu sıralar 17,08 seviyesinde seyrini sürdürmektedir.) 
Genel görünüme baktığımızda yükseliş baskısının mevcut trendde kanalın alt noktası olan 15,35 üzerinde devam ettiğini ifade edebileceğimiz #BOA hisse fiyatında, bu tutumun devam etmesi 2001 yılından beri etkisini hisse fiyatı üzerinde hissetmemize katkı sağlayan 100 aylık basit hareketli ortalama olan 20,50 seviyesine taşıyabilir. Bu ortalama aynı zamanda da mevcut yükseliş trendinde kanalın üst noktası olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda da yaşanılacak olası geri çekilmeler (15,35 seviyesi üzerinde kaldığı müddetçe) alış fırsatı olarak değerlendirilebilir. 
“BANK OF AMERİCA ANALİZ” 
“#BOA AYLIK GRAFİK” 
Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. 
Destek:16,10-15,35-14,05 Direnç:17,40-18,65-20,50
32 
KASIM - 2014 
RİSK AÇIKLAMASI Kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kar elde edebileceğiniz gibi zarar riskiniz de bulunmaktadır. Bu nedenle işlem yapmaya karar vermeden önce, karşılaşabileceğiniz riskleri anlamanız ve kısıtlarınızı dikkate alarak karar vermeniz gerekmektedir. Bu amaçla, Sermaye Piyasası Kurulu'nun Seri:V, No:125 "Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ"inin 9 uncu maddesinde öngörüldüğü üzere "Kaldıraçlı Alım Satım İşlemlerine İlişkin Risk Bildirim Formu"nda yer alan aşağıdaki hususları anlamanız gerekmektedir. UYARI Kaldıraçlı alım satım işlemi hizmeti sunmak Sermaye Piyasası Kurulu'nun iznine tabidir. Bu nedenle, işlem yapmaya başlamadan önce çalışmayı düşündüğünüz kuruluşun söz konusu işlemlere ilişkin yetkisinin olup olmadığını kontrol ediniz. Kaldıraçlı alım satım işlemi yapmaya yetkili olan kuruluşları www.spk.gov.tr veya www.tspakb.org internet sitelerinden öğrenebilirsiniz. RİSK BİLDİRİMİ İşlem yapacağınız yetkili kuruluş ile imzalanacak "Çerçeve Sözleşmesi"nde belirtilen hususlara ek olarak, aşağıdaki hususları anlamanız çok önemlidir. 1.Yetkili kuruluş nezdinde açtıracağınız hesap ve bu hesap üzerinden gerçekleştirilecek tüm işlemler için Sermaye Piyasası Kurulu tarafından çıkartılan ilgili her türlü mevzuat ve benzeri idari düzenleme hükümleri uygulanacaktır. 2.Kaldıraçlı alım satım işlemleri çok risklidir. Kaldıraç etkisi nedeniyle, düşük teminatla işlem yapmanın piyasada lehe çalışabileceği gibi aleyhe de çalışabileceği ve bu anlamda kaldıraç etkisinin tarafınıza yüksek kazançlar sağlayabileceği gibi yüksek zararlara da yol açabileceği ihtimali daima göz önünde bulundurulmalıdır. Ters fiyat hareketleri sonucunda yetkili kuruluşa yatırdığınız paranın tümünü kaybedebilirsiniz. Yüksek getiri vaatlerine itibar etmeyiniz. 3.Yetkili kuruluşun yapacağınız işlemlere ilişkin tarafınıza aktaracağı bilgiler ve yapacağı tavsiyelerin eksik ve doğrulanmaya muhtaç olabileceği tarafınızca dikkate alınmalıdır. 4.Kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin olarak yetkili kuruluş personelince yapılacak teknik ve temel analizin kişiden kişiye farklılık arz edebileceği bu analizlerde yapılan öngörülerin gerçekleşmeme olasılığının bulunduğu dikkate alınmalıdır. 5.Yabancı para cinsinden yapılan işlemlerde, yukarıda sayılan risklere ek olarak kur riskinin bulunduğu, kur dalgalanmaları nedeniyle Türk Lirası bazında değer kaybı olabileceği, devletlerin yabancı sermaye ve alım satım hareketlerini kısıtlayabileceği, ek ve/veya yeni vergiler getirebileceği, alım satım işlemlerinin zamanında gerçekleşmeyebileceği bilinmelidir. 6.Kaldıraçlı alım satım işlemlerinde size sunulan parite fiyatları ve "spread"ler en iyi fiyat durumunu yansıtmayabilir. Başka kurumların fiyatlarını da kontrol etmeniz yerinde olacaktır. 7.İşlemlere başlamadan önce yetkili kuruluşunuzdan yükümlü olacağınız bütün komisyon ve diğer muamele ücretleri konusunda teyit almalısınız. Eğer ücretler parasal olarak ifade edilmemişse size nasıl yansıyacağı ile ilgili anlaşılır örnekler içeren yazılı bir açıklama talep etmelisiniz. 8.Yetkili kuruluşlar tarafından kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kayba uğramayacağınız, kaybınızın kontrol altında tutulacağına veya kayba uğramanız durumunda ek teminat çağrısı yapılacağı konularında garanti verilemeyeceğini dikkate almanız gerekmektedir. İşbu kaldıraçlı alım satım işlemleri risk bildirim formu, yatırımcıyı genel olarak mevcut riskler hakkında bilgilendirmeyi amaçlamakta olup, kaldıraçlı alım satım alım satımından ve uygulamadan kaynaklanan tüm riskleri kapsamayabilir. Dolayısıyla tasarruflarınızı bu tip işlemlere yönlendirmeden önce dikkatli bir şekilde araştırma yapmalısınız.
33 
KASIM - 2014 Hazırlayanlar 
Ekim Ayı Özeti Sermet Doğan 
Kasım ayında öne çıkan makro-ekonomik gelişmeler Sermet Doğan 
Kasım Ayı Ekonomik Takvim Sermet Doğan ANALİZ ÇALIŞMASI 
Parite Analizleri 
 EURUSD Analizi Erdoğan Turan 
 GBPUSD Analizi Kudret Ayyıldır 
 USDTRY Analizi Erdoğan Turan 
 USDJPY Analizi Umut Tuncer 
 USDCAD Analizi Umut Tuncer 
 AUDUSD Analizi Umut Tuncer 
 EURTRY Analizi Umut Tuncer 
 EURGBP Analizi Sermet Doğan EMTİA ANALİZLERİ 
Kıymetli Maden Analizleri 
 Altın Analizi Erdoğan Turan 
 Gümüş Analizi Kudret Ayyıldır 
 Platinum Analizi Sermet Doğan 
 Bakır Analizi Umut Tuncer 
Enerji Fiyatları Analizleri 
 Ham Petrol Analizi Kudret Ayyıldır 
 Doğalgaz Analizi Umut Tuncer 
Tarım Ürünleri Analizleri 
 Şeker Analizi Umut Tuncer 
 Buğday Analizi Kudret Ayyıldır 
 Mısır Analizi Umut Tuncer 
 Soya Fasulyesi Analizi Sermet Doğan 
 Pamuk Analizi Kudret Ayyıldır ENDEKS ANALİZLERİ 
 S&P500 Analizi Kudret Ayyıldır 
 Dax30 Analizi Kudret Ayyıldır HİSSE SENEDİ ANALİZLERİ 
 Yahoo! Umut Tuncer 
 Boeing Analizi Sermet Doğan 
 Bank Of America Analizi Kudret Ayyıldır
34 
KASIM - 2014

Contenu connexe

Tendances

Nisan 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Nisan 2014 - Aylık Piyasa RaporuNisan 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Nisan 2014 - Aylık Piyasa Raporugcmforex
 
Temmuz 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Temmuz 2014 - Aylık Piyasa RaporuTemmuz 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Temmuz 2014 - Aylık Piyasa Raporugcmforex
 
Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Şubat 2014 - Aylık Piyasa RaporuŞubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporugcmforex
 
Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler Kasım 2015
Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler Kasım 2015Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler Kasım 2015
Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler Kasım 2015Cavit Eraslan
 
Mart ayı piyasa takvimi
Mart ayı piyasa takvimiMart ayı piyasa takvimi
Mart ayı piyasa takvimibeklenti
 
Archiveforactualones bulletin
Archiveforactualones bulletinArchiveforactualones bulletin
Archiveforactualones bulletinBılecık Unı
 
Dunya Ekonomisi Bulteni 2013
Dunya Ekonomisi Bulteni 2013Dunya Ekonomisi Bulteni 2013
Dunya Ekonomisi Bulteni 2013Melih ÖZCANLI
 
Fatih Keresteci sunum.TAMPF.ocak15
Fatih Keresteci sunum.TAMPF.ocak15Fatih Keresteci sunum.TAMPF.ocak15
Fatih Keresteci sunum.TAMPF.ocak15BirlesmisMarkalar
 
Blue class-gunluk-bulten
Blue class-gunluk-bultenBlue class-gunluk-bulten
Blue class-gunluk-bultenMehmet Ayaz
 
Papua (yeni gine)-ulke_raporu_2013
Papua (yeni gine)-ulke_raporu_2013Papua (yeni gine)-ulke_raporu_2013
Papua (yeni gine)-ulke_raporu_2013UlkeRaporlari2013
 
Ödemeler Dengesi ve Finans Piyasaları
Ödemeler Dengesi ve Finans PiyasalarıÖdemeler Dengesi ve Finans Piyasaları
Ödemeler Dengesi ve Finans PiyasalarıProf.Dr.Havva TUNC
 
Avrupa Borç Krizi ve Küresel Piyasalar 2013
Avrupa Borç Krizi ve Küresel Piyasalar 2013Avrupa Borç Krizi ve Küresel Piyasalar 2013
Avrupa Borç Krizi ve Küresel Piyasalar 2013Prof.Dr.Havva TUNC
 
AKP iktidarı sırasındaki ekonomik "başarının" değerlendirilmesi
AKP iktidarı sırasındaki ekonomik "başarının" değerlendirilmesiAKP iktidarı sırasındaki ekonomik "başarının" değerlendirilmesi
AKP iktidarı sırasındaki ekonomik "başarının" değerlendirilmesiOzan Cigizoglu
 

Tendances (16)

Nisan 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Nisan 2014 - Aylık Piyasa RaporuNisan 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Nisan 2014 - Aylık Piyasa Raporu
 
Temmuz 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Temmuz 2014 - Aylık Piyasa RaporuTemmuz 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Temmuz 2014 - Aylık Piyasa Raporu
 
Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Şubat 2014 - Aylık Piyasa RaporuŞubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu
 
Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler Kasım 2015
Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler Kasım 2015Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler Kasım 2015
Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler Kasım 2015
 
XTB Forex - Aylık Araştırma Bülteni Ocak RAPORU
XTB Forex - Aylık Araştırma Bülteni Ocak RAPORUXTB Forex - Aylık Araştırma Bülteni Ocak RAPORU
XTB Forex - Aylık Araştırma Bülteni Ocak RAPORU
 
Litvanya ulke raporu_2013
Litvanya ulke raporu_2013Litvanya ulke raporu_2013
Litvanya ulke raporu_2013
 
Mart ayı piyasa takvimi
Mart ayı piyasa takvimiMart ayı piyasa takvimi
Mart ayı piyasa takvimi
 
Archiveforactualones bulletin
Archiveforactualones bulletinArchiveforactualones bulletin
Archiveforactualones bulletin
 
Dunya Ekonomisi Bulteni 2013
Dunya Ekonomisi Bulteni 2013Dunya Ekonomisi Bulteni 2013
Dunya Ekonomisi Bulteni 2013
 
Fatih Keresteci sunum.TAMPF.ocak15
Fatih Keresteci sunum.TAMPF.ocak15Fatih Keresteci sunum.TAMPF.ocak15
Fatih Keresteci sunum.TAMPF.ocak15
 
Nepal ulke raporu_2013
Nepal ulke raporu_2013Nepal ulke raporu_2013
Nepal ulke raporu_2013
 
Blue class-gunluk-bulten
Blue class-gunluk-bultenBlue class-gunluk-bulten
Blue class-gunluk-bulten
 
Papua (yeni gine)-ulke_raporu_2013
Papua (yeni gine)-ulke_raporu_2013Papua (yeni gine)-ulke_raporu_2013
Papua (yeni gine)-ulke_raporu_2013
 
Ödemeler Dengesi ve Finans Piyasaları
Ödemeler Dengesi ve Finans PiyasalarıÖdemeler Dengesi ve Finans Piyasaları
Ödemeler Dengesi ve Finans Piyasaları
 
Avrupa Borç Krizi ve Küresel Piyasalar 2013
Avrupa Borç Krizi ve Küresel Piyasalar 2013Avrupa Borç Krizi ve Küresel Piyasalar 2013
Avrupa Borç Krizi ve Küresel Piyasalar 2013
 
AKP iktidarı sırasındaki ekonomik "başarının" değerlendirilmesi
AKP iktidarı sırasındaki ekonomik "başarının" değerlendirilmesiAKP iktidarı sırasındaki ekonomik "başarının" değerlendirilmesi
AKP iktidarı sırasındaki ekonomik "başarının" değerlendirilmesi
 

En vedette

The excretory system
The excretory system The excretory system
The excretory system sekuhar
 
Eylül 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Eylül 2014 - Aylık Piyasa RaporuEylül 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Eylül 2014 - Aylık Piyasa Raporugcmforex
 
Ch. 3.1 Cell Cycle Overview
Ch. 3.1 Cell Cycle OverviewCh. 3.1 Cell Cycle Overview
Ch. 3.1 Cell Cycle Overviewsekuhar
 
Ch. 2.3 Cell transport
Ch. 2.3 Cell transportCh. 2.3 Cell transport
Ch. 2.3 Cell transportsekuhar
 
