4. 4
Sinapslar (Kavşaklar)
• Bir aksonla diğer nöronlar
arasındaki veya bir effektör
organ arasındaki (kas gibi)
bağlantılardır
• Sinirler arasındaki
boşluktur.... Öyleyse
elektriksel sinyaller nasıl
iletilir ?
5. 5
Sinaps
• Sinaps, bir nöronun başka
bir nöronun aksonuna
(aksoaksonik), dendritine
aksodendritik) , somasına
(aksosomatik) , kas veya
salgı bezi hücresine uyarının
iletildiği bölgedir.
6. 6
Memelilerde sinapsta gerçek anlamda bir temas yoktur
Bir kimyasal kavşağın her bir presinaptik ucu
postsinaptik yapılardan 10-40 nanometre genişliğinde
bir kavşak yarığı ile ayrılmıştır.Kavşak yarığının
karşısındaki kavşak ardı zarda bir çok nörotransmitter
almacı bulunur ve genellikle bir postsinaptik zar
kalınlaşması görülür.
iki nöronu birbirinden ayırır ve bir yalıtkan görevi
yapar.
Postsinaptik membranda nörotransmitter salınımı
olmadığı için, sinaptik ileti tek yönlü işleyen bir iletidir.
Bazı önemli transmitterler: asetilkolin, norepinefrin,
gama-aminobütirik asit (GABA), dopamin, glisin,
glutamattır
Bir transmitter yapısına göre eksitatör (artırıcı) veya
inhibitör(önletici) etki gösterir.
7. 7
Sinapsların görevleri
KavşaklarKavşaklar ,dürtülerin iletimine,dürtülerin iletimine
genellikle sadece tek yönde,genellikle sadece tek yönde,
presinaptik nörondanpresinaptik nörondan
postsinaptik nörona doğru izinpostsinaptik nörona doğru izin
verir.verir.
9. 9
Sinyallerin ilişkisi
Post sinaptik nöron üzerindekiPost sinaptik nöron üzerindeki
kavşak düğümlerinin sadecekavşak düğümlerinin sadece
birkaçı , tek bir presinaptik nöronubirkaçı , tek bir presinaptik nöronu
ucudur. Hücreye gelen girdiler çokucudur. Hücreye gelen girdiler çok
sayıdadır.sayıdadır.
1 . Iraksama (ayrışım): Birçokirçok
presinaptik nöronun aksonları,presinaptik nöronun aksonları,
farklı postsinaptik nöronlardafarklı postsinaptik nöronlarda
sonlanmak için çok sayıdasonlanmak için çok sayıda
dallara bölünür.dallara bölünür.
2.Yakınsama (kavuşum): Yani2.Yakınsama (kavuşum): Yani
birçok presinaptik nöron tek bir postbirçok presinaptik nöron tek bir post
sinaptik nöron üzerinde
kavuşmaktadır.
11. 11
• Vücudumuza dışarıdan gelen her türlü bilgi
(ses,ışık, koku,tat vb.) elektriğe çevrilir
(reseptör (dereceli) potansiyeli)
• Elektriksel olarak ilgili birimlere iletilir
(aksiyon potansiyeli)
• Daha üst birimlere iletilip iletilmeyeceğine
elektriksel olarak karar verilir
(sinaptik potansiyeller)
• Beynin üst kademelerine kadar gelmeyi hak
eden bilgi ilgili bölgelere elektriksel olarak
iletilir
(aksiyon potansiyeli)
• Hareket etme, konuşma, salgı bezlerinin
aktivasyonu gibi sonuçlar ortaya çıkar
13. 13
Elektriksel sinaps
*Elektriksel kavşaklarda, kavşak önü ve ardı
nöronların zarları birbirlerine yaklaşır ve
hücreler arasında gap kavşaklar
(yarıklar) oluşur. Akımlar gap
kavşaklar aracılığı ile direkt iletilir
*Gap kavşaklarda, hücreler arası aralık 25
nm’den 3 nm’ye düşmüş ve hücre
zarında, konnekson adlı altıgen şeklinde
düzenlenmiş protein birimleri, bir
hücreden diğerine doğru döşenmiştir.
*Her konnekson , ortada bir kanalı kuşatan
altı alt birimden yapılmış olup, bu
kanal,komşu hücrenin , kendisine karşılık
gelen konneksonundaki kanalla
bağlanmakta ve bu yolla maddelerin
ECF’ye geçmesine gerek kalmadan,
hücreler arasında karşılıklı aktarılması
sağlanmaktadır.
