Gündelik olarak diğer insanlarla yüzlerce kez etkileşim içindeyiz. Bazen bir saniye bazen dakikalarca hatta saatlerce sürüyor bu etkileşim. İş’te, trafikte, ailede, okulda kısa yada uzun etkileşimlerimiz var. Bu anlar varoluş anlarıdır (yeni köprüler kurar veya onları yakarız).
1. DAHA İYİ BİR İLETİŞİM ….
Gündelik olarak diğer insanlarla yüzlerce kez etkileşim içindeyiz. Bazen bir saniye bazen
dakikalarca hatta saatlerce sürüyor bu etkileşim. İş’te, trafikte, ailede, okulda kısa yada uzun
etkileşimlerimiz var. Bu anlar varoluş anlarıdır (yeni köprüler kurar veya onları yakarız).
Verdiğiniz mesajlardan sorumluluk alın,yüz ifadenizin sorumluluğunu alın,oluşturduğunuz
ortamın sorumluluğunu alın. Çünkü kişiler oluşturdukları ortamlarla da mesaj verirler.
Örneğin;Karşıyaka da kaldırımda yürürken ne mesaj alıyorum-veriyorum, Berlin de yürürken
ne mesaj alıyorum-veriyorum.
1- KORKU VE DENETİM KÜLTÜRÜ:
Hep kimin dediği olacak kavgası var. Güç kimdeyse onun dediği olur. Bilinç güce odaklanır.
İlişkilerde eşitlik denilen kavram artıkyok.
Asık surat (kimilerine göre daha makbuldür; benden korkun mesajı vermektedir .
Elalem ne der durumu toplumumuzda etkindir. Çevrenin ne dediği çok önemlidir.
Kaynanam ne der? Babam ne der? Komşum ne der?
“Bu yaşantım kendi hayatım mıydı, yoksa başkalarının benden beklediği hayat mıydı?”
Soru doğru ama kimi zaman cevabı yok…
Bu arada sınıfsal ayrılıklarda oluşur;
A sınıfı en üstte ve en üstün olan,B sınıfı ortada (A ya bakınca yalaka olur, C ye bakınca
zalim olur. Yukarıya ne kadar yalaka ise aşağıya o kadar zalim olur.
C sınıfı en altta ,sonuçta çocuklarda bu şekilde yetişmeye başlar.
“Çocuklarınızın korkularına değil akıllarına ve vicdanlarına konuşun.”
2- İLKE VE DEĞERLER KÜLTÜRÜ ( VAR OLUŞ KÜLTÜRÜ)
Bilinç ,doğru olanın yapılmasına odaklanır. Değer parayla satın alınamayan şeydir.
Unutmayın,mutlu olmak için bir aradayız.
A) Sürekli iletişim içindeyiz
B) 5 var oluş boyutunun farkındayız
C) Doğru olanı yapmalıyız.
BEŞ VAROLUŞ BOYUTU
1- BEN VAR MIYIM? Tanınmak, kaale alınmak,adam yerine konulmak isteriz. İnsanlardan
devamlı sen varsın yada yoksun mesajı alırız.
Çocuk televizyonun önüne duruyor ve ellerini kaldırıyor neden?
Gazete okuyorsunuz. Çocuk geliyor gazetenize alttan vuruyor. Ne demek istiyor?
Çocuk bir yerden bir yere atlıyor ona göre muazzam olan bir iş yapmış ve “Anne! Anne!”
diye yaptığı bu alayı anlatıyor ama cevap veren yok ne hisseder?
Eşin akşama kadar uğraşmış ve muazzam bir yemek yapmış. “Nerede annemin
yemekleri?” de bakalım ne oluyor.
Bir birimizi var ediyor muyuz yoksa yok etmek için mi çabalıyoruz?
2- KABUL EDİLİYOR MUYUM? Beni olduğum gibi kabul ediyor musun? Ben doğal
mıyım? Ben de bir bozukluk var mı?
Lakaplar sizde bir bozukluk var demektir.
Leylek gibi boyunla ne arıyorsun en arkaya geç. (boyunun uzunluğu problemli)
Doğru dürüst yürü (yürüyüşün problemli)
Mutlaka sen de bir problem var mesajını vermemiz lazım yoksa rahat edemeyiz.
Ne biçim öksürüyorsun öyle?
Devamlı bu mesajları verdiğimizde kabul etmemiz veya kabul görmemiz mümkün mü?
3- SEVİLİYOR MUYUM? Ben özlenir miyim? Benimle konuşmak ister misiniz?
Adam eve giriyor. Kadın bulaşık yıkıyor. Adamdan da kadından da ses yok.
“Amcası oğlum hep aferin alıyor biz de çok seviniyoruz ve onu da çok seviyoruz.
(koşullu)
2. 4- DEĞERLİ MİYİM? Kendinden daha büyük bir bütünün parçası olmak Aile, iş yeri, gibi
Her kez oturmadan yemeğe başlanmaz.(Biz bir aileyiz bilinci vermek için)4 yaşındaki
Kemal banyoda elini yıkar. Her kez Kemal’i bekliyor. Kendini değerli hisseder mi?
Aile toplantısı yapın ve herkesin toplantıda söz hakkı olsun.(Haftalık ya da aylık)
Sınıfta öğrencinin biri yok. Öğretmen telefon ediyor. Başka bir öğretmen onun
yokluğunun farkına bile varmıyor. Arkadaşları ziyaret ediyor o öğrenci ne hisseder?
Bir şirket ki ne oldu hastaydın? diye soruluyor. Patron işçilerini gördüğünde hal hatır
soruyor. Çocuklarının, eşinin nasıl olduğunu soruyor...
Bir şirket ki gelmedi diye bir daha böyle yaparsan koyarız kapının önüne beklemeyen
yüzlerce insan var girmek için. Çalışın, yoksa gidin diye tehdide maruzlar.
5- YAPABİLİR MİYİM? Siz ona güvenirseniz oda kendine güven duygusu kazanır.
Anne tabakları ben getireyim mi? Dokunma kırarsın. Kırmam valla! (ama kırar
diyorsanız; eğitim zayiatı sayın)
Aslında teknoloji başdöndürücü bir hızla ilerliyor zaman su gibi akıyor ama biz
iletişimimizde bundan 50-60 sene öncesini bile yakalayamıyoruz.
Herkesin Facebook,Twitter gibi sosyal alanlarda binlerce arkadaşı var ama Bayram
da,hastalığınızda ya da işinizi kaybettiğinizde yanınızda kaç dostunuz var?
Verilen ve alınan mesajlarla biz mi dost bulamıyoruz yoksa biz mi başkalarına dost
olamıyoruz????.....