Respiratory system
Respiratory systemRespiratory system
Respiratory systemsekuhar
 
Ch 6.3 evidence of evolution
Ch 6.3 evidence of evolution Ch 6.3 evidence of evolution
Ch 6.3 evidence of evolution sekuhar
 
Ch. 3.1 Cell cycle overview
Ch. 3.1 Cell cycle overviewCh. 3.1 Cell cycle overview
Ch. 3.1 Cell cycle overviewsekuhar
 
Ch. 19.1 notes: Populations
Ch. 19.1 notes: PopulationsCh. 19.1 notes: Populations
Ch. 19.1 notes: Populationssekuhar
 
Ch. 18.2 Cycles of Matter
Ch. 18.2 Cycles of MatterCh. 18.2 Cycles of Matter
Ch. 18.2 Cycles of Mattersekuhar
 
skeletal system
skeletal systemskeletal system
skeletal systemsekuhar
 
Ch. 4.1 Meiosis vs. Mitosis
Ch. 4.1 Meiosis vs. MitosisCh. 4.1 Meiosis vs. Mitosis
Ch. 4.1 Meiosis vs. Mitosissekuhar
 
Period 3 Kingdoms
Period 3 KingdomsPeriod 3 Kingdoms
Period 3 Kingdomssekuhar
 
Ch. 6.3 Evidence of Evolution
Ch. 6.3 Evidence of EvolutionCh. 6.3 Evidence of Evolution
Ch. 6.3 Evidence of Evolutionsekuhar
 
What makes a great log book
What makes a great log book What makes a great log book
What makes a great log book sekuhar
 
Ch 18-1 Abiotic factors
Ch 18-1 Abiotic factorsCh 18-1 Abiotic factors
Ch 18-1 Abiotic factorssekuhar
 
99983151 trialperak2012-mt1
99983151 trialperak2012-mt199983151 trialperak2012-mt1
99983151 trialperak2012-mt1ar-rifke.com
 
визначення рівня сформованості емоційного розвитку дошкільників
визначення рівня сформованості емоційного розвитку дошкільниківвизначення рівня сформованості емоційного розвитку дошкільників
визначення рівня сформованості емоційного розвитку дошкільників80976088473
 

En vedette (18)

The excretory system
The excretory system The excretory system
The excretory system
 
Eylül 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Eylül 2014 - Aylık Piyasa RaporuEylül 2014 - Aylık Piyasa Raporu
Eylül 2014 - Aylık Piyasa Raporu
 
Ch. 3.1 Cell Cycle Overview
Ch. 3.1 Cell Cycle OverviewCh. 3.1 Cell Cycle Overview
Ch. 3.1 Cell Cycle Overview
 
Ch. 2.3 Cell transport
Ch. 2.3 Cell transportCh. 2.3 Cell transport
Ch. 2.3 Cell transport
 
Respiratory system
Respiratory systemRespiratory system
Respiratory system
 
Ch 6.3 evidence of evolution
Ch 6.3 evidence of evolution Ch 6.3 evidence of evolution
Ch 6.3 evidence of evolution
 
Ch. 3.1 Cell cycle overview
Ch. 3.1 Cell cycle overviewCh. 3.1 Cell cycle overview
Ch. 3.1 Cell cycle overview
 
Ch. 19.1 notes: Populations
Ch. 19.1 notes: PopulationsCh. 19.1 notes: Populations
Ch. 19.1 notes: Populations
 
Ch. 18.2 Cycles of Matter
Ch. 18.2 Cycles of MatterCh. 18.2 Cycles of Matter
Ch. 18.2 Cycles of Matter
 
skeletal system
skeletal systemskeletal system
skeletal system
 
Ch. 4.1 Meiosis vs. Mitosis
Ch. 4.1 Meiosis vs. MitosisCh. 4.1 Meiosis vs. Mitosis
Ch. 4.1 Meiosis vs. Mitosis
 
Period 3 Kingdoms
Period 3 KingdomsPeriod 3 Kingdoms
Period 3 Kingdoms
 
Ch. 6.3 Evidence of Evolution
Ch. 6.3 Evidence of EvolutionCh. 6.3 Evidence of Evolution
Ch. 6.3 Evidence of Evolution
 
What makes a great log book
What makes a great log book What makes a great log book
What makes a great log book
 
Ch 18-1 Abiotic factors
Ch 18-1 Abiotic factorsCh 18-1 Abiotic factors
Ch 18-1 Abiotic factors
 
99983151 trialperak2012-mt1
99983151 trialperak2012-mt199983151 trialperak2012-mt1
99983151 trialperak2012-mt1
 
визначення рівня сформованості емоційного розвитку дошкільників
визначення рівня сформованості емоційного розвитку дошкільниківвизначення рівня сформованості емоційного розвитку дошкільників
визначення рівня сформованості емоційного розвитку дошкільників
 
CCE_000002
CCE_000002CCE_000002
CCE_000002
 

Similaire à Kasım 2014 - Aylık Piyasa Raporu

Gelişen Ülkeler Raporu
Gelişen Ülkeler RaporuGelişen Ülkeler Raporu
Gelişen Ülkeler Raporuduygu omay
 
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2019 Enflasyon Raporu
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2019 Enflasyon RaporuTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2019 Enflasyon Raporu
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2019 Enflasyon RaporuYAHYA KELEŞ
 
TBB Bankacılık Sektörü Nisan-Haziran 2011 Dönemindeki Gelişmeler - 27 Temmuz...
TBB  Bankacılık Sektörü Nisan-Haziran 2011 Dönemindeki Gelişmeler - 27 Temmuz...TBB  Bankacılık Sektörü Nisan-Haziran 2011 Dönemindeki Gelişmeler - 27 Temmuz...
TBB Bankacılık Sektörü Nisan-Haziran 2011 Dönemindeki Gelişmeler - 27 Temmuz...Suleyman Koc
 
2009 Strateji Raporu
2009 Strateji Raporu2009 Strateji Raporu
2009 Strateji RaporuFikri Turkel
 
Egeli co haftanınortası_06042016
Egeli co haftanınortası_06042016Egeli co haftanınortası_06042016
Egeli co haftanınortası_06042016Tan Egeli
 
Avrupa Krizinin Türkiye’ye Etkisi Boyutuna Bağlı Basın B
Avrupa Krizinin Türkiye’ye Etkisi Boyutuna Bağlı Basın BAvrupa Krizinin Türkiye’ye Etkisi Boyutuna Bağlı Basın B
Avrupa Krizinin Türkiye’ye Etkisi Boyutuna Bağlı Basın BŞirket Haberleri
 

Similaire à Kasım 2014 - Aylık Piyasa Raporu (7)

Gelişen Ülkeler Raporu
Gelişen Ülkeler RaporuGelişen Ülkeler Raporu
Gelişen Ülkeler Raporu
 
Aralık Ayı Aylık Araştırma Bülteni Aralık RAPORU
Aralık Ayı Aylık Araştırma Bülteni Aralık RAPORUAralık Ayı Aylık Araştırma Bülteni Aralık RAPORU
Aralık Ayı Aylık Araştırma Bülteni Aralık RAPORU
 
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2019 Enflasyon Raporu
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2019 Enflasyon RaporuTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2019 Enflasyon Raporu
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2019 Enflasyon Raporu
 
TBB Bankacılık Sektörü Nisan-Haziran 2011 Dönemindeki Gelişmeler - 27 Temmuz...
TBB  Bankacılık Sektörü Nisan-Haziran 2011 Dönemindeki Gelişmeler - 27 Temmuz...TBB  Bankacılık Sektörü Nisan-Haziran 2011 Dönemindeki Gelişmeler - 27 Temmuz...
TBB Bankacılık Sektörü Nisan-Haziran 2011 Dönemindeki Gelişmeler - 27 Temmuz...
 
2009 Strateji Raporu
2009 Strateji Raporu2009 Strateji Raporu
2009 Strateji Raporu
 
Egeli co haftanınortası_06042016
Egeli co haftanınortası_06042016Egeli co haftanınortası_06042016
Egeli co haftanınortası_06042016
 
Avrupa Krizinin Türkiye’ye Etkisi Boyutuna Bağlı Basın B
Avrupa Krizinin Türkiye’ye Etkisi Boyutuna Bağlı Basın BAvrupa Krizinin Türkiye’ye Etkisi Boyutuna Bağlı Basın B
Avrupa Krizinin Türkiye’ye Etkisi Boyutuna Bağlı Basın B
 