14. 14
*Kanal çapı normalde 2 nm olduğundan
iyonlar, şekerler, amino asitler ve molekül
ağırlıkları yaklaşık 1000 kadar olan diğer
solütlerin geçişine izin verilirken,
*gap kavşaklar bu yolla elektriksel etkin
liğin bir hücreden diğerine hızlı yayılmasına
ve çeşitli kimyasal habercilerin karşılıklı
alışverişine de izin verir.
*Her kanalın çapı hücre içi Ca2+
tarafından
düzenlenmekte olup, Ca2+
derişimindeki bir
artış, altbirimlerin birbirlerine yaklaşmasına ve
böylece kanal çapının azalmasına neden olur.
*Kanal çapı pH ve voltaj tarafından da
düzenlenebilir.
15. 15
Sinapslarda...
Akson sonlarında (presinaptik terminal) kimyasal
nörotransmitter içeren veziküller vardır
Eğer bir aksiyon potansiyel ile uyarılırlarsa bu
veziküller içeriklerini boşaltırlar
Bu transmitterler sinaptik aralığı geçerek post
sinaptik uca ulaşırlar
17. 17
Sinaptik Potansiyeller
• Aksiyon potansiyeli presinaptik nöron
boyunca yayılarak terminal düğümden
bir transmitter maddenin
serbestlenmesine neden olur.
• Tipine bağlı olarak bu madde
postsinaptik membranda
depolarizasyona (eksitasyon) ya da
hiperpolarizasyona (inhibisyon) yol
açar.
18. 18
Postsinaptik uçta....
Nörotransmitterler reseptörlere bağlanırlar
Membran Na+
kanallarının (depolarizasyon) veya
K+
, CI-
kanallarının (hiperpolarizasyon) açılması
ile cevap verir
Sinir impulslarının iletiminde hangi farklı etkiler
oluşur ?
19. 19
Nörotransmitter görevini yaptıktan sonra ?
Sinaptik aralıkta bulunan enzimler
nörotransmitterini yıkımlarlar
VEYA, nörotransmitterler veziküllere aktif olarak
geri alınırlar
Belli başlı nörotransmitter: Norepinefrin (PSS ve
MSS sinirleri) ve Asetilkolin (kaslara giden
sinirler)
22. 22
• Duysal sinirlere uygulanan tek bir uyarı postsinaptik
nöronda karekteristik ilerleyici bir aksiyon
potansiyelinin oluşumuna neden olmaz.
• Bunun yerine bu uyarı ,ya geçici kısmi bir
depolarizasyona (EPSP) yada geçici bir
hiperpolarizasyona (IPSP) yol açar.
• Eksitatör Postsinaptik Potansiyel (EPSP)
• Bir uyarı kavşak önü uçlara ulaştığında kavşak ardı
• nöronda bir yanıt elde edilmeden önce kavşak
gecikmesi denen O.5msn’lik bir zaman süresi geçer.
• Yani, aksiyon potansiyeli bir presinaptik terminale
ulaştıktan 0.5 msn sonra oluşur (transmitterin
serbestlenme ve difüzyon süresi). Tepe noktasına 1-
1.5 ms sonra ulaşır ve daha sonra üslü olarak azalır.
• Asetilkolin, glutamat eksitatör transmitterlere
örnektir
23. 23
Bu potansiyel esnasında, başka bir uyarıya karşı nöronun
uyarılabilirliği artar ve sonuçta, bu potansiyele uyarıcı
kavşak ardı potansiyel (eksitatör postsinaptik
potansiyel:EPSP) adı verilir.
EPSP, etkin kavşak düğmesinin hemen altında yer alan
postsinaptik hücre zarının depolarizasyonuna bağımlıdır.
Uyarıcı transmitter içe yönelik bir akım oluşturmak üzere
postsinaptik zardaki Na+
veya Ca2+
iyon kanallarını açar.
Bu şekilde yaratılan akım alanı o kadar küçüktür ki hücre
zarının tümünü depolarize etmeye yeterli artı yükler hücre
içine çekilemez. Onun yerine EPSP kaydedilir.
