SlideShare une entreprise Scribd logo
1  sur  164
Télécharger pour lire hors ligne
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN
SOSYAL BOYUTU
Sempozyumu 12 Mayıs 2014
29 No’lu Mimarlık ve
Mühendislik Komitesi
SEMPOZYUM
İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu - Eminönü
12 Mayıs 2014
Pazartesi
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN
SOSYAL BOYUTU
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN
SOSYAL BOYUTU
Yayına Hazırlayanlar
Genel Yayın Yönetmeni
İsmail Şaşmaz
Editör
Fatih Göksu
Görsel Yönetmen
Ersan Topuz
Grafik Tasarım
Elmira Girgin
Yayıncı
ABE MEDYA Yayıncılık LTD. ŞTİ.
Kuştepe mah. Tomurcuk Sok. İzmen Sitesi A-1 Blok
Kat:11 D-50 Şişli / İSTANBUL
Tel: 0 (212) 273 27 50 Faks: 0 (212) 273 27 51
www.abemedya.com
Sertifika No: 31971
Baskı ve Cilt
Bilnet Matbaacılık ve Ambalaj A. Ş.
ISBN 978-605-65722
Basım: Mayıs - 2015
Her hakkı saklıdır, alıntılar dışında izinsiz
kopyalanamaz, çoğaltılamaz.
Bildiri kitabında yayınlanan yazıların tüm
sorumluluğu yazarlara aittir.
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
29 No’lu Mimarlık ve
Mühendislik Komitesi
SEMPOZYUM
İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu - Eminönü
12 Mayıs 2014
Pazartesi
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN
SOSYAL BOYUTU
4
Prof. Dr. Ali Osman ÖNCEL
Prof. Dr. Erdal Osmanlıoğlu
Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN
Prof. Dr. Kemal Sayar
Prof. Dr. Korkut TUNA
Prof. Dr. Nevin GÜNGÖR ERGAN
Prof. Dr. Esra BURCU
Doç.Dr. Hatice AYATAÇ
Doç. Dr. Nail YILMAZ
Doç. Dr. Birsen ŞAHİN KÜTÜK
Doç. Dr. Serdar SAĞLAM
Abdurrahman GÜNER
Yrd. Doç. Dr. Aynur CAN
Yrd. Doç. Dr. Erhan Berat Fındıklı
Araş Gör. Levent TAŞ
Araş. Gör. Çiğdem Sema SIRMA
Mazlum-Der Genel Başkanı Cüneyt SARIYAŞAR
Mimar Semih AKŞEKER
Ali ÖNER
Erhan ER
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
SEMPOZYUMU BİLİM VE DANIŞMA KURULU
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 5
Murat Özdemir
Murat Özmen
Ali Reyhan Esen
Ali Osman Öncel
Murat Alpay
Sempozyum Düzenleme Kurulu
Ali Osman ÖNCEL
Nevin Güngör ERGAN
Ahmet Erdal OSMANLIOĞLU
Murat ÖZDEMİR
EDİTÖRLER
6
İÇİNDEKİLER
PROGRAM
Açılış Konuşmaları
MMG Genel Başkanı Murat ÖZDEMİR
İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat KALSIN
İBB Başkanı Dr. Kadir TOPBAŞ
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris GÜLLÜCE
BİRİNCİ OTURUM	 24	
Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
Oturum Başkanı PROF DR. Ali Osman ÖNCEL
PROF. DR. Korkut TUNA Tarihte Şehirler ve Dönüşümleri	 26
PROF. DR. Nazif GÜRDOĞAN Medeniyet Kaynağı Kutlu Şehirler 	 30
PROF. DR. Nevin GÜNGÖR ERGAN Kentsel Dönüşüm Politikası ve Toplumsal Katılım	 34
PROF. DR. Kemal SAYAR Şehir ve Ruh Sağlığı	 54
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 7
İKİNCİ OTURUM 	 56
Kentsel Dönüşüm’den Sosyal dönüşüme
Oturum Başkanı Avni ÇEBİ
DOÇ. DR. Nail YILMAZ Toplumsal Yapı Belediyeler ve Kentsel dönüşüm	 58
YARD. DOÇ. DR. Erhan Berat FINDIKLI Metropolde Mekansal ve Tinsel Ayrışmanın Çoğul Formları	 62
YARD. DOÇ. DR. Aynur CAN Turgut Cansever Düşüncesinde Şehir Tasavvuru	 80
Cüneyt SARIYAŞAR Kentsel Dönüşümde İnsan Hakları İhlalleri	 84
ÜÇÜNCÜ OTURUM 	 88
Şehirleşmede Mekansal Dönüşümün Toplumsal Etkileri
Oturum Başkanı Y. Mimar Ali Reyhan ESEN
DOÇ. DR. Hatice AYATAÇ Şehirleşmede Mekansal Dönüşüm	 90
Mimar Semih AKŞEKER Şehir ve Kent Ayrımı	 104
PROF. DR. Abdurrahman GÜNER Kentsel Dönüşümde Mühendislik Ahlakı	 110
DİĞER BİLDİRİMLER	 118
8
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 9
AÇILIŞ
KONUŞMALARI
SEMPOZYUM
İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu - Eminönü
12 Mayıs 2014
Pazartesi
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN
SOSYAL BOYUTU
10
Sayın Bakanım, Büyükşehir Belediye Başkanımız,
Esenler Belediye Başkanımız, Sektör Temsilcilerimiz
ve kıymetli katılımcılar.
İstanbul Ticaret Odası ile ortaklaşa düzenlediğimiz
"Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu" başlıklı sem-
pozyumumuza katılımınız için Mimar ve Mühendis-
ler Grubu adına, sizlere teşekkür ediyor, hoş geldiniz
diyorum. “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kö-
tülüğü meneden bir topluluk bulunsun. " hükmünü
meslek alanlarında da rehber edinerek 1996 yılında
dernekleşen MMG hareketi bugün, 3000'e yaklaşan
üyesi, 6.000 civarında takip edeni olan, İstanbul dı-
şında Ankara, İzmir, Bursa, Kayseri, Sakarya, Kon-
ya, Samsun ve son olarak da Diyarbakır’da şube-
leşen ve bugünlerde Erzurum şubesinin de kuruluş
çalışmalarına başlayan, camiamızın saygın bir STK’sı
haline gelmiştir. Evet, teknik bir Sivil Toplum Kuru-
luşu olan MMG olarak, ilgi alanımız içerisindeki
konularda yaptığımız bu ve benzeri etkinliklerimiz-
le, çıkardığımız dergilerimizle, meslektaşlarımızı
ve kamu oyunu bilgilendirmeye, kanun koyucu ve
uygulayıcılara destek olmaya, yol göstermeye, teşvik
etmeye ve uyarıcı olmaya gayret ediyoruz. Bu kap-
samdaki çalışmalarımızda Şehirleşme ve Kentsel Dö-
nüşüm önemli bir yer tutmaktadır. Kentsel Dönüşüm
kavramı, özellikle 23 Ekim 2011 tarihinde meydana
gelen Van depremi sonrasında gündeme gelmiş ve 31
Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe giren, kamuoyunda
Kentsel Dönüşüm Kanunu olarak bilinen 6306 sa-
yılı "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi
Hakkındaki" kanun ile birlikte popülaritesini arttır-
mışsa da bizim gündemimizde çok öncesinden beri
Açılış Konuşmaları
MMG GENEL BAŞKANI
MURAT ÖZDEMİR
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 11
yer almaktaydı. Hatta bu konuda belki de ilk sayılabilecek bir sempozyumu 19 Kasım
2011 tarihinde, hemen Van depreminin ertesinde, Üsküdar Belediyesi ile ortaklaşa ger-
çekleştirmiştik. “Şehirlerimizin Geleceği, Tehditler ve Fırsatlar” başlıklı o sempozyumu-
muzda, Kamu, Üniversite ve Meslek mensuplarından uzmanlar bir araya gelerek “Afet,
Deprem ve Risk Analizleri”, “Kentsel Dönüşüm Politikaları” ile “Şehir, İnsan ve Top-
lum” başlıklı oturumlarda konunun teknik yönleriyle birlikte sosyal yönlerini de etraflıca
değerlendirme imkanı bulmuştuk. Bir sempozyum düzenlemek aylar süren bir organizas-
yon gerektirdiğinden böyle bir sempozyumu depremden hemen sonra yaklaşık 25 günde
tabii ki organize etmemiştik. Bütün bu konular henüz kamuoyunun gündeminde değilken
biz sempozyum hazırlığımızı yapmıştık, deprem ve gündem bizim hazırlığımızın üzerine
gelmiş oldu. Şehirleşme kamu oyu gündeminde bu yoğunlukla konuşulmazken, gerek
üniversitelerde yaptığımız panellerde gerekse çıkardığımız dergilerimizde şehirleşmeyle
ilgili endişelerimizi sürekli gündemde tutmaya gayret ediyorduk.
Bizim için önemli olan ve ülkemizde yaşanan bir çok problemin ana çıkış kaynağı olarak
gördüğümüz şehirleşme sorunumuzu dergilerimizin
52. Ocak-Şubat 2010 sayısında "ŞEHİRLEŞME AMA NASIL?"
57. Kasım-Aralık 2010 sayısında "KENTSEL DÖNÜŞÜM"
65. Mart-Nisan 2012 sayısında "ŞEHİRLERİMİZ DÖNÜŞÜRKEN BAŞKA BİR ŞE-
HİRLEŞME MÜMKÜN MÜ?” ve 71. Mayıs-Haziran 2013 sayısında "ŞEHİRLERİMİZ
NEREYE KOŞUYOR?" dosya konuları ile her açıdan işlemiştik ve bundan sonra da
işlemeye devam edeceğiz.
Dergilerimizin tüm sayılarına internet sitemizden ulaşılabilinir. Üniversitelerimizde gerçek-
leştirdiğimiz paneller kapsamında da, 15.02.2012 tarihinde Fatih Sultan Mehmet Vakıf
Üniversitesi'nde "Şehirlerin Kimliği ve Geleceğe Taşınması" 07.06.2012 tarihinde İTÜ'de
"Medeniyet Kurucu Şehirler" 13.12.2012 tarihinde Sabahattin Zaim Üniversitesi'nde
K.Çekmece belediyesi ile "Herkes için Şehir: Değişen Kentler Dönüşen Yaşamlar”
27.02.2013 tarihinde Marmara Üniversitesi'nde "Şehir ve Medeniyet Tasavvurumuz" pa-
nellerini gerçekleştirdik. Bunlardan, şehircilik konusuyla popüler olduğu için değil gerçek-
ten önemsediğimiz için ilgilendiğimizi ifade etmek ve tabii ki biraz da MMG'nin reklamını
yapmak için bahsettim. Aslında bütün bu dergilerimizde yazılanlar, sempozyum ve panel-
lerde konuşulanlarla konu ile ilgili olarak söylenmesi gereken bir çok şey söylenmiş, yazıl-
mış, çizilmiştir. Ama, sizlerinde bildiği gibi özellikle iyi ve faydalı şeylerin tekrar edilmesi
teşvik edilmiştir. Ayrıca her defasında farklı uzmanlarla, gelişen şartları da dikkate alarak
konuyu farklı yönleriyle değerlendirmek ve kamuoyunun gündeminde tutmak adına bu
ve benzer faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Biz MMG olarak şehirlerimizin yapılanmalarını ve şehircilik uygulamalarını yakından
takip etmeye çalışıyor ve şehirlerimizin insani ölçeklerde, herkes için huzur beldeleri ola-
12
cak şekilde teşkil edilmelerinin önemini sürekli vurguluyoruz. Aslında şehirlerimizin birer
"Dönüştürme Makineleri" olduğunu düşünüyoruz. İnsanı, aileyi ve toplumu dönüştür-
me makineleri. Bizleri dönüştürmek üzere kendi ellerimizle inşa ettiğimiz, sonucunu sıcağı
sıcağına belki hemen görüp anlayamayacağımız, anladığımızda da, geç kalmış olacağı-
mızdan korktuğumuz, dönüştürme makineleri. Bu konu ile ilgili olarak hemen her de-
fasında ifade ettiğim gibi, 1+1, 1+0 dairelerin, mahalleyi ortadan kaldıran, kendi içinde
bir dünyası olan, çevresinden izole adeta gettolaşan, isimlerinde Türkçenin kaybolduğu,
çok katlı korunaklı, havuzlu sitelerin, orta ve küçük ölçekli esnafı ortadan kaldıran dev
market ve alışveriş merkezlerinin, çocuk, yaşlı ve engellilerin şehir içindeki varlıklarını
önemsemeyen, doğayla ve coğrafyayla mücadele eden bir yapılaşma gerçeğinin bizleri ve
toplumumuzu zamanla nasıl dönüştürebileceğini bugünlerden hesap etmemiz gerektiğini
düşünüyoruz. Çünkü etrafımızda birbiri ardına gerçekleştirilen projelerde işin bu kısmı-
nın genelde göz ardı edildiğini düşünüyoruz. Şehircilik ve yapı yapmak sadece arsa bü-
yüklüğü ile emsal değerini çarparak bulduğunuz alanı yapı olarak o arsaya yerleştirmek
ve metrekare maliyeti ile satış fiyatı arasındaki farkı hesaplamak değildir, olmamalıdır.
Bu anlayışın yerleşip hakim olmasında aslında hepimizin, yani vatandaşından mimar ve
mühendisine, ve müteahhidine, idarecisinden STK'sına kadar hepimizin bir sorumluluğu
ve vebali bulunmaktadır. Evet biraz önce bahsettiğin dönüşümün etkisinden olsa gerek
daha tamahkar bir toplum haline gelmemizle birlikte, farklı konuları önceliklerimiz arası-
na aldığımızdan, şehircilikle ilgili sağlıklı, içimize sinecek, bu coğrafyanın inanç ve kültür
değerlerinin ürünü diyebileceğimiz şehircilik örnekleri ortaya maalesef koyamadık.
Yanlışta ısrar etmemek ve yeni şehircilik kazalarına yol açmamak adına, çünkü bu süreçte
maalesef yaşanan bir çok şehircilik kazası da olmuştur, öncelikle hepimizin bir öz eleştiri
olarak bu durumu tespit etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Tabii aslında, siz samimiyetle
bir şeyler yapıyor ve doğruları dile getiriyorsanız, bu doğrular bir gün bir şekilde mutlaka
bir yerlerde karşılık bulacaktır diye düşünüyor ve ümit ediyoruz. En azından şimdilik
teorik de olsa, bu düşüncemizi doğrulayan gelişmelerde yok değil aslında.
Kentsel dönüşüm ve bu vesile ile şehirlerimizin yeniden yapılanması kapsamında MMG
olarak, gerek önceki başkanımız Avni bey'in gerekse benim muhtelif vesilelerle dile getir-
diğimiz çekincelerimiz, endişelerimiz ve yapılması gerekenler hakkındaki düşüncelerimiz
ortadadır.
Bu kapsamdaki genel prensip ve yaklaşımlarımızdan bazılarını, 19 Kasım 2011 tarihinde
düzenlediğimiz sempozyumun sonuç bildirgesinden aktarmak isterim:
1. Şehirlerimiz kurulduğu bölgenin kültürel ve topografik dokusuna uygun, bölgenin
kendine has mimari özeliklerinin yansıtıldığı, yerel malzemenin kullanıldığı, mimari
ve estetiğin öne çıktığı, sosyal donatı alanlarının geniş ve erişilebilir olduğu, birbirini
tekrar etmeyen kimlikli şehirler olarak inşa edilmelidir.
Açılış Konuşmaları
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 13
2. Yapılması gereken, şehirlerimizi, yoğunluğunu azaltarak mümkün mertebe az katlı
ve bahçeli konutlardan müteşekkil, eskiden olduğu gibi zengini fakiri, doğulusu batı-
lısı her bireyinin birlikte yaşadığı, paylaşmaktan ve diğerinin varlığından güç aldığı,
sosyal barışını sağlamış medeni, mutlu birey ve ailelerin olduğu, çocuk, yaşlı, özürlü
gibi tüm sakinlerinin çevre, estetik ve sosyal donatı imkanlarından istifade edebildiği,
mekanlara dönüştürmektir.
3. Şehri insana, doğaya saygılı bir şekilde onu bir rant aracı olarak değil Allah’ın
bize bir emaneti olarak korumalı ve güzelleştirmeliyiz. O bizim ve bizden sonrakilerin
ortak malıdır. Bizden sonraki nesillere imar edilmiş, huzurlu ve yaşanabilir şehirler
bırakmak herkesin görevidir. Toplumsal barışımıza ve insanımızın huzuruna katkı
sağlayacak şehirleri yeni bir idrak ile inşa ve ihya ederken, şehirlerimizi yeni bir mede-
niyetin taşıyıcıları olarak geleceğe taşımalı, bugün yaptığımız şehirlerle yarınlarımızı
belirlediğimizi aklımızdan çıkarmamalıyız.
Bunların yanı sıra teknik olarak üzerinde durduğumuz iki önemli husus daha var.
Bunlardan bir tanesi; Şehirlerimizin özellikle de İstanbul'un sorunlarını çözmek için tüm
ülkenin kaynak ve imkanlarını birlikte değerlendirip ülkeyi top yekun planlamak ve çöz-
mek gerekliliğidir. Anadolu'yu planlayıp çözmeden İstanbul'u çözmemiz mümkün ola-
maz. Kırsalın, Anadolu'nun itim gücünü kırmadan İstanbul'a yapacağınız her yatırım bu-
ranın çekim gücünü daha da arttıracaktır. Onu için kırsalın, Anadolu'nun çekim gücünü
arttıracak yatırımlar yapılmalı ve teşvikler verilmelidir.
Diğer husus ise, daha önce de her vesile ile söylediğimiz gibi, gerek emsal artışlarıyla ge-
rekse kamu yatırımlarıyla oluşturulan kent rantının bir şekilde kamuya geri dönüşünün
sağlanmasıdır. Bu tabii siyasi olarak riskli ve sıkıntılı bir durum olabilir ama bunun kamu-
oyu önünde anlatılması ve savunulması ile ilgili STK desteğini biz MMG olarak vermeye
hazır olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isterim.
Şimdi ise Ak Parti'nin 30 Mart 2014 seçimleri öncesi yayınladığı seçim beyannamesinden
bazı cümleleri aktarmak istiyorum:
Kişinin yaşadığı çevre, binalar dünya ve yaşam tasavvuruna etki eder. Bu bilinçle uy-
garlığımızın insan ölçekli, insan odaklı ve insan dostu şehir anlayışını ihya etmek temel
misyonumuzdur.
1. Şehirlerimizin her birini kendi tarihi, sosyal, ekonomik, kültürel değerleriyle marka
şehir haline getirmeyi hedefliyoruz.
Hedefimiz öncelikle insan dostu şehir anlayışımızı hâkim kılmaktır. “Kimlikli ve kişilikli
14
şehirler” oluşturarak medeniyetimizin şehir tasavvurunu ihya etmektir.
Güzel insan, güzel şehir demektir. Mekânın estetiği, insanın estetiği demektir. Çünkü
mekân insanı, insan da mekânı şekillendirir.
2. Mahalleler şehirde dayanışma ve kaynaşmanın vuku bulduğu, toplumsal değerlerin
yeni kuşaklara aktarıldığı yerlerdir.
Bizim şehirlerimiz, sadece kendi insanımıza değil, her insana açık olmuştur.
Bizim şehirlerimiz, sosyal ve iktisadi durumuna bakmadan, her insanı kuşatan, kucakla-
yan mekânlar olmuştur.
3. Bizim anlayışımıza göre, Allah’ın yeryüzündeki halifesi olan insanın temel sorumluluk-
larından bir tanesi de dünyayı, yani yaşadığı mekânı güzelleştirmektir.
Her nesil, devraldığı çevreyi güzelleştirerek kendinden sonraki nesillere miras bırakmakla
mükelleftir. Dolayısıyla insanın iki temel görevi vardır:
• Doğal çevrenin güzel muhafaza edilmesi
• İnsan tabiatına uygun mimari eserlerin vücuda getirilmesi.
Bizim hedefimiz “huzurlu şehirler" dir. Hedefimiz; çocuklarımıza, torunlarımıza gurur
duyacakları bir medeniyeti, şehirleri ve ülkeyi miras bırakmaktır.
Şehir sadece insanın inşa ettiği değil, insanı da inşa eden canlı bir mekândır. İnsanı şe-
killendirir, geçmişini olduğu kadar bugününü ve yarınını da belirler. Şehir mirasımız,
aynı zamanda medeniyet birikimimizdir. Göç olgusunun, yasaklarla cebredici tedbirlerle
önüne geçilemeyeceği aşikârdır. Göç, ancak taşranın güçlendirilmesi ile, yani cezbedici
tedbirlerle azaltılabilir. Yeni dönemde teşvik politikalarımızı çeşitlendirip, daha yaygın
hale getireceğiz. Böylelikle Anadolu’da yeni cazibe merkezleri oluşacağına ve alternatif
şehirlerimizin ortaya çıkacağına inanıyoruz.
Mevcut şehirlerin merkezlerini daha fazla yoğunlaştıracak mevcut yapılaşma eğilimini azal-
tacağız. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi şehirleri daha da büyütecek gelişim planları
yerine, sosyo-ekonomik gelişimi yeni şehirlere bir şehirleşme modeli uygulayacağız.
Ve son olarak ta geçenlerde gazetelere yansıyan Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz'ın
yaptığı açıklamaya göre, Temmuz ayına kadar görüşülmesi beklenen Gelir Vergisi Kanun
tasarısı kapsamında Şehir Rantının Vergilendirilmesi ile ilgili bir çalışma da yürütülmekte-
dir. Gerçi bakanımızın bu konunun kısa vadede akşamdan sabaha çözülebilecek bir konu
olmadığı ancak orta vadede gündeme gelebileceği gibi bir beyanını da yine basından takip
ettik ama böyle bir konunun gündeme alınmış olmasını bile önemsediğimizi ifade etmek
isterim.
Evet, demin de dediğim gibi, bu görüşlerin seçim beyannamelerine girmesini düşünce-
lerimizin doğru ve haklılığını gösteren gelişmeler olarak değerlendiriyoruz. Tabii ki bu
saatten sonra bu ifadelerin teorik düzlemden pratik uygulamalara dönüştüğünü görmeyi
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 15
de bir an önce beklemekleyiz.
Kentsel dönüşüm yasasının esas çıkış maksadı risk taşıyan binaların dönüştürülmesi iken
bugün geldiğimiz noktada risk taşıyan binalardan ziyade rant taşıyan binaların dönüştü-
rüldüğünü görmekteyiz. Zira barınma hakkı temel insan haklarındandır ve rant konusu
edilmemesi gerekir. Dönüşüm uygulamalarını, insanların kendi yaşayıp büyüdükleri, aidi-
yet hissettikleri, komşuluk ilişkileri kurup geliştirdikleri ortamlarını muhafaza edecek bir
kurgulamanın gereğine inanıyoruz.
Bu maksatla Kentsel dönüşüm kanunu ve hamlesi, bir fırsat olarak görülmeli ama fırsat-
çılığa dönüşmesine de meydan verilmemelidir. Sayın bakanımızın da konu ile ilgili hassa-
siyetimizi paylaştığını biliyoruz.
Tabii çok zor ve maalesef çoğunluğun tamahkarlıkla yaklaştığı bir konuyu değerlendiri-
yoruz. Ama biz elimizden geldiğince öncelikle olması gerekenleri tespit ve ifade etmek,
sonrasında ise eldeki imkanlarla bu olması gereken tespitlere ne kadar ulaşabileceğimizin
mücadelesini vermek durumundayız. Burada herkes elini taşın altına koymalı ve gerekli
fedakarlığı ve katkıyı yapmalıdır. Zira, Şehirlerde aslında insanlar gibi canlı organizma-
lara benzerler. Şehirlerin de insanlar gibi doğumu, büyümesi, gelişmesi, hastalığı ve hatta
ölümü söz konusu olabilir. Ancak şehirler insanlardan farklı olarak öldükten sonra hesap
vermezler ama o şehirlerde yaşayanlar, yönetenler, yetkililer, aydınları, müteahhitleri, mi-
marları, mühendisleri o şehirlerin de hesabını verirler... Evet, bu önemli konu yoğun bir
gündemle uzmanları tarafından ele alınacağından, ben sözü daha fazla uzatmadan esas
sahiplerine bırakmak istiyorum.
Bu vesile ile de, Mimar ve Mühendisler Grubu olarak, her zaman ülkemiz adına değer
üretmeye, dönemimize şahitlik yaparken olumlu gelişmeleri müjdelemeye ve duyurmaya,
yanlış gördüğümüz uygulamalar hakkında da uyarıcı olmaya çalışırken her faaliyetimizde
HİKMETİ gözeterek İMAR edici olacağımızı ve ürettiklerimizi toplumumuzla İHSAN’la
paylaşacağımızı ifade etmek istiyor, bu sempozyumumuzun da hayırlara vesile olması
duasıyla, İstanbul Ticaret Odasına ev sahipliğinden ve katkılarından, Sayın bakanımıza
yoğun programı arasında bizlere değer verip vakit ayırdığından, sizlere de katılımızdan
dolayı bir kez daha teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum.
16
İTO YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI
MURAT KALSIN
Çok kıymetli Bakanım, İBB Başkanım, Esenler
Belediye Başkanım, MMG Değerli üyeleri, değerli
konuklar sizleri İTO adına saygıyla selamlıyor ve
bugünkü düzenlenen sempozyuma hoş geldiniz di-
yorum. Konumuz kentsel dönüşümün sosyal boyu-
tu. Burada bu konuda konuşacak çok önemli birey-
ler var, umarım önemli meselelere parmak basarız.
Kentsel dönüşüm Türkiye’nin son yıllarında
en önemli gündem maddelerinden birisidir.
Şehirlerimizin imar ve inşası adına çok önemli
süreçlerden geçiyoruz. Yapı stokumuz eski, deprem
yönetmeliğimizde olmayan bina sayısı fazla ve
şehirlerimizin estetik konusunda sıkıntıları var.
MMG işte bu işlere gönlünü koymuş bir kurum.
Daha evvel 4 yıl başkanlığını da yapma gururuna
eriştiğim bu kurumu bir fikir ve imar potası
olarak görüyorum. Kentsel dönüşümün sosyal
boyutlarının da olduğunu bu sempozyumda her
beraber izleyeceğiz.
Değerli dostlar inşaat sektörü ülke ekonomisinin
lokomotifidir. Başta imalat sektörü olmak üzere bir
çok sektör iç içedir. Dolayısıyla bu sektörde yapılan
harcamalar diğer sektörlere de ivme kazandırır.
2013 yılında 1 milyon 200 bine yakın Türkiye’de
konut satıldı ve bunun 200 bine yakını tek başına
İstanbul’da gerçekleşti. Diğer yandan 3. köprü,
yeni havalimanı projesi, kanal İstanbul ve kentsel
dönüşüm projeleri sektördeki hareketliliğe büyük
bir ivme katıyor. Öte yandan sektörün istihdam
konusunda da önde gittiğini görmekteyiz. 2 milyona
yakın insan sektörde çalışmakta. Biz İTO olarak
Açılış Konuşmaları
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 17
bu dinamizmin farkındayız. Bu yüzden göreve geldikten sonra mimar ve mühendisleri
bir araya getirerek bir proje birliği kurduk. Komitelerimizi geniş paydaşlara açtık.
Gerçekten de mimarlık ve mühendislik alanında birçok şehir yeniden kuruluyor. Bugün
birçok ülke mimari ve teknik inşaat sayesinde büyüdü. Burada tarihi bir vakayı sizlerle
paylaşmak istiyorum. Süleymaniye Camii’nin açılışında Mimar Sinan altın bir tepsi
üzerinde Süleymaniye Camii’nin anahtarını Kanuni Sultan Süleyman’a sunduğunda
Padişah kendisine cevaben, “Ey Sinan bu ihtişamlı yapının açılışı bunu yapanlara
düşer” der ve anahtarı açılışı yapması için Mimar Sinan’a verir. İşte ecdadın mimara ve
mühendislere verdiği önem budur. Biz de bu değeri mimar ve mühendislere vermek için
elimizden geleni yapmaktayız.
Değerli katılımcılar, kentsel dönüşüm sadece binaların güvenli hale gelmesi anlamına
gelmez. Esasen kentsel dönüşüm tam anlamıyla bir dönüşümden bahsetmektir. Burada
belki de en az kentsel dönüşümün sosyal boyutundan bahsedilecek. Kentsel dönüşüm ile
yeni yaşam alanlarına kavuşacağımızın yanı sıra yeni sosyal ortamlara da kavuşacağız.
Bu alanlar bize kendimizi daha iyi hissettirecek alanlar olmalıdır. Trafik sıkışıklığının
bizlere sosyal yönden nasıl sorunlar çıkardığı ortadadır. Biz İTO olarak denizi daha
yoğun olarak kullanılması konusunda çalışmalar yürütmekteyiz ve inşallah iyi sonuçlar
almayı planlıyoruz.
Burada farklı bir konudan bakarsak, ülkemiz Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme
Kurumu vasıtasıyla Avrupa Birliği Kırsal Kalkınmayı destekleme fonlarında senelik
750 milyon TL para alıyor ve bu fondan şu ana kadar 1 milyar TL’nin üzerinde para
dağıtıldı. Kasada da 2 milyar 600 bin TL dağıtılmak üzere duruyor. Bu paranın kırsal
kesimlere dağıtılması neticesinde umuyoruz ki işsiz nüfusu tarıma çekip bu üretim
alanını da tekrar harekete geçirmiş oluruz.
Büyük şehirlerde istediğiniz kadar yol yapın, istediğiniz kadar yol açın artan nüfus
ile baş etmek mümkün değil. Bundan 30 yıl önceki kırsal-kentsel nüfus dengesini
yakalamadan kentsel dönüşüm hamlesinin başarılı olması çok zor görünüyor. Ayriyeten
dönüşüm projelerinin İstanbul’a uygun ve geleneksel mimari anlayışımız ile uyuşmasına
çok önem vermekteyim.
Bu vesile ile organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
18
İBB BAŞKANI
DR. KADİR TOPBAŞ
Sayın Bakanım, Ticaret Odamızın Genel Başkan
Yardımcısı., Mimar ve Mühendisler Grubu’nun
Sayın Başkanı ve yöneticileri, değerli katılımcılar,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Günümüzün önemli konularından birisi olan kent-
sel dönüşümün gündeme alınmasının çok önemli
olduğunu söylemeliyim. Bir yazarın güzel bir ifade-
si var. Diyor ki; bundan 100-200 yıl önce biz insan-
ların atları, bahçeleri, bağları vardı ve biz bunların
hepsini teknoloji uğruna verdik. İnsanoğlu olarak
şu an karda mıyız zararda mıyız değerlendirmek
lazım ama bir gerçek var dünyanın hızla nüfusu
artmakta. Şu an şehirlerin kara alanlarında işgal
ettiği alan ise yer kürenin % 2.5’i durumunda. Yine
2005 yılında kırsal ve kent nüfus oranı dengelendi
ve daha sonra kentsel nüfus oranı artışa geçti. Ya-
kın bir gelecekte de kent nüfusunun % 60-70’inin
şehirlerde yaşayacağı düşünülmekte. Bizler bu den-
geleri kader olarak görmeyip ne yapmamız gereki-
yorsa yapmak durumundayız. Şunu maalesef dile
getirmek zorundayım. Ülkemizde yapılan 5 yıllık
kalkınma planları var ama ulusal ölçekte yapılmış
bir kalkınma planımız yok. Araziler nasıl gelişecek,
bölgeler nasıl gelişecek gibi konular ne yazık ki ol-
madı ve yöneticilere göre şehirler oluştu. Mutlaka
ulusal planlar yapılmalı. Sayın Başbakan’ın talima-
tıyla sanırım şu anda ulusal planlar yapılmakta.
Sanayileşme sürecinin Avrupa’da başlamasıyla
daha sonra ülkemize sıçraması neticesinde göçle-
rin kentlere doğru akışı maalesef bugün ki şikayet
Açılış Konuşmaları
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 19
ettiğimiz kentleşmeyi ortaya çıkardı. Kentlilik aslında sosyolojik bir evrimdir. Kente
gelen bir insan kenti yaşayamıyorsa o insan kentli olamaz. Ne yazık ki savaşlar sonrası
yaşam mücadelesi veren insanlarımız temel ihtiyaçlarını karşılamak düşüncesiyle dar
ufuklarla bakmak zorunda kaldı. İstanbul’un dün üzerinde biraz inceleme yaptığım bir
kitapta 1930’ların İstanbul’una bakma fırsatına eriştim. Gerçekten sıkıntıdan dolayı
çökmüş bir İstanbul vardı fotoğraflarda. Ama biliyoruz ki burası bir yeryüzü cenneti.
Her alanıyla 4 mevsimi yaşayan bir nokta. Zaten bundan dolayı insanlar 8 bin 500 yıl
önce burayı keşfedip yaşamını buraya kurmuş ama şu an hemen hemen 15 milyona
gelmiş bir İstanbul’dan bahsediyoruz. Bu şehrin kullanma konusunda daha dikkatli
olmalıyız. Ben çocukluğumdan İstanbul’u hatırlarım, Şehir Suriçi dolduktan sonra dışa
taşmaya başladı. O dönemde yeni ihtiyaç alanları belirlenseydi bugün daha farklı bir
İstanbul’u konuşuyor olurduk. Bir gerçek var, İstanbul’un 5 bin 400 km’lik alanının 2
bin 500 km’ si orman alanıdır. Geri kalanı ise yerleşim alanı. Hesap yaparsak kişi başı-
na düşen alan İstanbul’da 160 metrekaredir. Siz bu alanı tek katlı yapılar ile yerleşim
alanlarına dönderirseniz 4 kişilik bir aileye 560 metrekarelik bir alan, ki bu alanda
yollar ve sosyal donatı alanları dahil olmak üzere nasıl bir ölçek ortaya çıkar, işte o
yüzden çok katlı yapıları savunmasam bile böyle bir durum ortaya çıkmaktadır. Şu an
Paris’te yapılan bir çalışma var. Geleceğin Paris’i isimli. 100 milyon nüfuslu bir Paris
ve Rhen Nehri’ne kıyısı olan 3 kenti birleştirip yeni bir yönetim merkezi kuruyorlar.
Diyorlar ki bizim şu an ihtiyaçlarımız farklı, tabiî ki eskiyi koruyoruz ama zaman
değişiyor. Evet, artık çocukluğumuzdaki 1 milyonluk İstanbul yok, 15 milyonluk bir
şehir var.
Şehirler inovasyon merkezlerdir. İhtiyaçlar doğurmaktadır. Atlı tramvaylar yerini met-
rolara bıraktı. Tabii ki bu değişim talepler neticesinde oldu. Biz bugünün şartlarında
kentin her noktasına birkaç kez ulaşabiliyoruz. İş alanları genişledi. İlişkiler arttı ve
hızlı hareket etme mecburiyeti geldi. Aslında bizleri artık sistemler yönetir hale geldi.
Bize bu kentlerde düşen, değerler konusunda hassasiyet göstermek, yeni yaşam alan-
larında yaşam ilişkilerini doğru hale getirmek bizim için önemli olmalı. Londra’da
şehrin en yüksek binası yapıldı. Projelendirmede şu düşünüldü. Biz diğer yüksek bina-
larda insanları ayrıştırıyoruz. Bu binalarda her katmandan insan yaşamalı diyorlar. Bu
çok önemli çünkü insan ilişkilerine değer veriyorlar. Biz de maalesef siteler ayrıştırma
amacıyla yapılıyor. Aradaki uçurumlar artmakta. Bu mesafeler artmakta ve arttıkça
tehlikeli hale gelmektedir. Bir de şunu iyi biliyoruz ki hareket halinde olan insanlar,
göçmenler var. Bakın Yunanistan çitler inşa ediyor. Ama bu dengesizlik devam ederse
en büyük problem güvenlik konusu olacaktır. Ben bunu Birleşmiş Milletler’deki bir
konuşmamda da dile getirdim.
20
Biz bir kere sosyalleşme adına ortak mekan sayısını artırmak zorundayız. Ötekini ka-
nıksama yollarını açmalıyız. Bakın Sayın Başbakanımız Belediyelere ait olan Sosyal
Tesisleri halka açtığında, toplumsal bir sosyalleşmeyi ortaya çıkardığını kendisi dile
getirmiştir. İnsanlar sokağa çıktığı zaman aidiyet duyguları gelişiyor ve dolayısıyla sor-
gulamaya başlıyor. Dahası talepleri dile getiriyorlar. Burada bize düşen gelir, rant gibi
kavramlardan uzak sosyal gelişimleri ortaya koyacak çalışmalar yapmak zorundayız.
Her daim dile getirdiğim gibi insanoğlunun kutsal olan bir hakkı; barınma hakkı var-
dır. Yönetimlerin bu hak konusunda üzerine düşeni yapması lazımdır. Kira öder gibi
yapıları, ucuz yapıları vermezseniz, çarpık, sakat yapılar ortaya çıkar. Son olarak dep-
rem riski var, burada kentsel dönüşüm de bir şans getirmektedir, tabii ki rant ve kar
amacı gütmeden yapılmalı, Sayın Başbakan’ın belediye başkanlarına ilk söyledikleri
de budur.
Sözlerime burada son verirken sempozyumun hayırlı ve başarılı geçmesini diliyor ve
saygılarımı arz ediyorum.
Açılış Konuşmaları
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 21
Günümüzün önemli konularından birisi olan kentsel dönü-
şümün gündeme alınmasının çok önemli olduğunu söylemeli-
yim. Bir yazarın güzel bir ifadesi var. Diyor ki; bundan 100-
200 yıl önce biz insanların atları, bahçeleri, bağları vardı ve
biz bunların hepsini teknoloji uğruna verdik.
22
ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK BAKANI
İDRİS GÜLLÜCE
Değerli Belediye Başkanları, İTO’nun değerli yöne-
ticileri, Mimar ve Mühendisler Grubu’ndan değerli
dostlarım, kıymetli misafirler; hepinizi saygıyla selam-
lıyorum. Organizasyon için çok teşekkür ediyorum ve
böyle organizasyonların devamlı olmasının çok fayda-
lı olacağını düşünüyorum.
Kentsel dönüşüm bir mecburiyetten kaynaklandı.
Hepimiz biliyoruz ki ülkemizin % 90’ı bir deprem
alanı. Milletvekili iken ben deprem komisyon
başkanıydım. Ayrıca deprem bölgelerinden birinde
belediye başkanlığı yaptım. 17 Ağustos depremini de
tecrübe edenlerden biriydim. Evet, böyle bir vaka var.
Dahası yapılaşmamız çok çirkin olmuş. Bir anda %
60 köylü olan nüfusumuzun % 80’i şehirlere gelmiş.
Bu kadar kısa zamanda nüfus katlandı ve mühendislik
hizmetleri olmadan gecekondu ve benzeri olan binalar
yapıldı. Bu binalar plan ve mühendislik görmeden
yapılan binalardı. Ama artık ülkemiz eski Türkiye
değil. Dünya ekonomisinde 16. sırayı zorlayan, 17
milyon öğrencisi olan, ileri teknoloji peşinde koşan,
artık sanayi ürünleri satan bir ülkeye dönüşmüş
durumda, o halde şehirlerinde bu çökmüş, riskli
halden kurtarılıp çağdaş donatıları olan şehirlere
kavuşması gerekiyor. Bu ve bunun gibi daha birçok
nedenden dolayı da kentsel dönüşümün ortaya
çıkması gerekiyor.
37 ilde 106 adet bakanlık, 148 farklı noktada 383
bin bağımsız birimin 81 ilde 106 binin üzerinde
dönüşümünü başlattık. Tabi her işin başında eksik ve
hatalar olabiliyor. Daha iyisi tecrübe ile kazanılıyor.
Bazı belediye başkanlarımız yola çıkmış ama halkın %
70’i karşı bu duruma. Şikayet etmiyorum ama bazıları
Açılış Konuşmaları
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 23
geliyor ve halkın karşı çıkması konusunda endişelerini anlatıyor. Ama zaman içerisinde işin
pişmesi de gerekiyor tabi. Yapılması gereken yapılacaktır. Ama halka rağmen değil, halkla
birlikte yapacağız. Kentsel dönüşüm konusunda da bu böyledir.
Siyaset mümkün olanı yapmaktır. Mümkün olanlar da her zaman doğru olanlar olmuyor
ve olması gerekenle olabilecek olan da her zaman örtüşmüyor. Bu durum şehircilikte de
böyledir. İnsanın gönlünde geçenlerle gerçekler örtüşmüyor. İstanbul’un imarı Sivas’tan,
Ardahan’dan, Sinop’tan, Kastamonu’dan başlıyor. Bu şehirler en fazla göç veren şehirler.
Eğer siz buraların imarını yapamazsanız, o insanlar nerede iş bulabilirse oraya akıyor ve bu
akış çok hızlı oluyor. Devletler bu hıza yetişememiştir ve bu çarpık şehirler ortaya çıkmıştır.
Ben bu tür binaları yapan vatandaşları da suçlamıyorum, artık ne yapılacağının konuşulma-
sı lazım. Unutmamalıyız ki göç hiçbir gücün durduramayacağı bir olgudur. Avrupa yakın
bir zaman içerisinde Afrika tarafından işgal edilecektir. Milyonlarca insan gelecektir. O za-
manki İstanbul ile şimdiki İstanbul’un aynı olmadığı bu duruma da örnektir. Eski İstanbul’u
artık bulamayız. Ahşap evleri artık bulamayız. Üsküdar buna örnektir. Artık Üsküdar’ın
Marmaray’ı var. Bakın 3. Boğaz Köprüsü yapılan bir İstanbul var.
Evet, topraktan uzaklaştıkça insanın mutluluğu azaldığı şeklinde iddialar var ve evet ben
de buna inanıyorum. İnsanları diğeri için dertlenme ihtiyacından alıkoyuyor ki biz mazlum
halklar için uğraşan onlara dert yanan en büyük milletiz. Topraktan uzaklaştıkça insanlar
kendileri için yaşamaya başlıyor ve bu gönül ile ilgili problemken ekonomik durumlar bunu
gerektirmeye başlıyor.
Ekonomik-stratejik-mekansal planlamayı bakanlık olarak kararlaştırdık ve bunla ilgili
olarak İTO’nun da içerisinde bulunduğu tüm Türkiye’nin stratejik planlamasını yapmaya
çalışıyoruz. Herkesin karara etkisi olacağı çok ciddi bir projedir.
Kentsel Dönüşümü hükümetimiz başka bir şekilde de yapıyor. Teşvik uygulaması denen
olay da bana göre bir kentsel dönüşümdür. İnsanın bulunduğu yerdeki imkânları ile hayatını
devam ettirmesi de bir kentsel dönüşümdür.
Şehrin büyümesinin insani ilişkileri nasıl etkilediği konusuna gelirsek; bu konu az dikkat
edilen bir konudur. Şehircilik sadece mimarlık ve mühendislik yanı ile bakılamayacak kadar
önemli bir konu. Bunun bir de insani, sosyal ve psikolojik yanı var. Çünkü bu tür olguların
ölçülmesi çok kolay değil. Bulunduğu dükkanın karşılığında plaza verseler gitmeyen yani
oraya aitlik hisseden bireyler var ve bunu ölçmek çok kolay değil. Bu yüzden kentsel
dönüşümünde sosyal boyutlarının iyi incelenmesi lazım. Biz her zaman hem şehirleri yıkıp
yaşanabilir, donatıları olan, metroları olan şehirler yapacağız hem de kalbi olan, gönlü olan,
aşkı olan, insanı seven, komşuluk bağları olan şehirler yapmaya çalışacağız. Komşulukların
önemli olduğu cenazelerin ortada kalmadığı şehirler yapılması için uğraşacağız.
Hepinize muhabbetler ediyor, saygılar sunuyorum
24
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 25
1. OTURUM
Medeniyetlerin Şehir Algısı
ve Kentsel Dönüşüm
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Ali Osman ÖNCEL
SEMPOZYUM
İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu - Eminönü
12 Mayıs 2014
Pazartesi
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN
SOSYAL BOYUTU
26
Prof. Dr. Korkut TUNA
TARİHTE ŞEHİRLER ve DÖNÜŞÜMLERİ
Kentsel dönüşüm konusunda kullanılan kavramlara
bakarsak günümüzün meseleleri ile sınırlı ve tabii
ki tayin edici bir tutumun öncesinde de belirli
uygulamalar ile karşılaşıldığı anlaşılmaktadır. Bu
bakımdan günümüz uygulamaları ve buna bağlı
meseleler açısından konunun daha başka boyutları
olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Kentsel dönüşüm kavramının yanında, yeniden
oluşum, kentsel yenileme, sağlılıklaştırma, yeniden
geliştirme, yeniden oluşum ve son zamanlarda
kullanılmaya başlayan soylulaştırma kavramları
meselenin boyutlarını bize gösteriyor. Daha çok
günümüzdeki uygulamalarda ortaya çıkan ve
şehrin değişim ve dönüşümünü açıklamaya çalışan
bu ve benzeri kavramlaştırmalar, şehrin tarihi
boyunca hep dönüştüklerini göz önüne almamızı
gerektiriyor. Şehirlerin değişim ve dönüşümleri
ve bir manada da belki de yok oluş süreçleri
içerisinde de bakacak olursak şehirlerin tarihteki
en büyük değişimlere karşılık olacak şekilde ortaya
çıktıklarını unutmamamız gerekiyor.
Şehirlerin ortaya çıkmasından önceki yaşam
koşulları nerdeyse 1 milyon yılı aşkın bir süreyle
insanın var olabilme mücadelesini gösterir. Diğer
canlıların yanında avcılık ve toplayıcılık gibi
çabalar haricinde kendisinin bir toprak üzerine
yerleşmesine izin verecek bir tarım faaliyetine
girerek insan olarak büyük bir var olma
mücadelesi içerisinde yer almıştır. Tarım faaliyetine
bağlı yerleşme köyleri, köylerin tek başlarına
1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 27
çözemedikleri açmazlar ise şehirlerin çıkmasına neden olmuştur. Şehir kır ile birlikte
var olmakla birlikte, kırdaki siyasi, iktisadi, ekonomik ve dini açmazların çözüm yeri
olarak mevcut üretimin devamlılığını sağlamış ve bu üretimden elde edilen artı değer
ile şehirler kendi devamlılığını sürdürmüştür. Şehrin kırda oluşturulan artı ürünle
beraber, üretim, yönetim, denetim merkezi olarak var olması yeni toplum kesimlerinin
de gelişmesine yol açmıştır. Şehir kırdaki mevcut üretim ilişkileri ile toplum kesimlerinin
değişimine bağlı olarak sürekli dönüşüm içerisinde olmuştur. Dönüşemeyen şehirler
tarih sahnesinde çekilecek şehirler olmuşlardır. Şehri var eden artı ürün şehrin içinde
yer aldığı toplumsal ve toplumlar arası ilişkilerin sürdürülmesi, el değiştirilmesi veya
askeri müdahaleler gibi olaylar ile birlikte yeni dengelerin oluşmasıyla el değiştirdiği
ölçüde şehirlerin dönüştüğü görülecektir. Başka bir değişle şehir varlığını ortaya koyan
veya sürdüren toplum kesimleri ile etkileşim içerisinde olacaktır.
Şehrin barındırdığı toplum kesimleri ve bunların üretim ve hayat şekilleri şehrin
tüm özelliklerini ortaya çıkartacak ve şehrin değişimi bu unsunlar üzerinden takip
edilebilecektir. Şehrin fiziki yapısı aynı zamanda sosyal yapısı, üretimi ve elinde
tuttuğu bir manada ilişkiler çerçevesinde var olacaktır. Bir manada dönüşüm içerisinde
olacaktır. Şehir artık sahip olmadığı ilişkiler kadar yeni boy gösteren ilişkilerin de
izlerini taşıyacaktır. Bu izler bir taraftan dönüşümün nasıl olduğunu ortaya koyarken,
o günlerde aldığı şekillerde aldığı dönüşümü işaretleyip belgeleyecektir. Tarihi süreç
içerisinde sosyal değişiklikler kadar ortaya çıkan dış müdahaleler şehirdeki dönüşümün
izlerine taşıyacaktır. Şehrin el değiştirmesi, fetih edilmesi dönemin dönüşümündeki
unsurlarını ortaya koyacaktır. Mezopotamya şehirlerinin tarihine baktığımız da sadece
din unsurunun kattığı özellikler bile başlı başına şehirdeki dönüşümü açıklayacak
özelliklerdir. Gelişmeler Orta Doğu’daki şehirlerde mevcut Yahudi mahallesinin yanında
bir Hıristiyan mahallesinin de oluşmasına, tapınağın kiliseye dönüşmesine yol açacak,
ilerleyen zamanlarda Müslüman varlığının ortaya çıkması, hakim Hıristiyan özellikleri
taşıyan şehirde yeni dönüşümler ortaya çıkmasına yol açacaktır.
Tarih; bir şehri oluşturan ana unsurların zaman içende uğradı dönüşümlerin bir serüveni
olarak karşımızdadır. Şehir örgütlediği toplum ilişkileri çerçevesinde varlığını ve belki
de kazandığı yeni kimliğini yaşadığı dönüşümlere göre sürdürmektedir. Şehir içinde
yer aldığı toplumun her manadaki izlerini zamanın tahribatına rağmen taşımaktadır.
Geçmişte ortaya çıkan dönüşümlerin izleri bu manada varlığını sürdürmektedir. İnsanın
izlerine ulaştığımız 1 milyon yıllık serüveni sonrasında şehirlerin günümüzden 5-6
bin yıl önceye kadar geri götürdüğümüz varlıkları önemli ölçüde kentsel dönüşümü
yaşamıştır. Şehirlerin din değiştirmeleri yeni siyasi birliklerin hakimiyeti altına girmeleri
ve buna bağlı dönüşümlerinin yanında dünyada siyasi hakimiyetlerin sınırlarına
28
ulaşması, el değiştiren şehirlerde gözlenen radikal değişimlerin giderek azalmasına ve
bir manada dünyanın İslam ve İslam dışı, batı ve doğu gibi temel ayrımların yerleşmesi
karşısında şehirlerin üretim yönetim biçimlerinin sağladığı refah ve çekicilik sayesinde
artan nüfusları şehirlerde ek dönüşümlere yol açacaktır.
Az bir nüfusla yola çıkan doğu şehirlerindeki iç kale ve dış kale ayrımının ve üretim
işlerinin sahibi olduğu itibara göre şehir içinden dışına doğru oluşmuş bir hiyerarşi
çerçevesinde yer alması ilerleyen yıllarda İslamiyet’in de yaygınlaşması ile merkez
cami etrafında etrafındaki külliyeler ile yeni bir boyut kazanmıştır. Yapılan medrese
hamam vb. yapılar ile şehir mahalleleri yaygınlık kazanacaktır. Oluşan merkezi
çekirdek etrafında çok unsurlu bir nüfus artışı dikkat çekecektir. Sağlanan güvenlik bazı
bölgelerde kalelerin korunmasına olan ihtiyaç ortadan kalkınca şehrin çevreye doğru
genişlemesi de ortaya çıkmıştır.
Batı Avrupa’da yaşanan ve feodal dönemin getirdiği şehirsizliğin ardından ortaya çıkan
sanayi devriminin getirdiği üretim ve sanayinin şehri ele geçirmesine yol açacaktır. Sanayi
üretimini sürdürecek imalathanelerin şehrin merkezinde yer alması üretimin çektiği
nüfusun şehrin çevresine savrulmasına yol açacaktır. Sanayi ile dönüşen batı şehrinin
artık önemsizleşen eski dönemlerinden günümüze ulaşanlarının yer aldıkları bölgelerin
tekrar önem kazanması ile yeniden onarılması sağlanmıştır. Sanayi ile canlanan şehirler
sur engellerinden kurtulunca kırsal alanda kurulan yeni yerleşim alanları mahalleleri
günümüzün tüm büyük şehirlerinde isimleri ile ele vereceklerdir. Şehir, sokak ve yer
adlarının adeta bir sözlük gibi bizlere ip uçları verebileceği bir ortamda yer adlarının
değiştirilmesi bizi farklı bir müdahale biçimine de götürmektedir.
Şehirlerde olan tüm bu dönüşümler belli bir müdahaleye bağlı olarak çıkmışlardır ama
işin içine belli hesaplar karışmaya başlayınca şehre yapılan müdahalelerin daha kapsamlı
ve radikal bir biçim aldığı görülmektedir. Özellikle İkinci Dünya Savaşı ardından
bombalanarak Avrupa şehirleri bugünkü manada bir kentsel dönüşümün başlangıcını
oluşturacaklardır. Bir taraftan mevcut şehrin tarihi yapıları yeniden canlandırılır ve
şehrin konut stoku yeniden oluşturulurken sanayi döneminin başlangıcında yaşanan
sorunlara da çözüm getirilmişti. İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa ve ABD’de ortaya
çıkan üretim çeşitliliği ve artışı yeni durumları da yol açacaktır. Artan şehir nüfusları
yeni bir alan oluşturmuştur. Bizde de gecekondu olarak zamanında adlandırılan yapılar
nüfus artışıyla beraber gelişen ve büyüyen şehirlerin sorunları olarak ortaya çıkmıştır.
Gecekondular; derme çatma, acele yapılmış ve altyapısı olmayan yerleşme türleriydi.
Oturanlarının şehirde karşılaştıkları konut sorununu çözme biçimi olarak ortaya
çıkmışlardı. Merkezi yönetimlerin ülke içi nüfus hareketliliğini oluşturduğu karmaşık
1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 29
yapıya çare üretememeleri sonucu dünyanın farklı bölgelerinde benzer özellikler
sonucu ortaya çıkmışlardı. Nüfus artışlarının zayıf, ekonomik gelişmenin güçlü olduğu
toplumlarda söz konusu sorun daha çabuk çözüldü. Ailenin nüfus yapısına bağlı olarak
eski şehrin büyük ölçüde muhafaza edilmesi yanında inşa edilen konutlar devlet destekli
ve ucuz kiralarla ihtiyaç sahiplerinin kullanımına sunuldu. Asıl dönüşüm ise fabrika,
kışla vb devrini tamamlamış büyük yapılarda ortaya çıktı. Önemli ölçüde yıkıldılar
ya da işlevlerinin aksine kullanılmaya başlandılar. Bunun tersi ise özellikle Türkiye’de
dışarıdan önemli bir müdahale olmadan kullanıcılarının imkanları ile apartmana
çevrildi. Özellikle Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerimizde bu tür yapıların
içerisinde yaşayan şehirli nüfusun % 60’ını oluşturmaktaydı. Yakın zamanlara geldikçe
idari yapılanmalarla gecekondu mahallelerinin ilçeye dönüşmeleri ile belli bir kontrol
altına alınmaları sağlanmıştır.
Görüldüğü gibi şehirler tarih boyunca dönüşümü bünyelerinde taşımışlardır. Dönüşüm
nasıl adlandırılsa adlandırılsın kısmen kendiliğinden olduğu gibi bir yerden sonra bir
müdahale sonucunda olmaktadır. Önemli olan ortaya konacak olan müdahalenin, şehrin
tarihine, bütünlüğüne ve özellikle de geleceğine bir ipotek koymadan gerçekleşmesidir.
30
Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN
MEDENİYETLERİN
AYNALARI KUTLU ŞEHİRLER
GİRİŞ
Bir medeniyetin değerleri şehirlerin ekonomik,
sosyal ve kültürel dokusunu oluşturur. Camiler,
çarşılar, çeşmeler, dergahlar, meydanlar ve evler,
kültürlerin şehirlerdeki elle tutulur, gözle görülür
yansımalarıdır.Medeniyetleridiritutan,heralanda
güçlü kılan, onların ruhlarıdır. İç dünyaları canlı
ve zengin olmayan medeniyetlerin, şehirlerinin
bir şiir gibi, düzen ve uyum içinde olmaları
beklenmez. Çünkü bir medeniyetin değerleri;
ahlakı, sanatı ve düşünceyi biçimlendiren, bilim
ve teknolojiyi yönlendiren, geniş bir çerçevenin
sınırlarını ve kırmızı çizgilerini belirler.
 