Kasım 2014 - Aylık Piyasa Raporu

  • 1. 1 KASIM - 2014 GCM MENKUL KIYMETLER A.Ş. ARAŞTIRMA VE ANALİZ DEPARTMANI KASIM 2014 - AYLIK RAPOR
  • 2. 2 KASIM - 2014 Giriş Sayfa İçindekiler 2 Ekim Ayı Özeti 3-4 Kasım ayında öne çıkan makro-ekonomik gelişmeler 5-6 Ekonomik Takvim 7 ANALİZ ÇALIŞMASI 8-31 Parite Analizleri 8-15  EURUSD Analizi 8  GBPUSD Analizi 9  USDTRY Analizi 10  USDJPY Analizi 11  USDCAD Analizi 15  AUDUSD Analizi 13  EURTRY Analizi 14  EURGBP Analizi 15 EMTİA ANALİZLERİ 16-25 Kıymetli Maden Analizleri 16-19  Altın Analizi 16  Gümüş Analizi 17  Platinum Analizi 18  Bakır Analizi 19 Enerji Fiyatları Analizleri 20-21  Ham Petrol Analizi 20  Doğalgaz Analizi 21 Tarım Ürünleri Analizleri 22-26  Şeker Analizi 22  Buğday Analizi 23  Mısır Analizi 24  Soya Fasulyesi Analizi 25  Pamuk Analizi 26 ENDEKS ANALİZLERİ 27-28  S&P500 Analizi 27  Dax30 Analizi 28 HİSSE SENEDİ ANALİZLERİ 29-31  Yahoo! Analizi 29  Boeing Analizi 30  Bank Of America Analizi 31 Risk Açıklaması 32 Hazırlayanlar 33
  • 3. 3 KASIM - 2014 “Asya - Pasifik” Yeni bir çeyreklik döneme girilirken Asya-Pasifik cephesinde Ekim ayı, büyük ekonomilere ait ilerlemenin ağırlıklı olarak gündemde yer aldığı bir işlem sezonu olarak geride kaldı. Büyümesi hız kesen Çin’in yeni ekonomik teşvik adımları tartışılırken, Japonya’da, ülkenin Merkez Bankası’nın (BOJ) sürpriz adımları izlendi. Asya’nın en büyük ilk iki ekonomisindeki gelişmeleri yakından izleyen Avustralya ve Yeni Zelanda’da aynı zamanda denizaşırı ülkelerdeki temel faktörler varlık fiyatlarında etkili oldu. Diğer taraftan merkez bankaları ve yetkililerinden gelen açıklamalar, para politikalarına ait piyasa beklentilerini şekillendirerek öne çıktı. Önceki çeyrekte %7.5 oranında büyüyen Çin ekonomisi, hükümetin hedefleri doğrultusunda bir rakam yakalamayı başarmıştı. Yılın üçüncü çeyreğinde ise son 5 yılın en düşüğündeki büyümenin %7.3 ile hız kestiği gözlemlenirken, enflasyon oranı Eylül’de, önceki %2.0’lik datadan sonra %1.6’ya geriledi. Ekonomik aktivitelerin zayıflıyor olabileceğine yönelik bu işaretlerin yanında PMI göstergeleri ise Çin için hafif yükselişler kaydederek, diğer rakamların aksine bir tablo ortaya koydu. Sanayi üretimindeki artış ve Çin’in ihracat performansı yine piyasa beklentilerinin üzerinde bir performans gösterdi. Rakamların yanında, hükümetin sermaye kontrollerini hafifletme planları, serbest ticaret alanlarının genişletilmesi ve ekonomik teşviklerin artırılması gibi kritik konular Ekim ayının Çin ayağındaki önemli başlıklar arasında kendine yer buldu. Dünyanın en büyük üçüncü ekonomisini incelediğimizde, geride kalan ay içerisinde Japonya’da politik ve ekonomik gelişmelerin izlendiğini görüyoruz. Ülkedeki büyük imalatçılara uygulanan anket ile oluşturulan Tankan endeksinin, düşüş beklentilerinin aksine yükseliş kaydederek 13 seviyesine çıkması ile başlayan Ekim ayı, Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) iki kez toplantı gerçekleştirdiği bir dönem oldu. 7 Ekim’deki toplantı sonrasında teşvik planını uygulamayı sürdürme kararı aldığını açıklayan BOJ, ayın 31’inde tamamlanan toplantısında beklenmeyen bir şekilde para politikasını genişletme kararı aldı. Yıllık para tabanını 60 trilyondan 70 trilyona çıkarma hedefini büyüten Banka, bu tutarı 80 trilyon Yen olarak uygulama kararı aldığını açıkladı. Ayrıca aynı gün, dünyanın en büyük emeklilik fonu olan, Japonya hükümetinin emeklilik yatırım fonunun daha fazla hisse senedine yatırım yapacağının açıklanması, BOJ kararları ile birlikte piyasalara damgasını vuran başlıklar arasında yer aldı. Yen, Dolar karşısında bu haberler sonrasında kayıplarını genişleterek Dolar karşısında son yılın en düşük seviyesini gördü. BOJ Başkanı geride kalan ay içerisinde yaptığı konuşmalarda, Nisan ayında artırılan satış vergisinin etkilerinin ülke ekonomisi üzerinde azalmaya başladığını ifade ederken, Banka’nın %2’lik enflasyon hedefine ulaşacağına dair inançlı tavrını korudu. Kuroda, gerektiğinde hedeflerine ulaşabilmek için ek genişlemeye gidebileceklerinin de altını çizdi. Finansal uygunsuzluk iddiaları ile karşı karşıya kalan iki Japon bakanın istifaları ülkede yankı yaratan gelişmeler arasında yer aldı. Avustralya ve Yeni Zelanda tarafında Ekim ayında merkez bankalarından bir politika değişikliği görmedik. Ancak, Avustralya Merkez Bankası’nın (RBA) ekonomik dengenin hassas bir dönemde olduğu uyarısı ve Yeni Zelanda Merkez Bankası’nın (RBNZ) beyanatındaki değişiklikler dikkat çekti. RBNZ, daha fazla parasal sıkılaştırmanın gerekli olacağı yönündeki ifadesini, Ekim ayı toplantısı ile birlikte beyanatından çıkardı. Ayrıca yakın bir süre içerisinde faiz artırımı yapılmayacağının da ipuçları verildi. Ülkede çeyreklik enflasyon oranı tahminlerin altında kalarak bu beklentiyi destekledi. Avustralya tarafında ise istihdam verilerinin dikkat çektiğini söyleyebiliriz. Ülkenin istatistik ofisinin hesaplama formülünü değiştirmesi ile istihdam değişimi ve işsizlik oranı verilerinde revizeler yapıldı. Ağustos ayında 121 bin istihdam sağlandığına işaret eden veri, Ekim ayında yayımlanan rapor ile güncellenerek 32.1 bine çekildi. Kasım ayı ile Avustralya’dan gelecek rakamların daha doğru bir bilgi serisi sağlamaya başlayacağını ifade edebiliriz. “Avrupa” Avrupa kıtasına ait gelişmeler, geride kalan ayın önemli bir bölümünde dünya ekonomi gündeminin üst sıralarında yer aldı. Para politikasında bir değişikliğe gitmeyen Avrupa Merkez Bankası (ECB) 25 Euro Bölgesi bankasının stres testinden başarısız olduğunu açıklarken, daha önceden duyurduğu gibi varlığa dayalı menkul kıymet alımını da Ekim ayı içerisinde başladı. Her ne kadar parasal birlik ülkelerinden beklentilerden daha iyi sonuçlanan öncü PMI dataları gündemde yer alsa da, Almanya ekonomisine ait olumsuz sinyaller, sadece kıta için değil tüm dünyada endişe kaynağı oldu. Alman hükümeti büyüme tahminlerini düşürürken, ihracattaki sert gerileme ve ZEW endeksinin negatif tarafa geçmesi, Euro Bölgesi’nin en güçlü ekonomisi adına uyarı veren kötü veriler olarak kayıtlara geçti. Euro Bölgesi enflasyon oranı ise Ekim ayında öncü rakamlara göre beş yılın en düşüğünden yükselerek %0.4 seviyesinde gerçekleşti. “Piyasalar Ekim Ayında Neleri Konuştu?”
  • 4. 4 KASIM - 2014 Avrupa’nın bir diğer önemli ekonomisi İngiltere de Ekim ayı, genel olarak beklentileri yakalayamayan PMI dataları ile başladı. İngiltere Merkez Bankası’nın (BOE) para politikasında bir değişiklik yapmadığı toplantısının ardından ayın ortalarında yayımlanan tutanaklarda, faiz artırımı konusundaki oylamanın değişmediği görüldü. BOE’nin iki Para Politikası Komitesi üyesi, politika faiz oranının 25 baz puan artırılması gerektiği yönündeki görüşlerini tekrarlarken, ilgili oran 7’ye karşı iki oy ile sabit bırakıldı. Geride kalan ay içeresinde düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Ekonomik Zirvesinde, AB’ye sağlaması istenen katkı miktarını yüksek bulan İngiltere’de ekonomik veriler tarafında enflasyonun yine dikkat çektiğini ifade edebiliriz. Yıllık enflasyon oranı, %1.2 ile 5 yılın en düşüğüne geriledi. Üçüncü çeyrek büyümesi %0.7 ile beklentiler paralelinde gerçekleşirken, yılın ikinci çeyreğine ait büyüme verisi %0.8’den %0.9’a revize edildi. Yurtiçi gelişmeleri incelediğimizde, geride kalan ay açıklanan rakamlardan enflasyon oranı, dış ticaret açığı ve cari açıkların gerilediğini gördük. Buna karşılık olarak işsizlik oranı çift haneli rakamlara yaklaşırken, sanayi üretimindeki artış ise beklentilerin altında kaldı. Kobani eylemleri ve peşmergenin Türkiye’den geçişi öne çıkan politik gelişmeler olarak kayda geçerken, TCMB’nin zorunlu karşılıklara faiz ödemesi yapma kararı ve para politikasında değişikliğe gitmemesi dikkat çekti. Aynı zamanda yılın dördüncü enflasyon raporunu yayımlayan Merkez Bankası, cari ve gelecek yıla ait enflasyon hedeflerini yükseltti. “ABD” Yılın son çeyreğinde ABD için oldukça önemli başlıklar öne çıktı. Ülkenin, Ortadoğu’da koalisyon güçleri ile birlikte IŞİD isimli örgüte karşı yürüttüğü saldırılar devam ederken, ekonomi gündemi ve para politikası adına önemli gelişmeler yaşandı. ABD Merkez Bankası’nın (FED) açıklamaları ve makro veriler, geride kalan ay içerisinde varlık fiyatlarında sert hareketlerin görülmesine neden olan unsurlar olarak kayıtlara geçti. Öncelikle, Ekim ayının ilk işlem günlerinde Dolar’da yukarı yönlü hareketlerin hızlanmasına yol açan istihdam verileri yatırımcıların gündeminde yer aldı. Tarım dışı istihdam değişimi, Ağustos ayında ait olumlu revize ile Eylül’de beklentilerin üzerinde bir performans gösterirken, işsizlik oranı %5.9’a gerileyerek ABD ekonomisine ilişkin olumsu sinyaller verdi. Sonrasında ise, Eylül ayında yapılan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının 8 Ekim’de yayımlanan tutanakları piyasalara damgasının vurdu. Yatırımcılar FED’in sözlü yönlendirmesinde değişiklik yapıp yapmayacağına odaklanarak, faiz artırımına ait ipuçları bulmaya çalışırken, tutanaklarda FOMC üyelerinin daha çok global ekonomik büyümenin hız kestiği endişelerinin ve Dolar’daki yükselişlerin olumsuz etkilerinin üzerinde durduklarının görülmesi, piyasaları şaşırtmıştı. Bunun üzerine, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) küresel büyüme tahminlerini düşürmesi, Ekim ayı içerisinde söz konusu kaygıların daha güçlü bir şekilde gündeme taşınmasına yol açtı. İliği bu faktörlerin yanında, St. Louis FED Başkanı Bullard’ın, parasal genişlemenin tamamen bitirilmesini erteleme konusunda açıklamalar yapması, Dolar üzerinde aşağı yönlü baskı yapan bir unsur olarak dikkat çekti. Ayın başlarında istihdam verilerinin de desteği ile tırmanan Dolar, FOMC, IMF ve Bullard’ın açıklamaları ile kayıplar yaşayarak, birçok varlığın fiyatında önemli değişimler izlenmesine neden oldu. Ancak bu görünüm ayın ortalarında yine değişti. Bu kez, enflasyon rakamlarının beklentilerin hafif üzerinde gerçekleşmesi ve bu dataların yayınlanmasından sonraki hafta, 29 Ekim’de tamamlanan FOMC toplantısının sonuçları, ABD’nin para biriminde sert yükselişlere zemin oluşturdu. Aralık ayındakinden önce son toplantısını yapan FOMC’nin karar metninde, piyasaların beklediğinden daha şahin bir tutum izlendiği görüldü. FED, aylık tahvil alımlarını tahminler doğrultusunda bitirirken, ülkedeki istihdam piyasasına ait iyimser ifadeler kullandı. Banka’nın faiz artırımını öne çekebileceği düşüncelerini canlandıran bu değerlendirmeler, Dolar endeksinde yükselişlerin yeninden güç toplamasını sağlarken, kararların yayımlanmasının ertesi gününde açıklanan üçüncü çeyrek büyüme oranı verisi %3,5 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Ekim ayının keskin dönüşler içeren bu gündem başlıkları, küresel piyasalarda ciddi etkiler yaptı. Kasım ayı içerisinde de, varlık fiyatlarındaki rota için belirleyici olabilecek kritik gelişmeler yine dünyanın en büyük ekonomisine sahip ABD tarafından yakından izlenecek.