24. 24
EPSP’de Temporal (zamansal) ve Spasyal
(uzaysal) Sumasyon
Tek bir kavşak düğmesinin etkinliği ile oluşan EPSP küçük
olmakla beraber her bir etkin düğmenin yaptığı
depolarizasyonlar yığışır (sumasyona uğrar).
• (Birkaç tanesi aksiyon potansiyeli oluşturacak eşik değerin
aşılmasını sağlayabilir)
• Yığışma (sumasyon) a. uzaysal(spasyal) b. zamansal
(temporal) olabilir. Birden fazla kavşak düğmesinde aynı anda
etkinlik varlığında uzaysal sumasyon oluşur ve bir kavşak
düğmesindeki etkinlik, bir diğerindeki etkinliği, eşik düzeyine
yaklaştırmak için kolaylar (fasilite).
• Zamansal sumasyon bir önceki EPSP sona ermeden yineleyen
afferent uyarılarla yeni EPSP’lerin oluşması ile oluşur.
25. 25
EPSP’lerin uzaysal (A-C) ve zamansal (D-F)
su-masyonu.
Sunulan kayıtlar, bir elektrodun, postsinaptik
hücrenin içine yerleştirilmesi ile alınmış
potansiyel değişikliklerini göstermektedir.
A-C: Şiddeti giderek artan afferent uyarı
dizileri verilmiştir. Giderek daha çok sayıda
sinaptik düğmenin etkinleşmesiyle, C’de eşik
seviyesine ulaşılmış ve bir aksiyon potansiyeli
meydana getirilmiştir.
D-F: Aynı şiddette iki ayrı uyarı dizisi
verilerek bunlar arasındaki zaman süresi kısa
tutulmuştur. F’de eşik düzeyine erişilmiş ve
bir aksiyon potansiyeli oluşmuştur.
Açıkça görüldüğü gibi, EPSP oluşumu
için gerekli zaman sabitesi
uzadığında, sumasyonun oluşması için
uygun durumun ortaya çıkması daha
da artar , yandaki şekilde uzaysal ve
zamansal kolaylama gösterilmiştir.
29. 29
Presinaptik nöronda önleme(inhibisyon) ve
kolaylaştırma(fasilitasyon)
Uyarıcı uçlarda sonlanan nöronların
akso-aksonal kavşaklar oluşturarak
aracılık ettiği
*presinaptik inhibisyon(duraklatma).:
Presinaptik almaçların etkinleşmesinin
CI-
iletkenliğinde artışa neden olmasıdır.
Buna bağlı olarak uyarıcı sinir ucuna
ulaşan potansiyelinin şiddetinin düştüğü
gösterilmiştir. Bunun sonucunda
Ca 2+
girişi dolayısı ile salınan uyarıcı
transmitter salınımı azalmaktadır.
*Bunun aksine aksiyon potansiyeli
uzadığında ve Ca2+
kanalları daha uzun
süre açık kaldığında Kavşak önü
kolaylama oluşur.Buna örnek deniz
salyangozunda serotoninin aracılık ettiği
presinaptik kolaylamadır.
30. 30
İnhibitör Postsinaptik Potansiyel (IPSP)
• Gama-aminobütirik asit (GABA) inhibitör transmittere örnek
verilebilir
• Bu transmitterler potasyum geçirgenliğini (gK
+
)artırır, ama sodyum
geçirgenliğini artırmaz (gNa
+
).
• Membran hiperpolarize olur ve hücrenin uyarılabilirliği azalır
• EPSP’ler afferent girdi uyarılar tarafından oluşturulur.Fakat
diğer girdilerin uyarılması da hiperpolarize edici yanıtlara neden
olur. EPSP’ler gibi bunlar,uyarıdan 1-1.5 m sonra tepe noktasına
ulaşır ve bir zaman sabiti ile yaklaşık 3 msn’de üslü olarak azalır.
• Bu potansiyel esnasında nöronun diğer uyarılara karşı
uyarılabilirliği azaldığından buna bastırıcı (inhibitör) kavşak ardı
potansiyel (IPSP) adı verilir.
31. 31
Postsinaptik İletime Karar Verilmesi
• Bir hücrede aynı zamanda
EPSP ve IPSP ortaya
çıkabilir
• Tüm EPSP ve IPSP’lerin
toplamı, bir aksiyon
potansiyelinin postsinaptik
olarak iletilip
iletilmeyeceğini belirler
32. 32
Kavşak etkinliğinin kimyasal iletimi
Kavşakların çoğunda iletim kimyasaldır. Sinir uçlarına
elektriksel enerjiyi kimyasal enerjiye dönüştüren biyolojik
çevireçler adı verilir.