İslam medeniyeti, teori ve pratiğiyle bir inançlar
bütünüdür. İslam medeniyetinin teorisini imanın,
pratiğini de İslamın şartları oluşturur. İmanın
çerçevesinde; Allah’a, meleklerine, kitaplarına,
peygamberlerine, öteki dünyaya, kadere, iyiliğin
ve kötülüğün O’ndan geldiğine ve ölümden sonra
dirilmeye inanmadır. İslamın şartları olan şehadet,
namaz, oruç, hac ve zekat da pratiği oluşturur. İç
ve dış dünya İslam medeniyetinde iç içe, birbirini
besleyen ve zenginleştiren bir bütündür.İnsanın
iç dünyası, dış dünyasına yansır. İç dünya dış
dünyayı hayatın ölümü içinde taşıdığı gibi taşır.
İslam medeniyetinin ortak noktaları, imanın ve
İslamın şartlarıdır. Onları teori ve pratik gibi,
bir bütün olarak ele alıp derinliğine kavramadan
Müslümanları anlamak mümkün değildir. Şehirler
1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 31
medeniyetin, camiler de şehirlerin ruhudur. 
İslam medeniyetinin özünü kavrama açısından, üç cami, yeryüzündeki mabetlerin
başında gelir. Onlar, diğer mabetlerden daha anlamlı oldukları gibi, erdemlilikte
de hiçbir mabet onlarla boy ölçüşemez. Bu mabetler, Mekke’nin, Medine’nin ve
Kudüs’ün kalbinde yer alan mescitlerdir. Mekke’de Harem, Medine’de Peygamber ve
Kudüs’te Aksa Mescitleri İslam Medeniyetinin köşe taşlarıdır. Onlar Mekke, Medine
ve Kudüs’ün simgeleridir. Erdemli şehirlerin ve erdemli yönetimlerin bilgisi, İslam
milletinin kalbi olan bu şehirlerdir.
 
Mekke, ilk Peygamber’den son Peygamber’e kadar bütün peygamberlerden izler taşır.
Malcolm X’in deyişiyle, Mekke zaman kadar eski bir şehirdir. Bu yüzden, şehirlerin
Anası Mekke’ye, İslam milletinin başşehri gözüyle bakılır. Mekke İslam milletinin,
Kabe de Mekke’nin merkezidir. Kur’an’da haber verildiği gibi, Kabe yeryüzünün ilk
mabedidir. Kabe ilk defa melekler, sonra da ilk insan ve ilk peygamber Âdem tarafından
inşa edilmiş. İslam medeniyetinde sürekliliğin, bütünlüğün ve değişmezliğin simgesi.
Kabe’yi İbrahim Peygamber, oğlu İsmail ile birlikte, eski yerine yeniden yapmıştır.
Son olarak Son Peygamber Hz. Muhammed (SAV) tarafından yenilenerek, putlardan
temizlendi. Kabe ile Mekke, İslam kültür ve sanatında vazgeçilmez bir yer tutar.
Kabe Müslümanların sanatında, Titus Burchart’un vurguladığı gibi, bir kutup yıldızı
işlevi yüklenmiştir. Çevresinde toprağa verilmiş yüzlerce peygamberle birlikte bütün
insanlığa yol gösteren Mekke’yi, Müslümanlar ömürlerinde en az bir kere ziyaret
etmek zorundadır. İslamın şartlarından biri olan Hac, Mekke merkezli bir ibadettir.
Medine Peygamber şehridir. Etrafı dağlarla çevrili olan Medine, Hz. Muhammed’in
(SAV) ümmetinin başşehri konumundadır. Medine’nin merkezi Peygamber
Mescidi’dir. Hz. Muhammed, dünya değiştirdiği evde toprağa verilmiştir. O toprak ki
bütün insanlığa rahmet olarak gönderilmiş Son Peygamber’i bağrında taşımaktadır.
Varoluşun kaynağı olmasıyla, Ravza yeryüzünün en aziz köşesidir. Ravza’yı ziyaretin,
Son Peygamber’i sağlında ziyaret gibi olduğu, kendisi tarafında müjdelenmiştir.
 
Kudüs, Yakupoğulları’ndan Peygamberlik ile Sultanlığı birleştiren Davut ve
oğlu Süleyman’a başşehir olmuştur. Mukaddes Beyt, Musa Peygamber’den 5 asır
sonra Süleyman Peygamber tarafından yapılmıştır. Seçilmiş Meryem, bu mescit
çevresinde iç olgunluğa erişerek, İsa’yı babasız olarak doğurmuştur. İsa Peygamber
ölüleri diriltme, doğuştan görmeyen gözleri açma gibi bütün mucizelerini bu şehirde
göstermiştir.
 