  • 5. 5 KASIM - 2014 “Ekim Ayının Kritik Grafikleri” *Çin – GDP, ABD – İşsizlik Oranı, ABD – GDP, Euro Bölgesi – Enflasyon Oranı “Kasım Ayında Öne Çıkan Gelişmeler” “Asya - Pasifik” Kasım ayı içerisinde piyasaların uzak doğu cephesinde, yine büyük ekonomilere ilişkin gelişmelerin öne çıkacağını ifade etmek yanlış olmayacaktır. Çin ve Japonya’da, yılın sonuna yaklaşılırken ülke ekonomilerinin performansı gündemde daha fazla yer almaya devam ediyor. Bunun yanında Okyanusya’nın önemli ekonomileri Avustralya ve Yeni Zelanda da, yatırımcıların merceği altında yer almaya devam edecek önemli ülkeler arasında sayılabilir. Global ekonominin iki önemli itici gücünden biri olan Çin ekonomisine ait gündem, Kasım ayında yine küresel piyasaların risk algısını yönlendirebilecek faktörlerden biri olarak dikkat çekiyor. Yılın üçüncü çeyreğinde büyüme hızlı yavaşlayan Çin ekonomisi için ilerleyen dönemde makro göstergeler ağırlıklı olarak mercek altında olacak. PMI dataları, ticaret dengesi, sanayi üretimi ve enflasyon oranı, ülkedeki ilerlemenin gözlemlenebilmesi için Kasım ayında özellikle izlenecek. Bunun yanında, hükümetin ekonomik teşviklerini artırıp artırmayacağına ilişkin açıklamalar da, başta Çin ile sıkı ticari ilişkiler içerisinde olan ülkelerinkiler olmak üzere birçok varlığın fiyatında etkili olabilir. Kıtanın ikinci büyük ekonomisi olan Japonya’da ise büyüme ve enflasyon rakamları yakından takip edilecek. 19 Kasım’daki Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) toplantısı sonrasında ise para politikasında bir değişiklik yapılıp yapılmayacağı izlenecekken, BOJ’un ekonomi için ek teşvikler uygulayabileceği yönündeki seslerin daha yüksek çıkmaya başladığını ifade edebiliriz. Ancak Banka’dan henüz yeni bir adım beklenmiyor. BOJ Başkanı Kuroda, Nisan ayında artırılan satış vergisi sonrasında, ülke ekonomisinin yavaş yavaş eski seyrine döneceği inancını koruyor. Avustralya tarafında göz attığımızda, ülkenin Merkez Bankası’nın (RBA) para politikası açıklamalarının Kasım ayında da önem taşıyacağını söyleyebiliriz. İstidam ve madencilik dışı sektörlerdeki gelişmelerin yanında, Çin ekonomisi için yayımlanacak veri ve hükümet açıklamaları, Avustralya Doları üzerinde belirleyici bir rol üstlenebilir. Ayrıca RBA’nın Ekonomik ve Finansal Görünüm raporu, Banka’nın ilerleyen dönemler için Avustralya ekonomisine bakış açısını ortaya koyarak, para politikasındaki değişimlerin fiyatlanmasını sağlayabilir. Yeni Zelanda için değerlendirme yaparsak eğer, yine ülke Merkez Bankası’nın (RBNZ) öne çıktığını söyleyebiliriz. Finansal İstikrar Raporu, RBNZ adına yakından izlenecek önemli başlıklar arasında öne çıkıyor. Hem Avustralya, hem de Yeni Zelanda için, ilgili ülkelerdeki istihdam ve ekonomik aktivite göstergelerinin yakından izlenmesi, Kasım ayı için önem taşıyor diyebiliriz.
  • 6. 6 KASIM - 2014 “Avrupa” Ekim ayında, global ekonomik büyüme endişelerinin merkezinde yer alan Avrupa kıtası için, yeni işlem ayı da oldukça yoğun bir dönem olacak. Euro Bölgesi geneli için kritik önem taşıyacak olan PMI verilerinin yanında, büyüme ve enflasyon oranı performansları yakından izlenecek. Hatta aynı makro-ekonomik göstergeleri, kıtanın en büyük ekonomisi olan Almanya için de yakından analiz etmek faydalı olacaktır. Euro Bölgesi’nin lokomotifi olan Almanya, geride kalan ay içerisinde verdiği olumsuz sinyaller ile yatırımcıları tedirgin ederken, bu paralelde söz konusu ülkeden önümüzdeki dönemde gelecek rakamlar bir kat daha önem kazanıyor diyebiliriz. Diğer taraftan Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) para politikasında yeni bir adım atıp atmayacağı, ayın ilk haftasında piyasalara yön verebilecek önemli bir soru olarak dikkat çekiyor. Avrupa Birliği’nin (AB) ekonomik projeksiyonları Kasım ayında izlenecek bir diğer faktör olarak öne çıkıyor. AB ile arasındaki anlaşmazlıkların derinleştiği görülen İngiltere cephesinde ise Kasım dönemi yatırımcılar için oldukça yoğun geçecek. İngiltere Merkez Bankası’nın (BOE) para politikası kararları, enflasyon raporu, Banka’nın Başkanı Mark Carney’nin açıklamaları ve enflasyon raporunun Hazine Komitesi’ne sunumu, ada ülkesi adına öne çıkan önemli başlıklara arasında sayılabilir. Ayrıca enflasyon, büyüme ve PMI dataları, BOE’nin faiz artırım zamanlamasına ilişkin ipuçları verebilecek göstergeler olarak, Sterlin ve İngiliz varlıkları üzerinde yönü tayin edebilir. Yurtiçi gelişmelere döndüğümüzde, enflasyon, cari denge ve işsizlik gibi rakamların, Kasım ayında da piyasaların izleyeceği veriler arasında yer alacağını ifade edebiliriz. Faiz indirimlerine ara veren TCMB’nin ayın 20’sindeki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından çıkacak sonuçlar da, yine Banka’nın finansal istikrar raporu ile birlikte gündemde yer alacak. Ortadoğu’ya ait gelişmelerin yanında kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin 21 Kasım’daki Türkiye raporu, yurtiçi varlık fiyatlarında etkili olabilecek diğer başlıklar olarak sıralanabilir. “ABD” Ekim ayı içerisinde ABD Merkez Bankası’na (FED) ilişkin beklentiler, küresel piyasalara yön veren temel faktörler arasında yer almıştı. Her ne kadar Kasım ayında Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) toplantısı olmasa da, yapılacak her açıklama ve yayımlanan ekonomik göstergeler, Aralık ayı toplantısına ait beklentileri şekillendirebilir. Bu paralelde tüm dünyanın yakından izlediği FED’in para politikası tarafında atacağı adımlar, yine ekonomi gündeminin en önemli başlıkları arasında yer alacak. Ayın ilk haftası her zamanki gibi ABD için oldukça yoğun geçecek. 7 Kasım’da yayımlanacak istihdam raporu, işsizlik oranı ve tarım dışı istihdam değişimi rakamlarının görülebilecek olması açısından büyük önem taşıyor. Eylül ayında tahminlerden çok daha iyi bir performans gösteren istihdam datalarının ardından, FED’in faiz artırımı konusundaki tavrına ait fiyatlamalar, Ekim rakamları ile yön arayışında olacak. Ayrıca ilk hafta 4 Kasım’da yapılacak seçimler, Kongre’de dengeleri değiştirebilme potansiyeli taşıyor. Temsilciler Meclisi’nin tamamı ve Senato’nun 33 üyesi belirlenecek. Demokrat Başkan Obama’nın, işlerini zorlaştıracak biçimde, çoğunluğu Temsilciler Meclisi’nde elinde bulunduran Cumhuriyetçilerin, Senato’da da öne geçme ihtimali bulunuyor. Cumhuriyetçilerin 100 kişilik Senato’da 6 sandalye daha kazanmaları halinde, Obama, Temsilciler Meclisi’nin ardından muhalif bir Senato ile çalışmak zorunda kalabilir. Bu da Başkan için hiç kuşkusuz iyi bir haber değil. Ayın sonlarına doğru ABD cephesinde piyasalar gözünü, 29 Ekim’de tamamlanan FOMC toplantısının 19 Kasım’da yayımlanacak tutanaklarına çevirecek. İlgili toplantıda FED’in piyasa beklentilerinden daha şahin bir tutum sergilemesi dikkat çekmişti. Tutanakların satır aralarında faiz artırımının zamanlamasına ilişkin ipuçları, ABD ve dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmeler ile birlikte, sözlü yönlendirme ve istihdam piyasasındaki değişimlere ait yorumlar öne çıkacak. Tutanakların ardından ilerleyen günlerde yayımlanacak enflasyon ve büyüme verileri de, yine FED’in toplantı kayıtlarında olduğu gibi, Banka’nın ne zaman ve nasıl bir yol haritası ile faiz artıracağına ait beklentileri şekillendirebileceği için yakından izlenecek. Tahminlerin üzerindeki büyüme ve enflasyon rakamları faiz artırımı beklentilerini güçlendirerek Dolar’da yükselişlere zemin oluşturabilecekken, tersi durumda ise, FED’in artırım için aceleci davranmayacağı düşüncesi ABD para biriminde aşağı yönlü baskı yapabilir. Bunların dışında, aslında tüm dünya için önemli sayılabilecek son aylardaki düşüşleri ile dikkat çeken petrol fiyatlarını da değerlendirmemiz faydalı olacaktır. Artmaya devam eden arz ve global ekonomik büyümenin hız keseceği yönündeki beklentilerin düşük kalacak talep tahminlerini desteklemesi, petrol fiyatlarında son aylarda önemli kayıpların görülmesine neden oldu. 27 Kasım’da yapılması planlanan Petrol İhraç Eden Ülkeler
  • 7. 7 KASIM - 2014 Örgütü’nün (OPEC) toplantısında, fiyatların yeniden yükseltilmesi için üretimin azaltılması yönünde bir karar alınabileceği söylentileri var. Her ne kadar OPEC Genel Sekreteri, 2015 yılında üretim seviyesinin 2014’dekinden çok farklı olmayacağını ifade etse de, piyasalar ilgili toplantıdan çıkacak sonuçları yakından takip edecekler. Detaylı Ekonomik Takvim verilerini görüntülemek için tıklayınız. “Kasım ayı Ekonomik Takvim”
  • 8. 8 KASIM - 2014 Euro ekim ayında da dolara karşı değer kaybetmeye devam etti. Parite ay içinde en yüksek 1,2885 en düşük 1,2485 seviyelerini gördü, ekim ayı 1,2520 seviyesinden tamamlandı. Fed ve dolar cephesinden değerlendirmeyi USDTRY analizinde yapmıştık, EURUSD için tekrara düşmeden, euro cephesinden değerlendirmeye geçelim. Ekim ayının ana konusu ECB’nin parasal genişlemeye gitme adımları ve bankacılık sektörü stres testleriydi. Hedefli refinansman operasyonunun (TLTRO) ilk turunda katılımın hayal kırıklığı yaratmasına sebep olarak gösterilen stres testi sonuçları pek parlak değil. Bunun öncesinde testin kurgulanma yöntemi de sorgulanabilir. Stres testi yüksek enflasyon ortamında 11 bankanın zorda olduğunu gösterdi. Fakat şu an Euro Bölgesi için enflasyon değil deflasyon tehlikesi var. Ve bu tehlikenin aşılacağına dair sağlam bir dayanak da görülmüyor. Son dönemde gelen, hayal kırıklığı yaratan bölge makro verileri Draghi’ye parasal genişleme için dayanak oldu. Alman ekonomisinin de küçülüyor olması ECB üzerindeki Bundesbank baskısını (tam olmasa da) azaltmış görülüyor. ECB önce covered bonds alımıyla başladı, devamında şimdilik erken olduğunu düşünsek de şirket tahvilleri alımı bekleniyor. Copy-paste Fed veya Boj benzeri bir genişlemeyi ECB’den beklemek mümkün değil ama ECB artık rahat hareket etmek için bahar aylarına göre daha uygun koşulları buluyor. ECB’nin amacı bölge içinde kredi mekanizmasını canlandırıp tüketimi artırıp enflasyonda kıpırdanma görmek. Bu amaca ulaşmak için negatif faiz uygulamasından TLTRO’a, oradan varlığa dayalı menkul kıymet alımına kadar gelindi. Fakat ECB istediği hedefe ulaşabilecek mi? Tasarrufun cezalandırılmasıyla tüketime yönelim olmayacağına inanıyoruz. Kredi kullanmaya gereksinim zorla edindirilemiyor. Önce bölge içinde hala eksik olan güvenin tesis edilmesine ihtiyaç var. 18 ayrı ülkenin değişik öncelikleri, değişik sorunları varken, sadece ortak para birimi birlikteliği ile mali birlik olmadan, bir merkez bankasının yapabilecekleri de bir yere kadar. İtalya, Fransa gibi ülkeler yapısal reform yapmamakla eleştirilirken, sorunlu ülkeler kemer sıkma politikasına isyan ederken Merkel bütçede tavizsiz sıkı duruşdan bahsediyor. Bir taraftan doları mecburen değerli kılmak zorunda olan Fed, diğer taraftan euro’yu değersiz kılma adımları atan ve atması beklenen ECB, EURUSD için düşüş senaryolarını güçlü kılıyor. Paritede yükselişler satış fırsatı olarak değerlendiriliyor. Paritede 2,25 seviyesi şimdilik güçlü bir destek. Fakat kasım ayı içinde ABD’den güçlü ekonomik veriler, Euro Bölgesi’nden zayıflamanın devamına işaret eden veriler gelirse paritede aşağı yönde baskı devam edecek. 1,25 seviyesinin altında en yakında destek 1,20 seviyesinde. ECB’den beklenen adımların hızlanması veya Euro Bölgesi ekonomisinin daha da kötüleşmesi durumunda 1,20 seviyesi yıl sonu hedefi olabilir. Tersi durumda atıl kalan bir ECB senaryosunda 1,25 seviyesi şimdilik kısa vadeli dip olabilir. EURUSD ANALİZ “ EUR/USD GÜNLÜK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destekler: 1,2500-1,2300-1,2000 Dirençler: 1,2750-1,2900-1,3000
  • 9. 9 KASIM - 2014 FOMC tutanakları ardından değer kazanan Dolar Endeksi, GBPUSD paritesinin aşağı yönlü baskısını sürdürmesine katkı sağladı. Parite yükselişlerini 1,6182 ile sınırlandırdı ve Ekim ayının son haftasında aşağı yönlü baskısını 1,5940 seviyesine kadar devam ettirdi. GBPUSD paritesinin son aylardaki performansını incelediğimizde 1,6185 – 1,5875 seviyeleri arasında sıkışık seyrini sürdürdüğünü ancak aşağı yönlü baskılarda daha istekli olduğu görülmektedir. Dolar ile Sterlin’in kıyasıya mücadelesinde baskın tarafın çoğu zaman Dolar olduğunu görmekteyiz ancak bu tutum 1,5875 seviyesi altında hareketlerin oluşması için yeterli gelmemektedir. Bu bağlamda da daha alt bölgelerin hedeflenebilmesi için 1,5875 seviyesi altında hareketlerin oluşması gerektiği unutulmamalıdır. Genel görünüm olarak GBPUSD paritesini incelediğimizde 21 haftalık üssel hareketli ortalama olan 1,6400 seviyesi altında negatif baskının devam etmek istediğini, paritenin bu seviye altında kalmayı sürdürmesi durumunda son zamanların dip noktası olarak kaydettiğimiz 1,5875 seviyesinin altında hareketler gerçekleştirme ihtimalinin güçlü olduğunu ifade edebiliriz. 1,6400 öncesindeki ilk kritik bariyer ise yukarıda da ifade etmiş olduğumuz 1,5875 – 1,6185 bandının üst noktası olan 1,6185 olarak belirlenmiştir. “GBP/USD ANALİZ” /USD” “ GBP/USD HAFTALIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek; 1,5875-1,5750-1,5610 Direnç; 1,6185-1,6400-1,6650