Bu çevrim olayı transmitter ajanların sentezini, kavşak
veziküllerinde depolanmasını ve kavşak yarığına sinir
dürtüleriyle salınımını gerektirir.
Salınan transmitter daha sonra postsinaptik hücre zarı
üzerindeki uygun almaçları (reseptörleri) etkiler
ve sızmayla, metabolizma ile ve birçok durumda presinaptik
nörona geri alınımla kavşak yarığından hızla uzaklaştırılır.
33. 33
A. Nöromüsküler ileti
B. Uyarılma-Kasılma Bağlantısı
A. Uyarıların Sinirden İskelet Kas liflerine
ileti
• İskelet kas lifleri büyük miyelinli sinir lifleri ile uyarılır.
Her sinir lifi normalde bir çok kez dallanır ve üç ile
birkaç yüz iskelet kasını uyarır. Uyarılar bir sinir
hücresinden diğerine kavşaklarda iletilir. Kavşaklar bir
hücrenin kavşak önü hücre: (presinaptik hücre) akson,
diğer nöronun dendritleri, soması veya aksonu üzerinde
veya bir kas hücresi üzerinde (kavşak ardı hücre :
postsinaptik hücre) sonlandığı noktalardır.
• Sinaptik kavşakların çoğunda ileti kimyasaldır;
presinaptik aksonlardaki uyarı asetilkolin gibi bir
nörotransmitterin salınmasına neden olur.
34. 34
Sinir terminallerinden asetilkolin sekresyonu
• Bir sinir-kas uyarısı sinir-kas
kavşağına ulaştığında, yaklaşık 125
asetilkolin vezikülü terminalden
sinaptik aralığa boşaltılır.
• Nöral membranın iç yüzeyinde koyu
çubuklar (dense barlar) vardır. Bu
çubukların 2 yanında voltaj kapılı
kalsiyum kanalları olduğuna inanılır.
• Aksiyon potansiyeli terminal
boyunca yayıldığında bu kanallar açılır
ve çok miktarda kalsiyumun terminal
içine diffüze olmasını sağlar. Bazı
veziküller membranla birleşir ve
asetilkolin içeriklerini ekzositozla
sinaptik aralığa boşaltırlar. Şekilde
görülen asetilkolin (Ach)
reseptörleri , asetilkolin
veziküllerinin yoğun olarak boşaltıldığı
subnöral kıvrımların ağızlarında
yerleşmiştir.
35. 35
• Asetilkolinin sinaptik aralıkta
kaldığı kısa süre (ancak birkaç
milisaniye) hemen hemen bütün kas
liflerini uyarmaya yeterlidir.
Asetilkolinin hızla uzaklaştırılması
kas lifinin yeniden uyarılmasını
engeller.
• Ach kanalları açılınca çok sayıda
sodyum iyonları çok sayıda pozitif
yükü taşıyarak lifin içine girerek,
kas lifinde son plak potansiyeli
denen lokal bir potansiyel değişimi
oluşturur. Bu potansiyel kas
membranında (zar) aksiyon
potansiyelini başlatır ve kas
kasılmasına neden olur.
• İskelet kas lifleri çok büyük olduğu
için membran boyunca yayılan
aksiyon potansiyeli, lifin derin
kısımlarında hemen hiç akım
oluşturamaz.
36. 36
• Kasılma oluşturabilmesi için bu
elektrik akımlarının bütün
miyofibrillerin yakınlarına
inmeleri gerekir. Bu durum,
aksiyon potansiyellerinin kas
lifi boyunca bir yandan diğer
yana uzanan transvers
tübüllerle (T tübülleri)
taşınması sayesinde
gerçekleşir.T tübülü aksiyon
potansiyeli sırasında , kalsiyum
iyonlarının sarkoplazmik
retikulumdan miyofibrillerin
hemen yanına serbestlemesine
neden olur ve kalsiyum iyonları
kasılmayı sağlar. Bütün bu
olaylara uyarılma-kasılma
bağlantısı denir.