30 yaşında peygamber olan İsa (AS) ile İslam Milletinin bayrağı Musa (AS)
32
ümmetinden İsa (AS) ümmetine geçmiştir. Ancak üç yıllık peygamberlik süresinde
kendisine yalnızca 12 kişi inanmıştır. İsa Peygamber havarileriyle son görüşmesinde,
“Horoz ötmeden sizin biriniz beni inkar edecek ve pek az paraya satacak” demiştir.
Yuda O’nu ele vermiş ancak onun yerine kendisi cezalandırılmıştır.
 
Romalılar, İsa Peygamber’in göğe çekilişinden 40 yıl sonra Kudüs’ü ele geçirerek,
yakıp yıkmışlar. Üç asır içinde imparator Konstantin eliyle de Hıristiyan olmuşlardır.
Konstantin ikinci Roma olarak İstanbul’u kurmuştur. Kudüs Halife Ömer ile
Müslümanlara geçmiş. Son Peygamber’in Miraç kenti, Mekke’den önceki kıble ve
Halife Ömer’in yaptığı camiyle İslam kültüründe önemli bir yer tutar. Bu yüzden
Kudüs, Hz. Muhammed (SAV), Musa (AS) ve İsa (AS) ümmetlerinin ortak başkentidir.
İslam Milletinin erdemli şehirlerinin üçüncüsüdür.
 
İslam kültürü içinde şehirlerin kurulmasında ana örnek, Peygamber şehri Medine
olmuştur. Müslümanların kurdukları şehirlerin merkezinde Cami, çarşı ve okul
bulunur. Şehri bu üçlünün çevresinde işyerleri, evleri, mektepleri, kütüphaneleri,
hanları, hamamları ve çeşmeleriyle birlikte ezan sesinin duyulduğu sınıra kadar
halka halka genişler. Ezan sesinin işitilmediği sınırdan sonra, başka bir yerleşim
kümesinin çevresi başlar. Merkez ile çevre, çevre ile merkez yoğun bir alışveriş
içindedir. Buhara’dan Saraybosna ve Kurtuba’ya kadar Müslümanların kurdukları
bütün şehirlerde, söz konusu fiziksel gelişme bütün ayrıntılarıyla gözlenir.
 
İstanbul’un eski merkezine bakıldığında İslam kültürü içinde oluşan şehirlerin
ana özellikleri açıkça görülür. Beyazıt, Süleymaniye ve Nuruosmaniye camileri
üçgenindeki yapılar, medrese, cami ve kapalıçarşıyı odak noktası alan mekansal bir
bütünlük gösterir. Şehrin oluşumunda yapılar ve doğal çevre tatlı bir uyum ve düzen
içindedir. Camiler, çarşılar, çeşmeler ve meskenlerle ağaçlar birbirini tamamlar.
 
Mecidiyeköy ve Maslak sözkonusu olduğu zaman, gökyüzüne isyan edercesine çok
katlı binalar ve onların arasında ezilen ağaçların oluşturduğu bir yapılaşma vardır.
Eski İstanbul bir uyum ve düzeni yansıtırken, yeni İstanbul göklere başkaldıran bir
yapılaşmayı sergiler. Eski İstanbul’un örneği Hz. Peygamber’in hicret yurdu Medine
iken, yeni İstanbul’un örneği modern çağların Roma’sı New York’tur.
Dünyadaki her şehir, Medine ile Roma’yı; gündüzün geceyi, gecenin gündüzü içinde
bulundurması gibi yapısında taşır. Medine’ye özenenlerde hoşgörü ve güzellik öne
çıkarken, Roma’ya özenenlerde isyan ve şiddet ağırlık kazanır. Geleceğin erdemli
şehirlerinin örneği Medine’de, eski İstanbul’da ve eski Kurtuba’da, hiçbir yapı,
1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 33
Yaratıcı ile yarış olabilir kaygısıyla, ağaçlardan büyük yapılmamıştır. Bu yüzden eski
Şam, eski Konya ve eski Bağdat’ta doğal çevreyle, insan eliyle yapılanlar arasında eşsiz
bir uyum ve düzen vardır. Çünkü onların mimari eserlerdeki örneği, hayatın olduğu
kadar doğal çevrenin de benzersiz bir simgesi olan ağaçlarla birlikte tabiattır. Tabiat,
Allah’ın sözsüz ayetleridir. İnananlar, Kur’an gibi tabiatı da okumak zorundadır.
 
Şehirleşme olgusu, son yüzyılda ekonomik, sosyal ve kültürel yapıda ortaya çıkan en
önemli gelişmelerden biridir. Nüfusun çoğunluğunun şehirlerde yaşamasıyla sosyal,
ekonomik hayat köklü değişikliklere uğramıştır. İbn Haldun, şehirlerin büyümesiyle
üretimin de kat kat artacağını söyler. Üretimin artmasıyla gelir ve bolluk da büyür.
Şehirlerin yaşama düzeyi ve zenginliği de üretime paralel olarak gelişir. Ancak
şehirleşmeyle insanların üretim düzeylerinden daha çok tüketim düzeyleri yükselirse,
şehirler kültürlerin gerilemesine yol açar. Şehirler, ürettiklerinden daha çok tüketmeye
heveslenirlerse, toplumların çökmesinin kaynağı ve hazırlayıcı olur.
Bir ülkede şehirler, kültürlerin aynası oldukları kadar kültürlerin zenginleşmesinin de
sürükleyici gücüdür. Bu yüzden Mevlana, köyde üç gün kalanın kırk gün aklı başına
gelmez, diyerek merkez ile çevre arasındaki işlev farkını çarpıcı bir biçimde dile
getirir.Şehirler tarih boyunca ekonomik ve kültürel canlılık kaynakları olmuşlardır.
 
İslam medeniyetinin geleceği, Medine’yi örnek alan İstanbul, Buhara, Bursa, Bakü,
Kazan, Saraybosna, Kayseri, Konya ve Maraş gibi şehirlerdir. Onlar ülkelerinden
önce şehirlerini, gelecekte kaçınılması sözkonusu olmayan bir kültür ve medeniyet
hesaplaşmasına hazırlıyor. Onların mayası Mekke, Medine ve Kudüs gibi erdemli
şehirlerde yoğrulmuştur.
 