  • 10. 10 KASIM - 2014 Ekim ayına 2,2778 seviyesinden başlayan parite en yüksek 2,3066 en düşük 2,1897 seviyelerini gördü ve ay 2,2220 seviyesinden tamamlandı. Ağustos ayının 2,2774 seviyesinden kapanışına göre ekim ayında % 2,4 oranında gerileme yaşandı. Dolar endeksinin aylık bazda %1,1 oranında yükseldiği dönemde gelişmekte olan ülke para birimleri daha fazla değer kaybettiler. Pariteye dolar cephesinden bakınca Fed’in varlık alımını sonlandırdığı ayda faiz artırım sürecinde iki başlığa odaklanıldığı görülüyor; enflasyon ve ücretler. ABD’de işsizlik oranı %6’nın de altına indi, eğer büyük bir yol kazası olmazsa 2015 yılında Fed’in tam istihdam seviyesi olarak kabul ettiği %5,5 seviyesine ulaşılacak. İstihdam piyasasında sorun ücretlerde, ekonomik sistem istihdam yaratıyor fakat ücretlerde artış yok. Bu durum yaratılan istihdamın kalitesizliğine yorumlanıyor. Enflasyon tarafında %2 seviyesine henüz ulaşılmadı, bu hedef yakalansa da Fed hemen faiz artırır mı şüpheli. Faiz artırım döneminin başlangıcı olarak 2015 haziran ayı genel kabul görmeye devam ediyor. Arada gelen bazı verilerle veya Fed bölgesel başkanlarının açıklamalarıyla faiz artırımı bazen 2015 nisan, bazen 2015 eylül dönemine öne alınıp öteleniyormuş gibi görünse de şimdilik 2015 ortası faiz artırımı bizce de makul bir zamanlama barındırıyor. Bu durumda, her ne kadar beklentiler bir çeyrek öne-ileriye oynuyor olsa da 2015 yılı faiz artırım yılı olacak. Bu durumda doların değer kazanması, Fed istemese de, kaçınılmaz. Doların ana vatanına dönmesi ihtimali, parasal genişleme döneminde bol ve ucuz dolar politikasından istifade eden gelişmekte olan ülkeleri zorlayacak. Bu zorlamayı bir kırılma olarak görmesek de baskı hissedilmemesi imkansız diye düşünüyoruz. Stresin ölçülmesinin en sağlıklı yolunun ABD 10 yıllık tahvil faizinin izlenmesi olduğunu düşünüyoruz. Ekim ayı içinde 2,20 seviyesinin altına inilse de son durumda 2,33 seviyesindeyiz. Tahvilde 2,50 seviyesi aşılmadan bir baskıdan bahsetmek için erken olabilir. Bu durumun TL açısından anlamı ise; Dolar/TL paritesinde şimdilik 2,20-2,25 aralığı muhafaza ediliyor. Fakat, özellikle kasım ayının ilk haftası açıklanacak ABD verileri ekonomide güçlenmeye işaret ediyorsa 2,25 seviyesi tekrar zorlanabilir. 2,25 seviyesi aşılırsa yukarıda ilk hedef 2,30 olarak görülüyor. Tersi olur da, makro veriler Fed’i hızlı adım atmama noktasında haklı çıkarırsa paritede tekrar 2,20 seviyesi aşağı zorlanabilir. Bu durumda 2,16 seviyesini güçlü destek olarak görüyoruz. Bir taraftan değerli dolardan şikayetçi Fed başkanları bir taraftan iyi gelmeye devam eden ekonomik veriler Fed’in önümüzdeki dönemde nasıl bir iletişim dil kullanacağı sorusunu gündeme getiriyor. Bir süre daha faizin düşük kalacağına vurgu yapan Fed, makro verilerin iyileşmeye devam etmesiyle birlikte aralık ayında “öngörülebilir bir süre daha sıfır faiz politikasına devam” der mi? “USD/TRY ANALİZ” “ USD/TRY GÜNLÜK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destekler: 2,2000-2,1600-2,1000 Dirençler: 2,2500-2,3000-2,3900
  • 11. 11 KASIM - 2014 Ekim ayı içerisinde, özellikle FED üyelerinin güçlü Dolara ilişkin endişelerini dile getirmeleri sonrasında, Dolar üzerindeki baskının arttığını gördük. Aynı dönemde, küresel toparlanmadaki aksaklığın, ABD üzerinde de etkili olabileceğine yönelik korku da piyasalarda etkisini gösterdi. Ancak, endişelerin ABD’de tahvil alım programının bitirilme kararı sonrasında ve iyimser havanın veri desteğini de almasıyla, özellikle ayın son günlerinde yoğun bir toparlanma görüldü. Japonya tarafında ise, Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) parasal genişleme politikasını sürpriz bir şekilde genişletme kararı almasıyla birlikte, USD/JPY paritesinde sert yükseliş gözlemlendi. Kasım ayı içerisinde, ABD ekonomisine ilişkin rakamlar ön plana çıkmakla birlikte, bu süreçte özellikle enflasyon ve istihdam verileri paritede etkisini hissettirebilecek ana maddeler olarak dikkat çekmektedir. Teknik olarak incelediğimizde, Eylül ayında yeşil renkle belirttiğimiz 16 yıllık trendin sona ermesi sonrasında, Ekim ayı içerisinde kırmızı ile belirttiğimiz trendin de güncelliğini yitirdiğini gördük. Özellikle BOJ’un ekonomiyi canlandırma çabası ve ABD’de tahvil alımlarının bitişiyle destek bulan bu tutumla birlikte, trendin sınırını oluşturan 109,00 seviyesi üzerinde kalındığı müddetçe, yukarı yönlü baskıların ön planda olması beklenebilir. Olası alımlarda, veri ve gündem desteği alındığı taktirde, 113,20 ve 115,10 seviyeleri hedeflenebilir. Bu bölgenin üzerindeki fiyatlamalarda ise, yeni yükselişler için taban arayışı oluşabilir. Paritede yükselişlerin teknik anlamda destek bulmasına katkı sağlayan temel faktörlerden sonra, yeni zirve arayışı kısa vadede etkili olamadığı taktirde, tepki satışları için gerekli oluşum sağlanabilir. 113,20 seviyesinin de aşılamamasıyla destek bulabilecek bu tutumda, 110,60 ve 109,00 seviyeleri hedeflenebilir. Ancak, 109,00 seviyesi kırılana dek, olası düşüşlerin teknik olarak tepki hareketi niteliği taşıyacağı ve kısa vadeli değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. “USD/JPY ANALİZİ” “USD/JPY AYLIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 110,60 – 109,00 – 107,00 Direnç: 113,20 – 115,20 – 117,80
  • 12. 12 KASIM - 2014 Ekim ayı boyunca etkili başlıklara göz attığımızda, bu süreçte gerek ABD gerek Kanada’da merkez bankası kararlarının payını gördük. Kanada’da merkez bankasının %1’lik faiz oranını değiştirmemesine rağmen, ilerleyen süreç için bu oranın sabit kalacağına ilişkin ısrarlı tutumundan vazgeçmesiyle birlikte Kanada Doları’nın sert değer kazanımı yaşadığını görmüştük. Ancak FED’in tahvil alım programını sonlandırması ve istihdamda olumsu süreci vurgulaması, diğer yandan güçlü ekonomiyi verilerin de desteklemesi, yükseliş trendini destekleyici unsur olarak karşımıza çıktı. Kasım ayı içerisinde, iki ekonomiye de ilişkin enflasyon, istihdam ve büyüme rakamları, takvim verileri arasında öne çıkan gelişmeler durumundadır. Teknik olarak incelediğimizde, kırmızı renkle belirttiğimiz uzun vadeli yükseliş trendi içerisinde, daha kısa vadede ve agresif yapıda oluşan yeşil renkli trendi görmekteyiz. Yeşil renkli kanalın alt noktasını oluşturan 1,1075 seviyesi, aynı zamanda ichimoku indikatör bulutunun üst sınırıyla da destek görmektedir. Bu seviye üzerinde kalma çabasıyla birlikte, yükseliş baskısının etkili olması beklenebilir. Olası alımlarda, kanalın üst noktası olan 1,1440 seviyesi hedeflenebilecekken, bu seviyenin aşılmasıyla uzun vadeli kanalın sınırlarına doğru fiyat hareketleri destek kazanabilir. Paritede uzun vadeli kanalın ortasında bulunan fiyatlamalara göz attığımızda, yeşil renkle belirttiğimiz kanalın aşılamamasının tepki satışlarının potansiyelini arttırma ihtimalinden söz edebiliriz. 1,1440 seviyesinin aşılamamsıyla destek bulabilecek bu tutumda 1,1075 seviyesi hedeflenebilecekken, daha kalıcı tepkiler için bu seviyenin altındaki fiyat hareketleri takip edilmelidir. “USD/CAD ANALİZİ” “ USD/CAD HAFTALIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 1,1230 – 1,1075 – 1,0990 Direnç: 1,1440 – 1,1640 – 1,1815
  • 13. 13 KASIM - 2014 Paritenin hareketlerini genel olarak değerlendirdiğimizde, Doların değer kaybıyla birlikte ön plana çıkan bir yükseliş çabası görülmesine rağmen, FED’in tahvil alımı programını sonlandırması ve ülkeden gelen güçlü ekonomik verilerle birlikte AUD/USD paritesinde yatay bir sürecin karşımıza çıktığını gördük. Önümüzdeki ay içerisinde de, 2,8640 – 2,8900 aralığının dışındaki fiyatlamalar etkileşimin artmasına katkı sağlayabilir. Temel faktörleri incelediğimizde ise, özellikle ayın ilk haftası yoğun olmakla birlikte, ay boyunca veri akışının izlenmesi kritik önem taşımaktadır. Teknik olarak incelediğimizde, 200 haftalık üssel (exponential) hareketli ortalamanın da desteklemekte olduğu düşüş trendinin takibini sürdürmekteyiz. Düşüşün sınırlandığı süreçte, kısa vadeli tepki alımları ortaya çıksa da, bunun 2,8900 seviyesinde sınırlı kaldığını ve bu bölgenin öneminin daha da arttığını belirtebiliriz. 2,9100 – 2,9200 bandı altında düşüş beklentisi sürmekle birlikte, 2,8900 seviyesinin sınırlayıcı etkisi sürdüğü taktirde bu tutum desteklenebilir. Olası satışlarda 2,8640 seviyesi hedeflenebileceği gibi, aşağı yönlü fiyatlamaların etkinliğinin artabilmesi için bu seviyenin kırılması gerekmektedir. Paritede kısa vadeli yükselişlerin etkinliğini koruyabilmesi için 2,8640 seviyesinin güncelliğini koruması ve 2,8900 seviyesinin aşılması gerekmektedir. Bu şartlar, 2,9100 – 2,9200 bölgesinin hedeflenmesini destekleyebileceği gibi, kalıcı beklentiler için bu bölgenin aşılması gerekmektedir. “AUD/USD ANALİZİ” “AUD/USD HAFTALIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 0,8750 – 0,8640 – 0,8415 Direnç: 0,8900 – 0,9000 – 0,9100
  • 14. 14 KASIM - 2014 Her ne kadar küresel toparlanmaya ilişkin endişelerin ABD ekonomisine de sıçradığı bir süreç geçirsek de, Euro Bölgesi’nin zayıf tutumu nedeniyle gelişmekte olan ülke para birimlerinden Türk Lirası’na talebin istikrarını koruduğunu ve EUR/TRY paritesindeki ana hareketi belirlediğini gördük. Özellikle ayın ikinci yarısı sonrasında FED’in tahvil alım programını sonlandırmasıyla Dolar üzerindeki baskının kalkması ve Euro’nun zayıf tutumunu artırmasıyla birlikte, EUR/TRY paritesindeki aşağı yönlü baskı da netlik kazanmış oldu. Önümüzdeki ay, yine ABD ve Euro Birliğine ilişkin gelişmelerin yoğunluk kazandığı süreç, dikkatle takip edilmelidir. Teknik olarak incelediğimizde, paritenin 34 haftalık basit (simple) hareketli ortalama altındaki fiyatlamalarından bu yana bir baskı oluştuğunu görüyorduk. Bu baskının temel faktörlerle de destek bulması sonucunda, yeşil renkle belirttiğimiz yükseliş trendi sona ermiş ve tepki satışları güç kazanmıştı. Ancak ana hareketin uzun vadede hala güncelliğini koruduğunu belirtmek gerekiyor. Buna göre, 2,8450 seviyesi altında teknik açıdan destek bulan düşüş baskısının devamlılık sağlayabilmesi için, kırmızı renkle belirttiğimiz trendin kırılması gerekmektedir. Bu şart, 2,7400 seviyesinin altındaki kalıcılıkla sağlandığı taktirde satış baskısı netlik kazanabilir. Paritede düşüş baskısına rağmen, kırmızı renkle belirttiğimiz yükseliş baskısının etkinlik kazanabilmesi için, 2,7400 seviyesinin güncelliğini koruması gerekmektedir. Bu tutum destek bulduğu taktirde, tekrar 2,8450 seviyesine yönelik fiyat hareketleri görülebilir. Daha kalıcı yükseliş çabası olaşabilmesi için ise bu seviyenin aşılması gerekmektedir. “EUR/TRY ANALİZİ” “ EUR/TRY HAFTALIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 2,7400 – 2,6900 – 2,6600 Direnç: 2,7900 – 2,8100 – 2,8450