37. 37
• İSKELET KASINDA KASILMA VE GEVŞEME OLAYLARI
• Kasılma
• 1. Motor nöronun uyarılması
• 2. Motor son plaktan asetilkolin salınması
• 3. Asetilkolinin nikotinik asetilkolin reseptörlerine bağlanması
• 4. Son plak zarında Na+ ve K+ geçirgenliğinde artma
• 5. Son plak potansiyelinin oluşması
• 6. Kas lifinde aksiyon potansiyeli oluşması
• 7. Depolarizasyonun T tübülileri boyunca yayılması
• 8. Ca2+
‘un sarkoplazmik retikulumun terminal sisternasından salınıp
kalın ve
• ince filamentlere difüzyonu
• 9. Ca2+
‘un troponin C’ye bağlanıp aktin üzerindeki miyozin bağlanma
bölgelerini açması
• 10. Aktin ve miyozin arasında çapraz köprülerin kurulması ve ince
filamentlerin kalın filamentler üzerinde kayması
•
• Gevşeme
• 1.Ca2+
‘un sarkoplazmik retikuluma geri pompalanması
• 2. Ca2+
‘un troponin’den ayrılması
• 3. Aktin ile miyozin arasındaki etkileşimin durması
38. 38
Motor son plakÜstteki şekilde büyük miyelinli sinir lifi ile
kas lifi arasındaki sinir-kas kavşağını
göstermektedir. Sinir lifi uç kısmında
terminal dallara ayrılır ve kas lifi içine
doğru girer, fakat lifin plazma
membranının dışında kalırlar.Bu yapının
tamamına motor –son plak denir.
Alttaki şekilde bir akson terminali ile kas
lifi membranı ilişkisi gösterilmektedir.
Membranın invajinasyonuna sinaptik oluk
veya sinaptik çukur denir. Terminalle lif
membranı arasındaki
boşluğa sinaptik yarık denir. Oluğun
tabanında subnöral yarık denen kas
membranının yaptığı çok sayıda küçük
kıvrım vardır. Bunlar sinaptik
transmitterlerin etkili olacağı yüzey alanını
artırır. Akson terminalindeki mitekondriler
transmitterlerin (Örn.Asetilkolin) sentezi için
gerekli enerjiyi sağlar.
39. 39
İletim Sırasında Görülen Olaylar Dizisi
Motor sinirden kasa dürtülerin ietimi sırasında meydana gelen olaylar
diğer kavşaklarda oluşanlara bir ölçüde benzerlik gösterir. Motor
nöronun ucuna ulaşan dürtü, bu ucun Ca2+
’a geçirgenliğini artırır. Sinir
uçlarına giren Ca2+
, asetilkolin içeren veziküllerin ekzositozunda belirgin
bir artışı tetikler.
Asetilkolin motor son plak zarının kavşak kıvrımında yoğunlaşmış kas
tipi nikotinik astilkolin almaçlarına doğru sızar. Asetilkol’ inin bu
almaçlara bağlanması ,zarın Na ve K iletkenliğini artırır. Bunun
sonucunda Na’un içe akışı, son plak potansiyeli adı verilen depolarize
edici bir potansiyel meydana getirir.
Bu yerel potansiyelle yaratılan akım tuzağı, bitişik kas zarını eşik
değerine depolarize eder.Asetilkolin daha sonra, sinir-kas kavşağında
yüksek derişimde bulunan asetilkolinesteraz tarafından sinir-kas
kavşağından uzaklaştırılır.Aksiyon potansiyelleri son plağın her iki
tarafında oluşturulur. Ve kas lifi boyunca, son plaktan her iki yöne
doğru iletilir. Kas aksiyon potansiyeli, kas kasılmasını başlatır.
43. 43
LE 28-6
Sending neuron
Vesicles
Synaptic
terminal
Axon of
sending
neuron
Synaptic
cleft
Receiving
neuron
Vesicle fuses
with plasma
membrane
Neurotransmitter
is released into
synaptic cleft
Action
potential
arrives
Synapse
Neurotrans-
mitter binds
to receptor
Receptor
Neurotransmitter
Ion channels
Neurotransmitter
molecules
Receiving
neuron
Ions
Ion channel opens Ion channel closes
Neurotransmitter broken
down and releases
49. 49
Nörotransmitterler
• Asetilkolin
• Asetilkolin, kolinerjik nöronların terminal
düğmelerindeki küçük berrak veziküller içinde yüksek
yoğunlukta bulunur. Asetilkolin serbestleştiren
nöronlar kolinerjik nöron diye adlandırılır.