Bütün dünyada inananlar, Medine’de Son Peygamber’in çevresinde halkalanan ilk
Müslümanların coşkusunu taşıyor. İstanbul’u kuşatanlar gibi, Paris’i, Londra’yı,
Berlin’i, Moskova’yı, Roma’yı ve New York’u kuşatmaya hazırlanıyorlar. Orduların
yerini gönüllü kuruluşların, devletlerin yerini de şehirlerin aldığının bilincindedir.
Duvarsız, kapısız ve sınırsız kare dünyada her şehir bir dünya, her dünya bir şehirdir.
34
Prof. Dr. Nevin GÜNGÖR ERGAN
Hacettepe Üniversitesi
nevine@hacettepe.edu.tr
Doç. Dr. Birsen ŞAHİN KÜTÜK
Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
birsensahink@gmail.com
Doç. Dr. Serdar SAĞLAM
Gazi Üniversitesi
KENTSEL DÖNÜŞÜM
POLİTİKALARI VE
TOPLUMSAL KATILIM
Özet:
Son 5 yıldır hızı artan ve yeni düzenlemelerle farklı
boyut kazanan kentsel dönüşüm projeleri Türkiye’de
önemli bir değişime kaynaklık etmektedir. Ankara’da-
ki kentsel dönüşüm projeleri ise bunun önemli uygu-
lama alanlarından birini oluşturmaktadır. Bu nicel
araştırmada Ankara’da kentsel dönüşüm alanlarından
olan Mamak ve Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa bölge-
leri incelenmiş ve kentsel dönüşüm projesi alanlarında
yaşayan halkın bu projelere bakışları ele alınmıştır.
Çalışmada anket tekniği ile toplam 374 kişiden veri
toplanmıştır. Araştırma sonucunda kentsel dönüşüm
projelerinde, halkın ihtiyaçlarının dikkate alınmasının
son derece önemli olduğu görülmüştür.
Anahtar kelimeler: Kentleşme, gecekondu, kentsel dö-
nüşüm, kentsel dönüşüm projeleri, nicel araştırma.
Abstract:
Urban transformation projects that winning new regu-
lations in different sizes for 5 years has been an impor-
tant source of change inTurkey. The urban transforma-
tion projects in Ankara constitutes one of the major
1
Bu çalışma Hacettepe Üniversitesi
BAB desteği ile gerçekleştirilen
“Kentsel Dönüşüm Projelerinin
Gerçekleştirildiği Alanlarda
Yaşanan Sosyal, Ekonomik ve
Kültürel Değişmeler” isimli
projenin verilerinden faydalanılarak
oluşturulmuştur. Çalışmanın
daha geniş kapsamlı hali daha
önce VII. Sosyoloji Kongresinde
sunulmuş ve kongrenin e-kitabında
yayımlanmıştır.
1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 35
Giriş
Gecekondulaşma ile kentleşmenin adeta birlikte geliştiği Ankara’da son yıllarda arka
arkaya büyük ölçekli kentsel dönüşüm projeleri sürdürülmektedir. Bu projeler sadece
bir ilçede değil aynı anda birden fazla ilçede devam etmektedir. Bu çalışmada gecekon-
dulaşmanın ilk şekillendiği ve en geniş kapsamda gecekondu mahallelerine sahip olan
Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa ve Mamak kentsel dönüşüm alanında yaşayan halkın
bu projelere bakışları ele alınmaktadır. Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa, Cumhuriyet’in
kuruluşunun sembolü olan Ulus bölgesindedir ve bu bölge 1950’li yıllardan bu yana
Kale, Kale çevresi, Bentderesi ve karşısındaki gecekondu mahalleleri ile birlikte adeta
Ankara’nın merkezinde hiç değişmeyecek ve yerleşik bir yapı olarak düşünülmekteydi.
Ankara’da yaşayanlar, Ankara’nın tarihini bilenler belki de bu bölgenin değişeceğini şim-
diye kadar hiç düşünmemiştir. Mamak bölgesi ise yine gecekondulaşma hikayesi Ulus ka-
dar eski olan ve Ankara’nın gecekondu kenti manzarasına sahip olmasında büyük bir
paya sahip ilçesidir. Şimdiye kadar kısmen apartmanlaşma olmuşsa da bunlar ya özel mü-
teahhitler aracılığı ile ya da devletin, belediyenin sosyal sorumluluk kapsamında yaptırdığı
konutlar şeklinde olmuştur. Bu araştırmada amaç gecekondulaşmanın ilk şekillendiği ve
en geniş kapsamda gecekondu mahallelerine sahip olan Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa ve
Mamak kentsel dönüşüm alanında yaşayan halkın bu projelere bakışlarını karşılaştırmalı
olarak vermektir. Bu projelerden doğrudan etkilenen halkın, konuya ilişkin düşünceleri
hem bu projelerin gerçekleştirilmesi hem de sonraki projeler yapılırken uygulamaya ilişkin
fikir vermesi açısından önemlidir. Literatürde kentsel dönüşüm planları uygulamaların-
da son dönemde en çok kabul gören ve daha insani olduğu düşünülen uygulama “katı-
lımlı kentsel dönüşüm”dür. Bunun anlamı kentsel dönüşüm projelerinin hazırlık aşama-
sında halkın da düşüncesini alarak, projenin bu doğrultuda şekillendirilmesidir. Böylece
halk doğrudan etkileneceği projeyi, kendisi de etkileyebilmektedir. Bu nicel araştırma ile
Ankara’da uygulanan projelerin ne derece katılımlı kentsel dönüşüm projesi olduğu ve
halkın bu konudaki düşünceleri iki proje bölgesinde karşılaştırmalı olarak verilecektir. Te-
application areas of it. Mamak and Hıdırlık Tepe – Ismet Pasa regions which is the urban
transformation areas in Ankara were examined in this quantitative research and the thoughts
of the people living in the areas of urban transformation project about these projects are dis-
cussed in this study. We collected data from 374 people with survey technique in this study.
The results of this study showed that it is important to take the needs of the people who live
in urban transformation project areas.
Key words: Urbanization, squatter, urban transformation, urban transformation project, quanti-
tative research.
36
mel amaç halkın kentsel dönüşüm projelerine bakışını, projelerden beklentilerini, memnun
oldukları ve memnun olmadıkları alanları tespit ederek katılımlı kentsel dönüşüm projeleri
için bir veri sağlamaktır.
Ankara’da Kentleşme, Gecekondulaşma ve Kentsel Dönüşüm Projeleri
Türkiye’deki imar ve konut sorunu öncelikle başkent olduktan sonra her yıl % 6’lık bir
nüfus artışını gerçekleştiren Ankara’da (Tekeli 2011: 281) kendisini gösterdi. Ankara’da
İmar Müdürlüğü’nün kurulması ile konut sorununu çözmek devlet politikası haline geldi.
Ankara, 1928 yılında hazırlanan Jansen Planı ile Türkiye’de ilk şehir planının yapıldığı, ilk
konut kooperatiflerinin doğduğu, daha sonra gecekondulara dönüşecek olan ilk barakala-
rın inşa edildiği ve ilk konut affının çakarıldığı kentimiz oldu.
Türkiye’de hızlı kentleşme süreci ikinci Dünya Savaşı’ndan sonra başlamıştır. Kırlardan
kentlere yoğun göç hareketinin bir neticesi olarak doğan gecekondular ülkenin uzun bir
dönemini kapsayan ekonomik, toplumsal ve kültürel bir sorun olarak devam etmiştir.
İlk barakalar Ulus’ta şehir merkezine yakın yerlerde, daha sonra Altındağ, Atıfbey ve Yeni-
doğan üçgeninde yaygınlaştı. Ankara’da 1935’te 17 bin 372 yapıdan 937’sinin baraka ol-
duğu tespit edilmiştir (Tekeli 1996: 55). 1940’lardan sonra gecekondu adını alan barakalar
Hıdırlıktepe, Mamak, Gülveren, Cebeci, Yenişehir ve Seyranbağları semtlerinde artmaya
başladı. Küçükesat, Çankaya ve Dikmen çevrelerinde seyrek bir yerleşim vardı. 1948’de çı-
kan 5218 sayılı yasa ile gecekondular Topraklık, İncesu bölgelerinde (Şenyapılı 2004: 125-
134), sonraki yıllarda da Ankara’nın neredeyse bütün bölge ve çeperlerine yayıldı.
Mamak’ta ilk gecekondular 1930’lu yıllara kadar uzanmaktadır. 1950’de şehir planlaması-
nın gözden geçirilmesi ve Demirlibahçe’deki imarlı yapılaşmanın ardından Mamak bölge-
sinde de hızlı bir gecekondulaşma süreci başlamıştır. 1990’lara gelindiğinde ise Mamak’ın
% 90’ı gecekondulardan oluşmaktaydı (2013 Performans Programı 2013: 8).
İlk dönemlerde bir asayiş meselesi olarak algılanan gecekondu sorunu 1966 yılında “Gece-
kondu Kanunu” ile birlikte hukuk literatürüne de girmiştir. Günümüze kadar 12 civarında
imar affının çıkarılması ile devam eden süreç “kentsel dönüşüm projeleri” ile birlikte yeni
bir aşamaya gelmiştir.
Kentsel dönüşüm, ekonomik, sosyal, mekansal ve çevresel dinamikleri ile “kentsel sorun-
ların çözümünü sağlayan ve değişime uğrayan bir bölgenin ekonomik, fiziksel, sosyal ve
çevresel koşullarına kalıcı bir çözüm sağlamaya çalışan kapsamlı bir vizyon ve eylem olarak
tanımlanmaktadır (Turok, 2005,s.25’ten akt. Özdemir 2010: 1).
Bayraktar’a göre kentsel dönüşüm şu beş unsuru kapsamaktadır: Kaçak yapılaşmış alanla-
rın; doğal afetlerden doğrudan etkilenecek alanların; kent içerisindeki kullanımı sakıncalı
1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 37
alanların; kent içindeki niteliksiz, sağlıksız ve yaşanabilir kent standartları dışında kalan
alanların ve işlevini yitirmiş tarihi mekânların, koruma alanlarının dönüştürülmesi (Bay-
raktar 2006: 235).
2981 ve 6875 sayılı kanunlar gereğince gecekondular bazı haklara kavuşmuş ve kentsel dö-
nüşüm projelerinin uygulanmasının önü açılmıştır (Resmi Gazete, 8.3.1984, Sayı: 18355).
5366 sayılı kanun ile kentsel dönüşüm projelerinin gerçekleşmesinde ilgili bakanlık, bele-
diyeler, il özel idareleri ve TOKİ yetkili kılmıştır (Resmi Gazete, 14.2.2005, Sayı: 26023).
Kentsel Dönüşüm kavramının Türk hukuk literatürüne ve uygulama alanına girmesinin ar-
dından konu ile ilgili birçok eser yayınlanmış, resmi yayınlar, hukuki derleme ve tartışmalar,
yüksek lisans, doktora çalışmaları ve projeler yapılmıştır. Bu konuda en fazla yayınlanan
eserler kanunlar, ilgili mevzuat, dünyadaki uygulama ve hukuki yapılara ilişkindir.
YÖK tez kataloğu incelendiğinde Türkiye’deki üniversitelerde artarak devam eden yoğun-
lukta kentsel dönüşüm proje ve uygulamalarına ilişkin yüksek lisans ve doktora tezleri ha-
zırlandığı görülmektedir. Bu tezler daha çok Şehir ve Bölge Planlama bölümünde yapılmış-
tır, diğerleri ise Sosyoloji, Kamu Yönetimi ve Tarih bölümleri ağırlıklıdır. Bu çalışmalarda
dikkati çeken bir başka husus ise bu tezlerin kentsel dönüşümün uygulandığı şehirlerdeki
üniversitelerde ve özellikle kendi bölgeleri üzerine yapılan çalışmalar olduklarıdır.
Kentsel dönüşüm ile ilgili çalışmalarda ele alınan konular da kentsel dönüşüm alanlarında
yaşayanların kent yaşamı ile entegrasyonları ve bunun mekanizmaları (Kahraman, 2008),
kentsel dönüşüm alanlarının dönüşümünü, bölgelerin idari, demografik ve iktisadi yapısın-
daki değişimi sağlayan unsurlar (Yenigül, 2009), kentsel dönüşüm projelerinin konut so-
runu çözümündeki yeri (Kara, 2010), kentsel dönüşümde yeni politika, yasa ve eğilimlerin
değerlendirilmesi (Kütük İnce, 2006), kentsel dönüşümün fiziksel ve sosyal mekana etkisi
(Yüksel, 2007), kentsel dönüşüm alanlarında yaşayanların bu projelere bakışları (Güngör
Ergan ve Şahin, 2007) ve projelere dirençleri (Deniz, 2010) vb. gibidir.
Kentsel dönüşüm çalışmalarının nasıl yapılması gerektiği konusunda çeşitli görüşler ol-
masına rağmen sosyolojik açından en dikkat çekicilerinden biri şüphesiz ilk defa Sherry
Arnstein(1969)’ın ‘Halk Katılımı Merdiveni’ isimli eserinde geçen katılımlı kentsel dö-
nüşümdür. Daha sonra doğrudan kentsel dönüşümün katılımlı modelinden söz eden
Atkinson (2004) ise bu projelerde halkın görüşünün önemine değinmiştir. Bir dönüşüm
sürecinin aşamaları olan hazırlık, planlama ve uygulama aşamalarından özellikle ha-
zırlık aşamasında halkın düşüncesinin alınması önemlidir. Bu diğer aşamaların şekil-
lenmesine de yardımcı olacaktır. Böylece halk dönüşüm sürecine katılacak ve halkın
ihtiyaçlarının belirlenmesi ve gerekiyorsa yerel halkın kişisel ve toplumsal kapasitesinin
artırılması gibi konular proje kapsamına alınacaktır.
38
Bu çalışmada ise Cumhuriyet sonrası Ankara’sı fotografının görünür alanlarından olan
Mamak ve Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa bölgelerinde uygulanmakta olan kentsel dö-
nüşüm projelerine halkın bakışı iki proje alanında yaşayan halkın düşünceleri karşılaş-
tırılarak incelenmektedir.
Yöntem
Ankara’da kentsel dönüşüm projesi kapsamındaki gecekondu mahallelerinde bu proje-
lere ilişkin bakışın incelendiği bu çalışmada nicel yöntem kullanılmıştır. Anket tekniği
ile veri toplanan araştırmada temel hipotezler aşağıda verilmiştir.
Hipotezler:
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden aldığımız bilgilere göre, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmet-
paşa Projesi’nin uygulandığı alanda ev sahibi olanların Mamak bölgesindekilere oranla
daha düşük oranda tapusu vardır ya da tapulu arazi miktarı daha düşüktür. Bu bağ-
lamda tapulu ev sahibi olma oranı ve arsa miktarı düşük olan Hıdırlıktepe-Atıfbey-İs-
metpaşa Projesi’nin bulunduğu alanda yaşayanların, kentsel dönüşüm projesine ilişkin
düşüncelerinin Mamak bölgesindekilerden farklı olacağını düşünmekteyiz.
H1. Kentsel dönüşüme bakış, proje bölgesine göre değişir.
Evren ve Örneklem:
Çalışmanın Evreni’ni Ankara’nın Mamak ve Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa kentsel dö-
nüşüm projeleri oluşturmaktadır. Evren olarak Mamak ve Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmet-
paşa Projeleri’nin alınma gerekçelerinden biri, Ankara’nın ilk gecekondu alanlarının
bu bölgelerde şekillenmiş olmasıdır. Diğeri ise her iki proje alanında da bu derece kap-
samlı bir kentsel dönüşüm projesinin ilk defa uygulanmasıdır. Proje alanı Hıdırlıktepe-
Atıfbey-İsmetpaşa’nın Ulus bölgesinin büyük bir kısmına yayıla n ve şehrin ortasında
Ankara fotoğrafının önemli bir parçasını oluşturan bir yerdedir ve şimdiye kadar bu
alanda ciddi bir dönüşüm projesi gerçekleşmemiştir. Ankara’nın gecekondu kenti gö-
rüntüsüne neden olmasında büyük payı olan Mamak’ta da ilk defa bu derece büyük
ölçekli bir proje ile dönüşüm hedeflenmektedir.
Bu kapsamda tesadüfi örneklem yöntemi ile iptal olabilecek anketler de düşünülerek
Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi için proje kapsamındaki mahallelerden (Araplar, Bo-
ğaziçi, Büyük Kayaş, Küçük Kayaş, Derbent, Dostlar, Dutluk, Köstence, Şahap Gürler,
Şirin Tepe, Tepecik, Yeşil Bayır mahallesi) toplam 12 mahallede 307 gecekonduludan,
Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamındaki mahallelerden
(Atıf Bey, Orhan Gazi, Yıldırım Beyazıt, Fatih, Gökçenefe, Öncüler ve Yenidoğan) ise
1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 39
toplam 7 mahallede 67 gecekonduludan anket tekniği ile veri toplanmıştır. Toplamda
ise 19 mahallede 380 gecekonduludan veri toplanmıştır.
Veri Toplama ve Analiz Teknikleri:
Bu nicel araştırmada veri toplama tekniği olarak gözlem, görüşme ve anket kullanılmış-
tır. Anket sorularının oluşturulması için gözlem ve görüşmeler yapılmış, bunlardan elde
edilen verilere göre de araştırmanın anket soruları oluşturulmuştur.
Anket soruları demografik sorular, şehre geliş, yaşanan konuta ve mahalleye ilişkin dü-
şünceler, kentsel dönüşüm projelerine ilişkin bilgi düzeyi ve kentsel dönüşüm projelerine
ilişkin düşünceler ve beklentilerden oluşmaktadır. Düşünce ve beklentilerle ilgili bazı
sorular açık uçludur. Hazırlanan anket 380 kişiye uygulanmıştır. 380 anketten 6 tanesi
yarıda bırakılma ve çekindikleri için doğru bilgi vermeme ya da bilgi vermek istememe
gibi nedenlerle iptal edilmiş ve toplam 374 anket üzerinden analizler yapılmıştır.
Açık uçlu soruların analizi için örneklemin orjinal söylemine bağlı kalınarak kategori
ve temalaştırma yapılarak analiz edilmiştir. Diğer soruların analizinde ise SPSS20 kul-
lanılmış ve 374 anketten elde edilen veriler, iki proje bölgesi için karşılaştırmalı frekans
tabloları ve çapraz tabloları alınarak, hipotez testleri için ki kare analizi yapılmıştır.
Bulgular
Araştırmanın bulgular bölümü örneklem grubunun sosyo-demografik özellikleri, ge-
cekonduya yerleşme ve yaşanan mekanların özellikleri, kentsel dönüşüm projelerine
ilişkin bilgi düzeyi ve kentsel dönüşüm projelerine ilişkin düşünceler ve beklentilerden
oluşmaktadır.
1. Örneklem Grubunun Sosyo-Demografik Özellikleri
Sosyo-demografik özellikler cinsiyet, yaş, medeni durum, doğum yeri, kendisinin ve
eşinin eğitim durumu, kendisinin meslek ve gelir düzeyinden oluşmaktadır.
Örneklem grubunun % 60’ını kadınlar (bunun % 69’u Mamak’ta, % 31’i ise
Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa’da ikamet etmektedir), %40’ını ise erkekler ( bunun
% 30’u Mamak’ta, % 70’i Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa’da ikamet etmektedir) oluş-
turmaktadır. Kadın katılımcının fazla olmasının nedeni araştırmanın günün 10.00 ile
19.00 saatleri arasında yapılması ve bu saatlerde çalışan erkeklerin evde olmamasıdır.
Bu veri evde çalışan kişiler sorusuna verilen cevaplarla birlikte düşünüldüğünde daha
da anlam kazanmaktadır. Şöyle ki Mamak Kentsel Dönüşüm Projesinin olduğu alanda
erkeklerin çalışma yüzdesi (% 70), Hıdırlıktepe Atıfbey-İsmetpaşa Kentsel Dönüşüm
40
Proje alanındakinden (% 50) daha yüksektir.
Örneklem grubunun yaş dağılımı ise benzer şekildedir. Buna göre her iki proje alanında
da 53 yaş ve üzerinde olanlar en yüksek orana sahiptir.
Medeni durum ise yine her iki proje alanında benzerdir. Buna göre her iki proje ala-
nında evli olanların oranı % 75’in izerindedir. Eşi ölmüş olanlar % 10 civarında, hiç
evlenmemiş olanlar % 4, boşananlar ise % 2 oranındadır.
Doğum yeri, eğitim düzeyi, eşin eğitim düzeyi konularında da örneklem grubu her iki
proje bölgesinde de benzer özellikler göstermektedir. Örneklem grubunda en yüksek
oran köy doğumlu olanlardır. Bunu şehir+büyükşehir doğumlular izlemektedir.
% 50
13-17
Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi Hıdırlıktepe-Atıf Bey-İsmet Paşa Kentsel Dönüşüm Projesi
18-22 23-27 28-32 33-37 38-42 43-47 48-52 53 ve üstü
% 40
% 30
% 20
% 10
% 0
Tablo 1:
Örneklem Grubunun Yaş Dağılımı
1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 41
Örneklem grubunun ve eşlerinin eğitim düzeyleri de proje bölgesine göre anlamlı dü-
zeyde değişmemektedir (P>0.05). Hem kendileri hem de eşleri için iki proje bölgesinde
de en yüksek oran ilkokul mezunu olmaya aittir.
Köy	 Frekans	 144	 26	 170
	 % Sütun	 % 47,1	 % 38,8	 % 45,6
Kasaba	 Frekans	11	 1	 12
	 % Sütun	 % 3,6	 % 1,5	 % 3,2
İlçe	 Frekans	 60	 15	 75
	 % Sütun	 % 19,6	 % 22,4	 % 20,1
Şehir	 Frekans	 55	 9	 64
	 % Sütun	 % 18,0	 % 13,4	 % 17,2
Büyükşehir	 Frekans	 36	 16	 52
	 % Sütun	 % 11,8	 % 23,9	 % 13,9
Toplam	 Frekans	 306	 67	 373
	 % Sütun	 % 100,0	 % 100,0	 % 100,0
Dogum yeri
Projenin Adı
Mamak Kentsel Dönüşüm
Projesi
Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa
Kentsel Dönüşüm Projesi
toplam
Mamak bölgesinde vasıflı işçi diğer meslek grupları içinde yüksek bir değere sahipken,
Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa bölgesinde işçi yüksek orana sahiptir. Gelir durumu ise
Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa bölgesinde 700 TL’den az ve düzenli bir geliri olma-
yanların oranı (% 24), Mamak bölgesine göre (% 11) oldukça yüksekken, 700-2000
TL arasında geliri olanlar Mamak bölgesinde % 72 iken, bu oran Hıdırlıktepe-Atıfbey-
İsmetpaşa bölgesinde düşmektedir (% 50). Meslek ve gelir düzeyi proje bölgesi ile
anlamlı düzeyde ilişkilidir (P<0.05).
2. Gecekonduya Yerleşme ve Yaşanan Mekanların Özellikleri
Gecekonduya yerleşme ve yaşanan mekanların özellikleri bölümü; kente geliş ve gece-
konduya yerleşme nedeni, oturulan evin özellikleri, mahallesinde akrabasının hemşeri-
Tablo 2:
DOĞUM YERİ
42
Okur-yazar değil	 Frekans	 35	 9	 44
	 % Sütun	 % 11,4	 % 13,6	 % 11,8
Okur-yazar	 Frekans	 15	 10	 25
	 % Sütun	 % 4,9	 % 15,2	 % 6,7
İlkokul	 Frekans	 158	 26	 184
	 % Sütun	 % 51,6	 % 39,4	 % 49,5
Ortaokul	 Frekans	 36	 8	 44
	 % Sütun	 % 11,8	 % 12,1	 % 11,8
İlköðretim	 Frekans	 11	 2	 13
	 % Sütun	 % 3,6	 % 3,0	 % 3,5
Lise	 Frekans	 39	 7	 46
	 % Sütun	 % 12,7	 % 10,6	 % 12,4
Meslek lisesi	 Frekans	 2	 2	 4
	 % Sütun	 % 0,7	 % 3,0	 % 1,1
Yüksekokul	 Frekans	 3	 0	 3
	 % Sütun	 % 1,0	 % 0,0	 % 0,8
Üniversite	 Frekans	 6	 2	 8
	 % Sütun	 % 2,0	 % 3,0	 % 2,2
Lisansüstü	 Frekans	 1	 0	 1
	 % Sütun	 % 0,3	 % 0,0	 % 0,3
TOPLAM	 Frekans	 306	 66	 372
	 % Sütun	 % 100,0	 % 100,0	 % 100,0
EĞİTİM DURUMU
Projenin Adı
Mamak Kentsel Dönüşüm
Projesi
Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa
Kentsel Dönüşüm Projesi
toplam
sinin olma durumu, oturulan evin mülkiyeti ve evin hane halkına yetme durumlarından
oluşmaktadır.
Her iki proje bölgesinde de kente geliş ve gecekonduda yaşama nedeni iş bulmak (en
düşük % 74) ve daha iyi yaşam koşullarına sahip olabilmektir (en düşük % 23).
Oturulan evlerin özellikleri ise şu şekildedir: Evlerin tamamında elektirik, su ve mut-
Tablo 3:
ÖRNEKLEM GRUBUNUN EĞİTİM DURUMU
1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 43
fark vardır. Tamamına yakınında (en düşük % 92) tuvalet ve banyo içeridedir. Mamak
bölgesindeki evler daha çok (% 73.6 ) tek katlı iken, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa
Kentsel Dönüşüm Projesi alanındaki evler daha çok (% 51.5) iki katlıdır. Mamak’ta üç
odalı ev oranı, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi alanında ise iki
odalı ev oranı daha yüksektir.
Evlerin bahçesinde sebze ekilen yer, kümes ya da ekmek yapılan yer olup olmadığı
Frekans	 190	 45	 235
% Sütun	 64,8%	 76,3%	 66,8%
Frekans	 103	 14	 117
% Sütun	 35,2%	 23,7%	 33,2%
Frekans	 6	 2	 8
% Sütun	 2,0%	 3,4%	 2,3%
Frekans	 287	 57	 344
% Sütun	 98,0%	 96,6%	 97,7%
Frekans	 56	 3	 59
% Sütun	 19,1%	 5,1%	 16,8%
Frekans	 237	 56	 293
% Sütun	 80,9%	 94,9%	 83,2%
Frekans	 18	 1	 19
% Sütun	 6,1%	 1,7%	 5,4%
Frekans	 275	 58	 333
% Sütun	 93,9%	 98,3%	 94,6%
Frekans	 69	 18	 87
% Sütun	 23,5%	 30,5%	 24,7%
Frekans	 224	 41	 265
% Sütun	 76,5%	 69,5%	 75,3%
Frekans	 39	 7	 46
% Sütun	 13,3%	 11,9%	 13,1%
Frekans	 254	 52	 306
% Sütun	 86,7%	 88,1%	 86,9%
İş bulmak için
Can ve mal
güvenligi
nedeniyle
Akrabalarım
ve yakınlarım
olduğu icin
Daha iyi yaşam
koşullari için
Cocukların
eğitimi için
Evlilik
nedeniyle
EVET
EVET
EVET
EVET
EVET
EVET
HAYIR
HAYIR
HAYIR
HAYIR
HAYIR
HAYIR
EĞİTİM DURUMU
Projenin Adı
Mamak Kentsel
Dönüşüm Projesi
Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa
Kentsel Dönüşüm Projesi
toplam
Tablo 4:
Kente Geliş ve Gecekonduya Yerleşme Nedeni
44
Frekans	 181	 42	 223
% Sütun	 % 59,9	 % 64,6	 % 60,8
Frekans	 121	 23	 144
% Sütun	 % 40,1	 % 35,4	 % 39,2
Frekans	 99	 25	 124
% Sütun	 % 32,8	 % 38,5	 % 33,8
Frekans	 203	 40	 243
% Sütun	 % 67,2	 % 61,5	 % 66,2
Frekans	 10	 0	 10
% Sütun	 % 3,3	 % 0,0	 % 2,7
Frekans	 292	 65	 357
% Sütun	 % 96,7	 % 100,0	 % 97,3
Frekans	 66	 13	 79
% Sütun	 % 22,4	 % 20,0	 % 21,9
Frekans	 56	 11	 67
% Sütun	 % 19,0	 % 16,9	 % 18,6
Frekans	 42	 10	 52
% Sütun	 % 14,2	 % 15,4	 % 14,4
Frekans	 131	 31	 162
% Sütun	 % 44,4	 % 47,7	 % 45,0
Frekans	 76	 13	 89
% Sütun	 % 27,0	 % 19,4	 % 25,5
Frekans	 40	 14	 54
% Sütun	 % 14,2	 % 20,9	 % 15,5
Frekans	 39	 11	 50
% Sütun	 % 13,8	 % 16,4	 % 14,3
Frekans	 127	 29	 156
% Sütun	 % 45,0	 % 43,3	 % 44,7
Sizden önce
bu maHallede
Sizden önce bu
mahallede yerleşen
hemşeriniz
var mıydı?
Şu an komşularInIzdan
akraba olanlar var mI?
Şu an komşularInIzdan
hemserileriniz
olanlar var mI?
Sizden önce bu mahallede
yerleşen tanıdıklarınız
arkadaşlarınız var mıydı?
EVET
EVET
EVET
EVET
BİR ÇOĞU
EVET
BİR ÇOĞU
Evet birkaç
tanesi
Evet birkaç
tanesi
HAYIR
HAYIR
HAYIR
Evet bir
kısmı
Evet bir
kısmı
Hayır
yok
Hayır
yok
EĞİTİM DURUMU
Projenin Adı
Mamak Kentsel
Dönüşüm
Projesi
Hıdırlıktepe-Atıfbey-
İsmetpaşa Kentsel
Dönüşüm Projesi
toplam
Tablo 5:
Mahallesinde Akraba/ Hemşehrisinin Olma Durumu
1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 45
konusunda elde edilen verilerde ise her iki proje alanında da en az % 50’sinin evi-
nin bahçesinde bu tarz bir yapının olmadığı tespit edilmiştir. Ancak bunun olmadığını
söyleyenlerin oranı Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi alanında
yaşayanlarda daha yüksektir (% 70). Bahçesinde bu tarz yerler olduğunu söyleyenlerin
içinde ise en yüksek oran sebze ekilen yerleri olduğunu söyleyenlere aittir.
Her iki proje bölgesinde de örneklem grubunun en düşük % 60’ı mahalleye taşınmadan
önce o mahallede akrabaları olduğunu belirtmiştir. Bu oranlar şu an için sorulduğunda
ise düşmüştür.
Her iki proje bölgesinde de oturulan ev örneklem grubunun yaklaşık % 50’sinin kendi
evi, yaklaşık % 20’sinin anne–babasının evi, yine yaklaşık % 20’si ise kiracıdır. Örnek-
lem grubunun oturduğu evin hane halkına yettiğini söyleyenlerin oranı Mamak’ta %
67, Hıdırlıktepe- Atıfbey- İsmetpaşa’da % 54’tür. Evin hane halkına yetme konusunda-
ki düşünce proje alanına göre değişmemektedir.
Ev sahibi olma ile kentsel dönüşüm projesinin uygulanmasını isteme arasındaki ilişki
incelendiğinde ise hem ev sahibi hem de kiracı açısından % 50’ye yakın bir kesimin
bunu istediği, kalanın ise istemediği ve ev sahibi olmaya göre projeye ilişkin düşüncenin
anlamlı düzeyde değişmediği görülmüştür.
3. Kentsel Dönüşüm Projelerine İlişkin Bilgi Düzeyi
Kentsel dönüşüm projelerine ilişkin bilgi düzeyi bölümü; mahallelerinin kentsel dönü-
şüm projesi içinde yer alıp almadığı, kentsel dönüşüm projesini kimin yaptığını bilip
bilmedikleri, proje hakkında onlara bilgi verilip verilmediği, kentsel dönüşüm projesi
kapsamında kendilerine daire verilip verilmeyeceği, kentsel dönüşüm kapsamında yı-
kım yapıldığında ne yapacakları, kentsel dönüşüm kapsamında kendilerine verilecek
evlerle satılacak evlerin aynı olup olmadığı ve onlara verilecek evlerin nerede olacağın-
dan oluşmaktadır.
Mahallelerinin kentsel dönüşüm projesi kapsamında olup olmadığı konusundaki bilgi-
leri incelendiğinde, Mamak kentsel dönüşüm bölgesinde yaşayanların % 92’si, Hıdır-
lıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa bölgesinde yaşayanların ise % 97’sinin mahallelerinin kentsel
dönüşüm projesi içinde yer aldığını bildikleri görülmüştür. Durumdan haberdar olma
açısından iki proje bölgesi arasında anlamlı bir ilişki yoktur.
Mahallerindeki kentsel dönüşüm projesini kimin yaptığını bilip bilmedikleri konusunda
ise, örneklem grubunun % 30’u bunu büyükşehir belediyesinin, % 20’si belediyenin, %
10’u büyükşehir ve TOKİ’nin ortaklaşa yaptıkları, % 10’u TOKİ yanıtını verirken, %
30’u bunu bilmediklerini belirtmişlerdir.
46
Proje hakkında size bilgi veriliyor mu sorusunda ise her iki proje bölgesinde de ör-
neklem grubunun yaklaşık % 70’i kendilerine bilgi veren olmadığını % 10’u çeşitli
kaynaklardan, % 10’u belediye ve TOKİ görevlilerin yaptıkları toplantılardan, % 10’u
ise dernek, parti, avukat gibi yollardan bilgi aldığını söylemiştir.
Mamak kentsel dönüşüm projesi kapsamında kendilerine daire verilip verilmeyeceği
konusundaki düşüncelerinin yaşadıkları proje alanı ile anlamlı düzeyde ilişkili olduğu
görülmüştür (P<0.05). Kendisine daire verileceğini düşünme oranı Hıdırlıktepe-Atıf-
bey-İsmetpaşa bölgesinde daha düşüktür.
Yıkım olduğunda ne yapılacağına ilişkin düşünce proje bölgesine göre değişmemekte-
dir. Her iki proje bölgesinde de ne yapacağını bilmeyenler, kendi imkanları ile bir yer
bulacağını düşünenler ve bunların dışında farklı bir şey yapacağını söyleyenler yaklaşık
% 25 civarındadır.
Ancak, toprak sahiplerine verilecek evlerle, o toprak üzerinde yapılanlardan satılacak
olan evler aynı mı sorusuna verilen cevaplar, proje bölgesine göre anlamlı düzeyde de-
ğişmektedir (P<0.05). Şöyle ki kendilerine verilen evlerle satılacak evlerin aynı olma-
yacağını düşünenlerin oranı Hıdırlıktepe-Atıfbey- İsmetpaşa kentsel dönüşüm projesi
alanında yaşayanlarda (% 29.50), Mamak kentsel dönüşüm projesi alanında yaşayan-
lardan daha yüksektir (% 17.90).
Yine kendilerine verilecek evlerin kendi topraklarının olduğu yerden mi yoksa başka
yerden mi verileceği sorusunda verilen cevaplar da proje alanına göre anlamlı düzeyde
değişmiştir (P<0.05). Hıdırlık tepe-Atıf bey-İsmetpaşa bölgesinde yaşayanlarda, kendi-
lerine verilecek evlerin bir başka yerde olacağı düşüncesi (% 36.7), Mamak bölgesinde
yaşayanlardakinden yüksektir (% 22).
4. Kentsel Dönüşüm Projelerine İlişkin Düşünceler ve Beklentiler
Kentsel dönüşüm projelerine ilişkin düşünceler ve beklentiler bölümü; kentsel dönü-
şüm projesinin uygulanmasını isteme durumu, kentsel dönüşüm projesinin kendileri
için faydalı olup olmayacağı, kentsel dönüşüm projesinin uygulanmasını isteme ve
istememe nedenleri, mahalleli bu konuyu kendi arasında konuşuyor mu, ortak karar alı-
nıyor mu ya da ortak hareket ediliyor mu, mahallenin bu konuda bir temsilcisi ya da
sözcüsü var mı, mahalle dışından gelip proje konusunda size yardımcı olanlar var mı
(dernek vakıf gibi), kentsel dönüşüm projesi sizin için faydalı olur mu ve kentsel dönüşüm
projelerinden beklentileriniz nelerdir sorularına verilen cevapları içermektedir.
Kentsel dönüşüm projesinin kendi mahallelerinde uygulanması konusundaki düşün-
celeri ile proje bölgesi arasında da anlamlı ilişki yoktur. Her iki proje bölgesinde de
1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 47
	 Frekans	 79	 17	96
	 % Sütun	 % 27,20	 % 27,90	 % 27,4
	 Frekans	 26	 3	 29
	 % Sütun	 % 9,00	 % 4,90	 % 8,30
	 Frekans	 29	 9	 38
	 % Sütun	 % 10,00	 % 14,80	 % 10,80
	 Frekans	 79	 10	89
	 % Sütun	 % 27,2	 % 16,4	 % 25,4
	 Frekans	 3	 0	 3
	 % Sütun	 % 1	 % 0	% 0,9
	 Frekans	 74	 22	96
	 % Sütun	 % 25,5	 % 36,1	 % 27,4
	 Frekans	 290	 61	351
	 % Sütun	 % 100,0	 % 100,0	 % 100
Dogum yeri
Projenin Adı
Mamak Kentsel
Dönüşüm Projesi
Hıdırlıktepe-Atıfbey-
İsmetpaşa Kentsel
Dönüşüm Projesi
toplam
Tablo 6:
Tablo 6: Kentsel Dönüşüm Kapsamında Yıkım Yapıldığında Ne Yapacaksınız?
Bilmiyorum herhangi bir bilgi verilmedi
Belediyenin ücretsiz vereceği
yerlerde oturacağız
Kendi imkanlarımızla yer bulup,
belediyeden kira yardımı alacağız
kendi imkanlarımızla yer bulup
kirasını ödeyerek oturacaz
akrabalarımızın yardımı ile
bir yerde kalacağız
Diğer
TOPLAM
% 60
EVET
Mamak Kentsel
Dönüşüm Projesi
Hıdırlıktepe-Atıf Bey-
İsmet Paşa Kentsel
Dönüşüm Projesi
HAYIR BİLMİYORUM
% 50
% 40
% 30
% 20
% 10
% 0
Tablo 7:
Kentsel DönüşÜm Kapsamında Kendilerine Verilecek Evlerle Satılcak Evler Aynı mı?
48
örneklem grubunun en az % 53’ü kentsel dönüşüm projesinin uygulanmasını iste-
mektedir.
Aile fertlerinin bu konuda onlarla aynı fikirde olup olmama konusunda görüşleri so-
rulduğunda her iki proje bölgesinden de örneklem grububun en az % 90’ı bu konuda
ailelerinin kendileri ile aynı şekilde düşündüklerini ifade etmişlerdir.
Mahallelerinde kentsel dönüşüm projesinin uygulanmasını isteme ve istememe neden-
leri sorulduğunda ise şöyle evaplar alınmıştır: Kentsel dönüşüm projesinin uygulanma-
sını isteme nedeni sırasıyla, “çarpık yapılaşmanın ortadan kalkması, düzen ve temizlik
gelecek olması, gelişmek (% 65), gecekondudan kurtulmak (% 15), apartmanın rahat
olması ve doğalgazı olması, sobadan kurtulmak (% 15) ve evlerin bakımsızlıktan kur-
tulmasıdır (% 5). Bu konuda örneklem grubundan bazı gecekondulular düşüncelerini
şu şekilde ifade etmişlerdir:
“Her yerde olsun isterim, gecekondu sorununu çözsünler.” (Erkek, 53 yaşında,
Mamak)
“Herkes gidiyor ben de bu ortamdan kurtulmak istiyorum.” (Kadın, 37 yaşında,
Hıdırlıktepe-Atıf Bey-İsmet Paşa)
“Görünüm bakımından daha güzel olacak çocuklar için park olur, bahçe süpür-
mekten kurtuluruz.”(Kadın, 56 yaşında, Mamak)
“Gecekondunun çilesinden bıktım. Her şey için Ulus’a iniyoruz. PTT uzak, kışın
çok buz oluyor. köpekler çoğaldı, kadınları ısırdı”(Kadın, 47 yaşında, Hıdırlıktepe-
Atıfbey-İsmetpaşa)
“Güzelliği, evlerin rahatlığı var. Sobadan kurtuluruz, çok temiz. Kömürü yok,
pisliği yok.”(Erkek, 29 yaşında, Mamak)
“Güzel çevre olur, insanlar tertemiz oturur. Elektrik koptu, hala bekliyoruz,
yapılacak. Uzun süre yıkılmasa ben burada otururum, başka yere gücüm yetmez
ama tuvalet dışarıda, koşullar kötü. TOKİ’ye 2 yıl önce başvurdum ama hala ses
yok.” (Erkek, 48 yaşında, Mamak)
Kentsel dönüşüm projesinin uygulanmasını istememe nedeni ise sırasıyla, % 25’i hakkı-
mızı vermiyorlar, % 15’i böyle mutlu ve memnunum, % 15’i borçlandırıyorlar, %10’u
evimizi seviyoruz , % 10’u kalacak yerimiz yok, % 15’u bireysel müteahhite vermek
istiyoruz, % 5’i kiracıym beni mağdur ederler, zor durumda kalırım, % 5’i bahçeli ev
daha iyidir apartmanı sevmiyorum demiştir. Bu konuda örneklem grubundan bazı ge-
cekondulular düşüncelerini şu şekilde ifade etmiştir.
“Çok rahatım, evim büyük. Beni borçlandırmadan hakkımı verirse isterim ama diğer
1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 49
türlü istemem.” (Erkek, 63yaşında, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmepaşa)
“Biz daireye gidemeyiz. Çünkü metre kare az. Borçlandırıyorlar ama kimsenin ödeye-
cek parası yok. 150 metre kare tapuluya 80 metre kare ev verseler güzel olur. Tapu tah-
sisliye de 250 metre kareye 80 metre kare ev verseler makbul olur.” (Erkek, 44 yaşında,
Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa)
“Çok geç bitiyor, borçlandırma oluyor, müteahhit gibi olmuyor.” (Kadın, 52
yaşında, Mamak)
“Karşılığını alamıyoruz.” (Kadın, 38 yaşında, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa).
“Müstakil evim olsun, sadece bizim burası kaldı değerli olduğu için vermek
istemiyorum.”(Erkek, 65 yaşında, Mamak)
“Millet alt alta üst üsteler, ses yaparlar, gürültü olunca yaşayamam.” (Kadın, 57
yaşında, Mamak)
“Kimse evinin yıkılmasını istemez. Çoluğum çocuğum aç susuz kaldı ben bu evi-
mi yapana kadar. Yıkılırsa ne gidecek yer var ne de yeniden yapacak güç.”(Erkek,
57 yaşında, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa)
“Kötü evim ölene kadar bana yeter.” (Erkek, 50 yaşında, Mamak)
“Kiralar artacak, maddi durum iyi değil. Bizi mağdur edecekler.”(Kadın, 34 ya-
şında, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa)
“Oturduğum evde kiram az, yıkılınca nereye giderim. Daireye gitsem gücüm
yetmez.” (Erkek, 29 yaşında, Mamak)
“TOKİ az ev verir, daireyi az veriyor.”(Kadın, 44 yaşında, Mamak)
“Yaşlıyız belki göremeyiz. Hem kaç senede belli değil ama elden bir şey gelmi-
yor. Bir daire verecek, müteahhite versem en az 2 daire alırım.” (Erkek, 62 yaşın-
da, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa)
“Mahalleli toplanıp bu konuyu kendi aranızda konusuyor musunuz, ortak karar alını-
yor mu, ya da ortak hareket ediliyor mu?” sorusuna her iki proje bölgesinde de örnek-
lem grubunun yaklaşık % 50’si hayır, % 35’i konuşuluyor ama ortak karar alınmıyor;
% 15’i evet konuşuyor ve ortak karar alıyoruz, yanıtını vermiştir.
Mahallenizin bu konuda bir temsilcisi ya da sözcüsü olup olmadığı sorusuna ise örnek-
lem grubunun % 60’ı hayır yok, % 15’i evet var, % 15’i muhtarlık, % 10’u bilmiyorum
demiştir.
50
Mahalle dışından gelip proje konusunda onlara yardımcı olanların olup olmadığı soru-
suna ise örneklem grubunun 80’i hayır yok; % 10’u bilmiyorum; % 5’i muhtar; % 3’ü
Halkevleri, % 2’si Dikmen Vadisi Barınma Bürosu cevabını vermiştir.
Kentsel dönüşüm projesinin kendileri için faydalı olup olmayacağı konusunda ise her
iki proje bölgesinde de örneklem grubunun yaklaşık %5 0’si faydalı olacağını, yaklaşık
% 40’ı faydalı olmayacağını, kalanlar ise bir şey değişmeyeceğini belirtmişlerdir. Bu
konudaki düşünce de proje bölgesine göre değişmemektedir.
Kentsel dönüşüm projesinin faydası olmaz, bir şey değişmez ve bilmiyorum diyenlere,
neden sorusu sorulduğunda verilen cevaplarla, “Kentsel dönüşüm projelerinden beklen-
tileriniz nelerdir?” sorusuna verilen cevaplar benzerdir. Örneklem grubunun % 20’si
yüksek oranda borçlandırıldıklarını, bunun yerine arsası küçük de olsa en azından her-
kese yaşayabileceği bir evin borçsuz verilmesini beklediklerini, % 20’si haklarının
verilmediğini, daha az metre kareli arsalara ev verilmesini istediklerini, % 60’ı TOKİ
değil, müteahhitlerin kentsel dönüşüm projesini yapmasını istediklerini belirtmişlerdir.
Örneklem grubunun tamamına yakını ise bu tarz bir proje yapılmadan önce halkın
düşüncesini almalarını, onlarla yapılacak toplantılarla halkın beklentilerini öğrenip
halkı mağdur etmeden bu işi gerçekleştirmelerini istediklerini belirtmişlerdir. Örneklem
grubuna göre halk kentsel dönüşüm projelerine karşı değildir, projelerin halka sorul-
madan ani kararlarla uygulanmasına ve halkın mağdur edilmesine karşı olduklarını
belirtmişlerdir.
Sonuç ve Tartışma
Gecekondular ilk yıllardakinin aksine artık bahçesinde sebze yetiştirilen, ekmek pişiri-
len, kümesi olan, tuvaleti dışarıda olan mekanlardan; tuvaleti içeride olan, daha sağ-
lamlaştırılmış ve düzenlenmiş, oda sayısı artmış ve bahçeleri ihtiyaçları karşılamakta
kullanılan alanlar olmaktan çıkmış ve bir dönüşüm gerçekleştirmiştir. Her iki proje
bölgesinde de örneklem grubunun en az % 60’ının mahalleye taşınmadan önce o ma-
hallede akrabaları varken, bu oranlar şu an mahallerinde akraba ve hemşerilerin olması
açısından çok azalmıştır. Yıllar içindeki değişime rağmen iki proje kapsamındaki örnek-
lem grubunun eğitim düzeyinin yaşadıkları bölge ile ilişkisi bulunmamıştır.
Genel anlamda bir değişim geçiren gecekonduları bekleyen yeni değişim, kentsel dönü-
şüm projeleridir. Bu projelerle sadece gecekonduların niteliği değil, aynı zamanda ge-
cekondu mahallelerindeki sosyal ve kültürel ortamda da değişiklikler gerçekleşecektir.
Halkın bu değişime hazır olup olmadığı ya da bunu isteyip istemediği konusunda ise
aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.
Her iki proje alanında da halkın neredeyse tamamına yakını yaşadıkları mahallenin
1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu
 51
kentsel dönüşüm projesi alanında olduğunu bilmektedir. Bu konuda kendilerini kimin
bilgilendirdiği konusunda ise yine büyük birkısmı belediye ya da muhtarlık aracılığı
ile bilgilendirilmediklerini belirtmişlerdir. Yaşadıkları alanda başlayacak bir dönüşüm
hakkında bilgilendirilmediğini söyleyen halkın yaklaşık yarısı, her iki proje bölgesinde
de, bu projelerin uygulanmasını istemektedir. Gecekondudan kurtulmak, sobadan kur-
tulmak, apartmanın rahat olması, doğalgazı olması ve evlerin bakımsızlıktan kurtulma-
sı gibi nedenlerle bu projelerin hayata geçirilmesini isteyen halk, buna rağmen kendi-
lerinin fikirlerinin alınmaması ve bilgilendirilmemeleri konularında belediyeye eleştirel
yaklaşmaktadır. Örneklem grubunun yaklaşık diğer yarısını oluşturan ve projeye karşı
olduklarını söyleyen grup ise proje bölgesine bağlı olmaksızın, yıllarca yaşadıkları, ço-
cuklarını büyüttükleri ve bizim dedikleri evlerinin, alınan bir kararla kentsel dönüşüm
içinde yıkılacak olması fikrinin her ne kadar kendilerini rahatsız etse de asıl sorunun
bu yıkım sonrasında kendilerine haklarının verilip verilmeyeceği endişesi olduğu düşün-
cesindedir. Arsa miktarı ve genişliği ne olursa olsun, yıllarca o alanda yaşamış, emek
vermiş ve başka çaresi olmayan bu insanlar bir ev borçsuz verilsin ya da çok düşük
aidatlarla uzun vadede ödensin istemektedir.
Halka danışılarak yapılsa, bu projelere halk büyük destek verirdi diyen örneklem grubu,
gecekondunun olanaksızlıklarından bıktıklarını, kendilerinin de apartmanda yaşamak
istediklerini ancak, proje bu hali ile uygulandığında halkın büyük kısmının mağdur
olacağını belirtmişler. Bu sonuçlar, Ankara’daki sözkonusu proje alanlarındaki kentsel
dönüşüm projesi uygulamalarının, Atkinson (2004)’un katılımlı kentsel dönüşüm pro-
jeleri kapsamında değerlendirilemeyeceğini göstermektedir.
Kentsel dönüşüm projelerine ilişkin düşünceyi etkileyen değişkenler hakkında ise şu so-
nuçlara ulaşılmıştır: Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa Projesinin bulunduğu alanda yaşa-
yanların sahip oldukları arsa miktarının Mamak bölgesindekilerden daha düşük olması
nedeniyle, “Kentsel dönüşüme bakış, proje bölgesine göre değişir” şeklindeki Hipotez
1 ile ilgilidir. Araştırma kapsamında elde edilen verilere göre Hipotez 1 yanlışlanmıştır.
Kaynakça
Sherry R. Arnstein, 1969. “A Ladder of Citizen Participation”, Journal of the
American Institute of Planners, (35: July), s. 216-24.
Rob Atkınson, “Kentsel Dönüşüm, Ortaklıklar ve Yerel Katılım: İngiltere Deneyimi”,
Uluslararası Kentsel Dönüşüm Uygulamaları Sempozyumu, İstanbul, 2004.
Erdoğan Bayraktar, Gecekondu ve Kentsel Yenileme, Ekonomik Araştırmalar Merkezi,
Ankara, 2006.
Mehmet Baki Deniz, Grasroots Action Against Gecekondu Renewal Projects: The Case
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU

Contenu connexe

Similaire à KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU

KENTSEL DÖNÜŞÜM VE İSTANBUL’DA BAZI UYGULAMALARDAN ÖRNEKLER
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE  İSTANBUL’DA BAZI UYGULAMALARDAN ÖRNEKLERKENTSEL DÖNÜŞÜM VE  İSTANBUL’DA BAZI UYGULAMALARDAN ÖRNEKLER
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE İSTANBUL’DA BAZI UYGULAMALARDAN ÖRNEKLERHaluk Eyidoğan
 
2024 Türkiye Yerel Yönetim Seçimlerinde Sürdürülebilirlik
2024 Türkiye Yerel Yönetim Seçimlerinde Sürdürülebilirlik2024 Türkiye Yerel Yönetim Seçimlerinde Sürdürülebilirlik
2024 Türkiye Yerel Yönetim Seçimlerinde Sürdürülebilirlikbaytema ozdemir.e
 
Yeni Çağın Bakış Açısı: Fütürizm
Yeni Çağın Bakış Açısı: FütürizmYeni Çağın Bakış Açısı: Fütürizm
Yeni Çağın Bakış Açısı: FütürizmFütürizm Kulübü
 
Soner Dedeoğlu
Soner DedeoğluSoner Dedeoğlu
Soner Dedeoğluindir.com
 
Sustainable Urban Transformation / Kentsel Donusum ve Surdurulebilirlik
Sustainable Urban Transformation / Kentsel Donusum ve SurdurulebilirlikSustainable Urban Transformation / Kentsel Donusum ve Surdurulebilirlik
Sustainable Urban Transformation / Kentsel Donusum ve SurdurulebilirlikAynur Sonmez
 
TOPLUMSAL FARKINDALIK HAREKETİ
TOPLUMSAL FARKINDALIK HAREKETİTOPLUMSAL FARKINDALIK HAREKETİ
TOPLUMSAL FARKINDALIK HAREKETİMustafa Gök
 
Bi̇yen sunum ekim 2015
Bi̇yen sunum ekim 2015Bi̇yen sunum ekim 2015
Bi̇yen sunum ekim 2015bunyamin kuran
 
Kent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial City
Kent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial CityKent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial City
Kent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial CityAynur Sonmez
 
Evrensel/Engelsiz tasarım
Evrensel/Engelsiz tasarımEvrensel/Engelsiz tasarım
Evrensel/Engelsiz tasarımsaljufoal
 
Bolu Kent Modeli
Bolu Kent ModeliBolu Kent Modeli
Bolu Kent ModeliMerve Cevik
 
Değişim için Sosyal Girişim
Değişim için Sosyal GirişimDeğişim için Sosyal Girişim
Değişim için Sosyal GirişimOptimist Dergi
 
Mehmet Gözetlik Kurumsal Eğitim İçerikleri
Mehmet Gözetlik Kurumsal Eğitim İçerikleriMehmet Gözetlik Kurumsal Eğitim İçerikleri
Mehmet Gözetlik Kurumsal Eğitim İçerikleriMehmet Gozetlik
 
Sivil Toplum Kuruluşlarının Gücü ve Sosyal Girişimcilik
Sivil Toplum Kuruluşlarının Gücü ve Sosyal GirişimcilikSivil Toplum Kuruluşlarının Gücü ve Sosyal Girişimcilik
Sivil Toplum Kuruluşlarının Gücü ve Sosyal GirişimcilikDOU End Muh Sunum
 
KÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZM
KÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZMKÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZM
KÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZMMehmet Sahir Brav
 

Similaire à KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU (20)