  • 15. 15 KASIM - 2014 Gerek Euro Bölgesi, gerekse İngiltere ekonomisine ilişkin gelişmeler ile EURGBP paritesi Ekim ayı içerisinde oldukça sert fiyat değişimleri gösterdi. Ayın başlarından itibaren, özellikle ada ülkesinden olumsuz makro-ekonomik göstergelerin gelmesi paritede yukarı yönlü hareketleri desteklemişti. İngiltere Merkez Bankası’nın (BOE) faiz artışında aceleci davranmayacağı düşüncesi ise, Eylül ayında enflasyon oranının %1,2 ile son 5 yılın en düşük seviyesine gerilemesi sonrasında destek buldu. Ancak, merkezinde Euro Bölgesi kaygılarının bulunduğu global ekonomik büyümenin hız kestiği düşüncesi, “ortak para birimi” üzerinde baskı yapan önemli bir faktör olarak ortaya çıktı. Bu paralelde de, Avrupalı iki para biriminden oluşan paritede Sterlin yönlü işlemler ağırlık kazandı. EURGBP paritesini teknik olarak incelediğimizde, fiyatın 34 haftalık basit (simple) hareketli ortalama olan 0,8040 seviyesi altında aşağı yönlü hareketlerin süreceği beklentisinin devam ettiğini ifade edebiliriz. Ancak, düşüş kanalı içerisinde hareketlerine devam eden paritede bu hareketlerin devam edebilmesi için 0,7755 desteği önem taşımaktadır. Bu seviyenin kırılması halinde aşağı yönlü hareketler hız kazanabilir. Bununla birlikte, paritede tepki yükselişlerinin görülmesi halinde fiyat için kritik olan 0,8040 bariyeri öncesinde 0,7860 ve 0,7975 dirençlerinin yakından izlenmesi gerektiğini belirtebiliriz. “EUR/GBP ANALİZ” “ EUR/GBP HAFTALIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 0,7755 – 0,7687 – ,7560 Direnç: 0,7860 – 0,7975 – 0,8040
  • 16. 16 KASIM - 2014 Ekim ayı altın için değer kaybının devam ayı oldu. Altın en yüksek 1255, en düşük 1160 dolar seviyelerini gördü ve ay 1172 dolar seviyesinden tamamlandı. Eylül ayına öne yaklaşık % 2,9 oranında değer kaybı yaşandı. Fed ve ABD ekonomisi yorumlarını USDTRY analizinde yapmıştık, altın için riskli varlıklar cephesinden değerlendirmeyle devam edelim. Borsa endeksleri ile altın arasında negatif korelasyon var. Dünyanın önemli borsalarında yükseliş varsa altın aşağı yönde baskılanıyor. Borsaların düşmeye başladığı dönemi altın yükseliş fırsatı olarak değerlendiriyor. Bunun net örneğini ekim ayı içinde gördük. SP500 endeksi 9 ekim tarihinde 1967 seviyesinden düşmeye başladı. Düşüş 15 ekime, 1820 seviyesine kadar devam etti. Bu hareket endeksin yaklaşık % 7,5 oranında değer kaybetmesi demekti. Aynı dönemde, 9 ekim tarihinde altın 1223 dolar seviyesindeydi, 3 gün önce 6 ekim tarihinde 1182 seviyesi görülmüştü. Bu seviyeden başlayan yükseliş 15 ekimde 1249, 21 ekimde 1255 dolar seviyesine kadar devam etti. Dip seviyeye göre % 6 oranında bir yükseliş yaşandı. Devamında SP500 1820 seviyesindeki dibinden 1994 seviyesine kadar yükseldi, %9,5 oranında yükseliş yaşandı. Altın 1255 dolar seviyesinden 1160 seviyesine geriledi (%7,5 oranında gerileme) Borsa endeksi ile (riskli varlık), altın (güvenli liman) arasındaki ilişki bu şekilde. Risk iştahında azalma varsa altın tercih ediliyor, riskli varlıklardan kaçış yoksa, tersine artan talep gözleniyorsa altın için düşüş kaçınılmaz. Dolar endeksi cephesinden de altının incelenmesi gerek. Dolar endeksi ekim ayı içinde 84,4 seviyesine gerilese de ekim ayı 87,1 seviyesinden tamamlandı. Doların değer kazanması da altın fiyatını aşağı yönde baskılıyor. Altın üç kez test ettiği 1180 seviyesini güçlü bir destek olarak kabul ettirmişti. Şimdi bu destek kırılma tehlikesiyle karşı karşıya. Kasım ayının ilk haftasında güçlü gelebilecek ABD verileri altın için 1180 desteğinin kırıldığının teyidi olabilir. 1180 seviyesinin altında olmak 1000 dolar seviyesine kadar geri çekilme senaryolarını canlandıracaktır. 680 dolar seviyesinden başlayıp 1920 seviyesine kadar devam eden yükselişin Fibonacci seviyeleri hesaplandığında 1150 seviyesinin son önemli destek olduğu görülebilir. Düşüş tehlikesinden kurtulmak için altın ilk önce ve hemen 1180 seviyesi üzerine çıkmalı. 1200 dolar seviyesi üzerinde gün sonu kapanışlar olmadan düşüşün bittiğini söylemek zor olabilir. Altını değerlendirmek için yine ABD borsalarına bakacağız. Şu anda zirve seviyelerine ulaşmış endekslerde yükseliş devam ettikçe altın için yükseliş anlamında pozitif olmak zor. Borsalar gerilemeye başlarsa bu senaryoda altın en azından 1180 dolar seviyesi üzerinde kalabilir, hatta 2000 seviyesini aşabilir. Ay boyunca konuşulacak diğer bir konu ise İsviçre Merkez Bankası’nın rezervlerindeki altın oranının %8’den %20’ye çıkarılması ve altın satılmaması konusundaki 30 Kasım referandumu olacak. Referandumdan evet kararı çıkarsa İsviçre Merkez Bankası 5 yıl içinde yaklaşık 1500 ton (1 yıllık dünya altın üretiminin yarısı) alacak. Bu olasılık ise altında yükselişe destek arayanların bir köşeye aldığı not olacaktır. “ALTIN ANALİZ” “ ALTIN HAFTALIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destekler: 1150-1000-900 Dirençler: 1180-1200-1250
  • 17. 17 KASIM - 2014  ABD’den önem derecesi yüksek verilerin olumlu sonuçlanmayı sürdürmesi,  ABD merkez bankasının (FED) faiz oranı konusunda Şahin tavrını sürdürmesi,  Dolar Endeksinin yükselişlerine devam etmesi,  ABD borsalarının yeni rekor hedefleri için yükselişlerini sürdürmesi,  ABD 10 yıllık hazine tahvil faiz oranlarının yeniden talep görmesi,  Kıymetli madenlere olan talebin yeterli olmaması, Yukarıda sizlerle paylaşmış olduğumuz açıklamalar son dönemde kıymetli madenlerin aşağı yönlü baskısına devam etmesine neden olan önemli faktörler olarak belirlenmiştir. Altın gibi Gümüş fiyatları son zamanların en önemli satış baskısına maruz kaldı. Gümüş 18,70 – 17,80 gibi seviyeler altında devam ettirdiği satıcılı seyrini 15,70 seviyesine kadar devam ettirdi ve Ekim ayını 16,15 ile kapattı. Teknik olarak Gümüş fiyatını incelediğimizde 18,80 - 17,80 bariyerlerinin önemli olduğunu, bu bariyerler altında aşağı yönlü baskının devam etmek isteyeceğini ve son zamanların dip noktası olan 15,70 seviyesi altında hareketlerin devam etme ihtimalinin güçlü olduğunu ifade edebiliriz. Gümüş fiyatı eğer 15,70 seviyesi altında hareketler gerçekleştirirse 14,70 ve 13,20 gibi seviyelere ulaşabilir. 18,80 – 17,80 bölgesi öncesindeki ilk bariyer ise 16,70 olarak belirlenmiştir. “GÜMÜŞ ANALİZ” “ GÜMÜŞ HAFTALIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 15,70-14,70-13,20 Direnç: 16,70-17,80-18,70
  • 18. 18 KASIM - 2014 Değerli metallerde geride kalan ay içerisinde görülen aşağı yönlü hareketler, platin fiyatlarında da etkili oldu. Güney Afrika’daki platin madenlerindeki işçi grevlerinin sona ermesi, ilgili emtianın fiyatında önceki aylarda da baskı yapan bir faktör olarak izlenmişti. Ayrıca ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımına yaklaştığı beklentisi, alternatif yatırım araçlarına olan ilginin azalmasına neden olarak, bu baskının daha sert hissedilmesine yol açan önemli başlıklar arasında yer almıştı. Eylül ayında platinin fiyatında hız kazanan kayıplar, yine benzer temel faktörler ile Ekim ayı içerisinde de etkili oldu ve emtiada 2009 Temmuz ayından bu yana ilk kez görülen fiyat seviyelerinin test edilmesine zemin oluşturdu. Teknik açıdan platini değerlendirdiğimizde, fiyatın, yükseliş kanalının alt noktası olan 1378 seviyesini kırdıktan sonra aşağı yönlü hareketlerini sürdürdüğünü görüyoruz. Söz konusu düşüşün, Ekim ayının en yüksek fiyat düzeyi olan 1302 direnci altında devam etme eğilimi içerisinde olabileceğini söyleyebiliriz. Ancak son kayıplardan sonra baskının daha kuvvetli devam edebilmesi için, yaklaşık 5 yılın en düşük seviyesi olan 1185 desteğinin kırılması önem taşımaktadır. Bu destek kırılırsa 1067 ve 945 seviyeleri görülebilir. Fiyatın 1185 desteğinin üzerinde tepki yükselişlerine tutunması halinde ise 1302 ve ardından 1378 bariyerleri yeniden test edilmek istenebilir. “PLATINUM ANALİZ” “PLATINUM AYLIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 1185 – 1067 – 945 Direnç: 1302 – 1378 – 1435
  • 19. 19 KASIM - 2014 Ekim ayı içerisinde, bakır fiyatı üzerindeki etken sayısında artış gerçekleştiğini gördük. Endonezya başta olmak üzere grevlerin artış göstermesi, özellikle ayın ortasında kadar zayıf bir tutum ortaya koyan Doların da katkısıyla yukarı yönlü fiyatlamaları destekledi. Ancak, özellikle ayın son haftasında, küresel toparlanmaya ilişkin endişelerin en azından ABD tarafında rahatlık kazanması ve Dolar’ın kaybını geri almasıyla birlikte, aşağı yönlü fiyatlamalar ön plana çıktı. Genel anlamda baktığımızda ise, yukarı yönlü fiyat hareketlerinin ağırlığını hissettirdiğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki süreçte, talep ağırlıklı ülkelerden olan Çin verilerinin yanı sıra, küresel ekonomiye ilişkin gelişmeler takip edilmeli ve üretimdeki aksaklıkların oluşturduğu gündem izlenmelidir. Teknik olarak incelediğimizde, son 4 yılın rekor düşük seviyesi olan 2,91 bölgesine yaklaşılsa da, bu noktanın sınırlayıcı etkisinin ön plana çıktığını ve tepki alımlarına destek oluşturduğunu gördük. Kısa vadede incelediğimizde, 2,91 seviyesinin sınırlayıcı etkisi, tepki alımlarının etkisini devam ettirmesine katkı sağlayabilir. Olası yükselişlerde 3,2350 seviyesi, düşüş trendinin güncel sınırı olarak karşımıza çıkmaktadır. Tepki alımlarından daha kalıcı beklentiler oluşturabilmek için, bu seviyenin aşılması gerekmektedir. Paritede kısa vadeli yükselişe rağmen, düşüş trendinin 200 haftalık basit (simple) hareketli ortalamanın da desteğiyle güncelliğini koruduğunu görüyoruz. Olası yükselişlerin sınırlanması, temel faktörlerin desteği sağlandığı taktirde fiyatın tekrar 2,91 bölgesini hedeflemesinde etkili olabilir. 2,91 seviyesinin kırılması ise, uzun süredir etkisini sürdüren seviyenin güncelliğini yitirmesiyle satış baskısına netlik kazandırabilir. “BAKIR ANALİZİ” “ BAKIR HAFTALIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 2,9950 – 2,9100 – 2,8400 Direnç: 3,1225 – 3,2350 – 3,6000
  • 20. 20 KASIM - 2014 Stokların artması, OPEC üyelerinden bazılarının (S. Arabistan gibi) üretim miktarlarını artırmaya yönelik açıklamaları ve fiyatlamalarda alıcıların isteksiz oluşu, Ham Petrol fiyatının aşağı yönlü baskısını sürdürmesine katkı sağladı. Gerçekleşen tepki alımlarının 83,25 seviyesinin altında sınırlı kalması ile birlikte Petrol fiyatı aşağı yönlü baskısını 79,44 seviyesine kadar taşımış oldu. Teknik olarak Ham Petrol fiyatını incelediğimizde 89 aylık üssel hareketli ortalama olan 85,85 seviyesinin önemli olduğunu, bu seviye altında kaldığı müddetçe aşağı yönlü baskının devam etmek isteyeceğini ifade edebiliriz. Aşağı yönlü baskının devam edebilmesi ve yeni dip noktalara ulaşabilmemiz için 79,50 seviyesi altında hareketlerin olması gerektiği unutulmamalıdır. 79,50 seviyesi altında 75,00 ve 70,50 gibi hedefler gündeme gelebilir. Aksi takdirde ham petrol fiyatı kısa vadeli olarak 79,50 – 83,25 seviyeleri altında hareketlerini sürdürmek isteyebilir. “HAM PETROL ANALİZİ” “HAM PETROL AYLIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 79,50 – 77,00 – 75,00 Direnç: 83,25 – 85,85 - 87,05
  • 21. 21 KASIM - 2014 Kışın yaklaştığı süreçte, Ukrayna – Rusya doğalgaz anlaşmasıyla ilgili sürecin fiyat üzerindeki etkisinin hissedilmeye başladığını ifade edebiliriz. Enerji fiyatlarındaki düşüşün doğalgaz fiyatına da yansıdığı süreçte, İran’ın Rusya’ya uygulanan yaptırımlar nedeni ile üretimde ön plana çıkma çabasının da önümüzdeki dönemlerde etkisini hissettirmesi beklenebilir. Alternatif enerji alanında yapılan yatırımların da baskı oluşturduğu süreçte, özellikle Doğu Avrupa gündemi yakından takip edilmelidir. Teknik olarak incelediğimizde, aşağı yönlü fiyatlamalar temel faktörlerle de destek bulduğu sürece rağmen, satışların sınırlı kaldığını gördük. 2012 yılında başlayan yükseliş trendinin kırılması sonrasında, 4,25 seviyesinin bu eğimin güncel sınırını oluşturduğunu görüyoruz. Önümüzdeki süreçte, bu seviye altında kalındığı müddetçe aşağı yönlü baskıların ön planda olması beklenebilir. Olası satışlarda, 3,70 ve 3,55 seviyeleri hedeflenebileceği gibi, daha kalıcı beklentiler için bu bölge altındaki fiyat hareketlerinin kalıcılığı takip edilmelidir. Doğalgaz fiyatında yukarı yönlü fiyatlamalarda öncelikli olarak temel faktörlerin desteği alınmalıdır. 3,70 – 3,55 bölgesinin sınırlayıcı etkisinin de destek gösterebileceği bu tutumda, 4,25 seviyesine yönelik kısa vadeli alımlar gerçekleşebilir. Ancak, yükselişlerin tepki sınıflamasından çıkıp, ana hareket olarak değerlendirilebilmesi için 4,25 seviyesinin geçilmesine yönelik ihtiyaç güncelliğini korumaktadır. “DOĞALGAZ ANALİZ” “DOĞALGAZ HAFTALIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 3,700 – 3,550 – 3,300 Direnç: 3,950 – 4,250 – 4,500
