SlideShare une entreprise Scribd logo
1  sur  2
Yöneticiler İçin Matematik


Matematik bilmeyen bir kuşağın iş hayatında maalesef giderek arttığını gözlemliyoruz.
Çünkü halk olarak biz matematiği sevmiyoruz. Elbette dört işlemden bahsetmiyorum.
Sohbetlerde biraz formül, istatistik bilenlere “abi sen uçmuşsun!” muamelesi yapılıyor.
Matematik bilmemek normal, bilmek anormalmiş gibi bir gizli mutabakatın halk arasında
yaygın olduğunu düşünüyorum.

Oysa rakamlarla barışık yaşamak zorundayız. Rakamlar duyabilene, görebilene çok güzel
konuşur. Kendine ait bir dili vardır ve rakamlar asla yalan söylemez.

Matematik her şeyin başında geliyor. En estetik en sanatsal dünyada bile sayısal ahenkten
bahsetmek zorunda kalmıyor muyuz?

Lise ve üniversitede gösterilen onca matematik, istatistik bilgisi hiçbir şekilde
kullanılmıyor. Kombinasyon, permütasyon, türev, integral, diferansiyel, fonksiyonlar,
denklemler v.s hiç birine ihtiyaç yok. Ne yazık ki bunlar sadece bilim adamlarının işine yarar
deyip hayatımızdan çıkarıyoruz. İstatistik yöntemleri içinse ise daha sıkıcı oldukları
düşüncesi yaygın. Kim uğraşacak standart sapma, regresyon, korelasyon, ki kare testi,
ağılıklı ortalama yada geometrik ortalama formülleriyle.

Okullarda birçok şey gösterilirken, maalesef biz hiç birini öğrenmiyoruz ya da öğrenmek
istemiyoruz. Çünkü amaç o yıllarda sadece sınıfı geçmek. Okul hayatını böyle geçiren biri
ise yönetici kademelerinde yükseldikçe her şeyi tek değerle açıklamaya çalışıyor. “ % ?” .
oran ne?

(Geçen Yıl / Bu yıl) hatta her konuyu bu yaklaşımla açıklayabiliyorlar.

Satışlar…….    “ % kaç ” büyüdü?
Kâr…………        “ % kaç ” büyüdü?
Ciro ……….      “ % kaç ” büyüdü?
Maliyetler …   “ % kaç ” düşürüldü?

Her şeyi “% kaç” sorusu açıklıyor zaten! Buna en fazla organik, inorganik etmenleri ekledik
mi yeterince sağlıklı bir analiz yaptığımız inancına sahip oluyoruz. Rakamları enflasyondan
arındırma ise ayrı bir konu ve artık ihmal edilebilir büyüklükte deyip çoktan hayatımızdan
çıkardık. Oysa % kaç soru için bile olsa doğru bir analiz için hata etkenlerini ortadan
kaldırmak ve analiz ortamını bu etkenlerden ayıklayarak olabilecek en sağlıklı seviyeye
ulaşmak gerekir ki bu analiz sağlıklı bir yoruma kavuşabilsin.
Kısaca işletmelerinin iç performans rakamlarına, piyasalarının ve ürünlerin satış
rakamlarına katılan anlam tek boyutlu kalıyor. Sade Geçen yıl / Bu yıl oransalı ile işler
yürütülüyor.

En basitinden satılan ürünlerin kategorileri arasındaki korelasyon dengesine, ürünlerin
mevsimsel satış dengesindeki standart sapmaya, Nakit akış yönetimindeki asgari likit
seviyesine bakmadan işi gerçekten yönetmiş olmuyoruz. Bunlara bakıp anlam katmak ise
istatistiksel bilgi gerektiriyor. Satış devir hızı ile satış gün sayısı değerlerini birbirine
karıştırmadan yorumlamak gerekiyor. Oysa şirketlerin bir çoğu bu rakamlardan bir haber
şeklinde yaşıyor.

Geçtiğimiz günlerde özellikle literatürde kabül görmüş “Rasyolar”ı www.slideshare.net
üzerinden yayınlamıştım.

Üst düzey yöneticiler bulundukları makamın “temsil makamı” özelliğinden olsa gerek
sadece “Temsil” görevleri ile meşguller(!). Bu tip yöneticiler için “Ekibi eğitmek”,” liderlik
etmek” gibi görevler ise içi çoktan boşaltılmış ögeler olarak görüyoruz. Ettiği iki kelamla
“Ne güzel eğitiyorum ve liderlik ediyorum” diyen üst yöneticilere sık rastlanıyor
bugünlerde.

Çalıştığımız şirketler önemli ama unutulmamalı ki çalıştığınız yöneticiler çok daha önemli.
İnsanlar hayatlarında her şeyi unutabiliyorlar. İsimleri, olayları, fikirleri, duyguları v.s.
Kendilerine bir şey öğretenleri ise unutmuyorlar.

Unutamayacağınız yöneticilerle çalışmanız dileğiyle..