Edibe Sözen
Edibe SözenEdibe Sözen
Edibe Sözen
 
yerel-yonetimler.pdf
yerel-yonetimler.pdfyerel-yonetimler.pdf
yerel-yonetimler.pdf
 
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE İSTANBUL’DA BAZI UYGULAMALARDAN ÖRNEKLER
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE  İSTANBUL’DA BAZI UYGULAMALARDAN ÖRNEKLERKENTSEL DÖNÜŞÜM VE  İSTANBUL’DA BAZI UYGULAMALARDAN ÖRNEKLER
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE İSTANBUL’DA BAZI UYGULAMALARDAN ÖRNEKLER
 
Kilicdaroglu Projeler 2009
Kilicdaroglu Projeler 2009Kilicdaroglu Projeler 2009
Kilicdaroglu Projeler 2009
 
2024 Türkiye Yerel Yönetim Seçimlerinde Sürdürülebilirlik
2024 Türkiye Yerel Yönetim Seçimlerinde Sürdürülebilirlik2024 Türkiye Yerel Yönetim Seçimlerinde Sürdürülebilirlik
2024 Türkiye Yerel Yönetim Seçimlerinde Sürdürülebilirlik
 
Yeni Çağın Bakış Açısı: Fütürizm
Yeni Çağın Bakış Açısı: FütürizmYeni Çağın Bakış Açısı: Fütürizm
Yeni Çağın Bakış Açısı: Fütürizm
 
Soner Dedeoğlu
Soner DedeoğluSoner Dedeoğlu
Soner Dedeoğlu
 
Sustainable Urban Transformation / Kentsel Donusum ve Surdurulebilirlik
Sustainable Urban Transformation / Kentsel Donusum ve SurdurulebilirlikSustainable Urban Transformation / Kentsel Donusum ve Surdurulebilirlik
Sustainable Urban Transformation / Kentsel Donusum ve Surdurulebilirlik
 
TOPLUMSAL FARKINDALIK HAREKETİ
TOPLUMSAL FARKINDALIK HAREKETİTOPLUMSAL FARKINDALIK HAREKETİ
TOPLUMSAL FARKINDALIK HAREKETİ
 
Bi̇yen sunum ekim 2015
Bi̇yen sunum ekim 2015Bi̇yen sunum ekim 2015
Bi̇yen sunum ekim 2015
 
Kent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial City
Kent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial CityKent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial City
Kent Modelleri - Girişimci Kent / Entrepreneurial City
 
Evrensel/Engelsiz tasarım
Evrensel/Engelsiz tasarımEvrensel/Engelsiz tasarım
Evrensel/Engelsiz tasarım
 
Bolu Kent Modeli
Bolu Kent ModeliBolu Kent Modeli
Bolu Kent Modeli
 
Haddinibilmek
HaddinibilmekHaddinibilmek
Haddinibilmek
 
Kartal 2015 2019 stratejik plan - ihg
Kartal 2015 2019 stratejik plan - ihgKartal 2015 2019 stratejik plan - ihg
Kartal 2015 2019 stratejik plan - ihg
 
Değişim için Sosyal Girişim
Değişim için Sosyal GirişimDeğişim için Sosyal Girişim
Değişim için Sosyal Girişim
 
Mehmet Gözetlik Kurumsal Eğitim İçerikleri
Mehmet Gözetlik Kurumsal Eğitim İçerikleriMehmet Gözetlik Kurumsal Eğitim İçerikleri
Mehmet Gözetlik Kurumsal Eğitim İçerikleri
 
Sivil Toplum Kuruluşlarının Gücü ve Sosyal Girişimcilik
Sivil Toplum Kuruluşlarının Gücü ve Sosyal GirişimcilikSivil Toplum Kuruluşlarının Gücü ve Sosyal Girişimcilik
Sivil Toplum Kuruluşlarının Gücü ve Sosyal Girişimcilik
 
28 sayfalar.pdf
28 sayfalar.pdf28 sayfalar.pdf
28 sayfalar.pdf
 
KÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZM
KÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZMKÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZM
KÜRESELLEŞME VE POSTMODERNİZM
 

Plus de Ali Osman Öncel

Riskli Yapılar - Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar - Çevre ve ŞehircilikRiskli Yapılar - Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar - Çevre ve ŞehircilikAli Osman Öncel
 
Riskli Yapılar -Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar -Çevre ve ŞehircilikRiskli Yapılar -Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar -Çevre ve ŞehircilikAli Osman Öncel
 
Kar Kar Geothermal Field Work
Kar Kar Geothermal Field WorkKar Kar Geothermal Field Work
Kar Kar Geothermal Field WorkAli Osman Öncel
 
High Resolution Earth's Gravitational Field
High Resolution Earth's Gravitational FieldHigh Resolution Earth's Gravitational Field
High Resolution Earth's Gravitational FieldAli Osman Öncel
 
Gravity Predictions for Earthquakes
Gravity Predictions for EarthquakesGravity Predictions for Earthquakes
Gravity Predictions for EarthquakesAli Osman Öncel
 
Nakamura Technique for Soil Characterization
Nakamura Technique for Soil CharacterizationNakamura Technique for Soil Characterization
Nakamura Technique for Soil CharacterizationAli Osman Öncel
 
Geopsy: Seismic Vibration Processing
Geopsy: Seismic Vibration ProcessingGeopsy: Seismic Vibration Processing
Geopsy: Seismic Vibration ProcessingAli Osman Öncel
 

Plus de Ali Osman Öncel (20)

APA Yazım Kuralları
APA Yazım KurallarıAPA Yazım Kuralları
APA Yazım Kuralları
 
Gravimetri : Ders 14
Gravimetri : Ders 14Gravimetri : Ders 14
Gravimetri : Ders 14
 
Gravimetri : Ders 13
Gravimetri : Ders 13Gravimetri : Ders 13
Gravimetri : Ders 13
 
Gravimetri : Ders 12
Gravimetri : Ders 12Gravimetri : Ders 12
Gravimetri : Ders 12
 
Riskli Yapılar - Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar - Çevre ve ŞehircilikRiskli Yapılar - Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar - Çevre ve Şehircilik
 
Riskli Yapılar -Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar -Çevre ve ŞehircilikRiskli Yapılar -Çevre ve Şehircilik
Riskli Yapılar -Çevre ve Şehircilik
 
Gravimetri : Ders 07
Gravimetri : Ders 07Gravimetri : Ders 07
Gravimetri : Ders 07
 
Gravimetri : Ders 06
Gravimetri : Ders 06Gravimetri : Ders 06
Gravimetri : Ders 06
 
Gravimetri: Ders 05
Gravimetri: Ders 05Gravimetri: Ders 05
Gravimetri: Ders 05
 
Gravimetri : Ders 04
Gravimetri : Ders 04Gravimetri : Ders 04
Gravimetri : Ders 04
 
Gravimetri : Ders 03
Gravimetri : Ders 03Gravimetri : Ders 03
Gravimetri : Ders 03
 
Gravimetri Ders 02
Gravimetri Ders 02Gravimetri Ders 02
Gravimetri Ders 02
 
Gravimetri Ders 01
Gravimetri Ders 01Gravimetri Ders 01
Gravimetri Ders 01
 
Kar Kar Geothermal Field Work
Kar Kar Geothermal Field WorkKar Kar Geothermal Field Work
Kar Kar Geothermal Field Work
 
Beppu geothermal field
Beppu geothermal fieldBeppu geothermal field
Beppu geothermal field
 
High Resolution Earth's Gravitational Field
High Resolution Earth's Gravitational FieldHigh Resolution Earth's Gravitational Field
High Resolution Earth's Gravitational Field
 
Gravity Predictions for Earthquakes
Gravity Predictions for EarthquakesGravity Predictions for Earthquakes
Gravity Predictions for Earthquakes
 
Nakamura Technique for Soil Characterization
Nakamura Technique for Soil CharacterizationNakamura Technique for Soil Characterization
Nakamura Technique for Soil Characterization
 
H/V User Guidelines
H/V User Guidelines H/V User Guidelines
H/V User Guidelines
 
Geopsy: Seismic Vibration Processing
Geopsy: Seismic Vibration ProcessingGeopsy: Seismic Vibration Processing
Geopsy: Seismic Vibration Processing
 