  • 22. 22 KASIM - 2014 Ekim ayı içerisinde, mevsimsel koşullarla birlikte kısa vadeli yükselişler görülmesine rağmen, şeker fiyatında aşağı yönlü baskıların ve baskıları oluşturan koşulların güncelliğini koruduğunu görüyoruz. Ay sonunda satış ağırlıklı görünüme, enerji fiyatlarındaki düşüşün üretim koşullarını daha elverişli hale getirmesinin de etkisi eklenmiş durumda. Dolar’ın güç kazanmasıyla birlikte destek gören bu tutumla birlikte, önümüzdeki süreçte üretim ve üretimi etkileyen mevsimsel koşulların yanı sıra, yükselen arz ile zayıf talep ilişkisinin etkileri takip edilmelidir. Teknik olarak incelediğimizde, 150 haftalık üssel (exponential) hareketli ortalamanın desteklemekte olduğu düşüş kanalının güncelliğini koruduğunu görüyoruz. Kanalın üst sınırını oluşturduğunu geçtiğimiz ay da belirttiğimiz 17,30 – 18,25 bandı da etkisini sürdürmektedir. Bu bölgenin altında kalındığı müddetçe, düşüş baskısının ön planda olması beklenebilir. Olası satışlarda, 17,50 seviyesi hedeflenebilir. Bu seviyenin kırılması ise, satış yönlü baskıların kanal alt bölgesine yönelik fiyat hareketlerinin destek bulmasına katkı sağlayabilir. Şeker fiyatında yukarı yönlü beklenti oluşturabilmek için, temel faktörlerin desteği ve 15,50 seviyesinin sınırlayıcı etkisi takip edilmelidir. 15,50 seviyesinin etkisini sürdürme çabası, tepki alımlarının 17,30 – 18,25 bandına yönelik hareketlerine destek verebilir. Bu süreçte, kanalın üst bölgesini oluşturan bu alan aşılana dek, olası yükselişlerin kısa vadeli olabileceği ve yeni satış fırsatları sunabileceği unutulmamalıdır. “ŞEKER ANALİZ” “ŞEKER HAFTALIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 15,50 – 14,45 – 13,25 Direnç: 17,30 – 18,25 – 19,10
  • 23. 23 KASIM - 2014 “Buğday grafiğini incelediğimizde 2007 yılından beri RSI ( Göreceli Güç Endeksi) indikatörünün 24,70 destek noktasından her fırsatta dönüş gerçekleştirdiğini görüyoruz. Bu yılın başında da 24,83 seviyesine kadar gerileyen ancak 24,70 destek noktasını kıramayarak dönüş gerçekleştiren RSI şu sıralar 27,59 seviyesinde seyrini sürdürmektedir. RSI 24,70 destek noktası üzerinde kaldığı müddetçe Buğday fiyatlarında yeniden dönüş isteği gündemimizde kalmaya devam edecektir.” Ekim ayı için hazırlamış olduğumuz Buğday raporunda RSI indikatörünün önemini ve olası tepki alımlarında 511 – 565 ve 626 gibi seviyelerin hedeflenebilme ihtimallerinden bahsetmiştik. Buğday fiyatı ekim ayı içerisinde gerçekleştirmiş olduğu yukarı yönlü çıkışlarla 545 seviyesine kadar yükseldi ve Ekim ayını 531 seviyesinde kapatmış oldu. RSI indikatörünü incelediğimizde de yukarı yönü çıkışlarını 44,80 seviyesine kadar sürdürmüştür. Buraya kadarki bölüm yukarı yönlü çıkışların RSI indikatörü ile desteklendiğini ve hedeflerimize doğru yolculuğun sürdüğünün özet açıklamalarıydı. Bundan sonraki süreçte yeni ay beklentilerini sizlerle paylaşacak olursak özellikle gerek kanal içi hareketler gerekse RSI indikatörünün desteği ile tepki alımlarının kaldığı yerden devam etmesi beklenilmektedir. Burada RSI göstergesinde 46 seviyesi dikkatle takip edilmelidir. Tepki alımları devam etmek istiyorsa 46 seviyesi üzerindeki hareketlere ihtiyacımız vardır. Şu sıralar 44,80 seviyesinde hareketlerine devam eden RSI göstergesi 46 seviyesi üzerinde hareketler gerçekleştirirse Buğday fiyatının 565 seviyesi üzerinde hareketler gerçekleştirme ihtimali güçlenebilir. Bu da 600-626 gibi seviyelerinin hedeflenmesine katkı sağlayabilir. Aksi takdirde 511-565 seviyeleri arasında bant hareketi gerçekleştirebilir. “BUĞDAY ANALİZİ” “BUĞDAY HAFTALIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 511,00 – 486,00 – 465,00 Direnç: 565,00 – 600,00 - 626,00
  • 24. 24 KASIM - 2014 Ekim ayı içerisinde mısır fiyat hareketlerini izlediğimizde, tepki alımlarına destek verebilecek faktörlerin ön planda olduğunu gördük. ABD’de mısır ihracatının Ekim ayında artışı ve talebin arttığına yönelik spekülasyonların yanı sıra, yağmurun ABD hasat dönemini geciktirmesi ay ortasında bu görünüme katkı sağlayan maddeler arasında yerini aldı. Diğer yandan bazı Afrika ülkelerinde 2015 üretim tahminlerinin aşağı çekilmesiyle birlikte, bu tutumun küresel ekonomiler tarafından da destek bulduğu görüldü. Önümüzdeki süreçte, mevsimsel koşullar ve özellikle ABD ihracat rakamları fiyat üzerinde etki oluşturabilecek ana etkenler konumundadır. Teknik olarak incelediğimizde, 320 seviyesinin aşılamamasıyla birlikte, tepki alımlarının ön plana çıktığını görüyoruz. Bu tepki alımlarının, Kasım ayı içerisinde güncelliğini sürdürebilmesi açısından 380 seviyesinin aşılması gerekmektedir. Bu şart sağlandığı taktirde, güncelliğini yitiren yükseliş trendinin sınırını oluşturan ve 250 haftalık üssel (exponential) hareketli ortalamanın da dahil olduğu 415 – 437 bölgesi hedeflenebilir. Bu adımlar sonrasında daha kalıcı beklentileri için ise, bu alanın aşılması gerekmektedir. Mısır fiyatındaki kısa vadeli yükselişe rağmen, yükseliş trendi ve 250 haftalık üssel hareketli ortalama altındaki fiyatlamalar sürmektedir. 380 seviyesinin aşılamaması, trendin tekrar aktif hale gelmesi çabasını tetikleyebilir. Temel faktörlerin de desteği alınması gereken bu durumda, 320 seviyesi tekrar hedeflenebilir. Bu sürecin devamlılığı sağlanabilmesi için 320 seviyesi kırılmalıdır. “MISIR ANALİZİ” “MISIR AYLIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 350 – 320 - 290 Direnç: 380 – 415 – 437
  • 25. 25 KASIM - 2014 Üretimin ve stok miktarlarının artacağına ait beklentiler ile soya fasulyesi fiyatlarında 2014 yılının ikinci çeyreğinin ortalarından itibaren önemli bir düşüş yaşanmıştı. ABD Tarım Bakanlığı’nın (USDA) raporlarında, ilgili emtianın bu yıl %19 civarında artış kaydederek rekor kıracağı yönündeki tahminler soya fasulyesinin kayıplarındaki önemli göstergelerden biri olarak değerlendirilebilir. Dünyanın en büyük soya fasulyesi yetiştirici olan ABD’de USDA’ya göre, 26 Ekim itibari ile emtianın toplam hasadının %70’lik kısmı tamamlandı. Ancak Ekim ayın içerisinde söz konusu tarım ürününün fiyatında toparlanmaların dikkat çektiğini ifade edebiliriz. ABD’den sonra dünyanın en çok soya fasulyesi üreten ve ilgili ürünü dünyaya en çok ihraç eden ülke olan Brezilya’daki kurak hava koşullarının üretimi olumsuz etkileyeceği beklentisi, geride kalan ay içerisinde fiyatın önemli bir yükseliş kaydetmesine destek oldu. Yaklaşık 8 yıl sürdürdüğü yükseliş hareketini 2014’ün Temmuz ayında, kanalın alt noktasını kırarak sonlandırdığını teyit eden soya fasulyesi, son aylardaki düşüşlerin aksine Ekim döneminde, fiyatının yukarı yönlü destek bulduğunu ifade edebiliriz. Uzun vadede fiyatın 1150 seviyesinin altında kaldığı sürece aşağı yönlü hareketlerin sürebileceğini ifade edebiliriz. Ancak özellikle Brezilya’ya ilişkin haberlerin gündeme gelmesi ile 904 desteğinden başlayan yükselişlerin, 1150 bariyerinin yeniden test edilmesine neden olabileceğini ifade edebiliriz. Bu seviyenin görülmesi halinde emtianın fiyatında yön için bir karar aşaması izlenecek. Orta vadede söz ettiğimiz yukarı yönlü olası hareketlerin devam edebilmesi için emtianın 1035,70 seviyesinin üzerinde kalabilmesi önem taşımaktadır. “SOYA FASULYESİ ANALİZİ” “SOYA FASULYESİ AYLIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 1035 – 988 – 904 Direnç: 1090 – 1150 – 1220
  • 26. 26 KASIM - 2014 Artan stok rakamları ve Çin’in pamuğa olan talebinin azalacağına ilişkin raporların açıklanması ile birlikte Mayıs ayından beri satış baskısına maruz kalan Pamuk fiyatı Ekim ayında gerçekleştirmiş olduğu tepki alımları ile dikkat çekmektedir. Son aylarda 59,90 desteğinden gerçekleşen tepki alımları ile kısmi olarak yükseliş kaydetmek isteyen Pamuk, bu çıkışlarını 68,50 ile sınırlandırmaktadır. Bu bağlamda da Pamuk fiyatında tepki alımı tamam mı devam mı sorusu için son aylardaki bant hareketi (59,90 – 68,50) dikkatle takip edilmelidir. Pamuk fiyatı eğer 68,50 seviyesi üzerinde kalabilirse tepki alımları devam etmek isteyebilir ve bu tutum Pamuk fiyatının 73,00 ve 79,50 gibi seviyelerin hedeflenmesine katkı sağlayabilir. Pamuk fiyatı eğer 59,90 seviyesi altında hareketler gerçekleştirebilirse bu husus tepki alımlarının sonlandığı anlamına gelebilir. Böyle bir durumda da 57,00 ve 52,20 destekleri hedeflenebilir. Özetlersek; Pamuk fiyatının 59,90 – 68,50 arasında yatay trend görünümünde bant hareketi gerçekleştirdiğini, gerçek trend hareketlerini görebilmemiz içinse belirlediğimiz bandın dışına çıkmasını beklememiz gerektiğini söyleyebiliriz. “PAMUK ANALİZİ” “PAMUK AYLIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 59,90 – 57,00 – 52,20 Direnç: 68,50 – 73,00 – 79,50
  • 27. 27 KASIM - 2014 Geçtiğimiz hafta sizlerle paylaşmış olduğumuz haftalık bültende “1812 seviyesinden başlatılan yukarı yönlü çıkışın 1956 seviyesine kadar yükselmesi sonrasında endeks işlemi gerçekleştiren Traderlar, S&P500 endeksinde trend düşüş mü yükseliş mi sorusu sormaya başladılar” ifadesini kullanmış ve olası senaryolar üzerinde durmuştuk. S&P500 endeksinin bu süreçten sonraki hareketlerini incelediğimizde yukarı yönlü hareketlerine devam ederek kırılan yükseliş kanalının alt noktasının (1956) üzerinde hareketler gerçekleştirdiğini ve bu tutumun endeksteki görünümü değiştirdiğini söyleyebiliriz. S&P500 endeksinde yaşanılan bu yükseliş, sonlanan yükseliş kanalının yeniden aktifleşmesine katkı sağladı. Gerçekleştirmiş olduğu yukarı yönlü çıkışları incelediğimizde de bu hafta yeni rekor seviyesinin test edildiğini görmekteyiz. (2016,25) ABD’li şirketlerin 3. Çeyrek bilanço rakamlarının genel anlamda borsalar üzerindeki pozitif etkisi, S&P500 endeksinin trend değişikliğine maruz kalmasına katkı sağladı. Yeni ay başlangıcında şu sıralar 2010 yakın seyrini sürdüren endeks için pozitif bir beklenti söz konusudur. Yükseliş trendinde kanalın alt noktası olan 1956 ve 34 haftalık basit hareketli ortalama olan 1926 destek noktaları üzerinde yukarı yönlü hareketlerin 2067 seviyesine doğru devam etme ihtimalinin güçlü olduğunu ifade edebiliriz. 2067 öncesindeki ilk bariyer ise 2035 olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda da yaşanılacak olası geri çekilmeler 1956 desteği üzerinde kaldığı müddetçe alış fırsatı olarak değerlendirilebilir. “S&P500 ANALİZİ “ S&P500 HAFTALIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 1978-1956-1926 Direnç: 2016-2035-2067