• Asetilkolin Reseptörleri
• Asetilkolin reseptörleri 2 ana tipe ayrılır:
• a.Muskarinik reseptörler
• Düz kaslar ve salgı bezlerinde asetilkolinin uyarıcı
etkisini taklit eder.
50. 50
• b. Nikotinik reseptörler
• Nöromüsküler kavşaklarda
bulunur.
• Şekilde nikotinik reseptörünün
yapısı gösterilmektedir.
• Bu reseptör protein yapısındadır.
Reseptör hücre içinden dışına
doğru uzanır. ve hücre dışında
genişleyip hücre zarı içine gittikçe
daralan bir kanal çevresinde
simetrik tarzda bulunur.
Asetilkolin molekülü altta görülen
alfa alt birimine bağlandığında
proteinde bir değişiklik olur ve
kanal açılır.
• Na+
ve diğer katyonların
iletkenliği artar.
Sonuçta,depolarizasyona yol açan
potansiyel oluşur.
51. 51
• Kolinesterazlar
• Repolarizasyonun tekrar
oluşabilmesi için asetilkolin hızla
sinapsdan uzaklaştırılmalıdır.
Uzaklaştırma asetilkolinin kolin ve
asetata hidrolize edilmesi yolu ile
oluşur. Bu reaksiyon asetilkolinesteraz
enzimiyle katalizlenir. Asetilkolinin bu
enzimle hidrolizi, sinaptik ileti
esnasında Na+
iletkenliğinde gözlenen
değişiklikleri açıklamaya yetecek kadar
hızlıdır.
• Asetilkolin Sentezi
• Asetilkolinin sentezi kolinin asetatla
reaksiyona girmesini gerektirir. Asetil-
CoA ve kolin arasındaki reaksiyon
kolin asetiltransferaz enzimi
tarafından katalizlenir. Bu enzim
kolinerjik sinir uçlarının
sitoplazmasında yüksek yoğunlukta
bulunur.
52. 52
Asetilkolinin Beyindeki reseptörleri muskarinik, Renshaw
hücrelerindeki nikotinik ve α-motor sinirler üzerine
engelleyici etkilidir.
Öğrenme ve kısa süreli hafıza için önemli Fizostigmin (Ach
esterazı engeller)
Renshaw hücresi:
Nöronlar geribildirimli yolla kendi kendilerini de inhibe edebilir.
Örn.spinal motor nöronlar, aynı spinal nöronların veya başka spinal
motor nöronların hücre gövdelerinde sonlanan inhibitör bir ara
nöronla kavşak yapan , birbirine zıt yönde giden yan dalları düzenli
olarak verir.Bu özgün inhibitör nörona onu bulan kişinin adına atfen
Renshaw hücresi de denir.)
53. 53
• Noradrenalin ve Adrenalin
• Noradrenalin ve adrenalin
böbreküstü bezi tarafından
salgılanır. Noradrenalin,
kendini salgılayan nöronların
sinaptik düğmelerinde yoğun
bir çekirdeği olan
karekteristik veziküller
(granüllü veziküller) içinde
depo edilir.
• Katekolaminlerin Biyosentez
ve Salınması
• Vücutta bulunan esas
katekolaminler, noradrenalin,
adrenalin ve dopamin,
fenilalanin ve tirozin amino
asitlerinin hidroksilasyonu ve
dekarboksilasyonuyla oluşur.
54. 54
Tirozinin bir bölümü fenilalaninden oluşurken çoğu diyetle alınır. Fenil alanin
hidroksilaz esas olarak karaciğerde bulunur.
Hücrelerin stoplazmasında tirozin hidroksilaz dopaya ve dopa
dekarboksilaz’la dopamine dönüştürülür.
Dopamin daha sonra, dopamin Beta hidroksilazla noradreneline
dönüştürüldüğü vezikül içine girer. Bazı nöronlar ve böbreküstü iliği
hücreleri de noradrenalinin adrenaline dönüşümünü katalizleyen
feniletanolamin N-metil transferaz (FNMT) içerir.
55. 55
Katekolaminler otonom nöronlar ve böbreküstü
ilik hücrelerinden ekzositozla salınır.