KİTAP: KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU

  • 1. KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU Sempozyumu 12 Mayıs 2014 29 No’lu Mimarlık ve Mühendislik Komitesi
  • 2.
  • 3. SEMPOZYUM İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu - Eminönü 12 Mayıs 2014 Pazartesi KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
  • 4. KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU Yayına Hazırlayanlar Genel Yayın Yönetmeni İsmail Şaşmaz Editör Fatih Göksu Görsel Yönetmen Ersan Topuz Grafik Tasarım Elmira Girgin Yayıncı ABE MEDYA Yayıncılık LTD. ŞTİ. Kuştepe mah. Tomurcuk Sok. İzmen Sitesi A-1 Blok Kat:11 D-50 Şişli / İSTANBUL Tel: 0 (212) 273 27 50 Faks: 0 (212) 273 27 51 www.abemedya.com Sertifika No: 31971 Baskı ve Cilt Bilnet Matbaacılık ve Ambalaj A. Ş. ISBN 978-605-65722 Basım: Mayıs - 2015 Her hakkı saklıdır, alıntılar dışında izinsiz kopyalanamaz, çoğaltılamaz. Bildiri kitabında yayınlanan yazıların tüm sorumluluğu yazarlara aittir.
  • 5. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu 29 No’lu Mimarlık ve Mühendislik Komitesi SEMPOZYUM İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu - Eminönü 12 Mayıs 2014 Pazartesi KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
  • 6. 4 Prof. Dr. Ali Osman ÖNCEL Prof. Dr. Erdal Osmanlıoğlu Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN Prof. Dr. Kemal Sayar Prof. Dr. Korkut TUNA Prof. Dr. Nevin GÜNGÖR ERGAN Prof. Dr. Esra BURCU Doç.Dr. Hatice AYATAÇ Doç. Dr. Nail YILMAZ Doç. Dr. Birsen ŞAHİN KÜTÜK Doç. Dr. Serdar SAĞLAM Abdurrahman GÜNER Yrd. Doç. Dr. Aynur CAN Yrd. Doç. Dr. Erhan Berat Fındıklı Araş Gör. Levent TAŞ Araş. Gör. Çiğdem Sema SIRMA Mazlum-Der Genel Başkanı Cüneyt SARIYAŞAR Mimar Semih AKŞEKER Ali ÖNER Erhan ER KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU SEMPOZYUMU BİLİM VE DANIŞMA KURULU
  • 7. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  5 Murat Özdemir Murat Özmen Ali Reyhan Esen Ali Osman Öncel Murat Alpay Sempozyum Düzenleme Kurulu Ali Osman ÖNCEL Nevin Güngör ERGAN Ahmet Erdal OSMANLIOĞLU Murat ÖZDEMİR EDİTÖRLER
  • 8. 6 İÇİNDEKİLER PROGRAM Açılış Konuşmaları MMG Genel Başkanı Murat ÖZDEMİR İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat KALSIN İBB Başkanı Dr. Kadir TOPBAŞ Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris GÜLLÜCE BİRİNCİ OTURUM 24 Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm Oturum Başkanı PROF DR. Ali Osman ÖNCEL PROF. DR. Korkut TUNA Tarihte Şehirler ve Dönüşümleri 26 PROF. DR. Nazif GÜRDOĞAN Medeniyet Kaynağı Kutlu Şehirler 30 PROF. DR. Nevin GÜNGÖR ERGAN Kentsel Dönüşüm Politikası ve Toplumsal Katılım 34 PROF. DR. Kemal SAYAR Şehir ve Ruh Sağlığı 54
  • 9. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  7 İKİNCİ OTURUM 56 Kentsel Dönüşüm’den Sosyal dönüşüme Oturum Başkanı Avni ÇEBİ DOÇ. DR. Nail YILMAZ Toplumsal Yapı Belediyeler ve Kentsel dönüşüm 58 YARD. DOÇ. DR. Erhan Berat FINDIKLI Metropolde Mekansal ve Tinsel Ayrışmanın Çoğul Formları 62 YARD. DOÇ. DR. Aynur CAN Turgut Cansever Düşüncesinde Şehir Tasavvuru 80 Cüneyt SARIYAŞAR Kentsel Dönüşümde İnsan Hakları İhlalleri 84 ÜÇÜNCÜ OTURUM 88 Şehirleşmede Mekansal Dönüşümün Toplumsal Etkileri Oturum Başkanı Y. Mimar Ali Reyhan ESEN DOÇ. DR. Hatice AYATAÇ Şehirleşmede Mekansal Dönüşüm 90 Mimar Semih AKŞEKER Şehir ve Kent Ayrımı 104 PROF. DR. Abdurrahman GÜNER Kentsel Dönüşümde Mühendislik Ahlakı 110 DİĞER BİLDİRİMLER 118
  • 10. 8
  • 11. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  9 AÇILIŞ KONUŞMALARI SEMPOZYUM İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu - Eminönü 12 Mayıs 2014 Pazartesi KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
  • 12. 10 Sayın Bakanım, Büyükşehir Belediye Başkanımız, Esenler Belediye Başkanımız, Sektör Temsilcilerimiz ve kıymetli katılımcılar. İstanbul Ticaret Odası ile ortaklaşa düzenlediğimiz "Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu" başlıklı sem- pozyumumuza katılımınız için Mimar ve Mühendis- ler Grubu adına, sizlere teşekkür ediyor, hoş geldiniz diyorum. “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kö- tülüğü meneden bir topluluk bulunsun. " hükmünü meslek alanlarında da rehber edinerek 1996 yılında dernekleşen MMG hareketi bugün, 3000'e yaklaşan üyesi, 6.000 civarında takip edeni olan, İstanbul dı- şında Ankara, İzmir, Bursa, Kayseri, Sakarya, Kon- ya, Samsun ve son olarak da Diyarbakır’da şube- leşen ve bugünlerde Erzurum şubesinin de kuruluş çalışmalarına başlayan, camiamızın saygın bir STK’sı haline gelmiştir. Evet, teknik bir Sivil Toplum Kuru- luşu olan MMG olarak, ilgi alanımız içerisindeki konularda yaptığımız bu ve benzeri etkinliklerimiz- le, çıkardığımız dergilerimizle, meslektaşlarımızı ve kamu oyunu bilgilendirmeye, kanun koyucu ve uygulayıcılara destek olmaya, yol göstermeye, teşvik etmeye ve uyarıcı olmaya gayret ediyoruz. Bu kap- samdaki çalışmalarımızda Şehirleşme ve Kentsel Dö- nüşüm önemli bir yer tutmaktadır. Kentsel Dönüşüm kavramı, özellikle 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen Van depremi sonrasında gündeme gelmiş ve 31 Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe giren, kamuoyunda Kentsel Dönüşüm Kanunu olarak bilinen 6306 sa- yılı "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki" kanun ile birlikte popülaritesini arttır- mışsa da bizim gündemimizde çok öncesinden beri Açılış Konuşmaları MMG GENEL BAŞKANI MURAT ÖZDEMİR
  • 13. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  11 yer almaktaydı. Hatta bu konuda belki de ilk sayılabilecek bir sempozyumu 19 Kasım 2011 tarihinde, hemen Van depreminin ertesinde, Üsküdar Belediyesi ile ortaklaşa ger- çekleştirmiştik. “Şehirlerimizin Geleceği, Tehditler ve Fırsatlar” başlıklı o sempozyumu- muzda, Kamu, Üniversite ve Meslek mensuplarından uzmanlar bir araya gelerek “Afet, Deprem ve Risk Analizleri”, “Kentsel Dönüşüm Politikaları” ile “Şehir, İnsan ve Top- lum” başlıklı oturumlarda konunun teknik yönleriyle birlikte sosyal yönlerini de etraflıca değerlendirme imkanı bulmuştuk. Bir sempozyum düzenlemek aylar süren bir organizas- yon gerektirdiğinden böyle bir sempozyumu depremden hemen sonra yaklaşık 25 günde tabii ki organize etmemiştik. Bütün bu konular henüz kamuoyunun gündeminde değilken biz sempozyum hazırlığımızı yapmıştık, deprem ve gündem bizim hazırlığımızın üzerine gelmiş oldu. Şehirleşme kamu oyu gündeminde bu yoğunlukla konuşulmazken, gerek üniversitelerde yaptığımız panellerde gerekse çıkardığımız dergilerimizde şehirleşmeyle ilgili endişelerimizi sürekli gündemde tutmaya gayret ediyorduk. Bizim için önemli olan ve ülkemizde yaşanan bir çok problemin ana çıkış kaynağı olarak gördüğümüz şehirleşme sorunumuzu dergilerimizin 52. Ocak-Şubat 2010 sayısında "ŞEHİRLEŞME AMA NASIL?" 57. Kasım-Aralık 2010 sayısında "KENTSEL DÖNÜŞÜM" 65. Mart-Nisan 2012 sayısında "ŞEHİRLERİMİZ DÖNÜŞÜRKEN BAŞKA BİR ŞE- HİRLEŞME MÜMKÜN MÜ?” ve 71. Mayıs-Haziran 2013 sayısında "ŞEHİRLERİMİZ NEREYE KOŞUYOR?" dosya konuları ile her açıdan işlemiştik ve bundan sonra da işlemeye devam edeceğiz. Dergilerimizin tüm sayılarına internet sitemizden ulaşılabilinir. Üniversitelerimizde gerçek- leştirdiğimiz paneller kapsamında da, 15.02.2012 tarihinde Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'nde "Şehirlerin Kimliği ve Geleceğe Taşınması" 07.06.2012 tarihinde İTÜ'de "Medeniyet Kurucu Şehirler" 13.12.2012 tarihinde Sabahattin Zaim Üniversitesi'nde K.Çekmece belediyesi ile "Herkes için Şehir: Değişen Kentler Dönüşen Yaşamlar” 27.02.2013 tarihinde Marmara Üniversitesi'nde "Şehir ve Medeniyet Tasavvurumuz" pa- nellerini gerçekleştirdik. Bunlardan, şehircilik konusuyla popüler olduğu için değil gerçek- ten önemsediğimiz için ilgilendiğimizi ifade etmek ve tabii ki biraz da MMG'nin reklamını yapmak için bahsettim. Aslında bütün bu dergilerimizde yazılanlar, sempozyum ve panel- lerde konuşulanlarla konu ile ilgili olarak söylenmesi gereken bir çok şey söylenmiş, yazıl- mış, çizilmiştir. Ama, sizlerinde bildiği gibi özellikle iyi ve faydalı şeylerin tekrar edilmesi teşvik edilmiştir. Ayrıca her defasında farklı uzmanlarla, gelişen şartları da dikkate alarak konuyu farklı yönleriyle değerlendirmek ve kamuoyunun gündeminde tutmak adına bu ve benzer faaliyetlerimize devam ediyoruz. Biz MMG olarak şehirlerimizin yapılanmalarını ve şehircilik uygulamalarını yakından takip etmeye çalışıyor ve şehirlerimizin insani ölçeklerde, herkes için huzur beldeleri ola-
  • 14. 12 cak şekilde teşkil edilmelerinin önemini sürekli vurguluyoruz. Aslında şehirlerimizin birer "Dönüştürme Makineleri" olduğunu düşünüyoruz. İnsanı, aileyi ve toplumu dönüştür- me makineleri. Bizleri dönüştürmek üzere kendi ellerimizle inşa ettiğimiz, sonucunu sıcağı sıcağına belki hemen görüp anlayamayacağımız, anladığımızda da, geç kalmış olacağı- mızdan korktuğumuz, dönüştürme makineleri. Bu konu ile ilgili olarak hemen her de- fasında ifade ettiğim gibi, 1+1, 1+0 dairelerin, mahalleyi ortadan kaldıran, kendi içinde bir dünyası olan, çevresinden izole adeta gettolaşan, isimlerinde Türkçenin kaybolduğu, çok katlı korunaklı, havuzlu sitelerin, orta ve küçük ölçekli esnafı ortadan kaldıran dev market ve alışveriş merkezlerinin, çocuk, yaşlı ve engellilerin şehir içindeki varlıklarını önemsemeyen, doğayla ve coğrafyayla mücadele eden bir yapılaşma gerçeğinin bizleri ve toplumumuzu zamanla nasıl dönüştürebileceğini bugünlerden hesap etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü etrafımızda birbiri ardına gerçekleştirilen projelerde işin bu kısmı- nın genelde göz ardı edildiğini düşünüyoruz. Şehircilik ve yapı yapmak sadece arsa bü- yüklüğü ile emsal değerini çarparak bulduğunuz alanı yapı olarak o arsaya yerleştirmek ve metrekare maliyeti ile satış fiyatı arasındaki farkı hesaplamak değildir, olmamalıdır. Bu anlayışın yerleşip hakim olmasında aslında hepimizin, yani vatandaşından mimar ve mühendisine, ve müteahhidine, idarecisinden STK'sına kadar hepimizin bir sorumluluğu ve vebali bulunmaktadır. Evet biraz önce bahsettiğin dönüşümün etkisinden olsa gerek daha tamahkar bir toplum haline gelmemizle birlikte, farklı konuları önceliklerimiz arası- na aldığımızdan, şehircilikle ilgili sağlıklı, içimize sinecek, bu coğrafyanın inanç ve kültür değerlerinin ürünü diyebileceğimiz şehircilik örnekleri ortaya maalesef koyamadık. Yanlışta ısrar etmemek ve yeni şehircilik kazalarına yol açmamak adına, çünkü bu süreçte maalesef yaşanan bir çok şehircilik kazası da olmuştur, öncelikle hepimizin bir öz eleştiri olarak bu durumu tespit etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Tabii aslında, siz samimiyetle bir şeyler yapıyor ve doğruları dile getiriyorsanız, bu doğrular bir gün bir şekilde mutlaka bir yerlerde karşılık bulacaktır diye düşünüyor ve ümit ediyoruz. En azından şimdilik teorik de olsa, bu düşüncemizi doğrulayan gelişmelerde yok değil aslında. Kentsel dönüşüm ve bu vesile ile şehirlerimizin yeniden yapılanması kapsamında MMG olarak, gerek önceki başkanımız Avni bey'in gerekse benim muhtelif vesilelerle dile getir- diğimiz çekincelerimiz, endişelerimiz ve yapılması gerekenler hakkındaki düşüncelerimiz ortadadır. Bu kapsamdaki genel prensip ve yaklaşımlarımızdan bazılarını, 19 Kasım 2011 tarihinde düzenlediğimiz sempozyumun sonuç bildirgesinden aktarmak isterim: 1. Şehirlerimiz kurulduğu bölgenin kültürel ve topografik dokusuna uygun, bölgenin kendine has mimari özeliklerinin yansıtıldığı, yerel malzemenin kullanıldığı, mimari ve estetiğin öne çıktığı, sosyal donatı alanlarının geniş ve erişilebilir olduğu, birbirini tekrar etmeyen kimlikli şehirler olarak inşa edilmelidir. Açılış Konuşmaları
  • 15. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  13 2. Yapılması gereken, şehirlerimizi, yoğunluğunu azaltarak mümkün mertebe az katlı ve bahçeli konutlardan müteşekkil, eskiden olduğu gibi zengini fakiri, doğulusu batı- lısı her bireyinin birlikte yaşadığı, paylaşmaktan ve diğerinin varlığından güç aldığı, sosyal barışını sağlamış medeni, mutlu birey ve ailelerin olduğu, çocuk, yaşlı, özürlü gibi tüm sakinlerinin çevre, estetik ve sosyal donatı imkanlarından istifade edebildiği, mekanlara dönüştürmektir. 3. Şehri insana, doğaya saygılı bir şekilde onu bir rant aracı olarak değil Allah’ın bize bir emaneti olarak korumalı ve güzelleştirmeliyiz. O bizim ve bizden sonrakilerin ortak malıdır. Bizden sonraki nesillere imar edilmiş, huzurlu ve yaşanabilir şehirler bırakmak herkesin görevidir. Toplumsal barışımıza ve insanımızın huzuruna katkı sağlayacak şehirleri yeni bir idrak ile inşa ve ihya ederken, şehirlerimizi yeni bir mede- niyetin taşıyıcıları olarak geleceğe taşımalı, bugün yaptığımız şehirlerle yarınlarımızı belirlediğimizi aklımızdan çıkarmamalıyız. Bunların yanı sıra teknik olarak üzerinde durduğumuz iki önemli husus daha var. Bunlardan bir tanesi; Şehirlerimizin özellikle de İstanbul'un sorunlarını çözmek için tüm ülkenin kaynak ve imkanlarını birlikte değerlendirip ülkeyi top yekun planlamak ve çöz- mek gerekliliğidir. Anadolu'yu planlayıp çözmeden İstanbul'u çözmemiz mümkün ola- maz. Kırsalın, Anadolu'nun itim gücünü kırmadan İstanbul'a yapacağınız her yatırım bu- ranın çekim gücünü daha da arttıracaktır. Onu için kırsalın, Anadolu'nun çekim gücünü arttıracak yatırımlar yapılmalı ve teşvikler verilmelidir. Diğer husus ise, daha önce de her vesile ile söylediğimiz gibi, gerek emsal artışlarıyla ge- rekse kamu yatırımlarıyla oluşturulan kent rantının bir şekilde kamuya geri dönüşünün sağlanmasıdır. Bu tabii siyasi olarak riskli ve sıkıntılı bir durum olabilir ama bunun kamu- oyu önünde anlatılması ve savunulması ile ilgili STK desteğini biz MMG olarak vermeye hazır olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isterim. Şimdi ise Ak Parti'nin 30 Mart 2014 seçimleri öncesi yayınladığı seçim beyannamesinden bazı cümleleri aktarmak istiyorum: Kişinin yaşadığı çevre, binalar dünya ve yaşam tasavvuruna etki eder. Bu bilinçle uy- garlığımızın insan ölçekli, insan odaklı ve insan dostu şehir anlayışını ihya etmek temel misyonumuzdur. 1. Şehirlerimizin her birini kendi tarihi, sosyal, ekonomik, kültürel değerleriyle marka şehir haline getirmeyi hedefliyoruz. Hedefimiz öncelikle insan dostu şehir anlayışımızı hâkim kılmaktır. “Kimlikli ve kişilikli
  • 16. 14 şehirler” oluşturarak medeniyetimizin şehir tasavvurunu ihya etmektir. Güzel insan, güzel şehir demektir. Mekânın estetiği, insanın estetiği demektir. Çünkü mekân insanı, insan da mekânı şekillendirir. 2. Mahalleler şehirde dayanışma ve kaynaşmanın vuku bulduğu, toplumsal değerlerin yeni kuşaklara aktarıldığı yerlerdir. Bizim şehirlerimiz, sadece kendi insanımıza değil, her insana açık olmuştur. Bizim şehirlerimiz, sosyal ve iktisadi durumuna bakmadan, her insanı kuşatan, kucakla- yan mekânlar olmuştur. 3. Bizim anlayışımıza göre, Allah’ın yeryüzündeki halifesi olan insanın temel sorumluluk- larından bir tanesi de dünyayı, yani yaşadığı mekânı güzelleştirmektir. Her nesil, devraldığı çevreyi güzelleştirerek kendinden sonraki nesillere miras bırakmakla mükelleftir. Dolayısıyla insanın iki temel görevi vardır: • Doğal çevrenin güzel muhafaza edilmesi • İnsan tabiatına uygun mimari eserlerin vücuda getirilmesi. Bizim hedefimiz “huzurlu şehirler" dir. Hedefimiz; çocuklarımıza, torunlarımıza gurur duyacakları bir medeniyeti, şehirleri ve ülkeyi miras bırakmaktır. Şehir sadece insanın inşa ettiği değil, insanı da inşa eden canlı bir mekândır. İnsanı şe- killendirir, geçmişini olduğu kadar bugününü ve yarınını da belirler. Şehir mirasımız, aynı zamanda medeniyet birikimimizdir. Göç olgusunun, yasaklarla cebredici tedbirlerle önüne geçilemeyeceği aşikârdır. Göç, ancak taşranın güçlendirilmesi ile, yani cezbedici tedbirlerle azaltılabilir. Yeni dönemde teşvik politikalarımızı çeşitlendirip, daha yaygın hale getireceğiz. Böylelikle Anadolu’da yeni cazibe merkezleri oluşacağına ve alternatif şehirlerimizin ortaya çıkacağına inanıyoruz. Mevcut şehirlerin merkezlerini daha fazla yoğunlaştıracak mevcut yapılaşma eğilimini azal- tacağız. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi şehirleri daha da büyütecek gelişim planları yerine, sosyo-ekonomik gelişimi yeni şehirlere bir şehirleşme modeli uygulayacağız. Ve son olarak ta geçenlerde gazetelere yansıyan Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz'ın yaptığı açıklamaya göre, Temmuz ayına kadar görüşülmesi beklenen Gelir Vergisi Kanun tasarısı kapsamında Şehir Rantının Vergilendirilmesi ile ilgili bir çalışma da yürütülmekte- dir. Gerçi bakanımızın bu konunun kısa vadede akşamdan sabaha çözülebilecek bir konu olmadığı ancak orta vadede gündeme gelebileceği gibi bir beyanını da yine basından takip ettik ama böyle bir konunun gündeme alınmış olmasını bile önemsediğimizi ifade etmek isterim. Evet, demin de dediğim gibi, bu görüşlerin seçim beyannamelerine girmesini düşünce- lerimizin doğru ve haklılığını gösteren gelişmeler olarak değerlendiriyoruz. Tabii ki bu saatten sonra bu ifadelerin teorik düzlemden pratik uygulamalara dönüştüğünü görmeyi
  • 17. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  15 de bir an önce beklemekleyiz. Kentsel dönüşüm yasasının esas çıkış maksadı risk taşıyan binaların dönüştürülmesi iken bugün geldiğimiz noktada risk taşıyan binalardan ziyade rant taşıyan binaların dönüştü- rüldüğünü görmekteyiz. Zira barınma hakkı temel insan haklarındandır ve rant konusu edilmemesi gerekir. Dönüşüm uygulamalarını, insanların kendi yaşayıp büyüdükleri, aidi- yet hissettikleri, komşuluk ilişkileri kurup geliştirdikleri ortamlarını muhafaza edecek bir kurgulamanın gereğine inanıyoruz. Bu maksatla Kentsel dönüşüm kanunu ve hamlesi, bir fırsat olarak görülmeli ama fırsat- çılığa dönüşmesine de meydan verilmemelidir. Sayın bakanımızın da konu ile ilgili hassa- siyetimizi paylaştığını biliyoruz. Tabii çok zor ve maalesef çoğunluğun tamahkarlıkla yaklaştığı bir konuyu değerlendiri- yoruz. Ama biz elimizden geldiğince öncelikle olması gerekenleri tespit ve ifade etmek, sonrasında ise eldeki imkanlarla bu olması gereken tespitlere ne kadar ulaşabileceğimizin mücadelesini vermek durumundayız. Burada herkes elini taşın altına koymalı ve gerekli fedakarlığı ve katkıyı yapmalıdır. Zira, Şehirlerde aslında insanlar gibi canlı organizma- lara benzerler. Şehirlerin de insanlar gibi doğumu, büyümesi, gelişmesi, hastalığı ve hatta ölümü söz konusu olabilir. Ancak şehirler insanlardan farklı olarak öldükten sonra hesap vermezler ama o şehirlerde yaşayanlar, yönetenler, yetkililer, aydınları, müteahhitleri, mi- marları, mühendisleri o şehirlerin de hesabını verirler... Evet, bu önemli konu yoğun bir gündemle uzmanları tarafından ele alınacağından, ben sözü daha fazla uzatmadan esas sahiplerine bırakmak istiyorum. Bu vesile ile de, Mimar ve Mühendisler Grubu olarak, her zaman ülkemiz adına değer üretmeye, dönemimize şahitlik yaparken olumlu gelişmeleri müjdelemeye ve duyurmaya, yanlış gördüğümüz uygulamalar hakkında da uyarıcı olmaya çalışırken her faaliyetimizde HİKMETİ gözeterek İMAR edici olacağımızı ve ürettiklerimizi toplumumuzla İHSAN’la paylaşacağımızı ifade etmek istiyor, bu sempozyumumuzun da hayırlara vesile olması duasıyla, İstanbul Ticaret Odasına ev sahipliğinden ve katkılarından, Sayın bakanımıza yoğun programı arasında bizlere değer verip vakit ayırdığından, sizlere de katılımızdan dolayı bir kez daha teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum.
  • 18. 16 İTO YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI MURAT KALSIN Çok kıymetli Bakanım, İBB Başkanım, Esenler Belediye Başkanım, MMG Değerli üyeleri, değerli konuklar sizleri İTO adına saygıyla selamlıyor ve bugünkü düzenlenen sempozyuma hoş geldiniz di- yorum. Konumuz kentsel dönüşümün sosyal boyu- tu. Burada bu konuda konuşacak çok önemli birey- ler var, umarım önemli meselelere parmak basarız. Kentsel dönüşüm Türkiye’nin son yıllarında en önemli gündem maddelerinden birisidir. Şehirlerimizin imar ve inşası adına çok önemli süreçlerden geçiyoruz. Yapı stokumuz eski, deprem yönetmeliğimizde olmayan bina sayısı fazla ve şehirlerimizin estetik konusunda sıkıntıları var. MMG işte bu işlere gönlünü koymuş bir kurum. Daha evvel 4 yıl başkanlığını da yapma gururuna eriştiğim bu kurumu bir fikir ve imar potası olarak görüyorum. Kentsel dönüşümün sosyal boyutlarının da olduğunu bu sempozyumda her beraber izleyeceğiz. Değerli dostlar inşaat sektörü ülke ekonomisinin lokomotifidir. Başta imalat sektörü olmak üzere bir çok sektör iç içedir. Dolayısıyla bu sektörde yapılan harcamalar diğer sektörlere de ivme kazandırır. 2013 yılında 1 milyon 200 bine yakın Türkiye’de konut satıldı ve bunun 200 bine yakını tek başına İstanbul’da gerçekleşti. Diğer yandan 3. köprü, yeni havalimanı projesi, kanal İstanbul ve kentsel dönüşüm projeleri sektördeki hareketliliğe büyük bir ivme katıyor. Öte yandan sektörün istihdam konusunda da önde gittiğini görmekteyiz. 2 milyona yakın insan sektörde çalışmakta. Biz İTO olarak Açılış Konuşmaları
  • 19. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  17 bu dinamizmin farkındayız. Bu yüzden göreve geldikten sonra mimar ve mühendisleri bir araya getirerek bir proje birliği kurduk. Komitelerimizi geniş paydaşlara açtık. Gerçekten de mimarlık ve mühendislik alanında birçok şehir yeniden kuruluyor. Bugün birçok ülke mimari ve teknik inşaat sayesinde büyüdü. Burada tarihi bir vakayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Süleymaniye Camii’nin açılışında Mimar Sinan altın bir tepsi üzerinde Süleymaniye Camii’nin anahtarını Kanuni Sultan Süleyman’a sunduğunda Padişah kendisine cevaben, “Ey Sinan bu ihtişamlı yapının açılışı bunu yapanlara düşer” der ve anahtarı açılışı yapması için Mimar Sinan’a verir. İşte ecdadın mimara ve mühendislere verdiği önem budur. Biz de bu değeri mimar ve mühendislere vermek için elimizden geleni yapmaktayız. Değerli katılımcılar, kentsel dönüşüm sadece binaların güvenli hale gelmesi anlamına gelmez. Esasen kentsel dönüşüm tam anlamıyla bir dönüşümden bahsetmektir. Burada belki de en az kentsel dönüşümün sosyal boyutundan bahsedilecek. Kentsel dönüşüm ile yeni yaşam alanlarına kavuşacağımızın yanı sıra yeni sosyal ortamlara da kavuşacağız. Bu alanlar bize kendimizi daha iyi hissettirecek alanlar olmalıdır. Trafik sıkışıklığının bizlere sosyal yönden nasıl sorunlar çıkardığı ortadadır. Biz İTO olarak denizi daha yoğun olarak kullanılması konusunda çalışmalar yürütmekteyiz ve inşallah iyi sonuçlar almayı planlıyoruz. Burada farklı bir konudan bakarsak, ülkemiz Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu vasıtasıyla Avrupa Birliği Kırsal Kalkınmayı destekleme fonlarında senelik 750 milyon TL para alıyor ve bu fondan şu ana kadar 1 milyar TL’nin üzerinde para dağıtıldı. Kasada da 2 milyar 600 bin TL dağıtılmak üzere duruyor. Bu paranın kırsal kesimlere dağıtılması neticesinde umuyoruz ki işsiz nüfusu tarıma çekip bu üretim alanını da tekrar harekete geçirmiş oluruz. Büyük şehirlerde istediğiniz kadar yol yapın, istediğiniz kadar yol açın artan nüfus ile baş etmek mümkün değil. Bundan 30 yıl önceki kırsal-kentsel nüfus dengesini yakalamadan kentsel dönüşüm hamlesinin başarılı olması çok zor görünüyor. Ayriyeten dönüşüm projelerinin İstanbul’a uygun ve geleneksel mimari anlayışımız ile uyuşmasına çok önem vermekteyim. Bu vesile ile organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
  • 20. 18 İBB BAŞKANI DR. KADİR TOPBAŞ Sayın Bakanım, Ticaret Odamızın Genel Başkan Yardımcısı., Mimar ve Mühendisler Grubu’nun Sayın Başkanı ve yöneticileri, değerli katılımcılar, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Günümüzün önemli konularından birisi olan kent- sel dönüşümün gündeme alınmasının çok önemli olduğunu söylemeliyim. Bir yazarın güzel bir ifade- si var. Diyor ki; bundan 100-200 yıl önce biz insan- ların atları, bahçeleri, bağları vardı ve biz bunların hepsini teknoloji uğruna verdik. İnsanoğlu olarak şu an karda mıyız zararda mıyız değerlendirmek lazım ama bir gerçek var dünyanın hızla nüfusu artmakta. Şu an şehirlerin kara alanlarında işgal ettiği alan ise yer kürenin % 2.5’i durumunda. Yine 2005 yılında kırsal ve kent nüfus oranı dengelendi ve daha sonra kentsel nüfus oranı artışa geçti. Ya- kın bir gelecekte de kent nüfusunun % 60-70’inin şehirlerde yaşayacağı düşünülmekte. Bizler bu den- geleri kader olarak görmeyip ne yapmamız gereki- yorsa yapmak durumundayız. Şunu maalesef dile getirmek zorundayım. Ülkemizde yapılan 5 yıllık kalkınma planları var ama ulusal ölçekte yapılmış bir kalkınma planımız yok. Araziler nasıl gelişecek, bölgeler nasıl gelişecek gibi konular ne yazık ki ol- madı ve yöneticilere göre şehirler oluştu. Mutlaka ulusal planlar yapılmalı. Sayın Başbakan’ın talima- tıyla sanırım şu anda ulusal planlar yapılmakta. Sanayileşme sürecinin Avrupa’da başlamasıyla daha sonra ülkemize sıçraması neticesinde göçle- rin kentlere doğru akışı maalesef bugün ki şikayet Açılış Konuşmaları
  • 21. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  19 ettiğimiz kentleşmeyi ortaya çıkardı. Kentlilik aslında sosyolojik bir evrimdir. Kente gelen bir insan kenti yaşayamıyorsa o insan kentli olamaz. Ne yazık ki savaşlar sonrası yaşam mücadelesi veren insanlarımız temel ihtiyaçlarını karşılamak düşüncesiyle dar ufuklarla bakmak zorunda kaldı. İstanbul’un dün üzerinde biraz inceleme yaptığım bir kitapta 1930’ların İstanbul’una bakma fırsatına eriştim. Gerçekten sıkıntıdan dolayı çökmüş bir İstanbul vardı fotoğraflarda. Ama biliyoruz ki burası bir yeryüzü cenneti. Her alanıyla 4 mevsimi yaşayan bir nokta. Zaten bundan dolayı insanlar 8 bin 500 yıl önce burayı keşfedip yaşamını buraya kurmuş ama şu an hemen hemen 15 milyona gelmiş bir İstanbul’dan bahsediyoruz. Bu şehrin kullanma konusunda daha dikkatli olmalıyız. Ben çocukluğumdan İstanbul’u hatırlarım, Şehir Suriçi dolduktan sonra dışa taşmaya başladı. O dönemde yeni ihtiyaç alanları belirlenseydi bugün daha farklı bir İstanbul’u konuşuyor olurduk. Bir gerçek var, İstanbul’un 5 bin 400 km’lik alanının 2 bin 500 km’ si orman alanıdır. Geri kalanı ise yerleşim alanı. Hesap yaparsak kişi başı- na düşen alan İstanbul’da 160 metrekaredir. Siz bu alanı tek katlı yapılar ile yerleşim alanlarına dönderirseniz 4 kişilik bir aileye 560 metrekarelik bir alan, ki bu alanda yollar ve sosyal donatı alanları dahil olmak üzere nasıl bir ölçek ortaya çıkar, işte o yüzden çok katlı yapıları savunmasam bile böyle bir durum ortaya çıkmaktadır. Şu an Paris’te yapılan bir çalışma var. Geleceğin Paris’i isimli. 100 milyon nüfuslu bir Paris ve Rhen Nehri’ne kıyısı olan 3 kenti birleştirip yeni bir yönetim merkezi kuruyorlar. Diyorlar ki bizim şu an ihtiyaçlarımız farklı, tabiî ki eskiyi koruyoruz ama zaman değişiyor. Evet, artık çocukluğumuzdaki 1 milyonluk İstanbul yok, 15 milyonluk bir şehir var. Şehirler inovasyon merkezlerdir. İhtiyaçlar doğurmaktadır. Atlı tramvaylar yerini met- rolara bıraktı. Tabii ki bu değişim talepler neticesinde oldu. Biz bugünün şartlarında kentin her noktasına birkaç kez ulaşabiliyoruz. İş alanları genişledi. İlişkiler arttı ve hızlı hareket etme mecburiyeti geldi. Aslında bizleri artık sistemler yönetir hale geldi. Bize bu kentlerde düşen, değerler konusunda hassasiyet göstermek, yeni yaşam alan- larında yaşam ilişkilerini doğru hale getirmek bizim için önemli olmalı. Londra’da şehrin en yüksek binası yapıldı. Projelendirmede şu düşünüldü. Biz diğer yüksek bina- larda insanları ayrıştırıyoruz. Bu binalarda her katmandan insan yaşamalı diyorlar. Bu çok önemli çünkü insan ilişkilerine değer veriyorlar. Biz de maalesef siteler ayrıştırma amacıyla yapılıyor. Aradaki uçurumlar artmakta. Bu mesafeler artmakta ve arttıkça tehlikeli hale gelmektedir. Bir de şunu iyi biliyoruz ki hareket halinde olan insanlar, göçmenler var. Bakın Yunanistan çitler inşa ediyor. Ama bu dengesizlik devam ederse en büyük problem güvenlik konusu olacaktır. Ben bunu Birleşmiş Milletler’deki bir konuşmamda da dile getirdim.
  • 22. 20 Biz bir kere sosyalleşme adına ortak mekan sayısını artırmak zorundayız. Ötekini ka- nıksama yollarını açmalıyız. Bakın Sayın Başbakanımız Belediyelere ait olan Sosyal Tesisleri halka açtığında, toplumsal bir sosyalleşmeyi ortaya çıkardığını kendisi dile getirmiştir. İnsanlar sokağa çıktığı zaman aidiyet duyguları gelişiyor ve dolayısıyla sor- gulamaya başlıyor. Dahası talepleri dile getiriyorlar. Burada bize düşen gelir, rant gibi kavramlardan uzak sosyal gelişimleri ortaya koyacak çalışmalar yapmak zorundayız. Her daim dile getirdiğim gibi insanoğlunun kutsal olan bir hakkı; barınma hakkı var- dır. Yönetimlerin bu hak konusunda üzerine düşeni yapması lazımdır. Kira öder gibi yapıları, ucuz yapıları vermezseniz, çarpık, sakat yapılar ortaya çıkar. Son olarak dep- rem riski var, burada kentsel dönüşüm de bir şans getirmektedir, tabii ki rant ve kar amacı gütmeden yapılmalı, Sayın Başbakan’ın belediye başkanlarına ilk söyledikleri de budur. Sözlerime burada son verirken sempozyumun hayırlı ve başarılı geçmesini diliyor ve saygılarımı arz ediyorum. Açılış Konuşmaları
  • 23. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  21 Günümüzün önemli konularından birisi olan kentsel dönü- şümün gündeme alınmasının çok önemli olduğunu söylemeli- yim. Bir yazarın güzel bir ifadesi var. Diyor ki; bundan 100- 200 yıl önce biz insanların atları, bahçeleri, bağları vardı ve biz bunların hepsini teknoloji uğruna verdik.
  • 24. 22 ÇEVRE ve ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE Değerli Belediye Başkanları, İTO’nun değerli yöne- ticileri, Mimar ve Mühendisler Grubu’ndan değerli dostlarım, kıymetli misafirler; hepinizi saygıyla selam- lıyorum. Organizasyon için çok teşekkür ediyorum ve böyle organizasyonların devamlı olmasının çok fayda- lı olacağını düşünüyorum. Kentsel dönüşüm bir mecburiyetten kaynaklandı. Hepimiz biliyoruz ki ülkemizin % 90’ı bir deprem alanı. Milletvekili iken ben deprem komisyon başkanıydım. Ayrıca deprem bölgelerinden birinde belediye başkanlığı yaptım. 17 Ağustos depremini de tecrübe edenlerden biriydim. Evet, böyle bir vaka var. Dahası yapılaşmamız çok çirkin olmuş. Bir anda % 60 köylü olan nüfusumuzun % 80’i şehirlere gelmiş. Bu kadar kısa zamanda nüfus katlandı ve mühendislik hizmetleri olmadan gecekondu ve benzeri olan binalar yapıldı. Bu binalar plan ve mühendislik görmeden yapılan binalardı. Ama artık ülkemiz eski Türkiye değil. Dünya ekonomisinde 16. sırayı zorlayan, 17 milyon öğrencisi olan, ileri teknoloji peşinde koşan, artık sanayi ürünleri satan bir ülkeye dönüşmüş durumda, o halde şehirlerinde bu çökmüş, riskli halden kurtarılıp çağdaş donatıları olan şehirlere kavuşması gerekiyor. Bu ve bunun gibi daha birçok nedenden dolayı da kentsel dönüşümün ortaya çıkması gerekiyor. 37 ilde 106 adet bakanlık, 148 farklı noktada 383 bin bağımsız birimin 81 ilde 106 binin üzerinde dönüşümünü başlattık. Tabi her işin başında eksik ve hatalar olabiliyor. Daha iyisi tecrübe ile kazanılıyor. Bazı belediye başkanlarımız yola çıkmış ama halkın % 70’i karşı bu duruma. Şikayet etmiyorum ama bazıları Açılış Konuşmaları