Mutlu Gökdemir
11.01.2013
Alemdağ/İstanbul

Contenu connexe

Plus de Mutlu Gokdemir

Plus de Mutlu Gokdemir (7)

MutluGokdemirCV_English
MutluGokdemirCV_EnglishMutluGokdemirCV_English
MutluGokdemirCV_English
 
Ajanda yönetimi
Ajanda yönetimiAjanda yönetimi
Ajanda yönetimi
 
Mathematics of managers
Mathematics of managersMathematics of managers
Mathematics of managers
 
Rasyolar
RasyolarRasyolar
Rasyolar
 
Türkiye'yi Anlama Klavuzu (Ipsos KGM)
Türkiye'yi Anlama Klavuzu (Ipsos KGM)Türkiye'yi Anlama Klavuzu (Ipsos KGM)
Türkiye'yi Anlama Klavuzu (Ipsos KGM)
 
Sosyo Ekonomik Statü
Sosyo Ekonomik StatüSosyo Ekonomik Statü
Sosyo Ekonomik Statü
 
Barkuteri
BarkuteriBarkuteri
Barkuteri
 

Yöneticiler icin matematik

  • 1. Yöneticiler İçin Matematik Matematik bilmeyen bir kuşağın iş hayatında maalesef giderek arttığını gözlemliyoruz. Çünkü halk olarak biz matematiği sevmiyoruz. Elbette dört işlemden bahsetmiyorum. Sohbetlerde biraz formül, istatistik bilenlere “abi sen uçmuşsun!” muamelesi yapılıyor. Matematik bilmemek normal, bilmek anormalmiş gibi bir gizli mutabakatın halk arasında yaygın olduğunu düşünüyorum. Oysa rakamlarla barışık yaşamak zorundayız. Rakamlar duyabilene, görebilene çok güzel konuşur. Kendine ait bir dili vardır ve rakamlar asla yalan söylemez. Matematik her şeyin başında geliyor. En estetik en sanatsal dünyada bile sayısal ahenkten bahsetmek zorunda kalmıyor muyuz? Lise ve üniversitede gösterilen onca matematik, istatistik bilgisi hiçbir şekilde kullanılmıyor. Kombinasyon, permütasyon, türev, integral, diferansiyel, fonksiyonlar, denklemler v.s hiç birine ihtiyaç yok. Ne yazık ki bunlar sadece bilim adamlarının işine yarar deyip hayatımızdan çıkarıyoruz. İstatistik yöntemleri içinse ise daha sıkıcı oldukları düşüncesi yaygın. Kim uğraşacak standart sapma, regresyon, korelasyon, ki kare testi, ağılıklı ortalama yada geometrik ortalama formülleriyle. Okullarda birçok şey gösterilirken, maalesef biz hiç birini öğrenmiyoruz ya da öğrenmek istemiyoruz. Çünkü amaç o yıllarda sadece sınıfı geçmek. Okul hayatını böyle geçiren biri ise yönetici kademelerinde yükseldikçe her şeyi tek değerle açıklamaya çalışıyor. “ % ?” . oran ne? (Geçen Yıl / Bu yıl) hatta her konuyu bu yaklaşımla açıklayabiliyorlar. Satışlar……. “ % kaç ” büyüdü? Kâr………… “ % kaç ” büyüdü? Ciro ………. “ % kaç ” büyüdü? Maliyetler … “ % kaç ” düşürüldü? Her şeyi “% kaç” sorusu açıklıyor zaten! Buna en fazla organik, inorganik etmenleri ekledik mi yeterince sağlıklı bir analiz yaptığımız inancına sahip oluyoruz. Rakamları enflasyondan arındırma ise ayrı bir konu ve artık ihmal edilebilir büyüklükte deyip çoktan hayatımızdan çıkardık. Oysa % kaç soru için bile olsa doğru bir analiz için hata etkenlerini ortadan kaldırmak ve analiz ortamını bu etkenlerden ayıklayarak olabilecek en sağlıklı seviyeye ulaşmak gerekir ki bu analiz sağlıklı bir yoruma kavuşabilsin.
  • 2. Kısaca işletmelerinin iç performans rakamlarına, piyasalarının ve ürünlerin satış rakamlarına katılan anlam tek boyutlu kalıyor. Sade Geçen yıl / Bu yıl oransalı ile işler yürütülüyor. En basitinden satılan ürünlerin kategorileri arasındaki korelasyon dengesine, ürünlerin mevsimsel satış dengesindeki standart sapmaya, Nakit akış yönetimindeki asgari likit seviyesine bakmadan işi gerçekten yönetmiş olmuyoruz. Bunlara bakıp anlam katmak ise istatistiksel bilgi gerektiriyor. Satış devir hızı ile satış gün sayısı değerlerini birbirine karıştırmadan yorumlamak gerekiyor. Oysa şirketlerin bir çoğu bu rakamlardan bir haber şeklinde yaşıyor. Geçtiğimiz günlerde özellikle literatürde kabül görmüş “Rasyolar”ı www.slideshare.net üzerinden yayınlamıştım. Üst düzey yöneticiler bulundukları makamın “temsil makamı” özelliğinden olsa gerek sadece “Temsil” görevleri ile meşguller(!). Bu tip yöneticiler için “Ekibi eğitmek”,” liderlik etmek” gibi görevler ise içi çoktan boşaltılmış ögeler olarak görüyoruz. Ettiği iki kelamla “Ne güzel eğitiyorum ve liderlik ediyorum” diyen üst yöneticilere sık rastlanıyor bugünlerde. Çalıştığımız şirketler önemli ama unutulmamalı ki çalıştığınız yöneticiler çok daha önemli. İnsanlar hayatlarında her şeyi unutabiliyorlar. İsimleri, olayları, fikirleri, duyguları v.s. Kendilerine bir şey öğretenleri ise unutmuyorlar. Unutamayacağınız yöneticilerle çalışmanız dileğiyle.. Mutlu Gökdemir 11.01.2013 Alemdağ/İstanbul