Noradrenalin kavşak yarığından presinaptik ve
postsinaptik almaçlara bağlanarak, presinaptik
nöronlarca geri kapılarak veya katabolizma
sonucu uzaklaştırılır. Şekilde görülen MAO
(monoamin oksidaz NA’yı okside ederek,
COMT(Katekol-O Metil Transferaz) ise
metilasyonla etkinsiz ürün haline getirir. Hem
adrenalin, hem noradrenalin Alfa ve beta
reseptörlere etki ederler.
Katekolaminlerin, Diffüz yayılma, böylece daha fazla alanı etkileme özelliği
vardır.
ß-res. Üzerinden inhibitör, hem α-res hem ß-res. üzerinden eksitatör etkilidir.
Yokluğu: depresyon, fazlalığı manik hastalıklara yol açar.
Uyanıklık oluşturur, vazomotor merkezler üzerinden merkezi kan basıncının
düzenlenmesine katılır.
56. 56
Dopamin
Otonom gangliyonlarda ve beynin belirli
bölümlerindeki küçük hücrelerde
katekolamin sentezi dopamin aşamasında
durur.
Ve bu katekolamin kavşak transmitteri
olarak salınır. Dopaminin Na+ ve CI_
bağımlı bir taşıyıcı ile geri kapılması söz
konusudur.
Dopaminde MAO ve KOMT tarafından ,
NA gibi etkinsizleşir. Dopaminin 5 ayrı
reseptörü vardır.
57. 57
D1 ve D2 res. üzerinden inhibitoriktir
Bazal ganglion sisteminde(beynin her iki yarısında yer alan yapılar:hareket planlama
ve programlamada veya soyut bir fikrin istemli bir etkinlik aline çevriminde rol alır)
motor sistem üzerine önemli etkisi var;
Dopamin / Ach oranı dopamin aleyhine bozulursa Parkinson (orta yaşlı ve yaşlı
kimselerde istemli hareketlerin başlatılmasında güçlük çok çarpıcıdır, motor
etkinlik yoktur. Dinlenme sırasında belirip etkinlik esnasında kaybolan kas
titremesi görülür.),
Ach aleyhine bozulursa Huntington hastalığı (30-50 yaşlarnda başlar. Aşırı
istemsiz hareketler görülür, konuşma bulanıklaşır ve bunama oluşur.)ortaya çıkar.
Hipofiz ise hormonların sekresyonunu kontrol eder
M.oblongatadaki D2 res. aracılığı ile bulantı ve kusma oluşturur (Dopamin
agonistlerinin yan etkisi ! )
Şizofrenide beyinde bulunan D4 almaç sayısının 6 kat arttığı bildirilmiştir.
58. 58
• Serotonin
• Serotonin, trombositler ve sindirim
kanalında en yüksek derişimde
bulunurlar. Beyin ve retinada az
miktarda bulunur.
• Serotonin vücutta esansiyel bir amino
asit olan triptofanın hidroksilasyonu ve
dekarboksilasyonu ile yapılır.
• Normalde hidroksilaz satüre değildir,
bu sebeple, besinlerle alınan triptofan
miktarı arttığında beyin serotonin
miktarıda artar.
• Serotonerjik nöronlardan salındıktan
sonra serotonin aktif bir geri alım
mekanizmasıyla hücreye geri döner ve
MAO ile inaktive edilir. 7 tip serotonin
reseptörü vardır.
59. 59
• Serotonin, Endojen opiatlarla sinerjik
etkili Hipotalamusda otonom reaksiyonların
kontrolü, yeme davranışları, ısı
düzenlenmesi, kan basıncı ve seksüel
fonksiyonların kontrolüne katılır.
Uyku,dikkat, keyif üzerine etkili,
anksiyolitik, canlılık vericidir.
60. 60
• Histamin
• Histaminerjik nöronların
hücre gövdeleri
• beynin tüm bölümlerine
uzanır.
• Histamin, mide mukozasında
ve hipofiz bezinin ön ve arka
lobunda bolca bulunan mast
hücresi adı verilen
hücrelerde bulunur.
• Histamin,histidin amino asitin
dekarboksilasyonu ile oluşur.
3 tip reseptörü vardır. Her
üçü de periferik dokularda ve
beyinde bulunur.