  • 25. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  23 geliyor ve halkın karşı çıkması konusunda endişelerini anlatıyor. Ama zaman içerisinde işin pişmesi de gerekiyor tabi. Yapılması gereken yapılacaktır. Ama halka rağmen değil, halkla birlikte yapacağız. Kentsel dönüşüm konusunda da bu böyledir. Siyaset mümkün olanı yapmaktır. Mümkün olanlar da her zaman doğru olanlar olmuyor ve olması gerekenle olabilecek olan da her zaman örtüşmüyor. Bu durum şehircilikte de böyledir. İnsanın gönlünde geçenlerle gerçekler örtüşmüyor. İstanbul’un imarı Sivas’tan, Ardahan’dan, Sinop’tan, Kastamonu’dan başlıyor. Bu şehirler en fazla göç veren şehirler. Eğer siz buraların imarını yapamazsanız, o insanlar nerede iş bulabilirse oraya akıyor ve bu akış çok hızlı oluyor. Devletler bu hıza yetişememiştir ve bu çarpık şehirler ortaya çıkmıştır. Ben bu tür binaları yapan vatandaşları da suçlamıyorum, artık ne yapılacağının konuşulma- sı lazım. Unutmamalıyız ki göç hiçbir gücün durduramayacağı bir olgudur. Avrupa yakın bir zaman içerisinde Afrika tarafından işgal edilecektir. Milyonlarca insan gelecektir. O za- manki İstanbul ile şimdiki İstanbul’un aynı olmadığı bu duruma da örnektir. Eski İstanbul’u artık bulamayız. Ahşap evleri artık bulamayız. Üsküdar buna örnektir. Artık Üsküdar’ın Marmaray’ı var. Bakın 3. Boğaz Köprüsü yapılan bir İstanbul var. Evet, topraktan uzaklaştıkça insanın mutluluğu azaldığı şeklinde iddialar var ve evet ben de buna inanıyorum. İnsanları diğeri için dertlenme ihtiyacından alıkoyuyor ki biz mazlum halklar için uğraşan onlara dert yanan en büyük milletiz. Topraktan uzaklaştıkça insanlar kendileri için yaşamaya başlıyor ve bu gönül ile ilgili problemken ekonomik durumlar bunu gerektirmeye başlıyor. Ekonomik-stratejik-mekansal planlamayı bakanlık olarak kararlaştırdık ve bunla ilgili olarak İTO’nun da içerisinde bulunduğu tüm Türkiye’nin stratejik planlamasını yapmaya çalışıyoruz. Herkesin karara etkisi olacağı çok ciddi bir projedir. Kentsel Dönüşümü hükümetimiz başka bir şekilde de yapıyor. Teşvik uygulaması denen olay da bana göre bir kentsel dönüşümdür. İnsanın bulunduğu yerdeki imkânları ile hayatını devam ettirmesi de bir kentsel dönüşümdür. Şehrin büyümesinin insani ilişkileri nasıl etkilediği konusuna gelirsek; bu konu az dikkat edilen bir konudur. Şehircilik sadece mimarlık ve mühendislik yanı ile bakılamayacak kadar önemli bir konu. Bunun bir de insani, sosyal ve psikolojik yanı var. Çünkü bu tür olguların ölçülmesi çok kolay değil. Bulunduğu dükkanın karşılığında plaza verseler gitmeyen yani oraya aitlik hisseden bireyler var ve bunu ölçmek çok kolay değil. Bu yüzden kentsel dönüşümünde sosyal boyutlarının iyi incelenmesi lazım. Biz her zaman hem şehirleri yıkıp yaşanabilir, donatıları olan, metroları olan şehirler yapacağız hem de kalbi olan, gönlü olan, aşkı olan, insanı seven, komşuluk bağları olan şehirler yapmaya çalışacağız. Komşulukların önemli olduğu cenazelerin ortada kalmadığı şehirler yapılması için uğraşacağız. Hepinize muhabbetler ediyor, saygılar sunuyorum
  • 26. 24
  • 27. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  25 1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm Oturum Başkanı: Prof. Dr. Ali Osman ÖNCEL SEMPOZYUM İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu - Eminönü 12 Mayıs 2014 Pazartesi KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL BOYUTU
  • 28. 26 Prof. Dr. Korkut TUNA TARİHTE ŞEHİRLER ve DÖNÜŞÜMLERİ Kentsel dönüşüm konusunda kullanılan kavramlara bakarsak günümüzün meseleleri ile sınırlı ve tabii ki tayin edici bir tutumun öncesinde de belirli uygulamalar ile karşılaşıldığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan günümüz uygulamaları ve buna bağlı meseleler açısından konunun daha başka boyutları olduğunu da unutmamak gerekiyor. Kentsel dönüşüm kavramının yanında, yeniden oluşum, kentsel yenileme, sağlılıklaştırma, yeniden geliştirme, yeniden oluşum ve son zamanlarda kullanılmaya başlayan soylulaştırma kavramları meselenin boyutlarını bize gösteriyor. Daha çok günümüzdeki uygulamalarda ortaya çıkan ve şehrin değişim ve dönüşümünü açıklamaya çalışan bu ve benzeri kavramlaştırmalar, şehrin tarihi boyunca hep dönüştüklerini göz önüne almamızı gerektiriyor. Şehirlerin değişim ve dönüşümleri ve bir manada da belki de yok oluş süreçleri içerisinde de bakacak olursak şehirlerin tarihteki en büyük değişimlere karşılık olacak şekilde ortaya çıktıklarını unutmamamız gerekiyor. Şehirlerin ortaya çıkmasından önceki yaşam koşulları nerdeyse 1 milyon yılı aşkın bir süreyle insanın var olabilme mücadelesini gösterir. Diğer canlıların yanında avcılık ve toplayıcılık gibi çabalar haricinde kendisinin bir toprak üzerine yerleşmesine izin verecek bir tarım faaliyetine girerek insan olarak büyük bir var olma mücadelesi içerisinde yer almıştır. Tarım faaliyetine bağlı yerleşme köyleri, köylerin tek başlarına 1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
  • 29. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  27 çözemedikleri açmazlar ise şehirlerin çıkmasına neden olmuştur. Şehir kır ile birlikte var olmakla birlikte, kırdaki siyasi, iktisadi, ekonomik ve dini açmazların çözüm yeri olarak mevcut üretimin devamlılığını sağlamış ve bu üretimden elde edilen artı değer ile şehirler kendi devamlılığını sürdürmüştür. Şehrin kırda oluşturulan artı ürünle beraber, üretim, yönetim, denetim merkezi olarak var olması yeni toplum kesimlerinin de gelişmesine yol açmıştır. Şehir kırdaki mevcut üretim ilişkileri ile toplum kesimlerinin değişimine bağlı olarak sürekli dönüşüm içerisinde olmuştur. Dönüşemeyen şehirler tarih sahnesinde çekilecek şehirler olmuşlardır. Şehri var eden artı ürün şehrin içinde yer aldığı toplumsal ve toplumlar arası ilişkilerin sürdürülmesi, el değiştirilmesi veya askeri müdahaleler gibi olaylar ile birlikte yeni dengelerin oluşmasıyla el değiştirdiği ölçüde şehirlerin dönüştüğü görülecektir. Başka bir değişle şehir varlığını ortaya koyan veya sürdüren toplum kesimleri ile etkileşim içerisinde olacaktır. Şehrin barındırdığı toplum kesimleri ve bunların üretim ve hayat şekilleri şehrin tüm özelliklerini ortaya çıkartacak ve şehrin değişimi bu unsunlar üzerinden takip edilebilecektir. Şehrin fiziki yapısı aynı zamanda sosyal yapısı, üretimi ve elinde tuttuğu bir manada ilişkiler çerçevesinde var olacaktır. Bir manada dönüşüm içerisinde olacaktır. Şehir artık sahip olmadığı ilişkiler kadar yeni boy gösteren ilişkilerin de izlerini taşıyacaktır. Bu izler bir taraftan dönüşümün nasıl olduğunu ortaya koyarken, o günlerde aldığı şekillerde aldığı dönüşümü işaretleyip belgeleyecektir. Tarihi süreç içerisinde sosyal değişiklikler kadar ortaya çıkan dış müdahaleler şehirdeki dönüşümün izlerine taşıyacaktır. Şehrin el değiştirmesi, fetih edilmesi dönemin dönüşümündeki unsurlarını ortaya koyacaktır. Mezopotamya şehirlerinin tarihine baktığımız da sadece din unsurunun kattığı özellikler bile başlı başına şehirdeki dönüşümü açıklayacak özelliklerdir. Gelişmeler Orta Doğu’daki şehirlerde mevcut Yahudi mahallesinin yanında bir Hıristiyan mahallesinin de oluşmasına, tapınağın kiliseye dönüşmesine yol açacak, ilerleyen zamanlarda Müslüman varlığının ortaya çıkması, hakim Hıristiyan özellikleri taşıyan şehirde yeni dönüşümler ortaya çıkmasına yol açacaktır. Tarih; bir şehri oluşturan ana unsurların zaman içende uğradı dönüşümlerin bir serüveni olarak karşımızdadır. Şehir örgütlediği toplum ilişkileri çerçevesinde varlığını ve belki de kazandığı yeni kimliğini yaşadığı dönüşümlere göre sürdürmektedir. Şehir içinde yer aldığı toplumun her manadaki izlerini zamanın tahribatına rağmen taşımaktadır. Geçmişte ortaya çıkan dönüşümlerin izleri bu manada varlığını sürdürmektedir. İnsanın izlerine ulaştığımız 1 milyon yıllık serüveni sonrasında şehirlerin günümüzden 5-6 bin yıl önceye kadar geri götürdüğümüz varlıkları önemli ölçüde kentsel dönüşümü yaşamıştır. Şehirlerin din değiştirmeleri yeni siyasi birliklerin hakimiyeti altına girmeleri ve buna bağlı dönüşümlerinin yanında dünyada siyasi hakimiyetlerin sınırlarına
  • 30. 28 ulaşması, el değiştiren şehirlerde gözlenen radikal değişimlerin giderek azalmasına ve bir manada dünyanın İslam ve İslam dışı, batı ve doğu gibi temel ayrımların yerleşmesi karşısında şehirlerin üretim yönetim biçimlerinin sağladığı refah ve çekicilik sayesinde artan nüfusları şehirlerde ek dönüşümlere yol açacaktır. Az bir nüfusla yola çıkan doğu şehirlerindeki iç kale ve dış kale ayrımının ve üretim işlerinin sahibi olduğu itibara göre şehir içinden dışına doğru oluşmuş bir hiyerarşi çerçevesinde yer alması ilerleyen yıllarda İslamiyet’in de yaygınlaşması ile merkez cami etrafında etrafındaki külliyeler ile yeni bir boyut kazanmıştır. Yapılan medrese hamam vb. yapılar ile şehir mahalleleri yaygınlık kazanacaktır. Oluşan merkezi çekirdek etrafında çok unsurlu bir nüfus artışı dikkat çekecektir. Sağlanan güvenlik bazı bölgelerde kalelerin korunmasına olan ihtiyaç ortadan kalkınca şehrin çevreye doğru genişlemesi de ortaya çıkmıştır. Batı Avrupa’da yaşanan ve feodal dönemin getirdiği şehirsizliğin ardından ortaya çıkan sanayi devriminin getirdiği üretim ve sanayinin şehri ele geçirmesine yol açacaktır. Sanayi üretimini sürdürecek imalathanelerin şehrin merkezinde yer alması üretimin çektiği nüfusun şehrin çevresine savrulmasına yol açacaktır. Sanayi ile dönüşen batı şehrinin artık önemsizleşen eski dönemlerinden günümüze ulaşanlarının yer aldıkları bölgelerin tekrar önem kazanması ile yeniden onarılması sağlanmıştır. Sanayi ile canlanan şehirler sur engellerinden kurtulunca kırsal alanda kurulan yeni yerleşim alanları mahalleleri günümüzün tüm büyük şehirlerinde isimleri ile ele vereceklerdir. Şehir, sokak ve yer adlarının adeta bir sözlük gibi bizlere ip uçları verebileceği bir ortamda yer adlarının değiştirilmesi bizi farklı bir müdahale biçimine de götürmektedir. Şehirlerde olan tüm bu dönüşümler belli bir müdahaleye bağlı olarak çıkmışlardır ama işin içine belli hesaplar karışmaya başlayınca şehre yapılan müdahalelerin daha kapsamlı ve radikal bir biçim aldığı görülmektedir. Özellikle İkinci Dünya Savaşı ardından bombalanarak Avrupa şehirleri bugünkü manada bir kentsel dönüşümün başlangıcını oluşturacaklardır. Bir taraftan mevcut şehrin tarihi yapıları yeniden canlandırılır ve şehrin konut stoku yeniden oluşturulurken sanayi döneminin başlangıcında yaşanan sorunlara da çözüm getirilmişti. İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa ve ABD’de ortaya çıkan üretim çeşitliliği ve artışı yeni durumları da yol açacaktır. Artan şehir nüfusları yeni bir alan oluşturmuştur. Bizde de gecekondu olarak zamanında adlandırılan yapılar nüfus artışıyla beraber gelişen ve büyüyen şehirlerin sorunları olarak ortaya çıkmıştır. Gecekondular; derme çatma, acele yapılmış ve altyapısı olmayan yerleşme türleriydi. Oturanlarının şehirde karşılaştıkları konut sorununu çözme biçimi olarak ortaya çıkmışlardı. Merkezi yönetimlerin ülke içi nüfus hareketliliğini oluşturduğu karmaşık 1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
  • 31. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  29 yapıya çare üretememeleri sonucu dünyanın farklı bölgelerinde benzer özellikler sonucu ortaya çıkmışlardı. Nüfus artışlarının zayıf, ekonomik gelişmenin güçlü olduğu toplumlarda söz konusu sorun daha çabuk çözüldü. Ailenin nüfus yapısına bağlı olarak eski şehrin büyük ölçüde muhafaza edilmesi yanında inşa edilen konutlar devlet destekli ve ucuz kiralarla ihtiyaç sahiplerinin kullanımına sunuldu. Asıl dönüşüm ise fabrika, kışla vb devrini tamamlamış büyük yapılarda ortaya çıktı. Önemli ölçüde yıkıldılar ya da işlevlerinin aksine kullanılmaya başlandılar. Bunun tersi ise özellikle Türkiye’de dışarıdan önemli bir müdahale olmadan kullanıcılarının imkanları ile apartmana çevrildi. Özellikle Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerimizde bu tür yapıların içerisinde yaşayan şehirli nüfusun % 60’ını oluşturmaktaydı. Yakın zamanlara geldikçe idari yapılanmalarla gecekondu mahallelerinin ilçeye dönüşmeleri ile belli bir kontrol altına alınmaları sağlanmıştır. Görüldüğü gibi şehirler tarih boyunca dönüşümü bünyelerinde taşımışlardır. Dönüşüm nasıl adlandırılsa adlandırılsın kısmen kendiliğinden olduğu gibi bir yerden sonra bir müdahale sonucunda olmaktadır. Önemli olan ortaya konacak olan müdahalenin, şehrin tarihine, bütünlüğüne ve özellikle de geleceğine bir ipotek koymadan gerçekleşmesidir.
  • 32. 30 Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN MEDENİYETLERİN AYNALARI KUTLU ŞEHİRLER GİRİŞ Bir medeniyetin değerleri şehirlerin ekonomik, sosyal ve kültürel dokusunu oluşturur. Camiler, çarşılar, çeşmeler, dergahlar, meydanlar ve evler, kültürlerin şehirlerdeki elle tutulur, gözle görülür yansımalarıdır.Medeniyetleridiritutan,heralanda güçlü kılan, onların ruhlarıdır. İç dünyaları canlı ve zengin olmayan medeniyetlerin, şehirlerinin bir şiir gibi, düzen ve uyum içinde olmaları beklenmez. Çünkü bir medeniyetin değerleri; ahlakı, sanatı ve düşünceyi biçimlendiren, bilim ve teknolojiyi yönlendiren, geniş bir çerçevenin sınırlarını ve kırmızı çizgilerini belirler.   İslam medeniyeti, teori ve pratiğiyle bir inançlar bütünüdür. İslam medeniyetinin teorisini imanın, pratiğini de İslamın şartları oluşturur. İmanın çerçevesinde; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, öteki dünyaya, kadere, iyiliğin ve kötülüğün O’ndan geldiğine ve ölümden sonra dirilmeye inanmadır. İslamın şartları olan şehadet, namaz, oruç, hac ve zekat da pratiği oluşturur. İç ve dış dünya İslam medeniyetinde iç içe, birbirini besleyen ve zenginleştiren bir bütündür.İnsanın iç dünyası, dış dünyasına yansır. İç dünya dış dünyayı hayatın ölümü içinde taşıdığı gibi taşır. İslam medeniyetinin ortak noktaları, imanın ve İslamın şartlarıdır. Onları teori ve pratik gibi, bir bütün olarak ele alıp derinliğine kavramadan Müslümanları anlamak mümkün değildir. Şehirler 1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
  • 33. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  31 medeniyetin, camiler de şehirlerin ruhudur.  İslam medeniyetinin özünü kavrama açısından, üç cami, yeryüzündeki mabetlerin başında gelir. Onlar, diğer mabetlerden daha anlamlı oldukları gibi, erdemlilikte de hiçbir mabet onlarla boy ölçüşemez. Bu mabetler, Mekke’nin, Medine’nin ve Kudüs’ün kalbinde yer alan mescitlerdir. Mekke’de Harem, Medine’de Peygamber ve Kudüs’te Aksa Mescitleri İslam Medeniyetinin köşe taşlarıdır. Onlar Mekke, Medine ve Kudüs’ün simgeleridir. Erdemli şehirlerin ve erdemli yönetimlerin bilgisi, İslam milletinin kalbi olan bu şehirlerdir.   Mekke, ilk Peygamber’den son Peygamber’e kadar bütün peygamberlerden izler taşır. Malcolm X’in deyişiyle, Mekke zaman kadar eski bir şehirdir. Bu yüzden, şehirlerin Anası Mekke’ye, İslam milletinin başşehri gözüyle bakılır. Mekke İslam milletinin, Kabe de Mekke’nin merkezidir. Kur’an’da haber verildiği gibi, Kabe yeryüzünün ilk mabedidir. Kabe ilk defa melekler, sonra da ilk insan ve ilk peygamber Âdem tarafından inşa edilmiş. İslam medeniyetinde sürekliliğin, bütünlüğün ve değişmezliğin simgesi. Kabe’yi İbrahim Peygamber, oğlu İsmail ile birlikte, eski yerine yeniden yapmıştır. Son olarak Son Peygamber Hz. Muhammed (SAV) tarafından yenilenerek, putlardan temizlendi. Kabe ile Mekke, İslam kültür ve sanatında vazgeçilmez bir yer tutar. Kabe Müslümanların sanatında, Titus Burchart’un vurguladığı gibi, bir kutup yıldızı işlevi yüklenmiştir. Çevresinde toprağa verilmiş yüzlerce peygamberle birlikte bütün insanlığa yol gösteren Mekke’yi, Müslümanlar ömürlerinde en az bir kere ziyaret etmek zorundadır. İslamın şartlarından biri olan Hac, Mekke merkezli bir ibadettir. Medine Peygamber şehridir. Etrafı dağlarla çevrili olan Medine, Hz. Muhammed’in (SAV) ümmetinin başşehri konumundadır. Medine’nin merkezi Peygamber Mescidi’dir. Hz. Muhammed, dünya değiştirdiği evde toprağa verilmiştir. O toprak ki bütün insanlığa rahmet olarak gönderilmiş Son Peygamber’i bağrında taşımaktadır. Varoluşun kaynağı olmasıyla, Ravza yeryüzünün en aziz köşesidir. Ravza’yı ziyaretin, Son Peygamber’i sağlında ziyaret gibi olduğu, kendisi tarafında müjdelenmiştir.   Kudüs, Yakupoğulları’ndan Peygamberlik ile Sultanlığı birleştiren Davut ve oğlu Süleyman’a başşehir olmuştur. Mukaddes Beyt, Musa Peygamber’den 5 asır sonra Süleyman Peygamber tarafından yapılmıştır. Seçilmiş Meryem, bu mescit çevresinde iç olgunluğa erişerek, İsa’yı babasız olarak doğurmuştur. İsa Peygamber ölüleri diriltme, doğuştan görmeyen gözleri açma gibi bütün mucizelerini bu şehirde göstermiştir.   30 yaşında peygamber olan İsa (AS) ile İslam Milletinin bayrağı Musa (AS)
  • 34. 32 ümmetinden İsa (AS) ümmetine geçmiştir. Ancak üç yıllık peygamberlik süresinde kendisine yalnızca 12 kişi inanmıştır. İsa Peygamber havarileriyle son görüşmesinde, “Horoz ötmeden sizin biriniz beni inkar edecek ve pek az paraya satacak” demiştir. Yuda O’nu ele vermiş ancak onun yerine kendisi cezalandırılmıştır.   Romalılar, İsa Peygamber’in göğe çekilişinden 40 yıl sonra Kudüs’ü ele geçirerek, yakıp yıkmışlar. Üç asır içinde imparator Konstantin eliyle de Hıristiyan olmuşlardır. Konstantin ikinci Roma olarak İstanbul’u kurmuştur. Kudüs Halife Ömer ile Müslümanlara geçmiş. Son Peygamber’in Miraç kenti, Mekke’den önceki kıble ve Halife Ömer’in yaptığı camiyle İslam kültüründe önemli bir yer tutar. Bu yüzden Kudüs, Hz. Muhammed (SAV), Musa (AS) ve İsa (AS) ümmetlerinin ortak başkentidir. İslam Milletinin erdemli şehirlerinin üçüncüsüdür.   İslam kültürü içinde şehirlerin kurulmasında ana örnek, Peygamber şehri Medine olmuştur. Müslümanların kurdukları şehirlerin merkezinde Cami, çarşı ve okul bulunur. Şehri bu üçlünün çevresinde işyerleri, evleri, mektepleri, kütüphaneleri, hanları, hamamları ve çeşmeleriyle birlikte ezan sesinin duyulduğu sınıra kadar halka halka genişler. Ezan sesinin işitilmediği sınırdan sonra, başka bir yerleşim kümesinin çevresi başlar. Merkez ile çevre, çevre ile merkez yoğun bir alışveriş içindedir. Buhara’dan Saraybosna ve Kurtuba’ya kadar Müslümanların kurdukları bütün şehirlerde, söz konusu fiziksel gelişme bütün ayrıntılarıyla gözlenir.   İstanbul’un eski merkezine bakıldığında İslam kültürü içinde oluşan şehirlerin ana özellikleri açıkça görülür. Beyazıt, Süleymaniye ve Nuruosmaniye camileri üçgenindeki yapılar, medrese, cami ve kapalıçarşıyı odak noktası alan mekansal bir bütünlük gösterir. Şehrin oluşumunda yapılar ve doğal çevre tatlı bir uyum ve düzen içindedir. Camiler, çarşılar, çeşmeler ve meskenlerle ağaçlar birbirini tamamlar.   Mecidiyeköy ve Maslak sözkonusu olduğu zaman, gökyüzüne isyan edercesine çok katlı binalar ve onların arasında ezilen ağaçların oluşturduğu bir yapılaşma vardır. Eski İstanbul bir uyum ve düzeni yansıtırken, yeni İstanbul göklere başkaldıran bir yapılaşmayı sergiler. Eski İstanbul’un örneği Hz. Peygamber’in hicret yurdu Medine iken, yeni İstanbul’un örneği modern çağların Roma’sı New York’tur. Dünyadaki her şehir, Medine ile Roma’yı; gündüzün geceyi, gecenin gündüzü içinde bulundurması gibi yapısında taşır. Medine’ye özenenlerde hoşgörü ve güzellik öne çıkarken, Roma’ya özenenlerde isyan ve şiddet ağırlık kazanır. Geleceğin erdemli şehirlerinin örneği Medine’de, eski İstanbul’da ve eski Kurtuba’da, hiçbir yapı, 1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
  • 35. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  33 Yaratıcı ile yarış olabilir kaygısıyla, ağaçlardan büyük yapılmamıştır. Bu yüzden eski Şam, eski Konya ve eski Bağdat’ta doğal çevreyle, insan eliyle yapılanlar arasında eşsiz bir uyum ve düzen vardır. Çünkü onların mimari eserlerdeki örneği, hayatın olduğu kadar doğal çevrenin de benzersiz bir simgesi olan ağaçlarla birlikte tabiattır. Tabiat, Allah’ın sözsüz ayetleridir. İnananlar, Kur’an gibi tabiatı da okumak zorundadır.   Şehirleşme olgusu, son yüzyılda ekonomik, sosyal ve kültürel yapıda ortaya çıkan en önemli gelişmelerden biridir. Nüfusun çoğunluğunun şehirlerde yaşamasıyla sosyal, ekonomik hayat köklü değişikliklere uğramıştır. İbn Haldun, şehirlerin büyümesiyle üretimin de kat kat artacağını söyler. Üretimin artmasıyla gelir ve bolluk da büyür. Şehirlerin yaşama düzeyi ve zenginliği de üretime paralel olarak gelişir. Ancak şehirleşmeyle insanların üretim düzeylerinden daha çok tüketim düzeyleri yükselirse, şehirler kültürlerin gerilemesine yol açar. Şehirler, ürettiklerinden daha çok tüketmeye heveslenirlerse, toplumların çökmesinin kaynağı ve hazırlayıcı olur. Bir ülkede şehirler, kültürlerin aynası oldukları kadar kültürlerin zenginleşmesinin de sürükleyici gücüdür. Bu yüzden Mevlana, köyde üç gün kalanın kırk gün aklı başına gelmez, diyerek merkez ile çevre arasındaki işlev farkını çarpıcı bir biçimde dile getirir.Şehirler tarih boyunca ekonomik ve kültürel canlılık kaynakları olmuşlardır.   İslam medeniyetinin geleceği, Medine’yi örnek alan İstanbul, Buhara, Bursa, Bakü, Kazan, Saraybosna, Kayseri, Konya ve Maraş gibi şehirlerdir. Onlar ülkelerinden önce şehirlerini, gelecekte kaçınılması sözkonusu olmayan bir kültür ve medeniyet hesaplaşmasına hazırlıyor. Onların mayası Mekke, Medine ve Kudüs gibi erdemli şehirlerde yoğrulmuştur.   Bütün dünyada inananlar, Medine’de Son Peygamber’in çevresinde halkalanan ilk Müslümanların coşkusunu taşıyor. İstanbul’u kuşatanlar gibi, Paris’i, Londra’yı, Berlin’i, Moskova’yı, Roma’yı ve New York’u kuşatmaya hazırlanıyorlar. Orduların yerini gönüllü kuruluşların, devletlerin yerini de şehirlerin aldığının bilincindedir. Duvarsız, kapısız ve sınırsız kare dünyada her şehir bir dünya, her dünya bir şehirdir.
  • 36. 34 Prof. Dr. Nevin GÜNGÖR ERGAN Hacettepe Üniversitesi nevine@hacettepe.edu.tr Doç. Dr. Birsen ŞAHİN KÜTÜK Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi birsensahink@gmail.com Doç. Dr. Serdar SAĞLAM Gazi Üniversitesi KENTSEL DÖNÜŞÜM POLİTİKALARI VE TOPLUMSAL KATILIM Özet: Son 5 yıldır hızı artan ve yeni düzenlemelerle farklı boyut kazanan kentsel dönüşüm projeleri Türkiye’de önemli bir değişime kaynaklık etmektedir. Ankara’da- ki kentsel dönüşüm projeleri ise bunun önemli uygu- lama alanlarından birini oluşturmaktadır. Bu nicel araştırmada Ankara’da kentsel dönüşüm alanlarından olan Mamak ve Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa bölge- leri incelenmiş ve kentsel dönüşüm projesi alanlarında yaşayan halkın bu projelere bakışları ele alınmıştır. Çalışmada anket tekniği ile toplam 374 kişiden veri toplanmıştır. Araştırma sonucunda kentsel dönüşüm projelerinde, halkın ihtiyaçlarının dikkate alınmasının son derece önemli olduğu görülmüştür. Anahtar kelimeler: Kentleşme, gecekondu, kentsel dö- nüşüm, kentsel dönüşüm projeleri, nicel araştırma. Abstract: Urban transformation projects that winning new regu- lations in different sizes for 5 years has been an impor- tant source of change inTurkey. The urban transforma- tion projects in Ankara constitutes one of the major 1 Bu çalışma Hacettepe Üniversitesi BAB desteği ile gerçekleştirilen “Kentsel Dönüşüm Projelerinin Gerçekleştirildiği Alanlarda Yaşanan Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Değişmeler” isimli projenin verilerinden faydalanılarak oluşturulmuştur. Çalışmanın daha geniş kapsamlı hali daha önce VII. Sosyoloji Kongresinde sunulmuş ve kongrenin e-kitabında yayımlanmıştır. 1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
  • 37. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  35 Giriş Gecekondulaşma ile kentleşmenin adeta birlikte geliştiği Ankara’da son yıllarda arka arkaya büyük ölçekli kentsel dönüşüm projeleri sürdürülmektedir. Bu projeler sadece bir ilçede değil aynı anda birden fazla ilçede devam etmektedir. Bu çalışmada gecekon- dulaşmanın ilk şekillendiği ve en geniş kapsamda gecekondu mahallelerine sahip olan Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa ve Mamak kentsel dönüşüm alanında yaşayan halkın bu projelere bakışları ele alınmaktadır. Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa, Cumhuriyet’in kuruluşunun sembolü olan Ulus bölgesindedir ve bu bölge 1950’li yıllardan bu yana Kale, Kale çevresi, Bentderesi ve karşısındaki gecekondu mahalleleri ile birlikte adeta Ankara’nın merkezinde hiç değişmeyecek ve yerleşik bir yapı olarak düşünülmekteydi. Ankara’da yaşayanlar, Ankara’nın tarihini bilenler belki de bu bölgenin değişeceğini şim- diye kadar hiç düşünmemiştir. Mamak bölgesi ise yine gecekondulaşma hikayesi Ulus ka- dar eski olan ve Ankara’nın gecekondu kenti manzarasına sahip olmasında büyük bir paya sahip ilçesidir. Şimdiye kadar kısmen apartmanlaşma olmuşsa da bunlar ya özel mü- teahhitler aracılığı ile ya da devletin, belediyenin sosyal sorumluluk kapsamında yaptırdığı konutlar şeklinde olmuştur. Bu araştırmada amaç gecekondulaşmanın ilk şekillendiği ve en geniş kapsamda gecekondu mahallelerine sahip olan Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa ve Mamak kentsel dönüşüm alanında yaşayan halkın bu projelere bakışlarını karşılaştırmalı olarak vermektir. Bu projelerden doğrudan etkilenen halkın, konuya ilişkin düşünceleri hem bu projelerin gerçekleştirilmesi hem de sonraki projeler yapılırken uygulamaya ilişkin fikir vermesi açısından önemlidir. Literatürde kentsel dönüşüm planları uygulamaların- da son dönemde en çok kabul gören ve daha insani olduğu düşünülen uygulama “katı- lımlı kentsel dönüşüm”dür. Bunun anlamı kentsel dönüşüm projelerinin hazırlık aşama- sında halkın da düşüncesini alarak, projenin bu doğrultuda şekillendirilmesidir. Böylece halk doğrudan etkileneceği projeyi, kendisi de etkileyebilmektedir. Bu nicel araştırma ile Ankara’da uygulanan projelerin ne derece katılımlı kentsel dönüşüm projesi olduğu ve halkın bu konudaki düşünceleri iki proje bölgesinde karşılaştırmalı olarak verilecektir. Te- application areas of it. Mamak and Hıdırlık Tepe – Ismet Pasa regions which is the urban transformation areas in Ankara were examined in this quantitative research and the thoughts of the people living in the areas of urban transformation project about these projects are dis- cussed in this study. We collected data from 374 people with survey technique in this study. The results of this study showed that it is important to take the needs of the people who live in urban transformation project areas. Key words: Urbanization, squatter, urban transformation, urban transformation project, quanti- tative research.
  • 38. 36 mel amaç halkın kentsel dönüşüm projelerine bakışını, projelerden beklentilerini, memnun oldukları ve memnun olmadıkları alanları tespit ederek katılımlı kentsel dönüşüm projeleri için bir veri sağlamaktır. Ankara’da Kentleşme, Gecekondulaşma ve Kentsel Dönüşüm Projeleri Türkiye’deki imar ve konut sorunu öncelikle başkent olduktan sonra her yıl % 6’lık bir nüfus artışını gerçekleştiren Ankara’da (Tekeli 2011: 281) kendisini gösterdi. Ankara’da İmar Müdürlüğü’nün kurulması ile konut sorununu çözmek devlet politikası haline geldi. Ankara, 1928 yılında hazırlanan Jansen Planı ile Türkiye’de ilk şehir planının yapıldığı, ilk konut kooperatiflerinin doğduğu, daha sonra gecekondulara dönüşecek olan ilk barakala- rın inşa edildiği ve ilk konut affının çakarıldığı kentimiz oldu. Türkiye’de hızlı kentleşme süreci ikinci Dünya Savaşı’ndan sonra başlamıştır. Kırlardan kentlere yoğun göç hareketinin bir neticesi olarak doğan gecekondular ülkenin uzun bir dönemini kapsayan ekonomik, toplumsal ve kültürel bir sorun olarak devam etmiştir. İlk barakalar Ulus’ta şehir merkezine yakın yerlerde, daha sonra Altındağ, Atıfbey ve Yeni- doğan üçgeninde yaygınlaştı. Ankara’da 1935’te 17 bin 372 yapıdan 937’sinin baraka ol- duğu tespit edilmiştir (Tekeli 1996: 55). 1940’lardan sonra gecekondu adını alan barakalar Hıdırlıktepe, Mamak, Gülveren, Cebeci, Yenişehir ve Seyranbağları semtlerinde artmaya başladı. Küçükesat, Çankaya ve Dikmen çevrelerinde seyrek bir yerleşim vardı. 1948’de çı- kan 5218 sayılı yasa ile gecekondular Topraklık, İncesu bölgelerinde (Şenyapılı 2004: 125- 134), sonraki yıllarda da Ankara’nın neredeyse bütün bölge ve çeperlerine yayıldı. Mamak’ta ilk gecekondular 1930’lu yıllara kadar uzanmaktadır. 1950’de şehir planlaması- nın gözden geçirilmesi ve Demirlibahçe’deki imarlı yapılaşmanın ardından Mamak bölge- sinde de hızlı bir gecekondulaşma süreci başlamıştır. 1990’lara gelindiğinde ise Mamak’ın % 90’ı gecekondulardan oluşmaktaydı (2013 Performans Programı 2013: 8). İlk dönemlerde bir asayiş meselesi olarak algılanan gecekondu sorunu 1966 yılında “Gece- kondu Kanunu” ile birlikte hukuk literatürüne de girmiştir. Günümüze kadar 12 civarında imar affının çıkarılması ile devam eden süreç “kentsel dönüşüm projeleri” ile birlikte yeni bir aşamaya gelmiştir. Kentsel dönüşüm, ekonomik, sosyal, mekansal ve çevresel dinamikleri ile “kentsel sorun- ların çözümünü sağlayan ve değişime uğrayan bir bölgenin ekonomik, fiziksel, sosyal ve çevresel koşullarına kalıcı bir çözüm sağlamaya çalışan kapsamlı bir vizyon ve eylem olarak tanımlanmaktadır (Turok, 2005,s.25’ten akt. Özdemir 2010: 1). Bayraktar’a göre kentsel dönüşüm şu beş unsuru kapsamaktadır: Kaçak yapılaşmış alanla- rın; doğal afetlerden doğrudan etkilenecek alanların; kent içerisindeki kullanımı sakıncalı 1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