  • 28. 28 KASIM - 2014 “Uzun bir süredir devam eden yükseliş trendinin 9170 seviyesini aşağı yönlü kırması ve bu seviye altında gerçekleştirilen haftalık kapanış ile sonlandığını gözlemlediğimiz Dax30 endeksi, düşüşlerini 150 haftalık üssel hareketli ortalama olan 8370 seviyesine kadar taşıdı ve bu bölgede düşüşlerini sınırlandırarak S&P500 endeksi gibi önemli çıkışlar kaydetti. Son iki haftadır kaydetmiş olduğu bu çıkışlarla 9070 seviyesine kadar yükselen Dax30 endeksinde bundan sonraki süreçte ne yapmalıyız? Bu yükselişler tepki mi yoksa yeni başlayan bir yükseliş rallisi sinyali mi sorularının cevaplarını aramaktayız. Bu aşamada 9170 ve 45 haftalık üssel hareketli ortalama kritik bir önem taşımaktadır.“ Geçtiğimiz hafta gerçekleştirmiş olduğumuz haftalık bültenimizde yukarıdaki açıklamalara değinmiş ve bu açıklamalar üzerinden olası senaryolar üzerinde stratejiler oluşturmuştuk. Dax30 endeksinin haftalık performansını incelediğimizde gerek kırılan kanalın alt noktası olan 9170 gerekse 45 haftalık üssel hareketli ortalama olan 9320 bariyeri test edildi. Şu sıralar ise 45 haftalık üssel hareketli ortalama altında seyrini sürdürmektedir. Dax30 endeksinde yükseliş trendi yeniden aktif mi? Böyle bir senaryo için öncelikli olarak 45 haftalık üssel hareketli ortalama üzerinde haftalık kapanışa ihtiyaç vardır. Bu şartın sağlanması durumunda sonlanan yükseliş trendi yeniden aktifleşebilir. Böylelikle son zamanların rekor seviyesi 10055 yeniden gündemimizde yer alabilir. 45 haftalık üssel hareketli ortalama olan 9320 seviyesi altında devam edecek hareketlerde ise satıcılar yeniden piyasada yer almak isteyebilir. Bu da son zamanların dip noktası ve aynı zamanda da 150 haftalık üssel hareketli ortalama olan 8385 seviyesine doğru yeni bir hareketin oluşumuna zemin hazırlayabilir. Bu ihtimali daha garantici bir şekilde işlem stratejisine dökmek isteyen Forex katılımcısı ise 8870 desteğini aşağı yönlü kırmasını beklemelidir. “DAX30 ANALİZİ” “ DAX30 HAFTALIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 9100-8870-8640 Direnç: 9380-9595-9815 .
  • 29. 29 KASIM - 2014 Yahoo firması için Ekim ayının en önemli sürecinin Alibaba’nın halka arzı olduğunu ifade edebiliriz. Çin merkezli dev internet sitesinin büyük ortaklarından Yahoo, bu arzdan oldukça olumlu etkiler edindi. Ek olarak şirketin yılın 3. çeyreğine ilişkin bilançosunda da beklentinin üzerindeki rakamlarla karşılaşılması sonrasında, hisse fiyatının son 14 yılın en yüksek seviyelerine ulaştığını gördük. Olumlu görünümünü sadece Alibaba arzından sağlamayan şirketin, önümüzdeki süreçte özellikle rakipleri ve yönetim kademesindeki olası gelişmeleriyle etkili olması beklenebilir. Teknik olarak incelediğimizde, 14 yılın rekor düzeyine gelinen süreçte, kırmızı renkle belirttiğimiz yükseliş trendinin oluştuğunu ve güncelliğini sürdürdüğünü görüyoruz. Yükselişte İchimoku indikaötürünün de desteği sağlanmakla birlikte, trendin güncel sınırını oluşturan 38,00 seviyesi üzerinde kalındığı müddetçe yükseliş baskısının etkili olması beklenebilir. Olası alımlarda, ayın ve son 14 yılın da zirvesi olan 46,50 seviyesinin aşılması, yeni ataklar için taban oluşturma çabası ortaya koyabilir. Hisse fiyatında sert yükseliş sonrası, temel faktörlerin yatay veya negatif bir eğilim göstermesi, teknik açıdan tepki satışlarına yönelik beklentiyi yükseltebilir. Bu süreçte, 46,50 seviyesinin aşılamaması kısa vadeli düşüşlere destek oluşturabileceği gibi, 41,65 seviyesi kırılana dek yatay bir seyrin görülme ihtimali unutulmamalıdır. Bu seviyenin kırılması durumunda 38,00 seviyesi hedeflenebileceği gibi, yükseliş tutumunun sorgulanabilmesi için bu seviyenin, dolayısıyla trendin atlındaki fiyat hareketleri izlenmelidir. “YAHOO! ANALİZİ” “YAHOO! HAFTALIK GRAFİĞİ” Grafiğin büyük halini incelemek için tıklayınız. Destek: 44,00 – 41,65 – 38,00 Direnç: 46,50 – 49,75 – 53,25
  • 30. 30 KASIM - 2014 ABD borsalarında geride kalan ay içerisinde yaşanan sert değişimler ile yön arayışı içerisinde olan Boeing firmasının pay (hisse) senetleri, genel anlamda Wall Street endekslerindeki dalgalanma ve şirketin üçüncü çeyrek bilançosu ile şekil almaya çalıştı. Ekim ayının ilk yarısında küresel ekonomik büyümeye ilişkin kaygıların getirdiği satış dalgası, Boeing senetlerinde de hissedildi. Sonrasında ise yükselişlerin daha etkin bir şekilde ağırlık kazandığını ifade edebiliriz. Boeing, yılın üçüncü çeyreğinde karını %18 artırırken, hisse başına 1,86 Dolar, ilgili dönemde ise 1,36 milyar Dolar kar ettiğini duyurdu. Şirket geçen yılın aynı döneminde hisse başına 1,51 Dolar kar sağlamıştı. Dünyanın en büyük uçak üreticisi ilgili rakamlardaki olumlu seyri sivil havacılık bölümünde yaşanan artışlara borçlu diyebiliriz. Bu yıl söz konusu yükselişler ile 715 ile 725 civarında ticari uçak siparişi almış olmayı bekleyen şirket, Eylül ayı sonuna kadar olan siparişlerde geride kalan yılın aynı dönemine 52 adet daha fazla sipariş aldı. Ancak firma adına haberlerin tamamı iyi değil. Boeing’in B787 isimli karbon fiber jetleri, şirkete zarara ettirmeye devam ediyor. Şirketin para kaybetmesine neden olan ilgili model ise, Boeing yatırımcıları için önemli bir endişe kaynağı olarak diğer iyi haberleri gölgede bırakabilir. Boeing’in pay senedi grafiğini incelediğimizde, fiyatın üçgen formasyonu içerisindeki hareketlerinin etkin bir şekilde devam ettiğini ifade edebiliriz. Ekim ayı içerisinde görülen düşüşler her ne kadar figürün alt noktası olan 118,30 desteğinin altında sarksa da, ichimoku göstergesinde bulutun alt noktası olan 116,30 seviyesinden gelen yukarı yönlü hareketler ile fiyatın yeniden üçgen figürünün içerisine döndüğünü görüyoruz. Boeing pay senedinde ilgili dönüş sonrasında yükselişlerin devam etmesi haline, formasyonun üst noktası olan 132 direnci test edilebilir. Ancak yükselişlerin daha güçlü devam edebilmesi için kontrol noktası olarak belirlediğimiz, 125,70 bariyerinin geçilmesi önem taşımaktadır. Fiyatın 125,70 altında kalmaya devam etmesi halinde yeniden 118,30 seviyeleri test edilebilir. “BOEİNG ANALİZİ” “BOEİNG HAFTALIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek: 121 – 118,30 – 116,30 Direnç: 125,70 – 129 – 132
  • 31. 31 KASIM - 2014 Son dönemde yürütülen soruşturmalar ve almış olduğu cezalarla yüklü tazminatlar ödeyen Bank Of America (#BOA) bu cezai yaptırımlara rağmen hisse fiyatındaki yükseliş trendi devam etmektedir. Bank Of America hisse fiyatı 15,35 destek noktasından almış olduğu güç ile yükseliş trendine devam etmektedir. Özellikle Ekim ayında gerçekleştirmiş olduğu yükselişlerle yukarı yönlü önemli sinyaller veren #BOA, eğer 17,40 direncini geçebilirse yükselişlerine kaldığı yerden devam edebilir. (#BOA hisse fiyatı şu sıralar 17,08 seviyesinde seyrini sürdürmektedir.) Genel görünüme baktığımızda yükseliş baskısının mevcut trendde kanalın alt noktası olan 15,35 üzerinde devam ettiğini ifade edebileceğimiz #BOA hisse fiyatında, bu tutumun devam etmesi 2001 yılından beri etkisini hisse fiyatı üzerinde hissetmemize katkı sağlayan 100 aylık basit hareketli ortalama olan 20,50 seviyesine taşıyabilir. Bu ortalama aynı zamanda da mevcut yükseliş trendinde kanalın üst noktası olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda da yaşanılacak olası geri çekilmeler (15,35 seviyesi üzerinde kaldığı müddetçe) alış fırsatı olarak değerlendirilebilir. “BANK OF AMERİCA ANALİZ” “#BOA AYLIK GRAFİK” Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız. Destek:16,10-15,35-14,05 Direnç:17,40-18,65-20,50
  • 32. 32 KASIM - 2014 RİSK AÇIKLAMASI Kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kar elde edebileceğiniz gibi zarar riskiniz de bulunmaktadır. Bu nedenle işlem yapmaya karar vermeden önce, karşılaşabileceğiniz riskleri anlamanız ve kısıtlarınızı dikkate alarak karar vermeniz gerekmektedir. Bu amaçla, Sermaye Piyasası Kurulu'nun Seri:V, No:125 "Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ"inin 9 uncu maddesinde öngörüldüğü üzere "Kaldıraçlı Alım Satım İşlemlerine İlişkin Risk Bildirim Formu"nda yer alan aşağıdaki hususları anlamanız gerekmektedir. UYARI Kaldıraçlı alım satım işlemi hizmeti sunmak Sermaye Piyasası Kurulu'nun iznine tabidir. Bu nedenle, işlem yapmaya başlamadan önce çalışmayı düşündüğünüz kuruluşun söz konusu işlemlere ilişkin yetkisinin olup olmadığını kontrol ediniz. Kaldıraçlı alım satım işlemi yapmaya yetkili olan kuruluşları www.spk.gov.tr veya www.tspakb.org internet sitelerinden öğrenebilirsiniz. RİSK BİLDİRİMİ İşlem yapacağınız yetkili kuruluş ile imzalanacak "Çerçeve Sözleşmesi"nde belirtilen hususlara ek olarak, aşağıdaki hususları anlamanız çok önemlidir. 1.Yetkili kuruluş nezdinde açtıracağınız hesap ve bu hesap üzerinden gerçekleştirilecek tüm işlemler için Sermaye Piyasası Kurulu tarafından çıkartılan ilgili her türlü mevzuat ve benzeri idari düzenleme hükümleri uygulanacaktır. 2.Kaldıraçlı alım satım işlemleri çok risklidir. Kaldıraç etkisi nedeniyle, düşük teminatla işlem yapmanın piyasada lehe çalışabileceği gibi aleyhe de çalışabileceği ve bu anlamda kaldıraç etkisinin tarafınıza yüksek kazançlar sağlayabileceği gibi yüksek zararlara da yol açabileceği ihtimali daima göz önünde bulundurulmalıdır. Ters fiyat hareketleri sonucunda yetkili kuruluşa yatırdığınız paranın tümünü kaybedebilirsiniz. Yüksek getiri vaatlerine itibar etmeyiniz. 3.Yetkili kuruluşun yapacağınız işlemlere ilişkin tarafınıza aktaracağı bilgiler ve yapacağı tavsiyelerin eksik ve doğrulanmaya muhtaç olabileceği tarafınızca dikkate alınmalıdır. 4.Kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin olarak yetkili kuruluş personelince yapılacak teknik ve temel analizin kişiden kişiye farklılık arz edebileceği bu analizlerde yapılan öngörülerin gerçekleşmeme olasılığının bulunduğu dikkate alınmalıdır. 5.Yabancı para cinsinden yapılan işlemlerde, yukarıda sayılan risklere ek olarak kur riskinin bulunduğu, kur dalgalanmaları nedeniyle Türk Lirası bazında değer kaybı olabileceği, devletlerin yabancı sermaye ve alım satım hareketlerini kısıtlayabileceği, ek ve/veya yeni vergiler getirebileceği, alım satım işlemlerinin zamanında gerçekleşmeyebileceği bilinmelidir. 6.Kaldıraçlı alım satım işlemlerinde size sunulan parite fiyatları ve "spread"ler en iyi fiyat durumunu yansıtmayabilir. Başka kurumların fiyatlarını da kontrol etmeniz yerinde olacaktır. 7.İşlemlere başlamadan önce yetkili kuruluşunuzdan yükümlü olacağınız bütün komisyon ve diğer muamele ücretleri konusunda teyit almalısınız. Eğer ücretler parasal olarak ifade edilmemişse size nasıl yansıyacağı ile ilgili anlaşılır örnekler içeren yazılı bir açıklama talep etmelisiniz. 8.Yetkili kuruluşlar tarafından kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kayba uğramayacağınız, kaybınızın kontrol altında tutulacağına veya kayba uğramanız durumunda ek teminat çağrısı yapılacağı konularında garanti verilemeyeceğini dikkate almanız gerekmektedir. İşbu kaldıraçlı alım satım işlemleri risk bildirim formu, yatırımcıyı genel olarak mevcut riskler hakkında bilgilendirmeyi amaçlamakta olup, kaldıraçlı alım satım alım satımından ve uygulamadan kaynaklanan tüm riskleri kapsamayabilir. Dolayısıyla tasarruflarınızı bu tip işlemlere yönlendirmeden önce dikkatli bir şekilde araştırma yapmalısınız.
  • 33. 33 KASIM - 2014 Hazırlayanlar Ekim Ayı Özeti Sermet Doğan Kasım ayında öne çıkan makro-ekonomik gelişmeler Sermet Doğan Kasım Ayı Ekonomik Takvim Sermet Doğan ANALİZ ÇALIŞMASI Parite Analizleri  EURUSD Analizi Erdoğan Turan  GBPUSD Analizi Kudret Ayyıldır  USDTRY Analizi Erdoğan Turan  USDJPY Analizi Umut Tuncer  USDCAD Analizi Umut Tuncer  AUDUSD Analizi Umut Tuncer  EURTRY Analizi Umut Tuncer  EURGBP Analizi Sermet Doğan EMTİA ANALİZLERİ Kıymetli Maden Analizleri  Altın Analizi Erdoğan Turan  Gümüş Analizi Kudret Ayyıldır  Platinum Analizi Sermet Doğan  Bakır Analizi Umut Tuncer Enerji Fiyatları Analizleri  Ham Petrol Analizi Kudret Ayyıldır  Doğalgaz Analizi Umut Tuncer Tarım Ürünleri Analizleri  Şeker Analizi Umut Tuncer  Buğday Analizi Kudret Ayyıldır  Mısır Analizi Umut Tuncer  Soya Fasulyesi Analizi Sermet Doğan  Pamuk Analizi Kudret Ayyıldır ENDEKS ANALİZLERİ  S&P500 Analizi Kudret Ayyıldır  Dax30 Analizi Kudret Ayyıldır HİSSE SENEDİ ANALİZLERİ  Yahoo! Umut Tuncer  Boeing Analizi Sermet Doğan  Bank Of America Analizi Kudret Ayyıldır
  • 34. 34 KASIM - 2014