61. 61
Histamin: Beyinde sınırlı olarak bulunur. Mast
hücrelerinde lokalizedir. Korteks ve
hipokampusa akson veren beyin kökündeki
nöronlarda tesbit edilmiştir.
Hem uyarıcı hem engelleyici etkili
Ağrı duyusunun alınmasında etkilidir.
62. 62
• Eksitatör Amino Asitler
• Glutamat ve Aspartat
• Glutamat ve aspartat iyontoforezle (elektrik akımı etkisiyle
iyonların hareketi) hücre zarına uygulandığında çok sayıda
farklı memeli nöronunu depolarize eder. Glutamat eksitatör bir
transmitter olarak beyinde çok yaygın kullanılır ve beyindeki
eksitatör iletimin %75’inden sorumludur.
• Glutamat reseptörü 2 tiptir. Metabotropik ve ligand kapılı iyon
kanalları.
• Glutamatta tanımlanan 3 iyon kanalı bulunmuş ve azami yanıt
verdikleri glutamatın farmakolojik türevlerine göre ad
verilmiştir.
• Bunlar kainat, AMPA ve NMDA (N-Metil D-Aspartat)
reseptörüdür. NMDA reseptörleri hipokampusta yüksek
yoğunlukta bulunur.
• Bu reseptörler bellek ve öğrenme olaylarında rol
oynayabilirler. Glutamat ve aspartat beyinde ve uyarıcı, öğrenme
ve uzun süreli hafıza üzerine etkilidir.
63. 63
• İnhibitör Amino Asitler
• Gama-Aminobütirat
• Gama aminobütirik asit (GABA) beyin ve retina da presinaptik
inhibisyondan sorumlu bir mediyatördür. Vücut sıvılarında GABA,
glutamatın dekarboksilasyonu ile oluşur. Glutamat dekarboksilaz
enzimi bu reaksiyonu katalizler.
• GABA- transaminaz transaminasyonu katalizleyen enzimdir. 2 farklı
reseptörü vardır. GABA, (öz. Omurilikte): inhibitorik, epilepsinin
patofizyolojisinde ve narkozda rol oynar ( antinosiseptif)
64. 64
Glisin
Beyin sapı ve omurilikte doğrudan inhibisyondan sorumlu ara
nöronlardan salınan mediyatördür. Glisin reseptörü bir
glikoproteinden oluşan bir klor kanalıdır (CI-) .
-Motor nöron ve inter nöronların hiperpolarizasyonu.
Peptitler:
Beyin ve gastrointestinal kanal morfin bağlayan reseptörler
içerir.
Araştırmalar sonucu bu opiat reseptörlere bağlanan
enkefalinler adı verilen 2 pentapeptid bulunmuştur.
Enkefalin ve endorfinler: Duyusal özellikli ağrılı uyarıların
işlenmesinde önemlidirler.
65. 65
• P maddesive nörokinin:
• P maddesi barsakta ,değişik periferik sinirlerde ve
merkezi sinir siteminin birçok kısmında bulunan bir
polipeptiddir. P maddesi takininler denen 6 tane memeli
polipeptidi içeren bir ailenin üyelerinden birisidir. 2 gen
tarafından kodlanır; nörokinin A ve nörokinin B.
Nöronların yavaş uyarılmasından sorumludur. P maddesi,
deri içine zerk edildiğinde kızarıklığa, şişmeye neden
olur.,
• -Nörokinin: hiperaljezi
66. 66
• Sinaptik plastisite ve öğrenme
• Sinaptik işlevde uzun süreli değişiklikler bir
sinapsdaki deşarjın geçmişi sonucu oluşabilir,yani
geçmiş deneyimin ışığında sinaptik ileti
şiddetlenebilir veya azaltılabilir.
• Habitüasyon
• İyi bir uyarı tekrar tekrar yinelendiğinde uyarıya
verilen yanıt kademeli olarak ortadan kaybolur
(habitüasyon). Bu yanıt azalması, azalan hücre içi
kalsiyum nedeniyle presinaptik terminalden
nörotransmitter salınımının azalmasıyla ortaya
çıkar.
• Duyarlanma
• Deney hayvanının çoktan alıştığı bir uyarı ile
rahatsız edici bir uyarının birleştirilerek birkaç kez
veya defalarca hayvana uygulanması sonrasında uzun
süreli, şiddetli postsinaptik yanıtların oluşmasına
duyarlanma (sensitizasyon) denir.