  • 39. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  37 alanların; kent içindeki niteliksiz, sağlıksız ve yaşanabilir kent standartları dışında kalan alanların ve işlevini yitirmiş tarihi mekânların, koruma alanlarının dönüştürülmesi (Bay- raktar 2006: 235). 2981 ve 6875 sayılı kanunlar gereğince gecekondular bazı haklara kavuşmuş ve kentsel dö- nüşüm projelerinin uygulanmasının önü açılmıştır (Resmi Gazete, 8.3.1984, Sayı: 18355). 5366 sayılı kanun ile kentsel dönüşüm projelerinin gerçekleşmesinde ilgili bakanlık, bele- diyeler, il özel idareleri ve TOKİ yetkili kılmıştır (Resmi Gazete, 14.2.2005, Sayı: 26023). Kentsel Dönüşüm kavramının Türk hukuk literatürüne ve uygulama alanına girmesinin ar- dından konu ile ilgili birçok eser yayınlanmış, resmi yayınlar, hukuki derleme ve tartışmalar, yüksek lisans, doktora çalışmaları ve projeler yapılmıştır. Bu konuda en fazla yayınlanan eserler kanunlar, ilgili mevzuat, dünyadaki uygulama ve hukuki yapılara ilişkindir. YÖK tez kataloğu incelendiğinde Türkiye’deki üniversitelerde artarak devam eden yoğun- lukta kentsel dönüşüm proje ve uygulamalarına ilişkin yüksek lisans ve doktora tezleri ha- zırlandığı görülmektedir. Bu tezler daha çok Şehir ve Bölge Planlama bölümünde yapılmış- tır, diğerleri ise Sosyoloji, Kamu Yönetimi ve Tarih bölümleri ağırlıklıdır. Bu çalışmalarda dikkati çeken bir başka husus ise bu tezlerin kentsel dönüşümün uygulandığı şehirlerdeki üniversitelerde ve özellikle kendi bölgeleri üzerine yapılan çalışmalar olduklarıdır. Kentsel dönüşüm ile ilgili çalışmalarda ele alınan konular da kentsel dönüşüm alanlarında yaşayanların kent yaşamı ile entegrasyonları ve bunun mekanizmaları (Kahraman, 2008), kentsel dönüşüm alanlarının dönüşümünü, bölgelerin idari, demografik ve iktisadi yapısın- daki değişimi sağlayan unsurlar (Yenigül, 2009), kentsel dönüşüm projelerinin konut so- runu çözümündeki yeri (Kara, 2010), kentsel dönüşümde yeni politika, yasa ve eğilimlerin değerlendirilmesi (Kütük İnce, 2006), kentsel dönüşümün fiziksel ve sosyal mekana etkisi (Yüksel, 2007), kentsel dönüşüm alanlarında yaşayanların bu projelere bakışları (Güngör Ergan ve Şahin, 2007) ve projelere dirençleri (Deniz, 2010) vb. gibidir. Kentsel dönüşüm çalışmalarının nasıl yapılması gerektiği konusunda çeşitli görüşler ol- masına rağmen sosyolojik açından en dikkat çekicilerinden biri şüphesiz ilk defa Sherry Arnstein(1969)’ın ‘Halk Katılımı Merdiveni’ isimli eserinde geçen katılımlı kentsel dö- nüşümdür. Daha sonra doğrudan kentsel dönüşümün katılımlı modelinden söz eden Atkinson (2004) ise bu projelerde halkın görüşünün önemine değinmiştir. Bir dönüşüm sürecinin aşamaları olan hazırlık, planlama ve uygulama aşamalarından özellikle ha- zırlık aşamasında halkın düşüncesinin alınması önemlidir. Bu diğer aşamaların şekil- lenmesine de yardımcı olacaktır. Böylece halk dönüşüm sürecine katılacak ve halkın ihtiyaçlarının belirlenmesi ve gerekiyorsa yerel halkın kişisel ve toplumsal kapasitesinin artırılması gibi konular proje kapsamına alınacaktır.
  • 40. 38 Bu çalışmada ise Cumhuriyet sonrası Ankara’sı fotografının görünür alanlarından olan Mamak ve Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa bölgelerinde uygulanmakta olan kentsel dö- nüşüm projelerine halkın bakışı iki proje alanında yaşayan halkın düşünceleri karşılaş- tırılarak incelenmektedir. Yöntem Ankara’da kentsel dönüşüm projesi kapsamındaki gecekondu mahallelerinde bu proje- lere ilişkin bakışın incelendiği bu çalışmada nicel yöntem kullanılmıştır. Anket tekniği ile veri toplanan araştırmada temel hipotezler aşağıda verilmiştir. Hipotezler: Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden aldığımız bilgilere göre, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmet- paşa Projesi’nin uygulandığı alanda ev sahibi olanların Mamak bölgesindekilere oranla daha düşük oranda tapusu vardır ya da tapulu arazi miktarı daha düşüktür. Bu bağ- lamda tapulu ev sahibi olma oranı ve arsa miktarı düşük olan Hıdırlıktepe-Atıfbey-İs- metpaşa Projesi’nin bulunduğu alanda yaşayanların, kentsel dönüşüm projesine ilişkin düşüncelerinin Mamak bölgesindekilerden farklı olacağını düşünmekteyiz. H1. Kentsel dönüşüme bakış, proje bölgesine göre değişir. Evren ve Örneklem: Çalışmanın Evreni’ni Ankara’nın Mamak ve Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa kentsel dö- nüşüm projeleri oluşturmaktadır. Evren olarak Mamak ve Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmet- paşa Projeleri’nin alınma gerekçelerinden biri, Ankara’nın ilk gecekondu alanlarının bu bölgelerde şekillenmiş olmasıdır. Diğeri ise her iki proje alanında da bu derece kap- samlı bir kentsel dönüşüm projesinin ilk defa uygulanmasıdır. Proje alanı Hıdırlıktepe- Atıfbey-İsmetpaşa’nın Ulus bölgesinin büyük bir kısmına yayıla n ve şehrin ortasında Ankara fotoğrafının önemli bir parçasını oluşturan bir yerdedir ve şimdiye kadar bu alanda ciddi bir dönüşüm projesi gerçekleşmemiştir. Ankara’nın gecekondu kenti gö- rüntüsüne neden olmasında büyük payı olan Mamak’ta da ilk defa bu derece büyük ölçekli bir proje ile dönüşüm hedeflenmektedir. Bu kapsamda tesadüfi örneklem yöntemi ile iptal olabilecek anketler de düşünülerek Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi için proje kapsamındaki mahallelerden (Araplar, Bo- ğaziçi, Büyük Kayaş, Küçük Kayaş, Derbent, Dostlar, Dutluk, Köstence, Şahap Gürler, Şirin Tepe, Tepecik, Yeşil Bayır mahallesi) toplam 12 mahallede 307 gecekonduludan, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamındaki mahallelerden (Atıf Bey, Orhan Gazi, Yıldırım Beyazıt, Fatih, Gökçenefe, Öncüler ve Yenidoğan) ise 1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
  • 41. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  39 toplam 7 mahallede 67 gecekonduludan anket tekniği ile veri toplanmıştır. Toplamda ise 19 mahallede 380 gecekonduludan veri toplanmıştır. Veri Toplama ve Analiz Teknikleri: Bu nicel araştırmada veri toplama tekniği olarak gözlem, görüşme ve anket kullanılmış- tır. Anket sorularının oluşturulması için gözlem ve görüşmeler yapılmış, bunlardan elde edilen verilere göre de araştırmanın anket soruları oluşturulmuştur. Anket soruları demografik sorular, şehre geliş, yaşanan konuta ve mahalleye ilişkin dü- şünceler, kentsel dönüşüm projelerine ilişkin bilgi düzeyi ve kentsel dönüşüm projelerine ilişkin düşünceler ve beklentilerden oluşmaktadır. Düşünce ve beklentilerle ilgili bazı sorular açık uçludur. Hazırlanan anket 380 kişiye uygulanmıştır. 380 anketten 6 tanesi yarıda bırakılma ve çekindikleri için doğru bilgi vermeme ya da bilgi vermek istememe gibi nedenlerle iptal edilmiş ve toplam 374 anket üzerinden analizler yapılmıştır. Açık uçlu soruların analizi için örneklemin orjinal söylemine bağlı kalınarak kategori ve temalaştırma yapılarak analiz edilmiştir. Diğer soruların analizinde ise SPSS20 kul- lanılmış ve 374 anketten elde edilen veriler, iki proje bölgesi için karşılaştırmalı frekans tabloları ve çapraz tabloları alınarak, hipotez testleri için ki kare analizi yapılmıştır. Bulgular Araştırmanın bulgular bölümü örneklem grubunun sosyo-demografik özellikleri, ge- cekonduya yerleşme ve yaşanan mekanların özellikleri, kentsel dönüşüm projelerine ilişkin bilgi düzeyi ve kentsel dönüşüm projelerine ilişkin düşünceler ve beklentilerden oluşmaktadır. 1. Örneklem Grubunun Sosyo-Demografik Özellikleri Sosyo-demografik özellikler cinsiyet, yaş, medeni durum, doğum yeri, kendisinin ve eşinin eğitim durumu, kendisinin meslek ve gelir düzeyinden oluşmaktadır. Örneklem grubunun % 60’ını kadınlar (bunun % 69’u Mamak’ta, % 31’i ise Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa’da ikamet etmektedir), %40’ını ise erkekler ( bunun % 30’u Mamak’ta, % 70’i Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa’da ikamet etmektedir) oluş- turmaktadır. Kadın katılımcının fazla olmasının nedeni araştırmanın günün 10.00 ile 19.00 saatleri arasında yapılması ve bu saatlerde çalışan erkeklerin evde olmamasıdır. Bu veri evde çalışan kişiler sorusuna verilen cevaplarla birlikte düşünüldüğünde daha da anlam kazanmaktadır. Şöyle ki Mamak Kentsel Dönüşüm Projesinin olduğu alanda erkeklerin çalışma yüzdesi (% 70), Hıdırlıktepe Atıfbey-İsmetpaşa Kentsel Dönüşüm
  • 42. 40 Proje alanındakinden (% 50) daha yüksektir. Örneklem grubunun yaş dağılımı ise benzer şekildedir. Buna göre her iki proje alanında da 53 yaş ve üzerinde olanlar en yüksek orana sahiptir. Medeni durum ise yine her iki proje alanında benzerdir. Buna göre her iki proje ala- nında evli olanların oranı % 75’in izerindedir. Eşi ölmüş olanlar % 10 civarında, hiç evlenmemiş olanlar % 4, boşananlar ise % 2 oranındadır. Doğum yeri, eğitim düzeyi, eşin eğitim düzeyi konularında da örneklem grubu her iki proje bölgesinde de benzer özellikler göstermektedir. Örneklem grubunda en yüksek oran köy doğumlu olanlardır. Bunu şehir+büyükşehir doğumlular izlemektedir. % 50 13-17 Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi Hıdırlıktepe-Atıf Bey-İsmet Paşa Kentsel Dönüşüm Projesi 18-22 23-27 28-32 33-37 38-42 43-47 48-52 53 ve üstü % 40 % 30 % 20 % 10 % 0 Tablo 1: Örneklem Grubunun Yaş Dağılımı 1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
  • 43. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  41 Örneklem grubunun ve eşlerinin eğitim düzeyleri de proje bölgesine göre anlamlı dü- zeyde değişmemektedir (P>0.05). Hem kendileri hem de eşleri için iki proje bölgesinde de en yüksek oran ilkokul mezunu olmaya aittir. Köy Frekans 144 26 170 % Sütun % 47,1 % 38,8 % 45,6 Kasaba Frekans 11 1 12 % Sütun % 3,6 % 1,5 % 3,2 İlçe Frekans 60 15 75 % Sütun % 19,6 % 22,4 % 20,1 Şehir Frekans 55 9 64 % Sütun % 18,0 % 13,4 % 17,2 Büyükşehir Frekans 36 16 52 % Sütun % 11,8 % 23,9 % 13,9 Toplam Frekans 306 67 373 % Sütun % 100,0 % 100,0 % 100,0 Dogum yeri Projenin Adı Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi toplam Mamak bölgesinde vasıflı işçi diğer meslek grupları içinde yüksek bir değere sahipken, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa bölgesinde işçi yüksek orana sahiptir. Gelir durumu ise Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa bölgesinde 700 TL’den az ve düzenli bir geliri olma- yanların oranı (% 24), Mamak bölgesine göre (% 11) oldukça yüksekken, 700-2000 TL arasında geliri olanlar Mamak bölgesinde % 72 iken, bu oran Hıdırlıktepe-Atıfbey- İsmetpaşa bölgesinde düşmektedir (% 50). Meslek ve gelir düzeyi proje bölgesi ile anlamlı düzeyde ilişkilidir (P<0.05). 2. Gecekonduya Yerleşme ve Yaşanan Mekanların Özellikleri Gecekonduya yerleşme ve yaşanan mekanların özellikleri bölümü; kente geliş ve gece- konduya yerleşme nedeni, oturulan evin özellikleri, mahallesinde akrabasının hemşeri- Tablo 2: DOĞUM YERİ
  • 44. 42 Okur-yazar değil Frekans 35 9 44 % Sütun % 11,4 % 13,6 % 11,8 Okur-yazar Frekans 15 10 25 % Sütun % 4,9 % 15,2 % 6,7 İlkokul Frekans 158 26 184 % Sütun % 51,6 % 39,4 % 49,5 Ortaokul Frekans 36 8 44 % Sütun % 11,8 % 12,1 % 11,8 İlköðretim Frekans 11 2 13 % Sütun % 3,6 % 3,0 % 3,5 Lise Frekans 39 7 46 % Sütun % 12,7 % 10,6 % 12,4 Meslek lisesi Frekans 2 2 4 % Sütun % 0,7 % 3,0 % 1,1 Yüksekokul Frekans 3 0 3 % Sütun % 1,0 % 0,0 % 0,8 Üniversite Frekans 6 2 8 % Sütun % 2,0 % 3,0 % 2,2 Lisansüstü Frekans 1 0 1 % Sütun % 0,3 % 0,0 % 0,3 TOPLAM Frekans 306 66 372 % Sütun % 100,0 % 100,0 % 100,0 EĞİTİM DURUMU Projenin Adı Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi toplam sinin olma durumu, oturulan evin mülkiyeti ve evin hane halkına yetme durumlarından oluşmaktadır. Her iki proje bölgesinde de kente geliş ve gecekonduda yaşama nedeni iş bulmak (en düşük % 74) ve daha iyi yaşam koşullarına sahip olabilmektir (en düşük % 23). Oturulan evlerin özellikleri ise şu şekildedir: Evlerin tamamında elektirik, su ve mut- Tablo 3: ÖRNEKLEM GRUBUNUN EĞİTİM DURUMU 1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
  • 45. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  43 fark vardır. Tamamına yakınında (en düşük % 92) tuvalet ve banyo içeridedir. Mamak bölgesindeki evler daha çok (% 73.6 ) tek katlı iken, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi alanındaki evler daha çok (% 51.5) iki katlıdır. Mamak’ta üç odalı ev oranı, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi alanında ise iki odalı ev oranı daha yüksektir. Evlerin bahçesinde sebze ekilen yer, kümes ya da ekmek yapılan yer olup olmadığı Frekans 190 45 235 % Sütun 64,8% 76,3% 66,8% Frekans 103 14 117 % Sütun 35,2% 23,7% 33,2% Frekans 6 2 8 % Sütun 2,0% 3,4% 2,3% Frekans 287 57 344 % Sütun 98,0% 96,6% 97,7% Frekans 56 3 59 % Sütun 19,1% 5,1% 16,8% Frekans 237 56 293 % Sütun 80,9% 94,9% 83,2% Frekans 18 1 19 % Sütun 6,1% 1,7% 5,4% Frekans 275 58 333 % Sütun 93,9% 98,3% 94,6% Frekans 69 18 87 % Sütun 23,5% 30,5% 24,7% Frekans 224 41 265 % Sütun 76,5% 69,5% 75,3% Frekans 39 7 46 % Sütun 13,3% 11,9% 13,1% Frekans 254 52 306 % Sütun 86,7% 88,1% 86,9% İş bulmak için Can ve mal güvenligi nedeniyle Akrabalarım ve yakınlarım olduğu icin Daha iyi yaşam koşullari için Cocukların eğitimi için Evlilik nedeniyle EVET EVET EVET EVET EVET EVET HAYIR HAYIR HAYIR HAYIR HAYIR HAYIR EĞİTİM DURUMU Projenin Adı Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi toplam Tablo 4: Kente Geliş ve Gecekonduya Yerleşme Nedeni
  • 46. 44 Frekans 181 42 223 % Sütun % 59,9 % 64,6 % 60,8 Frekans 121 23 144 % Sütun % 40,1 % 35,4 % 39,2 Frekans 99 25 124 % Sütun % 32,8 % 38,5 % 33,8 Frekans 203 40 243 % Sütun % 67,2 % 61,5 % 66,2 Frekans 10 0 10 % Sütun % 3,3 % 0,0 % 2,7 Frekans 292 65 357 % Sütun % 96,7 % 100,0 % 97,3 Frekans 66 13 79 % Sütun % 22,4 % 20,0 % 21,9 Frekans 56 11 67 % Sütun % 19,0 % 16,9 % 18,6 Frekans 42 10 52 % Sütun % 14,2 % 15,4 % 14,4 Frekans 131 31 162 % Sütun % 44,4 % 47,7 % 45,0 Frekans 76 13 89 % Sütun % 27,0 % 19,4 % 25,5 Frekans 40 14 54 % Sütun % 14,2 % 20,9 % 15,5 Frekans 39 11 50 % Sütun % 13,8 % 16,4 % 14,3 Frekans 127 29 156 % Sütun % 45,0 % 43,3 % 44,7 Sizden önce bu maHallede Sizden önce bu mahallede yerleşen hemşeriniz var mıydı? Şu an komşularInIzdan akraba olanlar var mI? Şu an komşularInIzdan hemserileriniz olanlar var mI? Sizden önce bu mahallede yerleşen tanıdıklarınız arkadaşlarınız var mıydı? EVET EVET EVET EVET BİR ÇOĞU EVET BİR ÇOĞU Evet birkaç tanesi Evet birkaç tanesi HAYIR HAYIR HAYIR Evet bir kısmı Evet bir kısmı Hayır yok Hayır yok EĞİTİM DURUMU Projenin Adı Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi Hıdırlıktepe-Atıfbey- İsmetpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi toplam Tablo 5: Mahallesinde Akraba/ Hemşehrisinin Olma Durumu 1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
  • 47. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  45 konusunda elde edilen verilerde ise her iki proje alanında da en az % 50’sinin evi- nin bahçesinde bu tarz bir yapının olmadığı tespit edilmiştir. Ancak bunun olmadığını söyleyenlerin oranı Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi alanında yaşayanlarda daha yüksektir (% 70). Bahçesinde bu tarz yerler olduğunu söyleyenlerin içinde ise en yüksek oran sebze ekilen yerleri olduğunu söyleyenlere aittir. Her iki proje bölgesinde de örneklem grubunun en düşük % 60’ı mahalleye taşınmadan önce o mahallede akrabaları olduğunu belirtmiştir. Bu oranlar şu an için sorulduğunda ise düşmüştür. Her iki proje bölgesinde de oturulan ev örneklem grubunun yaklaşık % 50’sinin kendi evi, yaklaşık % 20’sinin anne–babasının evi, yine yaklaşık % 20’si ise kiracıdır. Örnek- lem grubunun oturduğu evin hane halkına yettiğini söyleyenlerin oranı Mamak’ta % 67, Hıdırlıktepe- Atıfbey- İsmetpaşa’da % 54’tür. Evin hane halkına yetme konusunda- ki düşünce proje alanına göre değişmemektedir. Ev sahibi olma ile kentsel dönüşüm projesinin uygulanmasını isteme arasındaki ilişki incelendiğinde ise hem ev sahibi hem de kiracı açısından % 50’ye yakın bir kesimin bunu istediği, kalanın ise istemediği ve ev sahibi olmaya göre projeye ilişkin düşüncenin anlamlı düzeyde değişmediği görülmüştür. 3. Kentsel Dönüşüm Projelerine İlişkin Bilgi Düzeyi Kentsel dönüşüm projelerine ilişkin bilgi düzeyi bölümü; mahallelerinin kentsel dönü- şüm projesi içinde yer alıp almadığı, kentsel dönüşüm projesini kimin yaptığını bilip bilmedikleri, proje hakkında onlara bilgi verilip verilmediği, kentsel dönüşüm projesi kapsamında kendilerine daire verilip verilmeyeceği, kentsel dönüşüm kapsamında yı- kım yapıldığında ne yapacakları, kentsel dönüşüm kapsamında kendilerine verilecek evlerle satılacak evlerin aynı olup olmadığı ve onlara verilecek evlerin nerede olacağın- dan oluşmaktadır. Mahallelerinin kentsel dönüşüm projesi kapsamında olup olmadığı konusundaki bilgi- leri incelendiğinde, Mamak kentsel dönüşüm bölgesinde yaşayanların % 92’si, Hıdır- lıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa bölgesinde yaşayanların ise % 97’sinin mahallelerinin kentsel dönüşüm projesi içinde yer aldığını bildikleri görülmüştür. Durumdan haberdar olma açısından iki proje bölgesi arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Mahallerindeki kentsel dönüşüm projesini kimin yaptığını bilip bilmedikleri konusunda ise, örneklem grubunun % 30’u bunu büyükşehir belediyesinin, % 20’si belediyenin, % 10’u büyükşehir ve TOKİ’nin ortaklaşa yaptıkları, % 10’u TOKİ yanıtını verirken, % 30’u bunu bilmediklerini belirtmişlerdir.
  • 48. 46 Proje hakkında size bilgi veriliyor mu sorusunda ise her iki proje bölgesinde de ör- neklem grubunun yaklaşık % 70’i kendilerine bilgi veren olmadığını % 10’u çeşitli kaynaklardan, % 10’u belediye ve TOKİ görevlilerin yaptıkları toplantılardan, % 10’u ise dernek, parti, avukat gibi yollardan bilgi aldığını söylemiştir. Mamak kentsel dönüşüm projesi kapsamında kendilerine daire verilip verilmeyeceği konusundaki düşüncelerinin yaşadıkları proje alanı ile anlamlı düzeyde ilişkili olduğu görülmüştür (P<0.05). Kendisine daire verileceğini düşünme oranı Hıdırlıktepe-Atıf- bey-İsmetpaşa bölgesinde daha düşüktür. Yıkım olduğunda ne yapılacağına ilişkin düşünce proje bölgesine göre değişmemekte- dir. Her iki proje bölgesinde de ne yapacağını bilmeyenler, kendi imkanları ile bir yer bulacağını düşünenler ve bunların dışında farklı bir şey yapacağını söyleyenler yaklaşık % 25 civarındadır. Ancak, toprak sahiplerine verilecek evlerle, o toprak üzerinde yapılanlardan satılacak olan evler aynı mı sorusuna verilen cevaplar, proje bölgesine göre anlamlı düzeyde de- ğişmektedir (P<0.05). Şöyle ki kendilerine verilen evlerle satılacak evlerin aynı olma- yacağını düşünenlerin oranı Hıdırlıktepe-Atıfbey- İsmetpaşa kentsel dönüşüm projesi alanında yaşayanlarda (% 29.50), Mamak kentsel dönüşüm projesi alanında yaşayan- lardan daha yüksektir (% 17.90). Yine kendilerine verilecek evlerin kendi topraklarının olduğu yerden mi yoksa başka yerden mi verileceği sorusunda verilen cevaplar da proje alanına göre anlamlı düzeyde değişmiştir (P<0.05). Hıdırlık tepe-Atıf bey-İsmetpaşa bölgesinde yaşayanlarda, kendi- lerine verilecek evlerin bir başka yerde olacağı düşüncesi (% 36.7), Mamak bölgesinde yaşayanlardakinden yüksektir (% 22). 4. Kentsel Dönüşüm Projelerine İlişkin Düşünceler ve Beklentiler Kentsel dönüşüm projelerine ilişkin düşünceler ve beklentiler bölümü; kentsel dönü- şüm projesinin uygulanmasını isteme durumu, kentsel dönüşüm projesinin kendileri için faydalı olup olmayacağı, kentsel dönüşüm projesinin uygulanmasını isteme ve istememe nedenleri, mahalleli bu konuyu kendi arasında konuşuyor mu, ortak karar alı- nıyor mu ya da ortak hareket ediliyor mu, mahallenin bu konuda bir temsilcisi ya da sözcüsü var mı, mahalle dışından gelip proje konusunda size yardımcı olanlar var mı (dernek vakıf gibi), kentsel dönüşüm projesi sizin için faydalı olur mu ve kentsel dönüşüm projelerinden beklentileriniz nelerdir sorularına verilen cevapları içermektedir. Kentsel dönüşüm projesinin kendi mahallelerinde uygulanması konusundaki düşün- celeri ile proje bölgesi arasında da anlamlı ilişki yoktur. Her iki proje bölgesinde de 1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
  • 49. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  47 Frekans 79 17 96 % Sütun % 27,20 % 27,90 % 27,4 Frekans 26 3 29 % Sütun % 9,00 % 4,90 % 8,30 Frekans 29 9 38 % Sütun % 10,00 % 14,80 % 10,80 Frekans 79 10 89 % Sütun % 27,2 % 16,4 % 25,4 Frekans 3 0 3 % Sütun % 1 % 0 % 0,9 Frekans 74 22 96 % Sütun % 25,5 % 36,1 % 27,4 Frekans 290 61 351 % Sütun % 100,0 % 100,0 % 100 Dogum yeri Projenin Adı Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi Hıdırlıktepe-Atıfbey- İsmetpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi toplam Tablo 6: Tablo 6: Kentsel Dönüşüm Kapsamında Yıkım Yapıldığında Ne Yapacaksınız? Bilmiyorum herhangi bir bilgi verilmedi Belediyenin ücretsiz vereceği yerlerde oturacağız Kendi imkanlarımızla yer bulup, belediyeden kira yardımı alacağız kendi imkanlarımızla yer bulup kirasını ödeyerek oturacaz akrabalarımızın yardımı ile bir yerde kalacağız Diğer TOPLAM % 60 EVET Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi Hıdırlıktepe-Atıf Bey- İsmet Paşa Kentsel Dönüşüm Projesi HAYIR BİLMİYORUM % 50 % 40 % 30 % 20 % 10 % 0 Tablo 7: Kentsel DönüşÜm Kapsamında Kendilerine Verilecek Evlerle Satılcak Evler Aynı mı?
  • 50. 48 örneklem grubunun en az % 53’ü kentsel dönüşüm projesinin uygulanmasını iste- mektedir. Aile fertlerinin bu konuda onlarla aynı fikirde olup olmama konusunda görüşleri so- rulduğunda her iki proje bölgesinden de örneklem grububun en az % 90’ı bu konuda ailelerinin kendileri ile aynı şekilde düşündüklerini ifade etmişlerdir. Mahallelerinde kentsel dönüşüm projesinin uygulanmasını isteme ve istememe neden- leri sorulduğunda ise şöyle evaplar alınmıştır: Kentsel dönüşüm projesinin uygulanma- sını isteme nedeni sırasıyla, “çarpık yapılaşmanın ortadan kalkması, düzen ve temizlik gelecek olması, gelişmek (% 65), gecekondudan kurtulmak (% 15), apartmanın rahat olması ve doğalgazı olması, sobadan kurtulmak (% 15) ve evlerin bakımsızlıktan kur- tulmasıdır (% 5). Bu konuda örneklem grubundan bazı gecekondulular düşüncelerini şu şekilde ifade etmişlerdir: “Her yerde olsun isterim, gecekondu sorununu çözsünler.” (Erkek, 53 yaşında, Mamak) “Herkes gidiyor ben de bu ortamdan kurtulmak istiyorum.” (Kadın, 37 yaşında, Hıdırlıktepe-Atıf Bey-İsmet Paşa) “Görünüm bakımından daha güzel olacak çocuklar için park olur, bahçe süpür- mekten kurtuluruz.”(Kadın, 56 yaşında, Mamak) “Gecekondunun çilesinden bıktım. Her şey için Ulus’a iniyoruz. PTT uzak, kışın çok buz oluyor. köpekler çoğaldı, kadınları ısırdı”(Kadın, 47 yaşında, Hıdırlıktepe- Atıfbey-İsmetpaşa) “Güzelliği, evlerin rahatlığı var. Sobadan kurtuluruz, çok temiz. Kömürü yok, pisliği yok.”(Erkek, 29 yaşında, Mamak) “Güzel çevre olur, insanlar tertemiz oturur. Elektrik koptu, hala bekliyoruz, yapılacak. Uzun süre yıkılmasa ben burada otururum, başka yere gücüm yetmez ama tuvalet dışarıda, koşullar kötü. TOKİ’ye 2 yıl önce başvurdum ama hala ses yok.” (Erkek, 48 yaşında, Mamak) Kentsel dönüşüm projesinin uygulanmasını istememe nedeni ise sırasıyla, % 25’i hakkı- mızı vermiyorlar, % 15’i böyle mutlu ve memnunum, % 15’i borçlandırıyorlar, %10’u evimizi seviyoruz , % 10’u kalacak yerimiz yok, % 15’u bireysel müteahhite vermek istiyoruz, % 5’i kiracıym beni mağdur ederler, zor durumda kalırım, % 5’i bahçeli ev daha iyidir apartmanı sevmiyorum demiştir. Bu konuda örneklem grubundan bazı ge- cekondulular düşüncelerini şu şekilde ifade etmiştir. “Çok rahatım, evim büyük. Beni borçlandırmadan hakkımı verirse isterim ama diğer 1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
  • 51. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  49 türlü istemem.” (Erkek, 63yaşında, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmepaşa) “Biz daireye gidemeyiz. Çünkü metre kare az. Borçlandırıyorlar ama kimsenin ödeye- cek parası yok. 150 metre kare tapuluya 80 metre kare ev verseler güzel olur. Tapu tah- sisliye de 250 metre kareye 80 metre kare ev verseler makbul olur.” (Erkek, 44 yaşında, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa) “Çok geç bitiyor, borçlandırma oluyor, müteahhit gibi olmuyor.” (Kadın, 52 yaşında, Mamak) “Karşılığını alamıyoruz.” (Kadın, 38 yaşında, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa). “Müstakil evim olsun, sadece bizim burası kaldı değerli olduğu için vermek istemiyorum.”(Erkek, 65 yaşında, Mamak) “Millet alt alta üst üsteler, ses yaparlar, gürültü olunca yaşayamam.” (Kadın, 57 yaşında, Mamak) “Kimse evinin yıkılmasını istemez. Çoluğum çocuğum aç susuz kaldı ben bu evi- mi yapana kadar. Yıkılırsa ne gidecek yer var ne de yeniden yapacak güç.”(Erkek, 57 yaşında, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa) “Kötü evim ölene kadar bana yeter.” (Erkek, 50 yaşında, Mamak) “Kiralar artacak, maddi durum iyi değil. Bizi mağdur edecekler.”(Kadın, 34 ya- şında, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa) “Oturduğum evde kiram az, yıkılınca nereye giderim. Daireye gitsem gücüm yetmez.” (Erkek, 29 yaşında, Mamak) “TOKİ az ev verir, daireyi az veriyor.”(Kadın, 44 yaşında, Mamak) “Yaşlıyız belki göremeyiz. Hem kaç senede belli değil ama elden bir şey gelmi- yor. Bir daire verecek, müteahhite versem en az 2 daire alırım.” (Erkek, 62 yaşın- da, Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa) “Mahalleli toplanıp bu konuyu kendi aranızda konusuyor musunuz, ortak karar alını- yor mu, ya da ortak hareket ediliyor mu?” sorusuna her iki proje bölgesinde de örnek- lem grubunun yaklaşık % 50’si hayır, % 35’i konuşuluyor ama ortak karar alınmıyor; % 15’i evet konuşuyor ve ortak karar alıyoruz, yanıtını vermiştir. Mahallenizin bu konuda bir temsilcisi ya da sözcüsü olup olmadığı sorusuna ise örnek- lem grubunun % 60’ı hayır yok, % 15’i evet var, % 15’i muhtarlık, % 10’u bilmiyorum demiştir.
  • 52. 50 Mahalle dışından gelip proje konusunda onlara yardımcı olanların olup olmadığı soru- suna ise örneklem grubunun 80’i hayır yok; % 10’u bilmiyorum; % 5’i muhtar; % 3’ü Halkevleri, % 2’si Dikmen Vadisi Barınma Bürosu cevabını vermiştir. Kentsel dönüşüm projesinin kendileri için faydalı olup olmayacağı konusunda ise her iki proje bölgesinde de örneklem grubunun yaklaşık %5 0’si faydalı olacağını, yaklaşık % 40’ı faydalı olmayacağını, kalanlar ise bir şey değişmeyeceğini belirtmişlerdir. Bu konudaki düşünce de proje bölgesine göre değişmemektedir. Kentsel dönüşüm projesinin faydası olmaz, bir şey değişmez ve bilmiyorum diyenlere, neden sorusu sorulduğunda verilen cevaplarla, “Kentsel dönüşüm projelerinden beklen- tileriniz nelerdir?” sorusuna verilen cevaplar benzerdir. Örneklem grubunun % 20’si yüksek oranda borçlandırıldıklarını, bunun yerine arsası küçük de olsa en azından her- kese yaşayabileceği bir evin borçsuz verilmesini beklediklerini, % 20’si haklarının verilmediğini, daha az metre kareli arsalara ev verilmesini istediklerini, % 60’ı TOKİ değil, müteahhitlerin kentsel dönüşüm projesini yapmasını istediklerini belirtmişlerdir. Örneklem grubunun tamamına yakını ise bu tarz bir proje yapılmadan önce halkın düşüncesini almalarını, onlarla yapılacak toplantılarla halkın beklentilerini öğrenip halkı mağdur etmeden bu işi gerçekleştirmelerini istediklerini belirtmişlerdir. Örneklem grubuna göre halk kentsel dönüşüm projelerine karşı değildir, projelerin halka sorul- madan ani kararlarla uygulanmasına ve halkın mağdur edilmesine karşı olduklarını belirtmişlerdir. Sonuç ve Tartışma Gecekondular ilk yıllardakinin aksine artık bahçesinde sebze yetiştirilen, ekmek pişiri- len, kümesi olan, tuvaleti dışarıda olan mekanlardan; tuvaleti içeride olan, daha sağ- lamlaştırılmış ve düzenlenmiş, oda sayısı artmış ve bahçeleri ihtiyaçları karşılamakta kullanılan alanlar olmaktan çıkmış ve bir dönüşüm gerçekleştirmiştir. Her iki proje bölgesinde de örneklem grubunun en az % 60’ının mahalleye taşınmadan önce o ma- hallede akrabaları varken, bu oranlar şu an mahallerinde akraba ve hemşerilerin olması açısından çok azalmıştır. Yıllar içindeki değişime rağmen iki proje kapsamındaki örnek- lem grubunun eğitim düzeyinin yaşadıkları bölge ile ilişkisi bulunmamıştır. Genel anlamda bir değişim geçiren gecekonduları bekleyen yeni değişim, kentsel dönü- şüm projeleridir. Bu projelerle sadece gecekonduların niteliği değil, aynı zamanda ge- cekondu mahallelerindeki sosyal ve kültürel ortamda da değişiklikler gerçekleşecektir. Halkın bu değişime hazır olup olmadığı ya da bunu isteyip istemediği konusunda ise aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır. Her iki proje alanında da halkın neredeyse tamamına yakını yaşadıkları mahallenin 1. OTURUM Medeniyetlerin Şehir Algısı ve Kentsel Dönüşüm
  • 53. Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu  51 kentsel dönüşüm projesi alanında olduğunu bilmektedir. Bu konuda kendilerini kimin bilgilendirdiği konusunda ise yine büyük birkısmı belediye ya da muhtarlık aracılığı ile bilgilendirilmediklerini belirtmişlerdir. Yaşadıkları alanda başlayacak bir dönüşüm hakkında bilgilendirilmediğini söyleyen halkın yaklaşık yarısı, her iki proje bölgesinde de, bu projelerin uygulanmasını istemektedir. Gecekondudan kurtulmak, sobadan kur- tulmak, apartmanın rahat olması, doğalgazı olması ve evlerin bakımsızlıktan kurtulma- sı gibi nedenlerle bu projelerin hayata geçirilmesini isteyen halk, buna rağmen kendi- lerinin fikirlerinin alınmaması ve bilgilendirilmemeleri konularında belediyeye eleştirel yaklaşmaktadır. Örneklem grubunun yaklaşık diğer yarısını oluşturan ve projeye karşı olduklarını söyleyen grup ise proje bölgesine bağlı olmaksızın, yıllarca yaşadıkları, ço- cuklarını büyüttükleri ve bizim dedikleri evlerinin, alınan bir kararla kentsel dönüşüm içinde yıkılacak olması fikrinin her ne kadar kendilerini rahatsız etse de asıl sorunun bu yıkım sonrasında kendilerine haklarının verilip verilmeyeceği endişesi olduğu düşün- cesindedir. Arsa miktarı ve genişliği ne olursa olsun, yıllarca o alanda yaşamış, emek vermiş ve başka çaresi olmayan bu insanlar bir ev borçsuz verilsin ya da çok düşük aidatlarla uzun vadede ödensin istemektedir. Halka danışılarak yapılsa, bu projelere halk büyük destek verirdi diyen örneklem grubu, gecekondunun olanaksızlıklarından bıktıklarını, kendilerinin de apartmanda yaşamak istediklerini ancak, proje bu hali ile uygulandığında halkın büyük kısmının mağdur olacağını belirtmişler. Bu sonuçlar, Ankara’daki sözkonusu proje alanlarındaki kentsel dönüşüm projesi uygulamalarının, Atkinson (2004)’un katılımlı kentsel dönüşüm pro- jeleri kapsamında değerlendirilemeyeceğini göstermektedir. Kentsel dönüşüm projelerine ilişkin düşünceyi etkileyen değişkenler hakkında ise şu so- nuçlara ulaşılmıştır: Hıdırlıktepe-Atıfbey-İsmetpaşa Projesinin bulunduğu alanda yaşa- yanların sahip oldukları arsa miktarının Mamak bölgesindekilerden daha düşük olması nedeniyle, “Kentsel dönüşüme bakış, proje bölgesine göre değişir” şeklindeki Hipotez 1 ile ilgilidir. Araştırma kapsamında elde edilen verilere göre Hipotez 1 yanlışlanmıştır. Kaynakça Sherry R. Arnstein, 1969. “A Ladder of Citizen Participation”, Journal of the American Institute of Planners, (35: July), s. 216-24. Rob Atkınson, “Kentsel Dönüşüm, Ortaklıklar ve Yerel Katılım: İngiltere Deneyimi”, Uluslararası Kentsel Dönüşüm Uygulamaları Sempozyumu, İstanbul, 2004. Erdoğan Bayraktar, Gecekondu ve Kentsel Yenileme, Ekonomik Araştırmalar Merkezi, Ankara, 2006. Mehmet Baki Deniz, Grasroots Action Against Gecekondu Renewal Projects: The Case